Kutsal Kitap’ın Matta Kısmı Hakkında Sorular


Kitap’ın Yakup KısmıHakkında Sorular

 

Hem Matta ve hem de diğer müjdeler için aynı olan sorular, ya Matta’da yer alır, ya da Müjdeler bölümündedir.

 

Soru: Matta Müjdesi’ni diğerlerinden ayıran öğelerden bazıları nelerdir?

Yanıt: Matta Mesih’i, Tanrı’nın Egemenliği’ni getiren ve yasanın yerine gelişi olan Vaat Edilen Kral olarak vurgular. Mesih, yerine gelmiş umuttur. Matta, Müjde yazarları arasında Eski Antlaşma peygamberliklerinin Mesih’te nasıl yerine geldiğini en çok gösterenidir. Matta’nın 1/3 kadarı vaazdır ve Müjde beş büyük tezin etrafında organize edilmiş gibidir.

   Matta’nın diline gelince, Elçi Yuhanna’nın bir öğrencisi olan Papyas, Matta’nın ilk önce       İbranice/Aramice olarak yazıldığını söylemiştir. İsa, İsrail’in “bir örneği”dir ve bazıları Matta’nın o zamanda yaşayan Yahudiler için bildik olan Midraş tekniklerini kullandığını görmektedir.

   Sahte dinlere gelince, Matta 20:1-16, Mormonlar’a ve Yehova Şahitleri’ne lütuf hakkında açıklama yapmak için iyi bir parçadır. Matta 18:21-35 de, Mormonlar’a, yaptığımız iyi işlerle İsa’ya lütfundan ötürü O’na olan borcumuzu hiçbir şekilde ödeyemeyeceğimizi göstermek için iyi bir parçadır.

 

Soru: Matta’da Mesih hakkındaki peygamberliklerden bazılarından nasıl söz edilir?

 

Yanıt: Soruyu yanıtlamadan önce, ilk önce söz konusu peygamberliklerden birkaçını listeleyelim.

1. Tanrı’nın İsrail oğullarını Mısır’dan çıkartmaları üzere çağırması (Hoşea 11:1; Matta 2:15)

2. Rahel’in Rama’da çocukları için ağlaması (Yeremya 31:15; Matta 2:18)

3. Zevulun ve Naftali hakkındaki peygamberlik (Yeşaya 9:1,2; Matta 4:15-16)

4. Zekeriya’ya 30 gümüş ödenip bunların çömlekçiye verilmesi verip (Zekeriya 11:12-13; Yeremya 32:6-9, Matta 27:9-10)

Yanıt: Diğer Müjdeler’den daha çok Matta, Eski Antlaşma’yı ve Midraş yöntemlerini bilen bir Yahudi kitlesine hitaben yazılmıştı. İlk kilisenin yazarlarından Papyas, Matta’nın özgün olarak Grekçe değil, İbranice olarak yazılmış olduğunu bildirmişti. Matta, İsrail oğullarının Mısır’dan çıkışından, Rahel’in çocuklarının ağlamasından söz ederken burada planlı bir şey yaparak İsrail’in Mesihi’nin yaşamının İsrail oğullarının yaşamıyla paralellik içinde olduğunu göstermektedir. Bizler peygamberliği, önceden bildirilen münferit ayrıntılar olarak düşünebiliriz ama bu fazlasıyla sınırlı bir görüştür. Matta, İsrail oğullarının hayatının genel olarak İsa hakkında bir peygamberlik olduğunu gösterir.

 

Soru: İsa doğduğunda Meryem bakire olduğundan, Matta 1’de Yusuf’un Davut’a kadar olan soyağacını bildirmenin amacı neydi?

Yanıt: Yusuf, İsa’nın biyolojik babası olmadığı halde, her bakımdan O’nun yasal babasıydı. Böylece Davut’a verilen vaatler hem yasal baba/oğul anlamında ve hem de Luka’da bildirilen Meryem’in soyağacı aracılığıyla biyolojik bir anlamda yerine gelmişti.

 

Soru: Yasa’nın Tekrarı 23:3 “Ammonlu ya da Moavlı biri onuncu kuşağa dek asla RAB'bin topluluğuna girmeyecek” dediği ve Matta 1:5’de de, Davut’un babaannesinin Moavlı Rut olduğu bildirildiğinden, Davut nasıl cemaatle birlikte olabilir?

Yanıt: İlk olarak, yanıtın büyük bir olasılıkla ne olmadığını söyleyelim, ondan sonra da yanıta geçeceğiz.

Yanıt büyük bir olasılıkla şu değildir:

Davut’un cemaatle birlikte oluşu Yasa’nın Tekrarı 23:3’e aykırı olduğu halde, Kutsal Kitap Davut’un halkla birlikte olduğunu ve onlarla birlikte tapındığını kaydeder. İnsanlar bilgisizlik içinde bazı yanlış şeyler yapabilirler. Örneğin, Yeşu Givonlular’la Tanrı’nın Yasası’na aykırı bir anlaşma yapmıştı. Ancak anlaşma bir kez yapıldıktan sonra, Tanrı onların anlaşmanın şartlarını yerine getirmelerini istemişti. Tanrı gerçekten de Kendi öngörüsünde onların bu hatayı yapmalarına izin vermiş ve daha sonra da Givonlular’ı kullanmıştı.

Yanıt: Davut’un burada Yasa’nın Tekrarı 23:3’e itaatsizlik etmediğini söyleyebiliriz.

1. İnsanlar soyağaçlarını anne taraflarına göre değil, baba taraflarına göre izlerlerdi. Bu yüzden, Yasa’nın Tekrarı 23:3’ün erkek atalar için geçerli olmasının tasarlanmış olduğu (kesin değilse de) mümkündür.

2. Rut “halk değiştirmişti.” Naomi’ye “Senin halkın benim halkım, senin

Tanrın benim Tanrım olacak” demişti. Günümüzde insanlar, eğer hem kendileri ve hem de yeni ülkeleri kabul ederse vatandaşlıklarını değiştirebilecekleri halde, bu o zamanlarda daha da dramatik bir durumdu: Tanrı onun da Rahav gibi, seçilmiş İsrail halkının bir parçası olmasına izin vermişti.

 

Soru: Matta 1:8’de bildirildiği üzere Yoram Uzziya’nın babası mıydı, yoksa 1 Tarihler 3:11-12’de bildirildiği üzere

büyük-büyük-büyükbabası mıydı?

Yanıt: Aslında sözcüklerin nasıl kullanıldığını doğru bir şekilde anladığımızda her ikisi de doğrudur.

Elçilerin İşleri 7:19; 1 Krallar 15:24; 22:50; 2 Krallar 15:38’de gördüğümüz gibi, Yahudiler “baba” sözcüğünün aynı zamanda “ata” ve “oğul” sözcüğünün de “soyundan gelen” anlamına geldiğini anlıyorlardı.

   Kral Yoram, Kral Uzziya’nın büyük-büyük-büyükbabasıydı.

 

Soru: 2 Krallar 15:1-7 ve 1 Tarihler 3:12 Azarya’nın Yotam’ın babası olduğunu söylediği halde, Matta 1:9 neden Uzziya’nın Yotam’ın babası olduğunu söylüyor?

YANIT: 2 Krallar 15:32,34 ve 2 Tarihler 26:1-23; 27:2; Yeşaya 1:1; 6:1; 7:1’da gördüğümüz üzere, Uzziya, Azarya için kullanılan bir başka isimdir. Birçok kralın hem kendi ismi, hem de daha sonra kral olunca kendilerine verilen isimleri vardı. Ama hem krallar ve hem de kral olmayan kişiler için bu sıra dışı bir durum değildi. Bunlara örnekler olarak şu kişileri gösterebiliriz: Avram/İbrahim, Saray/Sara, Yakup/İsrail, Ben-Oni/Benyamin, Safenat-Paneah/Yusuf, Hoşea/Yeşu, Gidyon/Yerubbaal, Ammiel/Eliam, Bat-Şeva/Bat-Şeva, Azarya/Uzziya, Aviyam/Aviya, Yoşiya oğlu Yehoahaz/Şallum, Elyakim/Jehoyakim, Yehoyakin/Yehoyakin, Sidkiya/Mattanya, Hananya/Şadrak, Mişael/Meşak, Azarya/Abed-Nego, Daniel/ Belteşassar, Simun/Petrus, Yusuf/Barnaba ve Saul/Pavlus.

 

Soru: Matta 1:11,16’daki soyağacı, neden İsa’nın Yeremya 22:28-30 ve Yeremya 36:30’un bildirdiği gibi Yehoyakim/Yehoyakin’in lanetli soyu aracılığıyla geldiğini söylüyor? (Ayrıca bkz. 1 Tarihler 3:16). Hem Yehoyakin, hem de babası Yehoyakim, Tanrı’nın Kendisi tarafından lanetlenmişlerdi. Tanrı, bu adamların ikisinin de soyundan gelen kimsenin Davut’un tahtına çıkmayacağını söylemişti. Eğer İsa, bu adamlardan birinin soyundan geliyorsa, nasıl olur da, sonsuza dek Davut’un tahtından yönetmesi önceden belirlenmiş Mesih olabilir?

Yanıt: Yusuf’un Matta’daki soyağacı, Yusuf’un lanetlenmiş bir soydan geldiğini gösterir. Eğer Yusuf, İsa’nın biyolojik babası olsaydı bu gerçek bir sorun olurdu çünkü Yeremya, Yehoyakin’in soyundan gelen kimsenin tahta çıkmayacağı konusunda peygamberlik etmişti. Ancak, Luka’da yer alan Meryem’in soyağacı, Meryem’in atalarının kral soyundan ayrıldıkları için İsa’nın biyolojik olarak Yehoyakin ve Yehoyakim’in soyundan gelmediğini gösterir. Geriye dönüp baktığımızda, Davut ve Süleyman’a biraz farklı vaatler verildiğini görebiliriz. Süleyman’ın soyundan sadece Yusuf gelmişti ama hem Yusuf ve hem de Meryem, Davut’un soyundan gelmişti.

   Tarihsel olarak, Galya’da Lyons piskoposu olan İreneyus, M.S.182-188’de yazmış olduğu (İreneyus Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen) Irenaeus Against Heresies adlı kitabının 3’cü cildi, 21.9 bölümü, 453-454 sayfalarda Yusuf’un soyağacı konusundaki bu itirazı yanıtlamıştı.

 

Soru: Matta 1:17’de, gerçekten de 3 x 14 = 42 kuşaktan mı, yoksa sadece 41 kuşaktan mı söz edilmektedir?

YANIT: 14’er isimden oluşan üç grup vardır, ancak bunlar İbrahim’le başlayarak Davut dahil olarak Davut’a kadar olan ilk liste gibi toplamsal değildir. İkinci liste, Davut’tan sürgüne kadar olan dönemle ilgilidir. Eğer Matta 42 kuşak olduğunu söyleseydi bir sorun olabilirdi ama Matta hiçbir zaman toplamın 42 olduğunu söylememiştir. Matta büyük bir olasılıkla 14’e isimden oluşan üç grup olduğunu öylesine, hatırlanması kolay olsun diye söylemiştir.

 

Soru: Matta 1:17 ve Luka 1’de yer alan iki soyağacı neden Süleyman’dan sonra farklılık gösteriyor ama sonra Şealtiel’de yeniden uyum içine giriyor?

YANIT: Matta 1:12, Yehoyakin, Şealtiel ve Zerubbabil, Luka ise, Neri, Şealtiel ve Zerubbabil der. Aradaki farkın doğrudan nedeni, 1 Tarihler 3:17-19’da verilmiştir. Hemen hemen her zaman babadan oğula geçen Kraliyet soyu burada Şealtiel’den, Şealtiel’in kardeşi Pedaya’nın oğlu Zerubbabil’e geçmiştir.

   Bunun nedeni bildirilmemiştir, ama nedenin Şealtiel öldüğünde hiçbir oğlu ya da hayatta olan hiçbir oğlu olmayışı düşünülmektedir. Bilginler, ya Pedaya’nın öldüğünü ve Şealtiel’in öksüz kalan Zerubbabil’i evlat edindiğini ya da Şealtiel’in hiç oğlu olmadığı için kraliyet soyunu Zerubbabil’e aktardığını düşünmektedir.

 

Soru: Matta 1:18-19’da, eğer Yusuf’la Meryem daha evli değillerse, Yusuf neden Meryem’i gizlice boşamayı düşünmüştü?

YANIT: O zamanki adetler günümüz adetlerinden farklıydı. Bir erkekle bir kadın, düğünden sonrasına kadar cinsel ilişkiye girmedikleri halde, nişanlandıklarında birbirlerine bağlanırlardı. Yusuf, nişanı resmen bozmayı düşünüyordu.

 

Soru: Meryem, Matta 1:18’in dediği gibi Kutsal Ruh’tan mı hamile kalmıştı yoksa İsa, Elçilerin İşleri 2:30’un söylediği gibi Davut’un soyundan mı geliyordu?

YANIT: Bakire Meryem, bakireydi; Kutsal Kitap, Meryem’in üzerine Kutsal Ruh’un geldiğini söyler. Burada bir cinsellik söz konusu değildir. Yusuf, İsa’nın biyolojik babası değil, sadece yasal, O’nu evlat edinmiş olan babasıydı. Ama İsa, Luka 3:23-37’de Meryem’in soyağacında bildirildiği üzere, Meryem aracılığıyla biyolojik olarak Davut’un soyundan gelmişti. İsa’nın Davut’un bir oğlu olduğunu (onun soyundan geldiğini) söyleyen diğer ayetler şunlardır: Matta 12:23; 15:22; 20:30; 21:9,15; Markos 10:47-48; 12:35; Luka 10:41; 18:38-39; Yuhanna 78:42; 2 Timoteos 2:8; Vahiy 5:5; 22:16.

 

Soru: Diğer müjde yazarları rüyalardan söz etmezken Matta neden Matta 1:20; 2:12; 2:13; 2:19; 2:22; 27:19’da rüyalardan söz ediyor?

YANIT: Matta sadece dört ya da beş rüyadan söz eder:

İsa’nın çocukluğunda üç ya da dört rüya: Matta 1:20 (Meryem’i kendine eş olarak al); 2:12 (Hirodes’in yanına dönmeyin); 2:13 (Mısır’a gidin); 2:19 (Nasıra’ya dönün; 2:22 (Yahudiye’ye gitmeyin). Matta 2:22 farklı bir rüya da olabilir, Matta 2:19’la aynı rüya da olabilir.

İs’nın mahkemesinde, Pilatus’un karısı (Matta 27:19).

   Markos ve Yuhanna, Mesih’in bebekliğinden söz etmez, bu yüzden onların bu rüyaları kaydetmeleri beklenmez. Luka yıldızbilimciler hakkında hiçbir şey ve Yusuf hakkında da neredeyse hiçbir şey söylemediğinden onun da bu rüyaları kaydetmesi beklenemez.

   Bundan sonra geriye Matta’da yer alan (Pilatus’un karısının rüyası) kalır. Bu diğer müjdelerde kayıtlı olmayan bir ayrıntıdır.

   Ancak bunları temel alarak, diğer yazarların rüyaları yazmaya karşı oldukları sonucuna varamazsınız. Elçilerin İşleri 16:9’da Pavlus, Makedonya’dan bir adamın gelip kendilerine yardım etmesi için kendisine yalvardığı bir görüm görmüştü.

 

Soru: Matta 1:23, “kız” sözcüğünü kullanarak Yeşaya 7:14’ü yanlış mı tercüme ediyor?

YANIT: Hayır. Buradaki İbranice sözcük ya “bakire” ya da “kız” anlamına gelebilir ama Asimov kendisi de, s.780’de Septuagint’in bu sözcüğü bakire anlamına gelen parthenos olarak tercüme ettiğini kabul etmiştir. Tabii ki, Asimov Kutsal Kitap’taki mucizelerden hiçbirine inanmadığı için Yeşaya’nın bir bakireden söz ettiğine inanmamayı seçerdi.

 

SORU: Matta 1:23’de Davut’tan İsa’ya kadar 27 kuşak varken neden Luka 1:3:23-31 42 kuşak olduğunu söylüyor?

YANIT: Yusuf’un ve Meryem’in aile ağaçlarında aynı sayıda kuşak olması gerekmediği halde, Matta’da bazı boşluklar olduğu kesindir. “Oğul” sözcüğü, kişinin soyundan gelen erkekler anlamına gelebileceği için burada bir sorun yoktur. Yehoyakin M.Ö. 604 yılına kadar hüküm sürdü, bu yüzden Davut’tan Yehoyakin’e kadar olan 14 kuşak 400 yıllık bir dönemde yaşamıştır. Ya da kuşak başına 29 yıl sayabiliriz. M.Ö. 604 yılından M.Ö. 4 yılına kadar 20 ½ kuşak olmasını beklerdik ama Matta sadece 13 kuşak ya da kuşak başına 46 yıl verir.

   Matta’nın sürgünden sonraki 14 kuşaktan fazlasını söylememiş olması onların isimlerini bilmemesinden kaynaklanmış olabilir. Sadece bildiklerinin isimlerini yazmıştır. Ya da bunların akılda kolay kalması için on dörder isimden oluşan üç grup kullanıyordu.

 İbranice Mazoterik metinde (dwd) Davut’un isminin 4 + 6 + 4 = 14 etmesi sadece bir rastlantıdan daha fazlası olabilir.

 

SORU: Matta 1:23 ve Luka 1:26-35’de bildirildiği üzere bakireden doğan İsa nasıl Davut’un soyundan geliyor olabilir?

YANIT: Yanıtta üç nokta göz önünde bulundurulmalıdır.

1. İsa, Yusuf’un biyolojik oğlu değildi. Eğer öyle olsaydı, Yeremya 29:32 sahte bir peygamberlik olurdu.

2. İsa, yasanın gözünde Yusuf’un oğluydu. Günümüzde, çocuğu olan bir kadınla evlenen bir adam, o çocuğun biyolojik babası olmadığı halde yasanın gözünde o çocuğun babası olur.

3. İsa, Meryem’in biyolojik oğludur. İsa, yasanın gözünde Yusuf aracılığıyla Davut’un soyundandı ve İsa, Meryem aracılığıyla da biyolojik olarak Davut’un soyundan geliyordu.

 

SORU: Matta 1:25’e göre Meryem’in başka çocukları da olmuş muydu?

YANIT: Eğer Yusuf’la Meryem hiçbir zaman yakın bir ilişki içine girmeselerdi bu ayet hem anlamsız, hem de yanıltıcı olurdu.

   Bu ayete ek olarak, Matta 13:55-56; Markos 6:4; Galatyalılar 1:19 ve Yahuda 1 de, İsa’nın kardeşleri olduğunu kaydeder. (Eusebius’un Kilise Tarihi anlamına gelen

Eusebius’ Ecclesiastical History (yaklaşık olarak M.S. 360 ) 2:23 ve 3:20 da, İsa’nın dört kardeşinin adlarının (Adil) Yakup, Yusuf, Yahuda ve Simun olduğunu söyler.

   Katolikler yanıtlarından biri de, Yusuf’un evlenmeden önce çocukları olduğu, ancak Meryem’in çocukları olmadığıdır. Ancak, kilise tarihinden Yusuf’un daha önce evlenmiş olduğu ya da İsa’nın kardeşlerinden bazılarının hem Meryem, hem de Yusuf’tan olmadığı hakkında hiçbir kanıt yoktur

   Bir başka Katolik yanıtı da, Akdeniz kültürlerinde “kardeşler” sözcüğünün anne baba bir kardeş olmak yerine, aynı yaşlardaki kuzenler ve yakın akrabalar anlamına gelebileceğidir. Ancak, daha sonra yaşayan İtalyanlar ve başka halklar için doğru olabilecek bir şeyi İsrailliler’e mal etmek sorun yaratabilir.

   Meryem’in başka oğulları olmadığı gibi yanlış bir öğretiyi vaaz eden ilk kişilerden biri de Milanolu Ambrose’ydi (M.S. 340-397) (Mektup 63:110-111, sayfa 473). Ancak Ambrose, İsa’nın insanla Tanrı arasında aracılık etmek için yardıma ihtiyacı olmadığı ve Meryem’e tapınılmaması gerektiğini açıkça bildirmişti (Kutsal Kitap Hakkında anlamına gelen On the Holy Spirit, kitap 3 bölüm 11, sayı 80, M.S. 381). “Kimse bunu Bakire Meryem’e çekmesin; Meryem, tapınağın Tanrısı değil, Tanrı’nın tapınağıydı. Ve bu yüzden sadece Kendi tapınağı üzerinde etkin olan Tanrı’ya tapınılması gerektir” demiştir.

 

Soru: Matta 2:1-4,9-12’de tam olarak kaç tane yıldızbilimci bulunmaktadır?

YANIT: Kutsal Yazılar bunu hiçbir zaman söylemez. İnsanlar sadece “Biz Üç Doğulu Kral” ilahisinden ve üç armağan olmasından ötürü, üç yıldızbilimci olduğunu düşünür ama yıldızbilimcilerin sayısı farklı olabilir.

 

SORU: Mika 5:2 Masoterik metinde “önemsiz” ve Septuagint’te de “çok önemsiz” dediği halde neden Matta 2:6’da “önemsiz değilsin” diyor?

YANIT: Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken üç nokta vardır.

1) Mika 5:2 şöyle der: “Ama sen, ey Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında önemsiz olduğun halde, İsrail'i benim adıma yönetecek olan senden çıkacak...”

Burada söylenmek istenen, Beytlehem boyut bakımından küçük olduğu halde önem bakımından çok büyük olacağıydı.

2) Bu sözler kâhinler ve yasa öğretmenleri tarafından söylenmişti. Bir hata yapmış olabilirlerdi ya da Hirodes’e Septuagint’ten başka bir Grekçe çeviriden aktarma yapmış olabilirlerdi. Ancak daha büyük bir olasılıkla, konuşurken akıllarından İbranice’den Aramice’ye ya da Grekçe’ye tercüme ediyor olabilirlerdi.

3) Ancak, kâhinler ve yasa öğretmenleri anlamı bildirme konusunda bir hata yapmamışlardı: Oradan çıkacak olan yöneticiden ötürü Beytlehem küçük olduğu halde, önemi küçük DEĞİLDİ.

 

Soru: Mika 5:2, Masoterik metin ve Septuagint’te “binler” dediği halde, Matta 2:6’da neden “önder/önderler” diyor?

YANIT: Yanıtta düşünmemiz gereken dört nokta vardır:

1) Mika 5:2 şöyle der, “Ama sen, ey Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında önemsiz olduğun halde, İsrail'i benim adıma yönetecek olan senden çıkacak...” Burada söylenmek istenen şey, Beytlehem’in boyut bakımından küçük olduğu halde önem bakımından çok büyük olacağıydı.

2) Mika 5:2’de (çoğul olarak) “binler” anlamına gelen İbranice sözcük ‘alapim’dir. Bu sözcüğün Grekçe eş anlamlısı chiliasin’dir. İbranice’de (çoğul olarak) yöneticiler/önderler anlamına gelen sözcük ‘‘allupe’dir. Grekçe eşanlamlısı hegemosin’dir. Grekçe sözcükler tamamen farklı olduğu halde, İbranice sözler de, sesli harfler hariç hemen hemen aynıdır. Eski Antlaşma özgün olarak hiç sesli harf olmadan yazılmıştı; sesli harfler ancak M.S. 700 yılında eklenmişti. Bu da onların Grekçe Septuagint’ten değil, ya İbranice, Aramice ya da başka bir Grekçe çeviriden okuduklarını göstermektedir.

3) Bu sözler, kâhinler ve yasa öğretmenleri tarafından söylenmişti. Bir hata yapmış olabilirlerdi ya da Hirodes’e Septuagint’ten başka bir Grekçe çeviriden aktarma yapmış olabilirlerdi. Ancak daha büyük bir olasılıkla, konuşurken akıllarından İbranice’den Aramice’ye ya da Grekçe’ye tercüme ediyor olabilirlerdi.

4) Ancak, kâhinler ve yasa öğretmenleri anlamı bildirme konusunda bir hata yapmamışlardı: Oradan çıkacak olan yöneticiden ötürü, küçük Beytlehem’in önemi küçük değildi.

 

Soru: Matta 2:1-4,9-12’deki yıldızbilimciler kimdi?

YANIT: Yıldızbilimciler, astroloji uygulayan Ortadoğulu dindar adamlardı. Kutsal Kitap üç tane yıldızbilimci olduğunu kesin bir şekilde söylemediği halde, “İsa’nın doğuşunda gelen Noel yıldızbilimcilerinin” kim olduğu hakkında üç görüş vardır.

Özgün olarak, Levililer, İsrailliler arasında kâhinlerden oluşan bir oymak olduklarından, Herodot’a göre, daha sonra yıldızbilimciler de Medler arasında kâhinlerden oluşan bir oymaktı. Bu konum, Levililer’in İsrailliler arasında bir kâhinler oymağı olmasına benzer bir konumdu. Yıldızbilimciler, ateşlerin önünde kurbanlar sunuyor, rüyaları yorumluyor ve astroloji uyguluyordu. İngilizce “sihirbaz” sözcüğü de bu “Magi,” ya da yıldızbilimciler sözcüğünden kaynaklandığı halde, Herodot’taki bir parça dışında onların sihir uyguladığı konusunda bir kanıt yoktur. Medler, (Zerdüşt değil) çoktanrılıydılar. Daniel 5:11 yıldızbilimcilerden söz ettiğinde bu yıldızbilimcilerden söz eder.

Daha sonra, “sahte Bardiya” adlı bir yıldızbilimci, M.Ö. 522 yılında yedi ay boyunca Pers tahtını yönetimi altına aldıktan sonra, Kral Kambises, Med yıldızbilimcilerin yerine Pers yıldızbilimcileri geçirdi. Pers yıldızbilimciler Zerdüşt’tü. Zerdüştler, biri iyi olan ve ışıkla temsil edilen, öbürü de kötü olan ve karanlıkla temsil edilen birbirine eş ve birbirine zıt ilahi varlıklara inanıyordu. M.Ö. dördüncü yüzyıl sırasında ve sonrasında Zerdüştler dirilişe inanıyordu. Grekler genelde yıldızbilimcilerin Zerdüşt olduklarını söylemiştir. İskenderiyeli Klement, Beytlehem’e gelen yıldızbilimcilerin Zerdüşt olduğuna inanıyordu.

Mesih’in zamanı geldiğinde, Grekler yıldızbilimciler gibi astroloji uygulayan Kildaniler’e de yıldızbilimci adını vermeye başladı. Astrologların birçoğu öğretmek için batıya seyahat etti, bunlara M.Ö. 281 yılından sonra Kos adlı Yunan adasında öğreten Babilli Berosus da dahildir. Tacitus yıldızbilimcilerin büyücülük yaptıklarını söyler ve Pliny de büyünün Zerdüştlük’le başladığını iddia eder. İlk kilise yazarlarından Orijen, Celsus adlı dinden sapmış kişi için eleştirilerinin birçoğunun yanı sıra, Orijen Celsus’a Karşı anlamına gelen Origen Against Celsus adlı kitabının cilt 1, bölüm 58, sayfa 422’de, Celsus’un yıldızbilimcilerle Kildaniler arasındaki farkı göremediğini söylemiştir.

“Noel Yıldızbilimcileri”nin Ortadoğu’daki kökenleri tam olarak ne olursa olsun, yıldızbilimciler astrolojiyle uğraştıkları bilinmektedir.

 

Soru: Matta 2:8,12’de, Tanrı yıldızbilimcilere Hirodes’in yanına dönmemelerini söylediğinde, onlara Hirodes’e vermiş oldukları sözü tutmamalarını mı söylüyordu?

YANIT: Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken üç nokta vardır.

1. Matta 2 hiçbir zaman yıldızbilimcilerin Hirodes’e geri dönmeyi vaat ettiklerini söylemez. 

2. Matta 2 hiçbir zaman yıldızbilimcilerin Hirodes’e geri dönmek gibi bir niyetleri olduğunu söylemez. Eğer böyle bir niyetleri olsaydı bile, gördükleri rüyadan sonra niyetleri değişmişti.

3. Hirodes’e dönmeyi vaat etmiş olsalardı bile, şu şartlar altında bir vaadin yerine gelmesi gerekmez:

3a) Aldatıcı durumlar altında vaatte bulunulmuşsa,

3b) Doğrudan doğruya Tanrı’nın isteğine aykırı olan bir şey vaat ettiğinizde,

3c) Vaadin yerine getirilmesi masum bir insanın öleceği anlamına geldiğinde.

Örneğin, bir adamın size bir kadının kapısının önüne çiçek bırakmak istediğini söyleyerek kadın evden çıktığında kendisini aramanızı istediğini ve sizin de bunu yapmaya söz verdiğinizi düşünelim. Daha sonra adamın birçok kişinin evini soyduğunu ve bu kadının da evini soymayı tasarladığını öğreniyorsunuz. Kadın evden çıktığında, bunu yapmaya söz vermiş olduğunuz için hırsızı aramalı mısınız? Hayır!

 

Soru: Astroloji yanlış bir şey olduğundan, Matta 2:11’de yıldızbilimciler neden yıldızı izlediler?

YANIT: İlk önce yıldızbilimciler hakkında biraz bilgi edinelim ve bunun bize Tanrı hakkında ne öğrettiğini görelim.

Yıldızbilimciler, Med kâhinlerinden oluşan bir oymaktı. Bu durum, İsrailli kâhinlerin Levi oymağından gelmelerine benziyordu. Astrolojiyle uğraştıkları biliniyordu.

Astroloji Kutsal Kitap’a aykırıdır: Yıldızbilimciler büyük bir olasılıkla Eski Antlaşma’nın astrolojinin yanlış bir şey olduğunu söylediğini bilmiyordu (Levililer 19:26; 22:27; Yasa’nın Tekrarı 18:11-14; 2 Krallar 17:16; 21:3,5; 2 Tarihler 33:3-6). Diğer yandan, yıldız Mesih’in gelişini önceden kehanet etmemiş, sadece O doğduktan sonra O’nun geldiğini bildirmişti.

   İlk kilise yazarlarından Tertulyan (M.S. 198-220) Putperestlik Üzerine anlamına gelen On Idolatry adlı kitabının 9’cu bölümünde (Cilt 3) sayfa 66’da yıldızbilimciler hakkında şöyle yazmıştır: “Ey yıldızbilimci, bir Hristiyan olman gerektiğini bilmiyorsan hiçbir şey bilmiyorsun demektir. Eğer bunu biliyor idiysen, başkalarının bunalımlarını önceden bildiren ve sana da kendi tehlikesini öğretebilecek olan o mesleğinle artık hiçbir işin olmaması gerektiğini de bilmen gerekirdi. Senin o sisteminde senin için bir rol ya da pay yok. Parmağı ya da değneği cenneti suiistimal eden kişi göklerin egemenliğine girmeyi umut edemez.”

Tanrı hiçbir zaman insanları Kendisine çekmek için sadece iyi yolları kullanmakla sınırlı olduğunu söylememiştir. Tanrı bazen gerçekten kötü yolları kullanır, örneğin Babil ordusu gibi (Habakkuk 1:6,13). Tanrı, insanları Kendisine çekmek için hastalıkları, kötü insanları ve hatta örneğin yıldızbilimcilerin durumunda olduğu gibi, kasıtsız günahları bile kullanabilir.

En tuhafı, Tanrı’nın inanlıları kurtarmak için onların kasıtlı, mahsus yapılan günahlarını aynı inanlıları kurtarmak için kullanmış olmasıdır. Bunu, Yaratılış 37 ve 50 ve özellikle Yaratılış 50:20’de Yusuf ve ağabeylerinin anlatımında okuyabilirsiniz. Hatta Tanrı her durumda iyilik (Romalılar 8:28) ve Kendi amaçları için (Efesliler 1:11) etkin olur.

Sonuç olarak, Tanrı’nın Yusuf’un kaçırılmasını Kendi amaçları için kullanmış olması adam kaçırmayı haklı göstermez. Tanrı’nın astrolojiyi Kendi amaçları için kullanması da astrolojiyi haklı göstermez.

 

Soru: Matta 2:15 ve Hoşea 11:1 yer alan “Oğlumu Mısır'dan çağırdım” sözü nasıl Mesih hakkında bir peygamberlik oluyor?

YANIT: Hoşea 11:1 ilk olarak İsrail halkı için kullanılmıştı. Matta, Mesih’in yaşamının (günah hariç) İsrail halkının yaşamına paralel olduğunu göstermek için sadece Hoşea 11:1’i değil, daha başka birçok Eski Antlaşma ayeti kullanmıştır. Matta, Eski Antlaşma’ya çok iyi bilen Yahudiler’e yazmaktadır ve o zamanki Yahudi bilginlerinin Midraş teknikleri olarak kabul edeceği yöntemler kullanmaktadır. Yahudi Midraş yorumu, her sözcüğün ardındaki anlam ve uygulama araştırılarak yapılır.

 

Soru: Matta 2:16. Kral Büyük Hirodes’in Beytlehem’de çocukları öldürttüğüne dair başka bir anlatım bulunur mu?

YANIT: Bir tek tarihsel kayıt olmasa, olduğunu ya da nasıl olduğunu bilmeyecek olduğumuz birçok olay vardır. Örneğin, Jül Sezar’ın yazıları gibi tek bir kaynak olmasa, Romalılar’ın Galya’yı fethettiğini ya da Galya’yı nasıl fethettiği hakkında hiçbir kayıt yoktur. Bu durumda, Kutsal Kitap’tan ayrı olarak, Büyük Hirodes’in küçük çocukları öldürttüğünden söz eden diğer yazarlar şunlardır:

Justin Martyr, Trypho ile Diyalog anlamına gelen Dialogue with Trypho adlı kitabının 78’ci bölüm, 238’ci sayfasında (M.S. 135-165 civarı) yıldızbilimcilerin Hirodes’i ziyaret edişinden ve Hirodes’in Beytlehem’deki bütün çocukları kılıçtan geçirttiğinden söz eder.

İreneyus Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against Heresies adlı kitabının 3’cü cildi, 16.4’cü bölümü, sayfa 442’de (M.S. 182-188) [Tanrı’nın] “Davut evine ait olan ve mutlu kaderleri o sırada doğmak olan o çocukları, önden Kendi egemenliğine göndermek için ortadan kaldırdığını” söyler.

Orijen (M.S. 225-254), Hirodes’in Yahudiler’in Kralı’nı öldürmeyi umut ederek Beytlehem ve etrafındaki bölgelerdeki bütün bebekleri öldürttüğünü söyler. Celsus’a Karşı anlamına gelen Against Celsus kitap 1, bölüm 61, sayfa 423.

Kartacalı Kipriyan (M.S. 246-258) (Hirodes’ten ismi ile değil, onu ima ederek söz ederek) Mesih’in doğumunda, iki yaş ve altındaki bebeklerin Mesih için öldürüldüğünden söz eder (Mektup 55, bölüm 6, sayfa 349).

Archelaus (M.S. 262-278) İsa’nın zamanında Hirodes’in “Yahudiler arasındaki her erkek [bebeği] öldürttüğünü” söyler. Manes’le Tartışma anlamına gelen The Disputation with Manes, bölüm 44, sayfa 220.

İskenderiyeli Petrus (M.S. 306,285-311) Hirodes’in Mesih’ten ötürü öldürttüğü bebeklerden söz eder. Kanonik Mektup anlamına gelen Canonical Epistle Kanon 13, sayfa 277.

 

Soru: Matta 2:16’da Büyük Hirodes’in Beytlehem’deki bebekleri öldürttüğünü okuyoruz. Hirodes başkalarına karşı da zalimlik yapmış mıydı?

YANIT: Evet. Bazıları Hirodes’in bebekleri öldürtmesinin gerçekten gerçekleşmiş olduğuna inanmakta zorluk çekmiştir. Ancak, sözde daha uygar olan 20’ci yüzyıl Kamboçyalı Pol Pot’u, Ugandalı İdi Amin’i, Hitler’i, Stalin’i ve Mao Zedong’u görmüştür, Hirodes’in böyle bir şey yapmış olduğuna inanmak zor değildir.

   Hirodes’in bebekleri öldürmesinden söz eden İznik öncesi altı yazarla ilgili olarak bundan önceki soruya bakın. Bu arada, İsa doğduğu zaman yönetimde olan Büyük Hirodes’i, İsa’nın çarmıha gerilmesinden hemen önce yönetimde olan Hirodes (Antipas) ile karıştırmayın.

   Büyük Hirodes’in karakteri öyleydi ki, 36 yıllık hükümranlığı sırasında birçok insanı öldürtmüştü. Karısı Mariamne’yi ve kendi kız kardeşi Salome’nin iki kocasını öldürtmüştü. Kayın biraderini Şeria ırmağında boğulmasını sağlamış ve kayın validesi Alexandra’yı öldürtmüştü. Haşmonayim Hanedanı’nın son üyesi olan Hirkanus’u öldürtmüştü. Birçok Ferisi’yi ve birçok asil aileyi öldürtmüştü. Yahudi hahamlardan Yehuda ben Saripha ve Mattathias ben Margoloth diri diri yakılmıştı. Hirodes iki oğlu, İskender ve Aristobulus’u öldürtmüştü. Hirodes, Yahudiler’in çoğu gibi domuz eti yemediğinden, Roma İmparatoru’nun, Hirodes’in oğlu olmak yerine domuzu olmayı tercih edeceğini söyleyerek espri yapmasına yol açmıştı. Hirodes ölmeden beş gün önce oğlu Antipater’i öldürtmüştü. (Geriye, üç küçük oğlu, Arhelas, Hirodes Antipas ve Filipus kalmıştı). Hirodes’in bebekleri öldürecek kadar ahlaksız olduğu kesindir, Hirodes’in bütün diğer “haberleri,” küçük bir kentteki bebeklerin öldürülmesini haber olmaya daha az değen bir şey gibi gösterebilir. 

   Hirodes M.S. 4 yılında öldükten sonra, bir isyan oldu ve Arhelas Yeruşalim’e askerler gönderip bir günde 3000 kişiyi öldürttü. Arhelas ve Hirodes Antipas Roma’ya gittiğinde, İmparatorluk Hazinesi’nin bir görevlisi olan Sabinus vergileri denetlemeye geldi. Tapınak Hazinesi’nden 400 talant aldı. M.S. 9’da bir isyan olmuştu ve Qunitilius Varus’un yönetimindeki Suriyeli askerler bu isyanı bastırmıştı.

   Büyük Hirodes öldüğünde ay tutulması olmuştu ki bu da onun öldüğü tarihin M.Ö.4 yılının 12/13 Mayısı olduğunu gösterir.

 

Soru: Matta 2:16. Diğer krallar da Hirodes kadar kötü müydüler?

YANIT: Bazıları diğerlerinden daha iyiydi ama bazıları çok kötüydü. Örneğin, Part kralı IV Phraates, M.Ö. 37 yılında babası Orodes’i öldürmüştü. Romalılar ona Musa adında İtalyan bir köle kız göndermişlerdi. Phraates’in ondan bir oğlu oldu, Phraataces (= V Phraates). Musa, M.Ö. 2 yılında IV Phraates’i zehirledi. Bundan sonra M.S. 2 yılında kendi oğluyla evlendi. V Phraataces, M.S. 4 yılında sürgüne gönderildi.

 

Soru: Matta 2:18’de, Yeremya’nın Rahel hakkındaki peygamberliği İsa’da nasıl yerine gelmiştir?

YANIT: Yaratılış 35:16-19’da Rahel’in Benyamin’i doğururken öldüğünü okuyoruz. Yeremya, Yakup’un karısı Rahel hakkındaki bu sözleri yazdığında Rahel 1000 yılı aşkın bir süredir ölüydü. Yeremya’nın sözlerinin iki anlamı değil, iki yerine gelişi artı Yaratılış Kitabı’nda üçüncü bir yerine gelişi olan bir tek anlamı vardır. Yeremya’nın söylemek istediği şey, Rahel’in çocuklarının ölümü ve ister Mısırlılar, ister Babilliler tarafından köleleştirilmesinden ötürü üzüntü olacağı gibi, çocuklarının Hirodes’in eliyle öldürtülmesinden de üzüntü duyacağıydı. Yeremya’nın zamanında, peygamber, Rahel’in mezarı yakınlarında, aynı sözleri söyleyerek Babil’e sürgün edilen Yahudiler’in kaybı hakkında duyduğu üzüntü hakkında peygamberlik etmişti.

   Matta da aynı şekilde, Rahel’in mezarına yakın olan Beytlehem’de erkek bebeklerin ölümüyle yaşanan kaybı göstermek için aynı sözcükleri kullanır.

   Eğer bir şüpheci Matta’nın Yeremya’nın sözlerini kullanmasından rahatsız oluyorsa, Yeremya’nın Yaratılış’tan sözler kullanması da onun için eşit derecede sorun oluşturacaktır. Esas sorun şudur: Yeremya’nın zamanındaki Yahudiler, sürgünün Rahel’in Yaratılış Kitabı’ndaki üzüntüsüyle bağlantılı olduğunu söyleyen yorumu anladıkları gibi, İsa’nın zamanındaki Yahudiler de, Matta’nın kullandığı bu tür bir Midraş yorumunu anlarlardı.

 

Soru: Matta 2:22’de, Büyük Hirodes’in oğulları hem Yahudiye, hem de Celile’de hüküm sürdüklerinden, Yusuf neden Yahudiye üzerinden geçip Celile’ye gitmeye karar vermişti?

YANIT: İlk olarak iki noktadan söz etmek istiyorum:

1.                  M.Ö. 4’ten itibaren kral olarak Yahudiye’yi yöneten Arhelas, bebek kral İsa’yı duymuş olabilirdi ve kendisinin de O’nu öldürmeye istekli olması mümkündü. Celile’yi yönetmekte olan Hirodes Antipas’ın ise farklı bir tutumu olabilirdi.

2. Asimov, Arhelas kendilerine çok düşman olduğundan birbirlerinin düşmanı olan Yahudiler ve Samiriyeliler’in Arhelas’un başlarından alınması için Roma’ya yaptıkları başvuruda birlik içine girdiklerine işaret eder. Hirodes öldüğünde Arhelas sadece on yıl hüküm sürmüştü. Diğer yandan, Hirodes Antipas Celile’de 40 yıldan fazla bir süre boyunca barış içinde hüküm sürmüştü.

Ancak, Luka 2:39’da çok daha açık bir neden yer alır. Yusuf, Beytlehemli değil, Nasıralı’ydı. Yusuf sadece daha yumuşak bir yöneticinin hüküm sürdüğü bir yere gitmekle kalmıyor, aynı zamanda doğup büyüdüğü yere dönüyordu.

 

Soru: Matta 2:23’le ilgili olarak, bir ateistin iddia ettiği gibi, Nasıra isimli bir kent olduğuna dair arkeolojik bir kanıt bulunmadığı doğru mudur? 

YANIT: Hayır. Talmud 63 başka Celile kentinden söz eder (ama Nasıra’dan söz etmez) ve Yosefus 45 başka Celile kentinden söz eder (ama Nasıra’dan söz etmez). Nasıra’dan M.S. 4’cü yüzyılın başında söz edilmiştir ve Yahudi edebiyatında da M.S. 7’ci yüzyılla başlayarak söz edilmiştir. Ancak Yeruşalim’in M.S.70 yılında yakılıp yıkılmasından sonra arkeologlar, yerlerinden alınıp başka yerlere yerleştirilmiş olan kâhinler hakkında Aramice yazılmış olan bir liste bulmuşlar ve bu listedeki kâhinlerden birinin Nasıra’ya taşındığının kaydedildiğini görmüşlerdir. Nasıra’nın dışında birinci yüzyıla ait mezarlar bulunmuştur. Son olarak, 1955 yılında, günümüzde Nasıra’daki Annunciation (Bildiri) Kilisesi’nin altında Hıristiyanlık öncesi kalıntılar bulunmuştur.

 

Soru: Matta 2:23’de, arkeologlara göre Nasıra tam olarak ne kadar büyüktü?

YANIT: Nasıra çok önemsiz bir kentti.24 hektar kadardı ve İsa doğduğu zamanki nüfusu en fazla yaklaşık 480 kişi kadardı.

 

SORU: Matta 2:23’de bildirilen İsa’ya Nasıralı deneceğiyle ilgili peygamberlik nerede verilmiştir?

YANIT: İlk olarak ilk kilise yazarlarından Tertulyan’ın (büyük bir olasılıkla yanlış olan) yanıtını, sonra da en olası yanıtı vermek istiyorum.

Ağıtlar 4:7 (Septuagint) Tertulyan M.S. 207 yılında, Marcion’a Karşı anlamına gelen, Against Marcion adlı kitabının 4’cü cildi, 7’ci bölümünde bunu yanıtlamıştır. Ağıtlar 4:7’nin Mazoterik metni, “prensleri (ya da beyleri) temiz, sütten aktılar” dediği halde, Septuagint, “Nezirleri temiz, sütten aktılar” der. Tertulyan bunun hem, “Nezirler” (alkolden, ölü bedenlerden ve diğer kirli şeylerden uzak durmak için yemin edenler) ve hem de Nasıra’dan gelenler demek olan “Nasıralılar” anlamına geldiğinden söz eder.

   Tertulyan, “Peygamberliğe göre, Yaradan’ın Mesihi’ne Nasıralı denmesi gerekiyordu. Yahudiler bize de O’ndan ötürü Nezirler/Nasıralılar adını vermektedir. Çünkü bizler, kendileri hakkında, ‘Nezirleri temiz, sütten aktılar’ yazılan kişileriz” demiştir.

Filiz/Dal: Yeşaya 11:1, Yeremya 23:5, 33:5 ve büyük bir olasılıkla Zekeriya 3:8; 6:12’de de Mesih’ten “filiz/dal” olarak söz edilir. İbranice’de “filiz/dal” sözcüğünün sessiz harfleri “Nezir” sözünün sessiz harfleriyle aynıdır ve İbranice Eski Antlaşma özgün olarak sessiz harflerle yazılmıştı. Buna ek olarak, “filiz/dal” sözcüğü önemsiz bir başlangıç düşüncesini taşıyordu ve Ferisiler’in tepkisi Nasıra’nın da aynı çağrışımda bulunduğunu göstermiştir.

 

SORU: Matta 2:23, İsa’nın Nasıra’dan olmasının Eski Antlaşma’daki Yeşaya 11:1, Zekeriya 6:12 ve diğer ayetleri yerine getirdiğini iddia etmekle yalan mı söylüyordu?

YANIT: Hayır, böyle bir şey söz konusu değildir. Eski Antlaşma, bu konuda bir ya da birden fazla neden vermeden Mesih’e “dal/filiz” adı verileceğini söyler. Matta 2:22, İsa’nın kilisenin Kendisinden büyüdüğü Tanrı’nın dalı/filizi olmasını engellemez.

 

SORU: Matta 3:4 ve Markos 1:6’da sözü edildiği üzere, Vaftizci Yahya’nın yediği çekirgeler, temiz mi, yoksa temiz olmayan yiyecekler miydi? 

YANIT: Hem temiz olan, hem de temiz olmayan çekirgeler vardı ve Müjdeler bu çekirgelerin hangileri olduğu hakkında kesin bir şey söylemez. Ancak, itaatkâr bir Yahudi olan Yahya’nın temiz olanlarını yediğini varsayabiliriz. Levililer 11:21-22 ve Yasa’nın Tekrarı 14:21’e göre, temiz hayvanlara, çekirgeler ve birleşik bacakları ve kanatları olan başka bir tür “çekirge” de dahildi. Çölde Sayım 11:20,23 ve Yasa’nın Tekrarı 14:19’a göre, temiz olmayan hayvanlara “uçan böcekler” de dahildi. 

 

SORU: Matta 3:4 ve Markos 1:6’ya göre, Vaftizci Yahya çekirge adlı böcekleri mi yemişti yoksa bu onun keçiboynuzu yediği anlamına mı geliyordu?

YANIT: Antik ve modern kaynaklar çekirge anlamına gelen Grekçe akrides sözü hakkında şöyle der:

Ebioncular (antik bir sapkınlıktır) Yahya’yı vejetaryen yapmaya çalışmıştır. Bu yüzden onun çekirge yerine, ballı kek, olan egkrides yediğini söylemişlerdir.

Tatian, dört müjdenin Diatessaron adı verilen bir özetini yapmış ve burada sözü edilen şeyin “çekirge” yerine “süt” olduğunu söylemişti.

Theophylact (173) melagron adlı bitki dahil birkaç olasılık sayar.

Çeşitli keşişler, burada keçiboynuzundan söz edildiğini düşündüklerinden keçiboynuzu ağacına “Aziz Yahya’nın ekmeği ağacı” adını vermişlerdir.

Misisli Teodor, belki de insanların bunun başka bir şey olduğunu söyleyen insanlara yanıt olarak bunların kanatlı çekirgeler olduğunu söylemiştir.

Bu yorumların sorunlu tarafı, bunların “çekirge”den başka bir şey olduğunu söyleyen hiçbir Kutsal Kitap elyazması bulunmamasıdır. İskenderiyeli Klement gibi ilk Hristiyanlar, Matta 3:4 hakkında yazmışlardı ve buradaki çekirge sözcüğünü böcekten başka bir şey olarak algılamak için hiçbir neden görmediklerini bildirmişlerdir.

 

Soru: Matta 3:9’un söylediği üzere, Tanrı’nın isterse İbrahim'e taşlardan çocuk yaratması nasıl mümkün olabilir?

YANIT: Yüce Tanrı her şeyi yapabilir, cansız taşları, içlerinde İbrahim’in genlerinin kopyaları olan çocuklara bile dönüştürebilir.

 

Soru: Matta 3:10’da, Vaftizci Yahya neden baltanın ağaçların köküne dayanmış olmasından söz etmiştir?

YANIT: Bir ağacı kesmek gibi, hayattaki bazı şeylerin geriye dönüşü yoktur. Bunu yapmaya başladıktan sonra, yapılmaya başlanmış olan şeyi geri alamazsınız. Aynı şekilde, bu da onların kesilmeden önceki son şanslarıydı.

 

SORU: Matta 3:11’de İsa Hristiyanlar’ı Kutsal Ruh ve ateşle nasıl vaftiz eder?

YANIT: İnanlılar Mesih’e ilk iman ettiklerinde Kutsal Ruh’la vaftiz edilirler. Günümüzde kullanılan “ateşle vaftiz” sözü çetin bir sınav anlamına geldiği halde, buradaki anlam bu değildir. Çünkü vaftiz eden, zulüm edenler değil İsa’dır ve ateş aracılığıyla değil, ateşle vaftiz etmektedir. “Ateş”in ne anlama geldiği hakkında üç değişik görüş vardır.

(olasılık dışı) Kutsal Ruh tarafından ikinci bir vaftiz. Burada bir tek edat vardır, örneğin, “Kutsal Ruh’la ve ateşle” yerine “Kutsal Ruh ve ateşle” der. Bu yüzden bu sözler büyük bir olasılıkla ikinci bir etkinlikten söz etmez.

(olasılık dışı) Pentikost: Elçiler, Pentikost Günü’nde vaaz verdikleri zaman başlarının üzerinde alevler belirmişti ve bu yorum da, Vaftizci Yahya’nın Pentikost’ta peygamberlik ettiği anlamına gelir.

Yeniden Vaftiz Konusunda Yazarı Bilinmeyen Tez anlamına gelen The Anonymous Treatise on Rebaptism (M.S.250-258 civarı) bölüm 2, sayfa 668 bu görüşü öğretir. Ama ilkinden söz etmediği için büyük bir olasılıkla Pentikost’tan söz etmez. Bundan sonraki ayette ateş yargıyla eşit tutulmuştur.

(olasılık dışı) Kutsal Ruh’un temizleyici işi: Orijen (M.S. 225-254) de Yuhanna Hakkında Yorum anlamına gelen Commentary on John adlı kitabı, cilt 6, 16-17’ci bölümler, 366-367 sayfalarda aynı görüşü savunmuştur. Ancak bu olasılık dışıdır, çünkü Matta 3:12’de saman sönmeyen ateşle yakılmaktadır. Bazıları, Grekçe’deki tek bir edat yer almasının burada (inanlılar için Ruh ve iman etmeyenler için yargı ateşiyle) iki vaftiz değil, (Ruh ve temizleyen ateşle) sadece bir tek vaftiz söz konusu olduğunu belirttiğini görüp anlar.

(olasılık dışı) Kapadokyalı Bazil’in (M.S. 357-378/379) Kutsal Ruh Hakkında anlamına gelen On the Spirit adlı kitabının bölüm 15.36, sayfa 22’sindeki yorumu, bir Hristiyan’ın işi için yargı ateşi olduğu doğrultusundaydı.

İsa’yı ret eden bireyler için cehennem ateşi: Yuhanna Krizostomos (M.S. 407’de ölmüştür), Matta Müjdesi Üzerinde Vaazlar anlamına gelen Homilies on the Gospel of Mattahew adlı kitabının Vaaz 11, 6-7 bölümler, 71-72 sayfalarında bu görüşün Yahya’nın ateş hakkındaki diğer uyarına devam niteliğinde olduğunu vurgulayarak onu öğretmiştir. Yahya, su, rüzgâr/ruh ve ateş olmak üzere üç şeye odaklanmıştı. Yahya suyla vaftiz etmişti, Mesih inanlıları Ruh’la vaftiz edecekti ve ateş vaftizi, su ve Ruh’la vaftiz olmamışları yargıyla yok edecekti. İreneyus (M.S. 182-188), İreneyus Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Irenaeus Against Heresies adlı kitabının 4’cü cildi, 4.3 bölümü, 466’cı sayfada bu ayeti, Tanrı’nın iman etmeyenler üzerine inecek olan yargısından söz etmek için kullanır. Tertulyan (M.S. 198-220) suyla vaftizin kurtuluş olduğunu ve sahte ve zayıf imanın yargılanmak üzere ateşle vaftiz edildiğinden söz eder (Vaftiz Üzerine anlamına gelen On Baptism, bölüm 10, sayfa 674).

İsa geri döndüğü zaman zamanın sonundaki yargı ateşi.

Çoklu anlamlar: Bazıları bunu, inanlıların hem yargılanması ve hem de temizlenmesi olarak görür. Büyük bir olasılıkla Montanist olan Theodotus da sayfa 124’de (M.S. 240 civarı) ateşin sadece yok edici öğe olduğunu, inanlılardaki kötülüğü temizlediğini ve başkalarını ise yok ettiğini söyler (bu ikincisini ima eder).

Belirtilmemiş: Aşağıdakiler bu ayeti aktarmış ama belirli bir görüşten söz etmemiştir.

Justin Martyr (M.S. 135-165) Yahudi Trypho ile Diyalog anlamına gelen Dialogue with Trypho the Jew adlı kitabı, bölüm 49, sayfa 219’da.

Hippolitus (M.S. 222-234/5) Kutsal Teofani (Tanrı’nın insana görünmesi) Üzerindeki Söylev anlamına gelen The Discourse on the Holy Theophany, bölüm 3, sayfa 235’de.

Kartacalı Kipriyan (M.S. 246-258) Kipriyan’ın Tezleri anlamına gelen The Treatises of Cyprian, Tez 12, bölüm 1.12, sayfa 511’de.

Hippolu Augustin (M.S. 388-430) bu ayeti ele alır ama belirli bir görüş bildirmez (Müjdeler’in Uyumu anlamına gelen Harmony of the Gospels, kitap 2, bölüm 12.26, sayfa 117).

 

Soru: (Bu soruyu Müslüman olan Ahmad Deedat sormuştur.) “Matta 3:16’da, Amerika’daki 75,000,000 ‘Yeniden Doğmuş Hristiyan’ Kutsal Ruh’a sahip olmakla övünüyor. Luka 1:5’de Vaftizci Yahya’nın doğuştan Kutsal Ruh’la dolu olduğunu okuyoruz. Kutsal Ruh armağanı bu kadar ucuzken neden zavallı İsa (Tanrı’nın esenliği O’nun üstünde olsun) doğduktan sonra, KUTSAL RUH armağanını almak üzere Vaftizci Yahya’nın yaptığı vaftizi için OTUZ YIL beklemek zorunda kalmıştır?

YANIT: İlk olarak, Muhammet’in de bir peygamber olduğunu ilan etmeden önce KIRK yıl beklemesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Deedat, karşılıksız verileni ucuz olanla karıştırıyor ve Deedat, Kutsal Kitap’ın Mesih’in Tanrı olduğunu öğrettiğini unutmuş görünüyor. Deadat hiçbir zaman Kutsal Ruh armağanını almamıştır, bu yüzden Kutsal Ruh armağanıyla Kutsal Ruh’un görünen bir şekilde bir güvercin olarak gökten inmesi arasındaki farkı bilmez.

Karşılıksız ama ucuz değil: Bu armağan çok pahalıydı, İsa’nın ölümüne mal olmuştu. Ama Tanrı onu, Kendi Müjdesi’ne iman edenlerin hepsine karşılıksız olarak verir.

Mesih’in tanrılığı: “Zavallı” İsa’nın otuz yıl beklemesi gerekmemişti. İsa çocukken Tanrı’nın lütfu O’nun üzerindeydi (Luka 2:40), bunun yanı sıra İsa Tanrı’nın Kendisi’dir ve Baba O’nun içindeydi.

İsa’nın bizim gibi Kutsal Ruh’la dolmaya ihtiyacı yoktu; Baba ve İsa, Kutsal Ruh’u bize göndermiştir.

Kutsal Ruh’un İsa’nın üzerine inmesi Kutsal Ruh armağanı değildir: Deedat İsa’nın vaftiz olduğunda Kutsal Ruh’la dolduğunu yanlış olarak okuyor; Kutsal Kitap, İsa’nın vaftiz olduğunda Kutsal Ruh’la dolduğunu değil, Kutsal Ruh’un bedensel bir biçim olarak bir güvercin şeklinde İsa’nın üzerine indiğini söyler. Hristiyanlar, Kutsal Ruh’la dolduklarında, Kutsal Ruh onların üzerine bir güvercin gibi inmez, bu yüzden bu farklı bir şeydir.

Son olarak, İsa’nın deneyimini Muhammet’inkiyle kıyaslayalım.

1. Hadisler, Muhammet’in bir peygamber olarak kötü bir büyü altına konulduğunu söyler.

1a. Yahudi Labid bin el-Asim, Muhammet’e büyü yapmıştı. Ibn-i-Majah cilt 5, sayı 3435, 60-61 sayfalar.

1b. Muhammet, Sahih Muslim, cilt 3, kitap 24, sayı 5428-5429, 1192-1193 sayfalar; Sahih Muslim, cilt 2, kitap 4, sayı 1888, sayfa 411’e göre kötü bir büyünün altındaydı. Ayrıca bkz. Buharî cilt 8, kitap 73, bölüm 56, sayı 89, sayfa 57 ve Buharî cilt 8, kitap 73, bölüm 59, sayı 400, sayfa 266.

2. Muhammet kendisi için mezarın işkencesinden korkuyordu.

2a. Yahudi bir kadın Muhammet’e, “Allah seni mezarın işkencesinden korusun” demişti. Bundan sonra Muhammet, mezarın işkencesinden korunmak için dua etti. Sunan Nasa’i, cilt 2, sayı 1479, 281-282 sayfalar.

2b. “‘Ayşe şöyle bildirmiştir: Yahudi kadın benimle beraberken ve bana, “Mezarda mahkeme edileceğini biliyor musun?” derken, Kutsal Peygamber (Sallalahu Aleyhi ve Selam) evime girdi. Allah’ın Mesajcısı (Sallalahu Aleyhi ve Selam) (bunu duyunca) titredi ve “Sadece Yahudiler yargılanacaklar” dedi. Ayşe, “Birlikte birkaç gece geçirdik, sonra Allah’ın Mesajcısı (Sallalahu Aleyhi ve Selam) “Bana ne vahyedildi, biliyor musun? ‘Sen mezarda mahkeme edileceksin’ denildi” dedi. Ayşe, “Bundan sonra Allah’ın Mesajcısı’nın (Sallalahu Aleyhi ve Selam) mezardaki işkenceden korunmak için dua ettiğini duydum” dedi. Sahih Muslim cilt 1, kitap 4, sayı 1212, sayfa 290.

2c. Ebu Huraira şöyle bildirmiştir: “Bundan (yani bu vahiyden) sonra Allah’ın Mesajcısı’nın (s.a.v.) mezarın işkencesinden korunmak için dua ettiğini duydum.” Sahih Muslim, cilt 1, kitap 4, sayı 1213, sayfa 290.

2d. "Ayşe şöyle dedi: Bundan sonra Kutsal Peygamber’i her gördüğümde mezarın işkencesinden kurtarılmak için dua ediyordu." Sahih Muslim, cilt l.1, kitap 4, sayı 1214, sayfa 290

2e. “Masruk bu hadisi şöyle diyen Ayşe’nin yetkisiyle bildirmiştir: Kutsal Peygamber’in bundan sonra her duasında mezarın işkencesinden kurtarılmak için dua ettiğini duydum.” Sahih Muslim, cilt 1, kitap 4, sayı 1215, sayfa 291.

2f. Muhammet mezarın işkencesinden kurtulmak için dua ediyordu. Sunan Nasa’i cilt 2, sayı.2065, sayfa 535; cilt 2, no.2069, sayfa 537; cilt 2, sayı 2071, sayfa 538

   Bakın, bir Müslüman bu hadislerin söylediklerine katılabilir, katılmayabilir ya da daha büyük bir olasılıkla bunları bilmeyebilir. Ancak yine de, aynı görüşte oldukları ya da olmadıkları ben değilim, çünkü ben sadece yetkili Sünni hadislerin söylediklerini bildiriyorum.

   Özet olarak, Kutsal Ruh’u bize İsa göndermiştir. Umudum, kötülüğün altında olmaktan özgür kılınmanız, mezarın işkencesinin korkusundan özgür kılınmanız ve Tanrı’dan Kutsal Ruh’u almayı istemenizdir.

 

Soru: Matta 3:16 ve Markos 1:10’da güvercini kim gördü?

YANIT: Hem Matta 3:16 ve hem de Markos 3:16, İsa’nın güvercini gördüğünü söyler ve Yuhanna 1:32, Vaftizci Yahya’nın da güvercini gördüğünü söyler. Bu ayetler güvercini başka kimin gördüğünü kesin bir şekilde bildirmez.

 

Soru: Matta 3:16-17, Mormonlar’ın iddia ettiği gibi, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un üç ayrı kişilik olduğunu destekliyor mu (Talmadge, 1977 sayfa 39-40)?

YANIT: Hayır. Bu onların ayırt edilebilir olduklarını gösterir ama ayrı olduklarını göstermez. Bu ayet, Üçlü Birlik’e karşı olmak yerine, Üçlü Birlik’i destekler ve onların ayırt edilebilir olduklarını bildirir. Ancak bu ayet, modalizm ve “Birlik Pentikostçuluğu”na karşıdır.

 

Soru: Bir ateistin (Cappello) söylediği gibi, İsa Tanrı olduğundan ve dünya zaten O’nun olduğundan Matta 4:8’de, İblis İsa’ya nasıl dünyayı sunabiliyordu?

YANIT: Bu ilginç bir sorudur. Yanıtta göz önünde bulundurulacak dört nokta vardır.

1. İsa hâlâ Tanrı idi ama Filipililer 2:7 ve Yuhanna 17:5’in gösterdiği gibi İsa yeryüzüne geldiğinde gönüllü olarak yüceliğini bir yana bırakmıştı. 

2. Mezmur 24:1’in gösterdiği gibi, Tanrı gerçekten de dünyanın “sahibi”dir. Yine de İsa yüceliğini bir yana bırakıp dünyaya geldiğinde, Yuhanna 1:10-11’in gösterdiği gibi, “kendine ait olanlar” O’nu kabul etmediler.

3. Tanrı nihai güce sahip olmayı sürdürdüğü halde, Yaratılış 1:28’e göre insanlığa bu dünyayı yönetme yetkisi verdi.

4. Tanrı dünyanın gerçek sahibi olduğu halde, Yuhanna 5:19’un gösterdiği gibi, İblis’in düşmesi ona bu dünya üzerinde epey çok yönetim hakkı vermiştir. 2 Korintliler 4:4’e göre, bu çağın ilahi İblis’tir. Yuhanna 12:31; 14:30,16:11; Efesliler 6:12 ve Koloseliler 1:13’de de bu dünyanın egemeni İblis’tir.

Özet: Tanrı hem geçmişte dünyayı yaratmış olduğu ve hem de sonsuz egemenliğe sahip olduğundan dünyanın gerçek sahibidir. İsa dünyaya geldiğinde bu ikincisini geçici olarak bir kenara bırakmıştı. Ama Düşüş’ten beri, İblis bu dünyanın nihai kontrolüne sahip olmadığı halde onun yönetimindedir.

 

Soru: Matta 4:10 ve Matta 12:26’da, İblis’in asiliği sadece Yahudiler sürgüne gönderildikten sonra mı öğretilmişti?

YANIT: Hayır. Sürgün’den önce yazılmış olan Yeşaya 14:12-15 de Lusifer’in asiliğinden söz eder.

 

Soru: Matta 4:18-22’de, İsa, Petrus ve Andreas’tan ağlarını bırakıp Kendisini izlemelerini istediğinde onlar neden hemen her şeylerini bıraktılar?

YANIT: İsa bir süredir Celile’deydi ve büyük bir olasılıkla O’nunla daha önceden iletişimleri olmuştu.

 

Soru: Matta 4:14-16’da, Yeşaya 9:1 ve Yeşaya 9:2’un birlikte olması mı gerekiyor, yoksa Matta bunları bir araya koymakta hatalı mı davranıyordu?

YANIT: İkisinin birlikte olması gerekiyor çünkü Yeşaya 9:1 bu iki bölüm arasında bir geçiş ayetidir.

   Bir yazar, Yeşaya 9:1’in önceki bölüme ait olduğunu iddia eder ve bu ayet modern Yahudi Kutsal Kitaplarında ve New Jerusalem Kutsal Kitap’ında Yeşaya 8:23 olarak numaralandırılmıştır. Yeşaya 8:22 ve 9:1 birbiriyle bağlantılıdır çünkü Yeşaya 8:22 karanlıkta olan halktan söz eder ve Yeşaya 9:1 de halkın artık karanlıkta kalmayacağından söz eder.

   Ancak, Yeşaya 8:22 karanlığa kovulacak olan bir halktan söz eder, Yeşaya 9:1 Zevulun ve Naftali için artık karanlık olmayacağını söyler ve Yeşaya 9:2-7 de, karanlıkta yürüyen halkın büyük bir ışık göreceğini söyler.

   Asimov’un kasvet içinde olan insanların kasvetinin Yeşaya 9:1’de üstlerinden kalktığını halde, bir sonraki ayetteki karanlıkta olup büyük bir ışık görenlerle bağlantılı olmadığını söylemeye çalışması ilginçtir.

 

Soru: Matta 4:15-16’da, Yeşaya 9:1-2’deki Zevulun ve Naftali hakkındaki peygamberliğin İsa’yla ne gibi bir bağlantısı vardır?

YANIT: Bunlar birbirleriyle iki şekilde bağlantılıdır.

Çocukluk: İsa çocukluğunun büyük bir kısmını, Celile Gölü’nün batısındaki Celile’de geçirmişti.

Hizmetin ilk dönemleri: İsa’nın hizmetinin ilk dönemleri, Celile’de, öncelikle Celile Gölü’nün batısında geçmişti. Bu bölge, Zevulun ve Naftali’nin soyuna ait olan topraklardı.

 

Soru: Mısır’dan Çıkış 33:23 ve başka ayetler kimsenin Tanrı’yı görüp de yaşayamayacağını söylediğinden Matta 5:8, 1 Yuhanna 3:2 ve Vahiy 22:4’de, yüreği temiz olanlar Tanrı’yı nasıl göreceklerdir?

YANIT: Düşüş’den beri, hiçbir ölümlü, günahlı insan Tanrı’yı görüp de yaşayamaz. Ancak, inanlılar paklanacaklar ve Cennette Tanrı’yı göreceklerdir.

 

SORU: Matta 5:13’de Hristiyanlar nasıl tuz olabilirler?

YANIT: Tuz dört şeyden birini yapması için yiyeceklere az miktarlarda konulur. Hristiyanlar da dört alanda bu dünyanın tuzudur.

Yaşam – Tuz yaşamamız için elzemdir. Altının bol olduğu Timbuktu adlı Batı Afrika kentinde, yarım kilo tuz yarım kilo altına satılır. Hristiyanlar’ın içinde Mesih’in yaşamı olduğundan onların bu yaşamı bu dünyaya göstermeleri gerekmektedir. Tanrı, insanları Kendisinin onlara yaşam vermesi için O’na yaklaştırmamızda vaazlerimizi, sevgimizi ve hizmetimizi kullanır.

Tat – Tuz yiyeceklere tat verir ve tatlarının iyi olmalarını sağlar. Aynı şekilde, bizler de kurtulmuş olanlar için Mesih’in kokusuyuz. Tanrı aşağıya bakar ve bu dünyada Kendisini izleyen Hristiyanlar’ı görmek O’nu hoşnut eder.

Koruyucu – Tuz, buzdolabı olmadığında, bakterilerin üremesini engelleyerek yiyeceklerin saklanmasını sağlamakta çok önemlidir. Hristiyanlar’ın da, günahın karşısına dikilip koruyucu bir etki sahibi olarak bu dünyada tuz ve ışık olmaları lazımdır.

Kurban - Levililer 2:13’de, kurbanların tuzla tatlandırılması gerektiği bildirilmektedir. Bizim de yaşamlarımızı Tanrı için kurbanlar olarak yaşamamız gerekmektedir.

 

Soru: Yeni Çağ hareketi izleyicilerinin bazılarının söylediği gibi, Matta 5:13, kendi içlerindeki tanrılığın farkına varıp başka insanların da kendi tanrılıklarının farkına varmalarına yardım eden insanlardan mı söz eder? (Spangler, 1981, 80).

YANIT: Hayır, bu hiç de doğru değildir; tuz tanrılık değildir. Bizim Tanrı gibi olabileceğimizi söylemek, insanlığa söylenen en eski yalanlardan biridir, bu yalan insanlığa Aden Bahçesi’nde söylenmiştir. Bizler, tapınılacak ayrı tanrılar olmak, ya da tapınılmak üzere Tanrı’nın bir parçası olmak için değil, Tanrı’yı sonsuza dek sevip O’na hizmet etmek için yaratıldık.

   Bu garip görüş, İsa’nın Yahudi olduğunu ve Yahudilik’in tek tanrılı bir din olduğunu unutmuşa benzer. Tuzun neyi temsil ettiği konusunda lütfen bir önceki soruya bakın.

 

SORU: Matta 5:14’ün söylediği gibi, biz mi dünyanın ışığıyız, yoksa Yuhanna 9:5’in söylediği gibi İsa mı dünyanın ışığıdır?

YANIT: İkisi de: İsa ışığı dünyaya getirdi ve bizlerin de bu ışığı yansıtanlar olma sorumluluğumuz vardır. Pavlus, 2 Korintliler 4:6-7’de bundan söz eder. İsa, Yuhanna 9:5’de, “Dünyada olduğum sürece dünyanın ışığı Ben'im” demiştir. İsa’nın bedeni şimdi bu dünyada değil, cennettedir, ama İsa’nın varlığı içimizdeki Kutsal Ruh aracılığıyla hâlâ dünyadadır.

 

Soru: Matta 5:17 ve Elçilerin İşleri 10:10-16’da, İsa, Yasa’daki hiçbir şeyi geçersiz kılmak için gelmediğini söylediğinden neden Hristiyanlar, Müslümanlar’ın yaptığı söylendiği şekilde Eski Antlaşma’nın beslenmeyle ilgili yasalarına uymuyor?

YANIT: Ne Hristiyanlar, ne de Müslümanlar Eski Antlaşma’nın beslenmeyle ilgili yasalarına uymazlar ancak Hristiyanlar’ın bunlara uymama nedeni, onların İsa’yı dinlemesidir. Bu soruya yanıt verirken beş noktanın göz önünde bulundurulması gerektir.

Bu sırada, İsa’nın izleyicileri Eski Antlaşma’nın beslenmeyle ilgili yasalarına itaat ediyordu. İsa aslında, her şey

gerçekleşmeden, Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir noktanın bile yok

olmayacağını söylemiştir.

İsa’nın dirilişi, Tanrı’nın çocuklarını ele alış biçimini temelden değiştirmiştir. Elçilerin İşleri 10:9-16’da bir melek İsa’nın elçilerinden biri olan Petrus’a Tanrı’nın bütün yiyecekleri temiz kıldığını bildirmiştir. Bu ayetin bu hayvanların her zaman temiz olduğunu söylemediğine, bunun yerine Tanrı’nın onları temiz kıldığını söylediğine dikkat edin.

Böyle bir itirazda bulunan Müslümanlar bile, Eski Antlaşma’nın beslenmeyle ilgili yasalarının bazılarına itaat edilmemesi gerektiğine katılır. Müslümanlar, deve eti yiyebileceklerini düşünürler (ve Muhammet de deve eti yemiştir), buna karşın Levililer 11:3-8; Yasa’nın Tekrarı 14:6-8 deve yenmesini yasaklar.

İsa’nın, Matta 15:10,17-20 ve Markos 7:14-15’deki sözlerini dinleyin. İsa, insanı kirletenin ağızdan giren şey değil, ağızdan çıkan şey olduğunu söylemiştir. Markos 7:19, İsa’nın bu sözlerle bütün yiyeceklerin temiz olduğunu bildirdiğini gösterir. Eğer İsa’nın bir peygamber olduğunu söylüyorsak, O’nun sözlerini dinlemeliyiz.

Elçilerin İşleri 10:10-16’da, gökten gelen bir ses Petrus’a yemesini söylediğinde, ona, beslenmeyle ilgili yasaların sadece İsa’nın sunduğu kurbana kadar geçerli olduğunu, ondan sonra geçerli olmadığını gösteriyordu. Tanrı’nın meleğinin ve İsa’nın elçisinin sözlerine itaat etmeliyiz.

Sonuç olarak, Tanrı’nın peygamberlerinin söylediklerini göz ardı etmek yerine onları dinlemeliyiz.

 

SORU: İsa, Matta 5:17’de yasadaki hiçbir şeyi geçersiz kılmayacağını söylediği halde, neden artık Yahudi bayram günleri kutlanmıyor?

YANIT: Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken dört nokta vardır.

1.         Eski Antlaşma Yasası’nın ahlaksal şartları bütün insanlar içindir ve değişmemiştir.

2.                  Bir anlamda kurbanların günümüzde bütün insanlar için olduğu söylenebilir çünkü İsa baş kâhinimizdir ve gereken kurbanı bütünüyle sunmuştur.

3.                  Mesih’in ölümünden sonra, kurbanları içeren ve Yahudi halkı için olan bayram günleri Yahudi olmayanlar tarafından kutlanmadı.

4. Bu soruyu bir Müslüman sorarsa, ona eğer Hristiyanlar’ın Eski Antlaşma Yahudi bayramlarını kutlamaları gerektiğini düşünüyorlarsa neden Müslümanlar’ın da Tanrı’nın Eski Antlaşma’da verdiği bayramları kutlamadıkları sorulabilir.

 

Soru: Matta 5:20’de, din bilginleri ve Ferisiler kimdi ve ne tür bir doğruluk düzeyine sahiptiler?

YANIT: Matta 5:20’da, din bilginleri genellikle Saduki partisindendi ve Ferisiler de onlara karşıydılar. Politik olarak, Sadukiler Roma’yla uyum içinde olmayı destekleyen Yahudiler arasındaydı, Ferisiler ise buna karşıydı. Ferisiler 5.000−6.000 kişilik küçük bir gruptu ama nüfuz sahibiydiler çünkü halk onlara saygı duyuyordu. Sadukiler genelde fiziksel diriliş olmayacağını savunuyor ve Kutsal Kitap’ın sadece ilk beş kitabının Kutsal Yazılar olduğunu söylüyordu. İsa, Sadukiler’i hem Kutsal Yazılar’ı, hem de Tanrı’nın gücünü bilmediklerinden ötürü azarlamıştır. Ferisiler’i ise, hiçbir zaman Kutsal Yazılar’ı bilmediklerinden ötürü azarlamamıştır.

   Din bilginleri ve Ferisiler doğru kişiler gibi görünmeye çalıştıkları halde, İsa onlar onaylamıyor ya da öyle olduklarını söylemiyordu. Bunun yerine, insanların göklerin egemenliğine girmek için sahip olduklarından daha çok doğruluğa ihtiyaçları olduğunu söylüyordu. Bu da üç şeyi ima eder:

a)                 Din bilginleri ve Ferisiler, göklerin egemenliğine girmek için gereken doğruluğa sahip değildi.

b) İsa’nın izleyicilerinin onlardan daha doğru olmaları gerekiyordu

c) Aslında kimse göklerin egemenliğine girmek için tek başına yeteri kadar doğruluğa sahip değildir. İsa, 6 ve 7’ci bölümlerde bundan daha çok söz eder. Öğrenciler Markos 10:26-27’da sonunda bunu anladılar.

d) Eğer kimse yeterince iyi değilse, günahkâr olan insanlara üstten bakmayın, çünkü siz de günahkârsınız. Matta 9:9-12’de İsa’nın, Ferisiler’i şaşkınlık ve dehşete düşüren bir şekilde birçok vergi görevlisi ve günahkârla birlikte yemek yediğini görüyoruz.

   İreneyus, Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against Heresies (M.S. 182-188) adlı eserinin, kitap 4, bölüm 13, 477’ci sayfasında tamamlayıcı bir yanıt verir. Aşağıda onun bildirdiği dört noktanın bir özetini bulacaksınız:

 1) Din bilginleri ve Ferisiler Baba’ya inandıkları halde, bizim Oğul’a da iman etmemiz gerekmektedir.

2) Sadece söylemekle kalmayıp aynı zamanda yapmamız da lazımdır, çünkü din bilginleri ve Ferisiler söylüyor ama yapmıyorlardı.

3) Sadece kötü hareketlerden değil, onları yapmayı arzulamaktan da uzak durmamız gerektir.

4) İsa bize yasaya aykırı olan şeyleri değil, yasayı tamamlayan şeyleri öğretmiştir. İsa yasayı yok etmemiş, onu tamamlamış, genişletmiş ve ona daha büyük bir kapsam vermiştir.

 

Soru: Matta 5:21’e göre, İsa “Öldürmeyin” dediği halde, neden insanlar hayvanları, suçluları vb. öldürüyor?

YANIT: Grekçe phoneuo sözcüğü cinayet anlamına gelebilecekken Kutsal Kitap’ın resmi İngilizce çevirisi olan Kral James Çevirisi bunu “öldürmek” olarak tercüme etmiştir. Bunu yapan kişi olan phoneus, bir cellat ya da hayvan kasabı değil, bir katil ya da bir suikastçıdır. Eğer birisi, Eski Antlaşma’daki “öldürmeyeceksin” sözünün, gerçekten de hayvanlardan ya da suçluların idam edilmesinden söz ettiğini düşünüyorsa, bu sözcüğü yanlış anlamaları Eski Antlaşma’nın bütününde var olan kurban sistemini onlar için akıl almaz bir sır haline getirir.

 

Soru: Matta 23:17; Luka 24:25; 1 Korintliler 15:36; Galatyalılar 3:1’de bunu İsa Kendisi ve diğerleri yaptığı halde, İsa Matta 5:22’de neden kimseye ahmak demememiz gerektiğini söyler?

YANIT: İsa, “ahmak” ya da “aptal” dememiş, “boş kafalı” anlamına gelen Aramice bir argo sözcük kullanmıştır. Bu sözcük, “salak” ya da “mankafa” anlamına da gelebilir. İsa insanlara, “budala” ve “kör kılavuz” da der (Matta 23:16) hatta “hırsız ve haydut” ve “yılan” bile der. İsa, sözlerini dikkatle seçiyordu ve insanları kötüleyip onlara çamur atmıyordu.

 

Soru: Matta 23:13-33; 21:45; 16:4’de İsa neden halkının ihtiyarlarına karşı hakaret etmişti? (Bu soruyu Müslüman Ahmad Deedat sormuştur.)

YANIT: Bu soruyu sormadan önce bunu biraz daha zorlaştıralım. İsa, Kendisini ret eden Ferisiler’i, yasa uzmanlarını ve diğer din önderlerini azarlamakla kalmadı, onları cehenneme gidecekleri konusunda da uyardı. Ancak İsa sadece bunları söylemekle kalmayıp eline bir kırbaç alarak tapınakta para bozan kişilerin masalarını da iki kez devirdi. Bu davranışıyla, tapınak alanında para bozanların masalar kurmasına baştan izin verenlerin yetkisini herkesin önünde ret ettiği açıktır.

Yanıtın üç kısmı vardır.

1) İsa’nın yetkisi onlarınkinden daha büyüktü. (Öyle olmadığı halde), Tanrı’yı itaatkâr bir şekilde izliyor olsalardı bile, İsa, Mesih ve Tanrı Oğlu olarak onlara ne yapılmasını istediğini söyleyebilirdi. Tanrı bizim planlarımızı istediği zaman ve istediği şekilde değiştirip bozma hakkına sahiptir.

2) İsa, Matta 23:15’de, sadece kendileri cehenneme gitmekle kalmayıp başkalarının da cehenneme gitmesini sağlayanların yetkisini kesin olarak ret etmişti. İsa, İbrahim, Musa ve Eski Antlaşma’dan daha büyük olduğu halde, aksine onları onaylayıp onların yetkisine kesin olarak saygı göstermişti.

3) Günümüzde bizlere, yönetimde olanlar gerçeği ret ederlerse onları dinlemememiz gerektiği buyrulmuştur (Titus 1:14). Titus 3:9-10’da bize bölücü olanları ret etmemiz söylenmiştir. Hatta, tarih boyunca yaşanan bir sorun da, birçok insanın Tanrı yolundan uzak birisini, sırf dinî bir lider olduğu için izlemeye fazlasıyla istekli olmasıdır. Ama Kutsal Kitap bizlere, bunun aksi olarak, Tanrı yolunda yürüyen önderlere itaat etmemizi ve onların yetkisi altında olmamızı da söyler (1 Selanikliler 5:12-23; 1 Petrus 5:2-5; İbraniler 13:17)

 

SORU: İsa, Matta 5:22’de, “KİM kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir” diyor, buna karşın, Matta 23:17, Luka 11:40 ve Luka 12:20’nin de gösterdiği gibi Kendisi bunu tekrar tekrar yapmıştır. O da cehennem ateşini hak etme tehlikesi içinde olmamalı mı? Ne de olsa, Kendi yasasına karşı gelmiştir!

YANIT: İki nedenden ötürü bu soruya hayır yanıtını veriyoruz.

a) Başkalarına bize Rab diye hitap etmelerini ya da onların bize tapmasına izin vermemeliyiz, bu sadece İsa’nın yapabileceği bir şeydir. Bu yüzden, İsa’nın bize öğrettiği her şey Kendisi için her zaman geçerli değildir. Daha sıradan bir düzeyde, ben kuşumun sadece kuş yeminin bulunduğu kaptan yemesi için bir kural koyduğumda benim de bu kuralı izlemem gerekir mi?

b) İsa aslında “ahmak” dememişti, bu bir açıklamadır. Kullandığı sözcük aslında, en iyi şekilde “boş kafalı” olarak tercüme edilebilecek olan raca idi. İsa, insanların ahmak olduğunu söylemiştir, bunu Süleyman’ın Özdeyişleri Kitabı’nda insanlara akılsız denilmesi gibi yapmıştır, ama bunu söylerken onların kafalarının (ya da yaşamlarının) değersiz olduğu düşüncesini iletmemiştir.

 

Soru: Katolik öğretmen Ludwig Ott’un öğrettiği üzere, Matta 5:26 Roma Katolikleri’nin araf öğretisini mi destekler?

YANIT: Bu sorunun yanıtı yedi nedenden ötürü hayırdır.

Ölümden sonrasından söz etmez: Bu, araf ya da ölümden sonraki herhangi bir şeyden söz etmez. İsa bunu bir benzetme olarak söylemiştir.

(Şimdi Papa Benedict XVI olan) Eski Kardinal Ratzinger gibi bazı Katolikler bile bu görüşe katılmaz. Kendisi bu konuda şöyle demiştir: “Araf, kişinin hemen hemen keyfi bir şekilde verilen cezaları çekmeye zorlandığı dünya üzeri bir toplama kampı değildir. Araf, değişimin içsel olarak gerekli sürecidir. Bu süreç içinde kişi Mesih ve Tanrı konusunda yeterli olur [yani, Mesih ve Tanrı’yla tam bir birlik içinde olma konusunda yeterli olur] ve böylece de bütün kutsallarla da birlik içinde olmaya yeterli olur” (Ratzinger’in Eskotoji (kıyametbilim) anlamına gelen kitabı Eschatology (1990), sayfa 230.)

İbraniler 10:10-15 iki şey öğretir: 1) İbraniler 10-12’de Mesih sunusunu sunmayı zaten tamamlamıştı ve 2) İbraniler 10:13-15’de Mesih sunduğu sunu aracılığıyla bizi sonsuza dek kusursuz kılmıştı. Mesih’e sunduğu sununun yeterince iyi olmadığını, yeterli olmadığını ya da İbraniler Kitabı’nın bize tamamlamış olduğunu söylediği işi tamamlamadığını söylemeyelim.

Romalılar 8:1, “Böylece Mesih İsa'ya ait olanlara artık hiçbir mahkûmiyet yoktur” der.

2 Petrus 1:11, öldükten sonra cennette (sıcak bir şekilde, ya da alevlerle değil) zengin ve bol bir şekilde karşılanacağımızı söyler. Araf, cennette pek içten karşılanmayacağımız bir “veranda” olurdu.

2 Korintliler 5:8, “Cesaretimiz vardır diyorum ve bedenden uzakta, Rab'bin yanında olmayı yeğleriz” der. Aynı şekilde, Filipililer 1:23 de Pavlus’un fiziksel olarak hayatta kalmakla “dünyadan ayrılıp Mesih'le birlikte olmak” gibi iki seçenek arasında olduğunu söyler. Öldüğümüz anda, cennet vaadi ertelenmiş olarak arafta değil, Tanrı’yla birlikte olacağız.

İlk Hristiyanlar, İznik’ten önce hiç araf sözünü duymamışlardı ve bu ayette araf gibi bir şeyi görmedikleri de kesindi. Elimizde İznik’ten öncesinden var olan

4,170’den fazla yazıda Matta 5:26’nın bu yorumu ve inanlının ölümden sonra gideceği herhangi bir ateşli araf düşüncesi kesinlikle yoktur.

 

SORU: Matta 5:29’da, Cehennem bilinçli işkence midir, yoksa sadece mezar mıdır?

YANIT: İkisi de doğrudur. Grekçe Hades sözcüğü, İbranice Sheol sözcüğüyle karşılaştırılabilir. Matta 5:29’da burasının gitmeyi istemediğiniz yer olduğu açıktır, bu yüzden bu ayetin metin çerçevesi bunun Tanrı’dan uzak bir şekilde ölenlerin gideceği “cehennem” olduğunu bildirir.

Luka 16:22-23 burada işkence (Grekçe’de basanois) (Luka 16:23,28), bilinçlilik (Luka 16:23) ve alevler içinde azap çekmek (Luka 16:24,25) olacağını gösterir.

İman etmeyen kişiler sadece orada olmakla kalmaz, orada sonsuza dek de cezalandırılırlar (Matta 25:41,46; Vahiy 14:9-11; ~19:3; ~22:15).

Matta 13:40-42,50 ateşli fırının İÇİNDE ağlayış ve diş gıcırtısı olacağını söyler. (Grekçe’de “orada” anlamına gelen ekei sözcüğü “olacak” değil, “orada” anlamına gelir.)

2 Selanikliler 1, bunun Rab’bin huzurundan ve O’nun görkemli gücünden dışarıda bırakılmış olarak sonsuz yok ediliş olduğunu öğretir.

Vahiy 14:9-11, canavara tapanlara “kutsal meleklerin ve Kuzu'nun önünde ateş ve kükürtle işkence edilecek” der. İman etmeyen kişilerin ölümden sonraki bilinci acı vericidir (Vahiy 20:10; Luka 12:5; 13:28; 16; Hezekiel 32:31-32; Matta 3:12; 5:21; 13:42,50; 22:13; 25:41; Yeşaya 50:11).

İman etmeyenler mahvolacak (Luka 13:3,5; Yuhanna 3:16; 2 Selanikliler 2:9) ve yok edilecektir (2 Selanikliler 1:9; 2 Petrus 3:16; Matta 10:28; 1 Korintliler 3:17; Filipililer 1:28; Yakup 4:12; Vahiy 11:18).

 

SORU: Matta 5:34’de bize ant içmememiz gerektiği söyleniyor, Yasa’nın Tekrarı 10:20’da ise Tanrı’nın adıyla ant içmemiz söyleniyor. Bu iki ayetin ışığında ant içmemeli miyiz, yoksa Tanrı’nın adıyla mı ant içmeliyiz? YANIT: Kutsal Kitap’ı etüt ederken metnin genel çerçevesini bilmek önemlidir. Burada da Eski Antlaşma’yla, Yeni Antlaşma’nın neler olduğunu bilmek önemlidir. İsa, Matta 5:21-48’de bir tek konuşmasında Eski Antlaşma’nın beş buyruğun yerine kesinlikle başkalarını koymuştu. Aşağıda İsa’nın söylediklerinin bir özeti yer alıyor:
 
Ayetler
Eski Antlaşma
Ama İsa dedi ki
Matta 5:21-26
Adam öldürmeyeceksin 
Buna ek olarak, kardeşine kızma ve ona “ahmak” deme
Matta 5:27-30
Zina etmeyeceksin
Buna ek olarak, bir kadına şehvetle bakma
Matta 5:31-32
Kim karısını boşarsa ona boşanma belgesi versin
Aksine, sadakatsizlik hariç boşama 
Matta 5:33-37
Antlarını yerine getir
Aksine, hiç ant içmeyin, sadece evet ya da hayır deyin
Matta 5:38-42
Göze göz
Aksine, diğer yanağınızı çevirin, contrast, turn the other cheek, onunla fazladan yürüyün vs. 
Matta 5:43-48
Komşunu sev ve düşmanından nefret et
Aksine, düşmanlarını bile sev
Bu arada, Yakup 5:13 de, günümüzde ant içmememiz gerektiği konusunda Matta 5:34’ün söylediklerini tekrarlar. İsa ayrıca Markos 7:19’da şimdi artık bütün yiyeceklerin temiz olduğunu göstermiştir ve bu da Elçilerin İşleri 10:9-16’in bir yankısıdır.

 

SORU: Matta 5:39-40’da, Hristiyanlar’ın nasıl öbür yanaklarını çevirmeleri lazımdır?

YANIT: Hristiyanlar’ın doğal bir şekilde değil, doğaüstü bir şekilde yaşamaları gerekir. Bizi ve ailemizi gözetip koruması için Tanrı’ya güvenebileceğimizi kabul ederek, ama akılsızca kötü insanlara güvenmeden, savunmasız bir konuma girmemize izin vermemiz lazımdır.

 

SORU: Matta 5:39 aksini söylediği halde, Hristiyanlar neden kötülüğe karşı direnirler?

YANIT: Kutsal Kitap’taki hiçbir ayet bize kötülüğe karşı direnmememiz gerektiğini söylemez. Matta 5:39 bundan değil, kesin olarak, size kötülük yapan kötü bir insana karşı koymamaktan söz eder. Yakup 4:7ve 1 Petrus 5:9’de İblis’e karşı direnmemiz söylenmiştir. Yeremya 7:6 ve 22:16’da Yeremya’nın yaptığı gibi ezilmişleri savunmamız gerekir. Eski Antlaşma’da, Süleyman’ın Özdeyişleri 28:4, doğruların yasayı terk eden kötülere “karşı çıktığını” söyler. Levililer 5:1, gördüğümüz bir kötülük hakkında mahkemede tanıklık etmeyi ret etmenin günah olduğunu söyler. Sahte öğretmenlere karşı tetikte olmalıyız (1 Yuhanna 2:26; 3:7; 4:1; 2 Yuhanna 7-8; Vahiy 2:16; 2 Petrus 2:2; Elçilerin İşleri 20:28-29. Sahte öğretmenleri yalanlamalıyız (1 Timoteos 1:3; Titus 1:9-11; Yahuda 3). İnancımız uğruna mücadele etmeliyiz (Filipililer 1:27; 4:3).

 

SORU: Matta 5:42 ve Luka 6:29-30’da, Hristiyanlar’ın kendilerinden her isteyene vermeleri mi gerekir?

YANIT: Evet: bu öğretiyi anlamak değil ama yerine getirmek zordur. Hristiyanlar’ın başkalarını kendilerinden de daha önemli saymaları lazımdır (Filipililer 2:3). Komşumuzu kendimiz gibi sevmeliyiz, bu yüzden tabii ki, birisine o bizden bunu istemiş olsa bile ona (uyuşturucu gibi) zarar verecek bir şey vermemeliyiz. Ama gerçekten ihtiyacı olan birisini görürsek, onun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmalıyız. İhtiyacı olan kişi bizim gibi bir Hristiyan olsa da, olmasa da böyle yapmamız lazımdır.

   Komşumuzu kendimiz gibi sevmemiz, kendimizi sevmenin de sakıncası olmadığını ima eder. Ancak, birçok insan, kendilerini çok az sevip vermeleri gerektiğinden daha fazlasını vermek yerine, başkalarına vermesi gerektiğinden daha azını vererek kendilerini başkalarını sevdiklerinden daha çok sevme suçunu işler.

 

Soru: Matta 5:43’ün söylediği gibi, “Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin” diyen ayet nerededir?

YANIT: Bu söz Eski Antlaşma’da yer almaz ama bu söz yazıcıların geleneğinde var olduğu için Yahudiler bu sözü sık sık duymuşlardır. İsa bu sözün Eski Antlaşma’da olduğunu çok iyi bir nedenden ötürü söylememiştir, çünkü bu söz Eski Antlaşma’da değildir.

 

SORU: Bizler, Matta 5:48’da dediği gibi, yetkin olabilir miyiz?

YANIT: Bir pırlanta değişik yerlerden bakıldığında farklı bir şekilde parıldadığı gibi, Kutsal Kitap bu konuyu dört açıdan ele alır. Bu geniş sorunun basit yanıtları, evet, evet, hayır ve evettir.

Evet, ölümden sonra: Cennette günahsız ve tamamen kutsal olacağımız gerçeği üzerinde düşünmeliyiz. Bunu beklemeliyiz ve eğer günahlarınızdan bazılarını geride bırakmak size üzüntü veriyorsa, o zaman ruhsal yaşamınızda yanlış bir şeyler var demektir. Matta 5:48’in sözünü ettiği yetkinliğe ancak ve ancak ölümden sonra tamamen erişebiliriz.

Evet, yasal olarak: Baba Tanrı, bizim bağışlanmış olduğumuzu bildirmiştir ve günahın suçluluğunun da İsa’nın çarmıhtaki ölümü aracılığıyla bağışlandığı bildirilmiştir. İbraniler 10:17 bizlere çok kesin bir şekilde İsa’nın çarmıha gerildiğinde, kutsallaştırılan kişileri “yetkinliğe kavuşturduğunu” bildirir.

Romalılar 4:17 bizlere Tanrı’nın var olmayanı buyruğuyla var ettiğini hatırlatır. Bizler Tanrı’ya karşı günah işlemiş olduğumuz ve cehenneme gitmeyi hak ettiğimiz halde, eğer Tanrı bize cennette bağışlanma ve günahsız yaşam vaat ediyorsa O’nun vaatleri yüzde yüz doğrudur. Bir anlamda, Mesih’e, O’nun ölümüne ve bedensel dirilişe güvenmiş olanların hepsi Matta 5:48’i başarmış ilan edilecektir.

Hayır, şimdi yeryüzünde olmaz ama yine de deneriz: Yeryüzünde günahsız kusursuzluğa erişmeyeceğiz ve bu konuma eriştiğini düşünen herkes 1 Yuhanna 1:18’in söylediği gibi kendini kandırmaktadır. Filipililer 3:12’de gördüğümüz gibi, Pavlus bile yetkin ya da kusursuz değildi. Yeryüzünde günahsız kusursuzluğa erişmeyeceğimiz halde, yine de günahsız kusursuzluğa ve Mesih benzerliğine erişmeye çalışmalı, ancak erişemediğimizde bütün inanlıların hâlâ yaptığı gibi, cesaretimizin kırılmasına izin vermemeliyiz. Bu yüzden İsa’nın Matta 5:48’deki buyruğu sadece gelecekle ilgili bir vaat ve bir bildiri değil, günümüzde ciddi bir şekilde yerine getirmeye çalışmamız gereken bir buyruktu.

Evet, Tanrı’nın isteğinde kusursuz olabiliriz: Bütün olmak ve Tanrı’nın olmamızı istediği yerde olmak anlamında “kusursuz” bir inanlı olabiliriz. Ama tıpkı “kusursuz” bir bebeğin sonsuza dek bebek olarak kalmaması gerektiği gibi, buradaki kusursuzluk da, sadece bu hayatta daha Mesih benzeri olma yolumuzda bir kilometre taşına erişmektir. 1 Yuhanna 2:5 ve Filipililer 3:15’de yetkinlik bu anlamda kullanılmaktadır. Bu yüzden günümüzde bizler yaşamlarımızda Matta 5:48’e tamamen itaat etmeye çalışırken ve buna erişemeyeceğimiz kesin olduğu halde, şu anda Tanrı’da kalmanın verdiği sevinç ve kusursuz huzura sahip olabiliriz.

 

Soru: Matta 6:1-4’ün söylediği gibi iyi işlerimizi ya da sevaplarımızı gizli olarak mı yapmalıyız, yoksa Matta 5:16’nın söylediği gibi ışığımızı insanların önünde parlatmalı mıyız?

YANIT: Her ikisi de. İyi işler, sevaplar yapmakta gayretli olmalıyız. Ancak, insanlar bizi gördükleri zaman, bizim iyi işlerimizi değil, içimizde yaşayan İsa’yı görmelidir. Bizim Mesih’i yansıtan kişiler olmamız gerektir. Kendimizin değil, ışığımızın parlaması gerektir.

   Tanrı’nın bizim aracılığımızla etkin olarak Kendisini yüceltmemiz için bizi seçmiş olması bir ayrıcalıktır.

 

Soru: Matta 6:1-4’da, Hristiyanlar Tanrı’ya verirken, sağ ellerinin sol ellerinin ne yaptığını bilmemesini nasıl sağlar?

YANIT: Tıpkı başkaları için yaptığımız iyi işleri büyütmememiz gerektiği gibi, Tanrı’ya verdiklerimizi de büyütmemeliyiz. Kendi kendinizi fazla övmeyin! Tanrı’ya bir iyilik yaptığınızı düşünmeyin. Zaten her şeyin sahibi olan Tanrı’yı zenginleştirdiğinizi ya da Tanrı’nın sizi kurtardığı için ne kadar şanslı olduğunu düşünmeyin. Bizler kendimize ait bir erdemden ötürü kurtarılmadık; Tanrı bizim ne kadar umutsuz bir konumda olduğumuzu gördü ve lütfuyla bizi yine de sevdi.

 

SORU: Matta 6:1-4’de, sadaka verirken bunu başkalarına bildirmememiz gerektiğinden, neden Hristiyanlar vergi amaçları için hayır kurumlarına verdikleri miktarları bildiriyor ve neden bazılarının ismine binalar ya da başka anıtlar yapılıyor?

YANIT: İnsanların (çoğul) önünde demek, halkın önünde demektir, bu yüzden vergi amaçları için hayır kurumlarına verilen miktarları bildirmenin bir sakıncası yoktur. Ancak bir insan, kendi ismine bir bina ya da bir anıt dikilmesi için para bağışı yapıyorsa, o zaman ödülünü yeryüzünde almış olur. Ancak eğer birisi başka birisinin ismine bir anıt diktiğinde, ilk kişi bunun bilincinde değilse ya da kendi ismine böyle bir anıt dikilmesini teşvik etmek için hiçbir şey yapmamışsa, bu ayet onunla ilgili değildir.

 

SORU: Matta 6:5-6’da, gizlide dua etmemiz gerektiğini söylediği halde, neden birçok Hristiyan okullarda herkesin birlikte dua etmesini istiyor?

YANIT: Kutsal Kitap, özel ve şahsi dua konusunda birçok örnekler verir. Ancak, Yeşu 7:6-9’da gördüğümüz gibi grup halinde edilen dualara da birçok örnek verir. 1 Krallar 8:22-53’de olduğu gibi, sadece bir tek kişinin yüksek sesle dua ettiği birlikte dua yapılabilir. Birlikte dua konusundaki bu örneklerde, yüksek sesle dua etsin ya da etmesin, herkes dua etmektedir.

   Elçilerin İşleri 16:25-26’da, Pavlus ve Silas, başkalarının kendilerini görebileceği bir yerde birlikte dua ediyor ve ilahiler söylüyordu. Ancak, hapiste oldukları için, nerede oldukları konusunda bir seçim hakları yoktu.

   Söz konusu ayette onaylanmayan şey, gösteriş için herkesin önünde dua etmek, ya da kalabalık içinde, belki de Tanrı’ya iman etmedikleri için kalabalığın katılmadığı bir şekilde dua etmektir.

 

Soru: Matta 6:5-7’da, İsa başka insanların önünde edilen bütün duaları kınıyor muydu?

YANIT: Hayır, bu ayet bunu söylemez, burada sadece gösteriş için olan dualar kınanmaktadır. Hatta İsa, Yuhanna 11:41-42’de başka insanların önünde dua etmişti.

   Eski Antlaşma’da Süleyman, 1 Krallar 8:22’de herkesin önünde dua etmişti. İsa başka insanların önünde dua edilmesine değil, herkes tarafından görülüp hayran olunmak üzere gösteriş için yapılan duaya karşıdır.

 

SORU: Matta 6:7’ya göre, dualarımızı tekrarlamamalı mıyız?

YANIT: Dua ederken söyledikleriniz sizin için bir anlam taşıdığı sürece duaları tekrarlamanın bir sakıncası yoktur. Eğer onları kalbinizden gelerek, söylediklerinizi gerçekten kastederek etmiyorsanız dua etme zahmetine katlanmamalısınız. Bazı Mezmurlar’da yapıldığı gibi, dua ya da tapınma sırasında bir sözün tekrar edilmesinde sakınca yoktur,

 

SORU: Matta 6:7-8’in ışığında, birçok Hristiyan, özellikle daha Katolikler, Episkopaller, Anglikanlar ve Luterciler vb. gibi ayinsel gelenekleri olanlar neden her Pazar aynı şeyleri tekrar tekrar söylerler?

YANIT: Bu sözleri her söylediklerinde bunların onlar için bir anlamı olduğu sürece bunu yapmalarında bir sakınca yoktur. İsa burada tekrarı değil, anlamsız, boşuna yapılan tekrarı kınamıştır. Mezmur 136 gibi bazı Mezmurlar’da tekrar kullanılmıştır. İsa bizleri tekrarın anlamsız olacağı konusunda uyarmıştır ancak bu, her tekrarın anlamsız olduğu anlamına gelmez.

 

SORU: Dua ettiğinizde, Matta 6:7-8’in söylediği gibi, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmamalı mıyız, yoksa Luka 18:5,7’deki dul kadının örneğinde olduğu gibi sürekli olarak dua mı etmeliyiz?

YANIT: Sürekli olarak dua etmek, tekrar kullanmanız gerektiği anlamına gelmez. Dua ederken dualarınızda farklı şeyler söyleyebilirsiniz.

   İsa tekrarın yanlış olduğunu değil, sadece boş ya da anlamsız tekrarın yanlış olduğunu söylemiştir. Eğer anlamlıysa bazı tekrarlamalar sakıncalı değildir. Örnek olarak, bkz. Mezmur 118:1-4. Bu yüzden eğer bir kilise toplantısında her hafta aynı şeyler kullanılıyorsa, yapılan şey anlamlı olduğu sürece sakıncası yoktur.

 

Soru: Matta 6:9-13 ve Luka 11:1-4’da İsa, Rab’bin Duası’nda ne öğretiyordu?

YANIT: Aşağıda kısa bir özet göreceksiniz:

Göklerdeki: Tanrı aynı anda her yerde olduğu halde, Tanrı’nın her şeyin üstünde olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Tanrı’nın tahtı bizim için yıldızlardan daha uzaktır.

Babamız: Bizler Baba Tanrı’ya dua ederiz. İsa Tanrı’dır (İbraniler 1:8-9), bu yüzden, İstefan’ın Elçilerin İşleri 7:59’da yaptığı gibi İsa’ya dua etmek de uygundur.

Adın kutsal kılınsın: Tanrı’nın sadece bir arkadaşınız ya da “kankanız” olduğunu düşünmeyin. Tanrı’nın kim olduğunu unutmayın.

Egemenliğin gelsin: Bu tür bir dua günümüzde sık sık ihmal edilir. Kendiniz ve başkaları için Övgü/Tapınma, İtiraf, Şükran Sunma ve Yakarmaya ek olarak Tanrı’nın Egemenliği’nin yakında gelmesi için dua etmek de lazımdır. 1 Selanikliler 4:18, Tanrı’nın Egemenliği’nin özlemini çekmemiz gerektiğini gösteren ayetlerden biridir. Tanrı’nın Egemenliği’ni beklememiz gerektiğini gösteren ayetlere şunlar da dahildir: 1 Selanikliler 4:18, 2 Petrus 3:13 ve 1 Petrus 4:7.

   Bu söz ilgilenmeyen bir tutum göstermez. Bunun yerine bunu söylerken, Tanrı’nın Egemenliği’nin yakında gelmesi için ateşli bir arzu dile getirmekteyizdir.

Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de: Hiçbir ayartılmanın olmadığı gökte ya da Cennette Tanrı’nın isteğinin olması için dua etmeyiz. Yüce Tanrı’nın arzulanan isteğinin yeryüzünde olması için dua etmek bizim için bir ihtiyaçtır. Tanrı’nın isteğine ne kadar itaat edilmesini istediğimiz konusunda standardımız cennettir.

Senin isteğin olsun: Kendi bencil arzularımızı yerine getirmek yerine, Tanrı’nın isteğinin gerçekleşmesi için dua etmeliyiz (Yakup 4:3).

Bugün bize ... ver: Sadece arzuladığımız değil, ihtiyacımız olan şeyleri elde edebilmek için dua etmemiz gerekmektedir. Tanrı yolunda yürümeyen zengin insanlar parasal bakımdan ihtiyaçları olan her şeyi ve fazlasını dua etmeden elde ettikleri halde, bizim bunu görmezden gelip ihtiyaçlarımız için Tanrı’ya dua etmemiz lazımdır (Bkz. Süleyman’ın Özdeyişleri 30:7-9). Öyle gözüküyor ki, bir sonraki altı gün boyunca hiç dua etmemek gibi bir şey yapmamamız için, bir hafta için ihtiyacımız olan şeyler için bir günde dua etme gibi bir plan da yoktur.

Gündelik ekmeğimizi:

İhtiyaçlarımız için her gün dua etmeliyiz. Bir keresinde hayatınızdaki bütün ihtiyaçlar yerine dua etmek yerine, her gün dua edin. Bu duada, Yakup 4:3’ün gösterdiği üzere, arzularımız ve bencil isteklerimiz için dua etmeme maddesi yer almıyor. Bu bizim gerçekten ihtiyacımız olan şeyler için ettiğimiz bir duadır.

Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi: Tanrı, tövbe edip Kendisine dönenleri tamamen bağışlar. Bizler de başkalarını aynen böyle bağışlamalıyız.

Sen de bizim suçlarımızı bağışla:

Söylediğimiz sözlerden, yaptığımız şeylerden ve yapmadığımız şeylerden ötürü bağışlanmaya ihtiyacımız vardır. Buna ek olarak, düşüncelerimiz ve içimizdeki günahlı arzular için de bağışlanmaya ihtiyacımız vardır. Bazıları, bir kez Hristiyan olup zaten bağışlandıktan sonra artık bizi bağışlaması için Tanrı’ya dua etmemiz gerekmediğini söyler, ancak bu yanlıştır. Bu dua da bunun yanlış olduğunu gösterir. Yakup 5:16 da, (gelecek zamanda) günahları bağışlansın diye bir inanlı için dua edilmesini göstermektedir. Günahın bağışlanması, bizim söylediğimiz herhangi bir sözü değil, Mesih’in çarmıhtaki ölümünü temel alır. Bağışlanmanın, hepsi de Mesih’in çarmıhını temel alan geçmiş, şimdi ve gelecekle ilgili yönleri vardır.

 

Soru: Matta 6:9-13 ve Luka 11:2-4’ya göre neden dua etmeliyiz?

YANIT: Dua, her şeyi bilen Tanrı’ya bilgi vermek, Yüce Tanrı’ya güç vermek ya da çok sevgi dolu bir Tanrı’nın yüreğini değiştirmek değildir. Dua, bir buyruktur, Tanrı’yla konuşma ayrıcalığıdır ve Tanrı’nın dualarımızı iyileştireceği konusunda bir vaattir. Her konuda Egemen olan Tanrı, dualarımızın Tanrı’nın durumları değiştirmesinde etkin olmasına (Yakup 5:16) izin vermeyi kabul etmekle kalmamıştır. Ayrıca bu düşünce O’ndan çıkmıştır. Bu da duayı daha da harika bir şey haline getirir.

 

Soru: Matta 6:14-15’e göre, başkalarının suçlarını mı, yoksa bütün günahlarını mı bağışlamalıyız?

YANIT: Buradaki suçlar sözcüğü günahlar anlamına gelir, bu yüzden bu ikisi arasında bir fark yoktur.

 

SORU: Yakup 1:13 Tanrı’nın kimseyi ayartmadığını söyler, o zaman Matta 6:13 neden Tanrı’nın ayartılmamıza izin vermemesini söylüyor?

YANIT: Birçok İngiliz’in bu duayı, “Bizi ihtiyaç anımızda kurtar” şeklinde söylemesi bu sözlerin anlamını daha iyi yansıtır. Tanrı bizleri ayartmaz ama ayartılmamıza izin verir. Bu duruma örnek olarak İsa’nın denenmesini ve 2 Korintliler 1’de Pavlus’un çaresizliğe düşecek kadar denenmesini gösterebiliriz. Tanrı bizi dener ama gücümüzü aşan biçimde denenmemize izin vermez (1 Korintliler 10:13a). Denendiğimizde ve dayanabileceğimizden daha fazlası olan noktaya yaklaştığımızı düşündüğümüzde, Tanrı bize bir kaçış yolu ya da bizi kuvvetlendirmenin bir yolunu sağlayacaktır.

 

Soru: Matta 6:16-18’e göre Hristiyanlar oruç tutmalı mıdır?

YANIT: Evet, oruç tutmak inanlıların Tanrı’ya olan duygularımızın yoğunluğunu Tanrı’ya iletmenin bir yoludur. Tapınmak için (Elçilerin İşleri 13:2-3); Tanrı’nın bize yardım etmesi için dua etmek için (Yeşaya 58:3-9; Elçilerin İşleri 14:23; Mezmur 35:13; Nehemya 1:4; Ester 4:3,16; 1 Krallar 21:27, Ezra 8:23), bireysel ve toplu tövbe için oruç tutmalıyız (Nehemya 9:1; Daniel 9:3; Yoel 1:14; 2:12-15; Yunus 3:5).

Geleneklerden ötürü (Zekeriya 7:5) ya da gösteriş için oruç tutmamalıyız (Matta 6:16-18).

Kilo vermek için rejim yapılabilir ama ana amacı farklı olduğundan bu oruç değildir. Tıka basa yemek ve oruç tutmak döngüsü hem sağlığa zararlı, hem de Kutsal Yazılar’a aykırıdır.

 

Soru: Matta 6:19-21. Hristiyanlar’ın neden parası ve başka dünyasal hazineleri var?

YANIT: Tanrı’ya vermek inanlılar için isteğe bağlı bir şey değildir (Malaki 3:10-12). Bizim Rab’bin işine vermemiz gerektir (2 Korintliler 8:1-8; 9:6-11; Süleyman’ın Özdeyişleri 3:9,10; 11:24; 1 Korintliler 16:2; Titus 2:13). Fakirlere ve ihtiyacı olan başka insanlara yardım etmemiz önemlidir (Süleyman’ın Özdeyişleri 11:24-25; 14:21; 24:11-12; 28:22; 29:7; 31:9,20; 2 Korintliler 9:6-7).

   Kutsal Kitap’ta çok sayıda ayet bize fakirlere ve başkalarına vermemizi söyler: Süleyman’ın Özdeyişleri 11:24-25; 14:21; 19:9-10,17; 21:13; 22:9; 24:11-12; 29:7; 31:9,20; Mezmur 41:1; Yeşaya 58:7-8,10; Yeremya 5:28; 22:16; Matta 6:2-4; 19:21; Galatyalılar 2:10; Efesliler 4:28; 1 Timoteos 6:18-19; Yakup 1:27; Yasa’nın Tekrarı 15:11; Mezmur 68:5; Eyüp 29:12-13; 1 Yuhanna 3:17-19; Elçilerin İşleri 4:32-35

   Ancak, Süleyman’ın Özdeyişleri 28:20’ye göre zenginliklerin Tanrı’dan bir bereket olabileceğini de kabul etmek lazımdır. Hristiyanlar’ın aşağıdaki şeyleri yapmaları uygundur:

a) Kendi mal mülkleri olması (2 Timoteos 4:13).

b) Ailemizin ihtiyaçlarını karşılamamız lazımdır (1 Timoteos 5:4,8; Süleyman’ın Özdeyişleri 31:13-15; Markos 7:10-13; ~Luka 15:18-30).

c) Vaizlerimizin ihtiyaçlarını karşılamamız lazımdır (1 Korintliler 9:4-12; 1 Timoteos 5:18; Galatyalılar 6:6)

d) Kendi ihtiyaçlarımızı karşılamamız lazımdır (Titus 3:14).

e) Vergilerimizi ödememiz lazımdır (Matta 22:17; Romalılar 13:7).

f) Gelecek için biriktirmemiz lazımdır (Süleyman’ın Özdeyişleri 6:6-8; 10:5; 31:16; Luka 15:18-30; Titus 3:14).

g) Çocuklarımıza bir miras bırakmamız lazımdır (Süleyman’ın Özdeyişleri 13:22; 17:2; 19:14; Mezmur 17:14).

h) Sahip olduklarımıza iyi bakmamız lazımdır (ki bunun için de bazen ekstra para gerekir) (Süleyman’ın Özdeyişleri 12:10,11,27). Zenginliklerimizin durumunu bilmeliyiz, çünkü onları ihmal edersek kaybedebiliriz (Süleyman’ın Özdeyişleri 27:23-24).

Buna karşın açgözlülük ve korkuyla hareket etmek de doğru değildir. Kendinizi, aileniz için ölüyken diri olduğunuzdan daha yararlı olacak kadar çok sigorta ettirmişseniz o zaman öncelik verdiğiniz şeylerin sırası karışmış demektir. Para konusunda doğru ve doğru olmayan tutumlar ve paranın kullanımı konusunda daha ayrıntılı bilgi için Süleyman’ın Özdeyişleri 3:9’la ilgili yanıtı okuyun.

 

SORU: Matta 6:22, bazı Yeni Çağcılar’ın iddia ettiği gibi bir tür ruhsal “üçüncü göz”den söz ediyor olabilir mi?

YANIT: İlk Hristiyanlar’ın hiçbiri ve hiçbir modern Hristiyan da bu ayeti bu şekilde yorumlamamıştır. Birkaç kişinin iddia ettiği gibi, eğer burada söylenilen gerçekten bu ise, o zaman Tanrı, mesajını her Hristiyan’ın anlayabileceği bir şekilde bildirmekte başarısız olmuştur. Bir ayeti yorumlarken, “Bunu, şu şu anlama gelecek şekilde yorumlayabilir miyim?” diye değil, “Tanrı bize neyi bildirmek istemiştir?” diye sormamız gerekir. Ancak birçok insan bu ilkini yapar çünkü irade ve yüreğin günahları olduğu gibi, zekânın da günahları vardır.

 

Soru: Matta 6:26’da, Tanrı’nın kuşları gözetmesi Tanrı’nın bize olan ilgisinin bir örneği olduğundan, Tanrı’dan ne tür bir yardım bekleyebiliriz?

YANIT: Yanıtta üzerinde düşünülmesi gereken beş nokta vardır.

1. Tanrı’nın izin verdiği şeylerden başka bir şey olmaz (Eyüp 1:12; 2:6).

2. Sorunlarımız olacaktır (2 Timoteos 3:12; Yakup 1:2), ama sıkıntılarımızda Tanrı bizi kuvvetlendirip teselli edecektir (2 Korintliler 1:4-5).

3. Tanrı inanlıların güçlerini aşan bir şekilde denenmelerine izin vermez (1 Korintliler 10:13)

4. Bazı inanlılar zulüm görecek, hatta bazıları öldürülecektir (1 Petrus 1:6)

5. “RAB'bin gözünde değerlidir sadık kullarının ölümü” (Mezmur 116:15). Adil olmayan, çok acı verici bir şekilde bile ölmüş olsak, Tanrı cennette bize yine bakacaktır ve şimdi çektiğimiz sıkıntılar cennetin sevinçleriyle kıyaslandığında birer hiçtirler (bkz. 1 Korintliler 2:9)

 

SORU: Bazı Yeni Çağcı insanların söylediği gibi, Matta 6:33, sözde var olan içsel tanrılığımızı en çok öncelik verdiğimiz şey haline getirmemiz gerektiğini mi öğretir?

YANIT: Hayır, bizde içsel tanrılık yoktur. Bizler Tanrı’nın benzerliğinde yaratıldık ve (hem erkek ve hem de kadın olmak üzere) inanlılar Tanrı’nın çocuklarıdır, ama kendimize ait bir tanrılığımız yoktur. Bu ayet bizim tanrılığımız ya da bize ait olan başka bir şey hakkında hiçbir şey söylemez. Bunun yerine, Tanrı’nın Egemenliği’nin ve O’nun doğruluğunun ardından gitmemizi söyler. Tek tanrıya inanan her Yahudi’nin de söyleyeceği gibi, bir tek Tanrı vardır, o da Tanrı’dır. İsa da Yahudi’ydi ve sadece bir Tek Gerçek Tanrı olduğunu ve O’nun sözlerine itaat etmemiz gerektiğini onaylamıştı. Kutsal Yazılar’ı kendi düşüncelerimize uydurmak için onları çarpıtmak yerine onlara boyun eğmeliyiz.

 

SORU: Yuhanna 7:24, 1 Korintliler 5:12 ve 1 Korintliler 6:25’de bize yargılamamız söylendiği halde, Matta 7:1-2, Luka 6:37 ve Yuhanna 7:24’de neden başkalarını yargılamamamız söylenmektedir?

YANIT: Kutsal Kitap başka insanları yargılamayı değil, yargılama etkinliğini onaylar. 1 Korintliler 6:5 yargılama sözcüğü için, diakrinai’dan farklı bir Grekçe sözcük kullanır. Bu sözcük, medeni hukukla ilgili bir konuda Hristiyanlar arasında karar veren Hristiyan bir hakemden söz eder.

   Diğer ayetlerde kullanılan Grekçe sözcük krinete’nin çeşitli anlamları vardır. Matta 7:1-2 ve Luka 6:37 başkalarını yargılamamamız gerektiğini söyler (bazı şeyleri ya da davranışları yargılamamaktan söz etmez). Yani, başka insanların değerini yargılamamamız, onların ne kadar iyi Hristiyanlar ya da ne kadar kötü günahkârlar olduğu hakkında yargılamada bulunmamamız gerekmektedir. Bunu Tanrı’nın yapmasına izin vermeliyiz; bizim kimseyi yargılamamız gerekmiyor.

   Yuhanna 7:24 de, krinete sözcüğünü kullanarak, “Dış görünüşe göre yargılamayın, yargınız adil olsun” der.

   Matta 7:1’in, Matta 7’nin geri kalan kısmını göz ardı ederek her türlü yargılamayı bırakmak gerektiğini öğretmek sorumsuzca bir davranıştır. Köpeklerle domuzları tanımamız (Matta 7:6) gerekir ve Matta 7:16-20’de medyaları değerlendirmemiz gerekir. Başka insanları öldürmek, Almanya’daki büyük Yahudi katliamı, hayvanlar ve çocuklarla seks yapanlar vb. konularda, bazı insanlar başkalarına kendi ahlakımızı kabul ettirmeye çalışmamamız gerektiğini ya da aslında doğruyla yanlış arasında bir değerlendirme yapmamamızı söyler. Ancak Kutsal Kitap’ın öğrettiği şey bu değildir.

 

SORU: Matta 7:1-5’e göre Hristiyanlar’ın yargılamaması mı lazımdır, yoksa 1 Korintliler 6:2-5’in söylediği gibi yargılamamız mı lazımdır?

YANIT: Kendi değerleri dahil, başka insanları yargılamamalıyız ama 1 Korintliler 6:2-5’in öğrettiği gibi iyi ve kötü davranışları ayırt etmeliyiz. (Krino gibi), Sözcüklerin bazıları Grekçe’de aynı olduğu halde, metin çerçevesi farklıdır.

 

SORU: Matta 7:6’da İsa, incilerinizi domuzların önüne atmayın derken ne demek istemişti? 

YANIT: Değerli olan bir şeyi alıp onu takdir etmeyecek olanlara vermeyin. Onlar bunu sizin aleyhinize dönüp size saldırmak için kullanabilirler. Bize alaycı ya da kötü bir insanı düzeltmeye çalışmamamızın söylendiği Süleyman’ın Özdeyişleri 9:7-9’un arkasında da bu incileri atmamak kavramı vardır. İsa iman etmeyen insanların önünde fazla mucize gerçekleştirmemiştir. Ayrıca, 2 Petrus 2:20-22’nin dediği gibi, bir insanın gerçek yolunu hiç bilmemesi, onu bilip de ona sırtını çevirmesinden daha iyidir.

   Şimdi bu ayetin olası yorumlarına bakalım, sonra da İsa’nın ne demek istediği konusundaki en iyi seçeneği ya da seçenekleri bulmak için listeyi kısaltalım.

Atmak şu anlamlara gelebilir:

A1. Atmayın demek, zorlamayın anlamına gelebilir.

A2. Dırdır etmeyin.

A3. Öğretmek için hiçbir çabada bulunmayın.

A4. Çok dikkatli olup hiçbir zaman söylemeyin.

Buradaki “atmak” fiili aktiftir, bu yüzden İsa, incilerinizi saklayın ya da yerde hiç inci bırakmayın demek istememiştir. Bu yüzden A4 olasılık dışıdır.

İnciler şu anlama gelebilir:

İ1. Tanrı yolundaki öğreti

İ2. Müjde’nin mesajı

İ3. Değerli olan her şey, özel ayrıcalıklar ya da kutsal şeylere katılma Kutsal Kitap’ın Çetin Sözleri anlamına gelen Hard Sayings of the Bible 370-371 sayfalarda bu görüş yer almaktadır.

İ4. Bu söz aynı zamanda, “Kilise zulüm gördüğünde, başka Hristiyanlar’ın isimlerini önünüze gelene bildirip onları da tehlikeye atmayın” anlamına da gelebilir. İsa, ahlaksal öğretileri açıkça öğretiyordu, bu yüzden bu İ1 olasılık dışıdır.

Domuzların önüne şu anlama gelebilir:

D1. Bu şeyleri takdir etmeyenler.

D2. Öğrenmeye hazır olmayanlar

D3. İman etmeyen insanlar aktif olarak öğrenmeyi arzulamaz

D4. Öğrenmeyi ret eden iman etmeyen kişiler (olası değil) D5. Ancak Matta, iman eden Yahudi olmayan kişilerden söz eder, bu yüzden bu söz genel olarak Yahudi olmayan uluslardan söz etmez.

Domuz sözcüğü aşağılayıcı bir terimdi, bu yüzden öğrenmeyi ret edenler anlamına gelmesinin tasarlanmış olması çok olasıdır.

Bu yüzden en iyi seçenekler şunlar olabilir: A1 + A2 + AC3 ve İ2 + İ3 ve D1 + D2 + D3 + D4.

 

Soru: Matta 7:7-11, insanlar neden istedikleri her şeyi elde etmezler?

YANIT: Tanrı, kozmik bir Noel Baba’dan çok daha fazlasıdır. İnsanlar en az beş nedenden ötürü her zaman her istediklerini elde etmezler.

1. Bunları Tanrı’dan istemezler (Yakup 4:2)

2. Başka birisine değil, Tanrı’ya dua etmeleri gerektir.

3. Ruh’ta ve İsa’nın ismiyle dua etmeleri gerektir (Koloseliler 3:17; Yuhanna 14:13-14; 15:16; 16:26).

4. Tanrı kötülerin duasını işitmez (Süleyman’ın Özdeyişleri 15:29; 1 Petrus 3:12; Yeşaya 1:15; Yeremya 11:14; 14:12; Mika 3:4).

5. Bu kişiler Tanrı halkıyla mücadele ederler (Mezmur 18:41. 1 Samuel 22:16-17; 28:6).

Ayrıca bkz. bir sonraki sorunun yanıtı.

 

Soru: Matta 7:7-11, Hristiyanlar neden İsa’nın ismiyle Tanrı’dan duada istedikleri şeyleri her zaman elde etmezler?

YANIT: Tanrı bazı duaları “evet,” bazılarını “hayır” ve bazılarını da “bekle” şeklinde yanıtlar. Tanrı yanıt vermediğinde ya da verdiği yanıt bizim istediğimiz yanıt olmadığında, “neden” diye düşünmek iyi bir fikirdir. Bütün belirli durumları bilemeyiz ama genel olarak biz, durumlar ve Tanrı’yla ilgili en az 21 neden vardır.

Biz:

1. Yanlış tanrıya, bir puta tapmamız. 1 Krallar 18:26-29

2. Tutkularımızı tatmin etmek için istememiz. Yakup 4:3

3. İstekler iyi şeyler için olmalıdır. Matta 7:11

4. Onlara sahip olmamızın Tanrı’nın isteği olmaması. Markos 14:36

5. Beklememiz gerekmesi. Daniel 10:12-14

6. Dualarımızın sadece boş tekrarlar olması. Matta 6:7

7. [Anlamlı bir şekilde] Daha ısrarlı olmamız gerekmesi. Luka 11:5-10, 18:1-7

8. Yüreğimizde günahı aziz tutmamız (Mezmurlar 66:18-19) ya da kötü olmamız (Süleyman’ın Özdeyişleri 15:29). Biz Tanrı’yı işitmemeyi seçtiğimizde Tanrı da bizi işitmez. Zekeriya 7:11-14

9. Özdenetime ihtiyacımız olması. 1 Petrus 4:7

10. Günah işlemiş olmamız (boşanmış olmak gibi). Malaki 2:13-14

11. Tanrı’yı ve Yasası’nı hiçe saymış olmamız. Zekeriya 7:13; Süleyman’ın Özdeyişleri 28:9

12. Fakirlerin yakarışlarına kulak asmamamız. Süleyman’ın Özdeyişleri 21:13

13. Karılarımıza karşı düşüncesiz ve anlayışsız olmamız. 1 Petrus 3:7

14. İnsanlar hâlâ putlara da tapıyorlarsa Tanrı onları işitmeyecektir. Hezekiel 8:8-18

15. Ellerinin kanlı olması. Yeşaya 1:15

16. Tanrı denenmelerin bizim için en iyi şey olduğunu bilir. 2 Korintliler 12:7-9

17. Tanrı bizi disiplin etmektedir. 2 Samuel 12:16-18;22-24

Durumlar:

1. Tanrı’nın Kendi zamanı geldiğinde. Tanrı duayı yanıtlayabilir ama belki de şu an, henüz doğru zaman değildir. Habakkuk 2:3

2. Belki bizim bir şekilde değişmemiz, ya da başka birisinin değişmesi gerekmektedir. 1 Samuel 1:10-12; Mısır’dan Çıkış 2:23-24

Tanrı:

1. Tanrı duamızı “hayır” şeklinde yanıtlıyor olabilir.

2. Tanrı denenmemize izin veriyor olabilir.

Bazen, Eyüp Kitabı ve Daniel 10:2-3,12-14’ün gösterdiği gibi, sahne arkasında neler olup bittiği (ya da işin iç yüzü) hakkında hiçbir fikrimiz yoktur. Ama sabrımız ve sebatımızın Tanrı’yı yücelttiğini biliriz.

 

SORU: Matta 7:20 bize hangi dinî grubun gerçek dine sahip olduğunu nasıl anlayabileceğimizi mi söyler? YANIT: Evet ve hayır. Her dinde, o dinden olduklarını iddia eden ama dinin söylediklerini yerine getirmeyen kişiler vardır. Birçok insan sadece kültürel olarak Hristiyan, Müslüman, Hindu vb.larıdır. Bu ayet, özellikle de sahte öğretmenler olan bireylerden söz eder. Bu yüzden, bir tarikatın ya da dinin kurucuları için kullanılabilir.

 

SORU: Matta 7:24-29, Spangler ve başka bazı Yeni Çağcılar’ın söylediği gibi, sözde “içsel tanrılıklarının” farkında olanların hayatın fırtınalarına dayanabileceklerini mi göstermektedir?

YANIT: Hayır, lütfen Matta 6:33’le ilgili yanıta bakın. Bu ayette bizim tanrılığımızdan söz edilmez. Yeni Çağcılar bu ayete kendi istedikleri anlamı veriyorlar. Bunun yerine buradaki konu, hayatımızın (evimizin) Tanrı’nın temeli üzerine mi, yoksa kum üzerinde mi kurulu olduğudur.

 

Soru: Matta 8:2’deki cüzamlı sorusunu neden bu sözlerle sormuştu?

YANIT: Cüzamlı, İsa’nın onu temizleyebileceğine tam olarak inanmıyordu. İsa’nın kendisini temiz kılmayı isteyip istemediğinden emin değildi.

 

SORU: Matta 8:4’de, cüzamlının neden kâhine tanıklık olması için bir kurban sunması gerekiyordu?

YANIT: Bu durum kâhinlere onun mucizesel bir şekilde temizlendiğini gösteren bir tanıklık olacaktı, aynı zamanda İsa’nın yasayı hâlâ desteklediği konusunda da kâhinlere bir tanıklık olacaktı.

   Elçilerin İşleri 15:5’e göre daha sonra Ferisiler’den bazıları Hristiyan olmuşlardı. Bütün hatalarına karşın, Ferisiler’in birçoğu, Tanrı Sözü’nü ciddiye almak ve Tanrı’nın diriliş ve ölümden sonraki yaşam hakkında söylediklerine inanmak gibi bir erdeme sahipti.

 

SORU: Romalı yüzbaşı Matta 8:5-13’ün söylediği gibi İsa’ya kendisi mi gitmişti yoksa Luka 7:1-10’un söylediği gibi başkalarını mı yollamıştı?

YANIT: Bu sorunun iki olası yanıtı vardır.

1) Yüzbaşı önden başkalarını yollamış, sonra kendisi gelmişti.

2) Yüzbaşının “geldiği” söylendiğinde bu onun şahsen geldiği anlamına gelmez. Örneğin, Yuhanna 19:1, Pilatus’un İsa’ya kamçıladığını söylediğinde, bu Pilatus’un bunu kendi elleriyle yaptığı anlamına gelmez.

 

SORU: İsa, Matta 8:10 ve Luka 7:9’da neden yüzbaşıya hayran kalmıştı?

YANIT: İsa, iki taraf arasında yaptığı kıyaslamadan ötürü yüzbaşıya hayran kalmıştı. Yüzbaşı Yahudi değildi ve bütün hayatı boyunca Yasa’yla eğitilmemişti, buna karşın Yahudiler’den daha çok imanı vardı. İmana sahip olmak, sadece içinde bulunduğumuz ortamı ve yetiştirilme biçimimizi temel almaz.

 

SORU: Matta 8:12, geçici cezadan mı, yoksa sonsuz cezadan mı söz eder?

YANIT: Ayetin kendisi bu sorunun yanıtını vermez. Ancak, Kutsal Kitap’ın başka yerlerinde gördüğümüz, “ağlayış ve diş gıcırtısı” sözü, sadece azaptan değil, kalıcı bir biçimde yok olan, onur, ayrıcalık ve sevinçten söz eder. Bu yüzden bu ayet büyük bir olasılıkla sonsuz cezadan söz etmektedir.

 

SORU: Cehennem, Matta 8:12; 22:13 ve 25:30’un tanımladığı gibi karanlık bir yer midir yoksa Vahiy 20:14; Markos 9:48’in tanımladığı gibi ateş ve alevlerle dolu bir yer midir?

YANIT: Her ikisi de doğrudur. Önce kısa, sonra da uzun bir yanıt vereceğim.

Kısa yanıt: Bu ateş sadece yeryüzüne ait bir ateş değildir ve Tanrı bu ateşi istediği şekilde yapabilir. Tanrı bize yeryüzünde hiç görmediğimiz bir şeyi tanımlamaktadır ve bizler yeryüzündeki ateşin Cehennem ateşine ne kadar benzer ya da ondan ne kadar farklı olduğunu bilmediğimiz halde, Tanrı’nın bu tanımlayıcı benzetmeyi kullanmasına yetecek kadar benzer olduğunu düşünüyoruz.

Uzun yanıt: Bilimsel olarak ateş, (kırmızıdan mora) görülen tayfta ışık fotonları yaydığı için parlaktır. Bize tayfın diğer kısımlarından da, ağırlıklı olarak ateşten kızılötesi olmak üzere, ışık fotonları yaydığı için sıcaktır. Ancak atmosferdeki güneş ışığında daha çok morötesi ışınlar vardır. Esas olarak, x-ışınları ya da gamma ışınları yayan bir şey nasıl tanımlanır? Bu, bir şeyi çok daha çabuk kızartabilir ama çıplak göze karanlık görünür. Fotonlarından ayrı olarak bir nötron yıldızın enerjisinin büyük bir kısmı, bir atom bombasının yaydığı nötronlar olarak yayılır. Ama eğer birkaç tane foton olsaydı karanlık olurdu. Bakın, bizler cehennemin fotonlardan mı, nötronlardan mı, ya da başka bir şeyden ötürü mü sıcak olduğunu bilmiyoruz ama yeryüzüne ait bu gözlemler sadece karanlığın ve cehennem ateşinin nasıl olabileceği konusunda birçok olasılık olduğunu gösterir.

 

Soru: İsa’nın Matta 8:13’deki ifade biçimi ne anlama gelir?

YANIT: İsa’nın bu sözü başka kimseye söylemiş olduğu kaydedilmemiştir. İsa, yüzbaşının imanının büyük olduğunu söylemişti. İsa’nın bunu söylemesi ve adamın da kızının iyileşmesi bunun doğruluğunu gösteriyordu.

 

SORU: Matta 8:14’da, Petrus’un evli olduğu bildiriliyor. Bu da, Katolikler’in rahiplerin evlenemeyeceği uygulamasının yanlışlığını kanıtlıyor mu?

YANIT: Protestanlar olarak, bu ayetin bu noktayı ne kanıtladığını, ne de kanıtlamadığını söyleyebiliriz. Petrus, İsa’nın öğrencisi olmadan önce evlenmişti. Aynı şekilde, yirminci yüzyılda da Katolikliği kabul eden evli Episkopal rahipler olmuş ve Katolik kilisesi onların evli Katolik rahipler olmasına ve evliliklerini eskisi gibi sürdürmelerine izin vermiştir.

 

SORU: İsa, Matta 8:20’de ve başka ayetlerde “İnsanoğlu” dediği zaman, Kendisinden başka birisinden söz ediyor olabilir mi?

YANIT: Hayır, Markos 14:41b, İsa’nın Kendisini kastettiğini göstermektedir. İsa, Markos 14:41b’de, Getsemani Bahçesi’nde, tutuklanmadan hemen önce, “Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz? Yeter! Saat geldi. İşte İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor” demiştir.

 

Soru: İsa neden Matta 8:20 ve başka ayetlerde Kendisinden sık sık İnsanoğlu olarak söz eder?

YANIT: Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken üç nokta vardır:

1)                 İsa bu terimin çok anlamlı olduğunu düşünüyordu. İsa bu sözü, Matta’da 32 kez, Markos’ta 14 kez, Luka’da 26 kez ve Yuhanna’da 12 kez kullanmıştır

2)                 Tanrı Oğlu unvanı, İsa’nın Tanrılığını vurgulamak için kullanılırken, “İnsanoğlu” unvanı da O’nun insanlığını vurgular. Ama İnsanoğlu unvanı İsa’nın tamamen insan olduğunu ima ederken, Tanrı Oğlu unvanı da O’nun tamamen Tanrı olduğunu vurgular.

3) Daniel 7:13-14 peygambersel olarak İnsanoğlu’ndan söz eder. İsa büyük bir olasılıkla onların geri dönüp bu ayetleri okumalarını istemişti. Bu ayetler şöyle der: “Gece görümlerimde insanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olan'ın yanına

doğru ilerledi, O'nun önüne getirildi. Ona egemenlik, yücelik ve krallık verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır.”

 

Soru: Matta 8:21-22’de İsa neden adama, “Bırak ölüleri, kendi ölülerini kendileri gömsün” demişti?

YANIT: İsa, ölüleri gömmek için etrafta bol sayıda ruhsal bakımdan ölü insan olduğunu ve sonsuz anlamı olmayan şeylerle vakit geçirilmemesi gerektiğini söylüyordu.

 

SORU: Matta 8:24-25’de İsa o büyük fırtınada nasıl uyuyabilmişti?

YANIT: Bu konuda iki olasılık vardır.

Doğal: İsa vaaz verdikten sonra yorgundu ve derin bir uykuya dalmıştı. O zamanlarda mikrofonlar ve ses sistemleri yoktu, bu yüzden halka hitaben konuşan birisinin çok yüksek sesle konuşması gerekiyordu. Ayrıca İsa’nın karşı kıyıya geçme konusunda bir endişesi olmadığını da unutmayın. Eğer İsa küçük bir teknede normalde uyuyabiliyorduysa, hava rüzgârlı ve büyük dalgalar olduğunda da aynı şekilde uyumaktaydı. 

Doğaüstü: Eğer fırtına kimsenin uyuyamayacağı kadar büyük idiyse, o zaman belki de Baba, öğrencilerin Tanrı’nın İsa’yı emniyette tutma konusundaki imanını sınamak için İsa’nın çok derin bir uykuya dalmasını sağlamıştı.

 

SORU: Gadaralılar’ın memleketinde Matta 8:28’in bildirdiği gibi iki tane mi cinli adam vardı, yoksa Markos 5:1-4 ve Luka 8:26-33’in bildirdiği gibi sadece bir tek cinli adam mı vardı?

YANIT: Değişik müjdelerde değişik olaylardan söz ediyor olabileceği halde, burada büyük bir olasılıkla aynı olaydan söz ediliyordu ve Matta’da yazıcının yaptığı bir hata vardı. Elçi Yuhanna’nın öğrencisi olan Papyas, Matta’nın Müjdesi’ni özgün olarak İbranice/Aramice olarak yazdığını bildirmiştir. Eleştirenler Soruyor anlamına gelen Critics Ask sayfa 337 şöyle ekler: “İki adam olduğunda, her iki anlatım da doğrudur, çünkü ikinin bulunduğu yerde, her zaman bir olduğu gibi çok temel bir matematiksel yasa vardır. Buna hiçbir istisna yoktur!” Eğer Markos ve Luka sadece bir tek adam olduğunu söyleseydi, bu bir sorun olurdu, ancak burada “sadece” sözcüğü yer almamaktadır.

 

SORU: Matta 8:28’in sözünü ettiği cinli adamın bulunduğu yer tam olarak neresiydi? 

YANIT: Ya Gadara ya da Gerasa olması lazımdır. Sorun, orada isimleri birbirine benzeyen üç tane kent olmasıdır. Ayrıca eğer bu İbranice’den yazıldıysa, İbranice “r” ve “d” harfleri birbirine çok benzer.

Gerasalılar (Gerasa’dan olanlar). (Günümüzde Yeraş) Ancak, bu kent denizden 48 kilometre kadar uzakta olduğundan sözü edilen kent olamaz. Bu kentin ismi, sadece Kutsal Kitap’ın İtalyan el yazmalarında, Vulgate’de, Harclean Süryanice çevirisinin metninde değil ama sayfa kenarlarında ve Sahidik Koptik çevirisinde yer alır.

Gadaralılar (Gadara’dan olanlar), Celile Gölü’nün sadece 8-12 kilometre güneydoğusundaydı ve “Gadaralılar’ın memleketi” de, Celile Gölü’ne kadar erişiyordu. Yosefus’un bundan söz etmesi ve Gadara’ya ait bir madeni paranın üzerinde bir gemi resmi olması da bunu kanıtlamaktadır. Vaticanus, Ephraem Rescriptus’un metni ve Diatessaron’un bazı kopyalarında bu kentten söz edilir.

Gergesenler (Gergesalı) el yazmalarının çoğunda yer alan bir kenttir. Celile Gölü’nün doğu kıyısındadır.

Gaksara adında bir kent olmadığı halde, Gaksarenler sözü sadece özgün Siniaticus’tadır. Bu sözcük belli ki bir imla hatasından ötürü böyle yazılmıştır ve daha sonra bir yazıcı Sinaiticus elyazmasındaki sözcüğü Gergesenler olarak düzeltmiştir.

 

Soru: Matta 8:29’da cinler “vaktinden önce bize işkence etmek için mi geldin?” diye sorarken ne demek istiyorlardı?

YANIT: Cinler dipsiz derinliklere (Yahuda 6; Vahiy 20:1-2) ve daha sonra da Ateş Gölü’ne gönderileceklerini (Vahiy 20:14-15) biliyorlardı.

 

Soru: Matta 9:2-6’da İsa’nın günahları bağışlamasının nesi yanlış sayılabilir?

YANIT: İnsanlar Tanrı’ya karşı günah işliyorlardı ve İsa’nın, Tanrı’ya karşı işlenen günahları bağışlamak için Tanrı olması gerektiğini doğru olarak anlamışlardı. İsa’nın, “Tanrı Bana günahlarınızın bağışlandığını söyleme yetkisini verdi, ya da bunu yapmamı onayladı” demediğine dikkat edin. İsa bunun yerine sadece “Günahlarınız bağışlandı” demişti.

 

Soru: Matta 9:12’de, İsa sadece hastaların hekime ihtiyacı olduğunu söylediğinde ne demek istiyordu?

YANIT: Herkes hastadır, ama sadece hasta olduklarının farkına varanlar doktora giderler.

 

SORU: Matta 9:13’de İsa, neden Tanrı’nın kurban değil, merhamet istediğinden söz etmişti?

YANIT: İsa burada Hoşea 6:6’dan söz etmektedir. Tıpkı Hoşea’nın zamanında olduğu gibi, İsa’nın zamanında da bazı dindar insanlar başkalarına fazla aldırmıyor ve “doğru türde” insanlarla olmakla daha çok ilgileniyorlardı. İsa kayıp olan vergi toplayıcıları ve günahkârlarla ilgileniyordu ve bu dindar kişileri herkesin Tanrı’nın önünde günahkâr olduğunu anlamamalarından ötürü azarladı. Onlara kendilerini öbür günahkârlardan daha iyi olarak görmeleri için hiçbir neden olmadığını söyledi. Din bilginleri ve Ferisiler yüreklerindekini dışarı vurmuşlardı, çünkü İsa’yı hiçbir zaman bir vergi toplayıcısı ya da bir günahkâr olmakla değil, onlarla görüştüğü için suçluyorlardı.

 

Soru: Matta 9:14’de okuduğumuz üzere öğrenciler neden oruç tutmuyorlardı?

YANIT: İsa öğrencilerinin hiç oruç tutmayacaklarını değil, Kendisi fiziksel olarak onlarla birlikteyken oruç tutmaları gerekmediğini söylemişti. Oruç tutmanın doğru amaçları konusunda bkz. Matta 6:16-18 üzerindeki soru.

 

Soru: Matta 9:16-17 ve Markos 2:21-22’de, giysiler ve tulumlar benzetmeleriyle söylenmek istenilen nedir?

YANIT: Doğal dünyada bile her zaman bir şeye yavaş yavaş alışılmaz. Bazen, “kalıbı kırmak,” değerler dizisini değiştirmek ya da yeni bir başlangıç yapmak gerekmektedir. İsa burada O’nun öğretisi kabul edildiğinde radikal bir kopuş gerektiğinden, yeniden doğmamız (Yuhanna 3:5-7) ve yeni bir yaratılış olmamız (2 Korintliler 5:16-17). gerektiğini söylemektedir. Ayrıca bkz. Markos 2:21-22 konulu soru.

 

Soru: Matta 9:20-22 ve Markos 5:27-34’de İsa neden kanamalı kadının yaptığı şeyi herkesin önünde yüksek sesle bildirdi?

YANIT: Fiziksel iyileştirme, İsa’nın bu dünyaya geliş nedeni değildi. İsa bu kadının fiziksel hastalığından çok onun imanıyla ilgileniyordu. Bir vaiz, herkesin önünde gerçekleştirilen bu mucize hakkında, “Bizim artık dayanma gücümüzün sonuna geldiğimizde orada İsa’nın giysisinin eteği vardır” demişti.

 

SORU: Matta 9:20-22 ve Markos 5:27-34’e göre, dualarımızın yanıtlanıp yanıtlanmayacağını imanımızın miktarı mı belirler?

YANIT: Bu bir etkendir. Tanrı’nın isteğinde olan dualar için, dua ettiğimizde imanımız olması lazımdır. Yakup 1:6-7, hiç kuşku duymadan, imanla istememiz gerektiğini çünkü kararsız kişinin istediği şeyi elde etmeyeceğini söyler. Ancak eğer iman ettiğimiz halde hâlâ bazı kuşkularımız varsa, Markos 9:24’deki adamın yaptığı gibi imansızlığımızın bilincinde olduğumuzu dürüstçe itiraf ederek, duada istekte bulunabiliriz. Romalılar 8:26-27’nin bildirdiği gibi Kutsal Ruh’un bizim için duada aracılık ettiğini bilmek de çok teselli edicidir.

   Tabii ki, bir şeyi şimdiye kadar kimsenin sahip olmadığı kadar büyük bir imanla bile istesek, onu bize vermek Tanrı’nın arzusu değilse Yakup 4:3’ün gösterdiği gibi onu bize vermeyecektir. Bu daha geniş bir sorunun bir parçasıdır: Kutsal Kitap’a göre, Tanrı duayı ne zaman yanıtlar, ne zaman yanıtlamaz. Daha çok bilgi için Matta 7:7-11’le ilgili soruya bakınız. Yair’in kızıyla ilgili sorular için Müjdeler bölümüne bakın.

 

Soru: Matta 9:28-31’deki İsa’ya inanacak kadar imanı olan iki kör adam neden bunu başkalarına söylememe konusunda İsa’ya itaat etmediler?

YANIT: Bu ilginç bir konudur. Bu adamlar başka bir seçenek olmadığında İsa’ya dönecek imana sahiptiler. Buna karşın, büyük şeyler için imanla İsa’ya döndükleri halde, bu küçük şeyde O’na itaat etmediler. Belki de bunu o sırada bildirmenin yararlı olacağını düşünmüşlerdi ve küstahça neyin daha yararlı olacağını kendilerinin İsa’dan daha iyi bildiklerini düşünmüşlerdi.

 

Soru: Matta 9:38’e göre günümüzde bizler ürünü kaldırmak için Tanrı’ya daha çok işçiler göndermesi üzere dua etmeli miyiz? 

YANIT: Evet, bu konuda dua etmek sık sık ihmal edilmektedir.

 

SORU: İsa’nın öğrencileri, Matta 10:1’de bildirilen olaydan önce insanları iyileştirebiliyor muydu?

YANIT: Bundan önce bazı hastalıkları iyileştirmiş bile olsalar, İsa burada onlara her hastalık üzerinde güç veriyordu.

 

Soru: Simun’un Yahudi olmadığı söylendiğinden, Matta 10:4 ve Markos 3:18’e göre, Kenanlı Simun nasıl İsa’nın öğrencilerinden biri olabilir?

YANIT: Önemli olan Simun’un tamamen mi, yoksa kısmen mi Yahudi olduğu değildir. İsa öğrencilerini her milletten çağırabilir. Ayrıca, Markos 3:8’e göre, Sur ve Sayda gibi Yahudi olmayan ulusların yaşadığı kentlerden birçok insan İsa’yı görmeye gelmişti. Sur kenti, Celile Gölü’nden 56 kilometre kadar uzaktı ve Sayda da Sur kentinden 40 kilometre uzaktaydı.

   Ancak Grekçe Kananaios sözcüğü, yurtsever anlamına gelen Aramice qan’an sözcüğünün başka bir alfabeyle yazılmış hali olabilir. Luka 6:15 ondan, “Yurtsever Simun” diye söz eder.

 

Soru: Matta 10:4; Markos 3:19; Luka 6:16 ve Yuhanna 6:71’de yer alan “İskariyot” sözü ne anlama gelir? 

YANIT: Bu konuda iki görüş vardır.

1. İskariyot, “kamalı adam” anlamına gelebilir.

2. Yahudiye’nin bir kenti olan Keriyot’tan olan bir adam (ish) anlamına gelebilir.

 

Soru: İsa, Matta 10:5-6’da neden öğrencilerine özel olarak Samiriye köylerine girmemelerini buyurmuştu?

YANIT: Bu sadece zamanla ilgili bir şeydi, çünkü İsa, Elçilerin İşleri 1’de onlara Samiriye’ye gitmelerini özel olarak söylemişti.

   İsa önce İsrail’e, sonra dünyanın geri kalan kısımlarına gönderilmişti. Elçiler ilk önce Yahudiye’ye, sonra Samiriye’ye ve sonra da dünyanın dört bucağına gönderilmişti. Pavlus yeni bir kente gittiğinde, o da ilk önce havrada vaaz vererek bu kalıbı izlemişti. Günümüzde de birçok şeyde Tanrı zamanlamayı izlememizi isteyebilir.

 

SORU: Matta 10:5-6’nın ışığında, İsa’nın sadece Yahudiler için değil, bütün insanlar için geldiği konusunda kanıt bulabilecek herkese $20,000 ödeyeceklerini iddia eden Kadıyaniler hakkında ne düşünüyorsunuz?

YANIT: Kutsal Kitap, Eski Antlaşma’dan Vahiy’e kadar, İsa’nın sadece Yahudiler için değil, bütün insanlar için geldiğini tutarlı bir şekilde öğretir. İsa’nın mesajının Yahudi olmayan uluslar için olmadığını bir an bile düşünemeyiz. Öyle olsaydı, Mesih’in ölümünden sonraki ilk üç yüzyıl boyunca Hristiyan olan yarım milyon kadar kişiye, “İsa’nın öğretisini izlememeniz gerekiyor. Tanrı sizin putlarınıza tapmaya dönmenizi istiyor” demek gerekirdi. Tabii ki, böyle bir şey, bu soru kadar saçmadır. Ama yine de bunu ayrıntılı bir şekilde inceleyelim.

   Bir taraftan İsa’nın çarmıha gerilmeden önceki hizmetiyle, mesajıyla dirilişinden sonraki hizmetini birbirinden ayırabiliriz. Ama her üç durumda da, İsa sadece Yahudiler için değildi. İsa Kendisi, yeryüzündeki hizmeti sırasında öncelikle (ama tamamen değil) “İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına” gitmiştir” (Matta 15:24). İsa kurtuluşu önce öncelikle Yahudiler’e bildirdi. Ama aynı zamanda,

a) Eski Antlaşma, İsa’nın bütün insanlar için olduğu konusunda peygamberlik etmiştir.

b) İsa, yarı Yahudi olan Samiriyeliler’e gitmiştir.

b)                 İsa, aynı zamanda Yahudi olmayan uluslar için de gelmişti. Hatta Yahudi olmayan ulusları görmek için İsrail dışına da seyahat etmişti.

c)                  İsa mesajının sadece Yahudi ulusu için değil, herkes için olduğunu söylemişti.

d) İsa hiçbir zaman mesajının sadece Yahudiler için olduğunu söylememişti.

e) Son olarak İsa’nın ne öğrettiğini en iyi anlayanlar İsa’nın öğrencileridir. Kanıt şudur:

a) Tanrı, Eski Antlaşma’da Mesih’in bütün halklar için olduğunu söylemiştir

Yeşaya 9:1-7 Mesih’le ilgili ünlü bir peygamberliktir. Yeşaya 9:1b şöyle der: “Tanrı, gelecekte Şeria Irmağı'nın ötesinde, Deniz Yolu'nda, ulusların yaşadığı Celile'yi onurlandıracak.”

Yeşaya 42:1-9 Mesih’le ilgili bir peygamberliktir. Yeşaya 42:6-7 şöyle der: “Ben, RAB, seni doğrulukla çağırdım, elinden tutacak, seni koruyacağım. Seni halka antlaşma, uluslara [Yahudi olmayan uluslara] ışık yapacağım. Öyle ki, kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları,

 cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın.”

Yeşaya 49:1-7 de Mesih’le ilgili bir peygamberliktir, ama şimdi özellikle Yeşaya 49:6’ya bakalım. Burada şu sözler yer alır: “Yakup'un oymaklarını canlandırmak, sağ kalan İsrailliler'i geri getirmek için kulum olman yeterli değil.

 Seni uluslara ışık yapacağım. Öyle ki, kurtarışım yeryüzünün dört bucağına ulaşsın.”

b) İsa, yarı Yahudi olan Samiriyeliler’e gitmişti

İsa, Yuhanna 4:1-42’de, sadece kuyunun başındaki kadına değil, diğer Samiriyeli köylülere de vaaz vermişti. Samiriyeliler, İsa’dan kendileriyle kalmasını istemişler, bunun üzerine İsa da iki gün onlarla kalmıştı. “O'nun sözü üzerine daha birçokları iman etti. Bunlar kadına, ‘Bizim iman etmemizin nedeni artık senin sözlerin değil’ diyorlardı. ‘Kendimiz işittik, O'nun gerçekten dünyanın Kurtarıcısı olduğunu

biliyoruz.’”

Ama Luka 17:11-18, Samiriyeliler’in hâlâ Yahudi değil, yabancı sayıldığını göstermektedir.

c) İsa, İsrail’in doğusunda ve kuzeyindeki Yahudi olmayan uluslara gitmiştir

Markos 7:24-30 İsa, (İsrail’in kuzeyindeki Fenike’de olan) Sur bölgesine gidip bir kadının kızını iyileştirmişti. Bu kadın, İsrail dışında yaşayan bir Yahudi değildi. Kutsal Kitap metni, onun Suriye-Fenike ırkından bir Grek olduğunu özellikle bildirir. Bir tek bu durum bile, İsa’nın öncelikle Yahudiler için değil sadece Yahudiler için olduğu iddiasını çürütür.

Matta 9:28-34 İsa, Gadaralı cinlileri iyileştirmişti. Gadaralılar’ın memleketi, Celile Gölü’nün doğu tarafındaki Dekapolis adındaki Yahudi olmayan, Grekçe konuşulan, domuz yetiştirilen bölgedeydi. Ayrıca bkz. Markos 5:1-20 ve Luka 8:26-39. Tıpkı Suriye-Fenike ırkından olan kadın gibi, bu kişiler de tesadüf eseri orada bulunan Yahudi olmayan kişiler değildi. İsa, Yahudi olmayan bu kişilere kurtuluş mesajını bildirmek için özel olarak İsrail dışına seyahat etmişti.

Markos 7:31-37 İsa, Grekçe “on kent” anlamına gelen Dekapolis’te herkesin önünde bir mucize yapmıştı. Burası, günümüz Suriye ve Ürdün’üydü ve burada Grek yerleşimciler oturuyordu. Dekapolis’in hiçbir kısmı İsrail’in içinde değildi.

Markos 8:1-10 İsa, İsrail’de beş bin kişilik bir kalabalığı doyurduktan sonra, Celile Gölü’nün doğu tarafında Yahudi olmayan ulusların oturduğu karşı kıyısına geçti ve orada dört bin kişiyi doyurdu. Burası da, Grek yerleşimcilerin on kenti olan Dekapolis’in içindeydi.

d) İsa’nın müjdesi bütün uluslar içindi

İsa öğrencilerine mesajını sadece Yahudi ulusuna değil, “bütün uluslara” yaymalarını söylemişti.

Luka 24:45-47 “[İsa] Bundan sonra Kutsal Yazılar'ı anlayabilmeleri için zihinlerini açtı. Onlara dedi ki, ‘Şöyle yazılmıştır: Mesih acı çekecek ve üçüncü gün

ölümden dirilecek; günahların bağışlanması için tövbe çağrısı da Yeruşalim'den başlayarak bütün uluslara O'nun adıyla duyurulacak.’”

Bu ayet sadece, “bütün uluslarda” değil, “bütün uluslara” der.

Matta 28:18-20 “İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: ‘Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın

sonuna dek her an sizinle birlikteyim.’” Bu ayetler sadece, “bütün uluslarda öğrencilerim olarak yetiştirin” değil, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin” der.

Matta 8:11-12 İsa, yüzbaşının hizmetçisini iyileştirdikten sonra, İsa, “Size şunu söyleyeyim, doğudan ve batıdan birçok insan gelecek, Göklerin Egemenliği'nde İbrahim'le, İshak'la ve Yakup'la birlikte sofraya oturacaklar. Ama bu egemenliğin asıl mirasçıları dışarıdaki karanlığa atılacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak” dedi. Ayrıca yüzbaşının hizmetkârı için bkz. Luka 7:1-10 ve şölene katılanlar için de bkz. Luka 13:28-30. İsa, sadece Yahudi halkının başka ülkelerden geleceğini SÖYLEMİYOR, çünkü egemenliğin çocukları Yahudiler’dir ve doğudan ve batıdan oğul olmayanlar gelecektir.

Markos 3:7b-8 “Celile'den büyük bir

kalabalık O'nun ardından geldi. Ayrıca, bütün yaptıklarını duyan büyük

kalabalıklar Yahudiye'den, Yeruşalim'den, İdumeya'dan, Şeria Irmağı'nın karşı

yakasından, Sur ve Sayda bölgelerinden kendisine akın etti.” Eğer birisi buralardan gelenlerin sadece Yahudiler olduğunu söylemeye çalışırsa (yoksa “sadece” iddiası geçersiz olur), İsa’nın Sur kentinde, Suriye-Fenike ırkından olan kadına mesajını vaaz etmesi bu iddianın geçerli olmadığını kanıtlar.

Luka 2:32 İsa bebekken, peygamber Simeon O’nun, “Ulusları aydınlatıp Tanrı’nın halkı İsrail'e yücelik kazandıracak ışık” olacağı konusunda peygamberlik etmişti. Son cümlecik İsa’nın Yahudiler için de olduğunu gösterdiği halde, ayetin altı çizili kısmı, Yahudi olmayanlar için de bir “vahiy” olduğunu göstermektedir.

Luka 3:14 Romalı askerler İsa’ya ne yapmaları gerektiğini sormuşlar ve İsa da onlara söylemişti. Eğer İsa onlar için olmasaydı neden Yahudi olmayan bu işgalcilere ne yapmaları gerektiğini söylesindi?

Yuhanna 1:4 “Yaşam O'ndaydı [Tanrı Sözü’ndeydi] ve yaşam insanların ışığıydı Yuhanna burada “Yahudiler” sözcüğünü kullanabilirdi ama bunun yerine “insanlık” anlamına gelen “insanlar” sözcüğünü kullanmıştır.

Yuhanna 1:9-12 “Dünyaya gelen, her insanı aydınlatan gerçek ışık vardı. O, dünyadaydı, dünya O'nun aracılığıyla var oldu, ama dünya O'nu tanımadı. Kendi yurduna geldi, ama kendi halkı O'nu kabul etmedi. Kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı'nın çocukları

olma hakkını verdi.”

Yuhanna 1:29 “Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: ‘İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!’” Yuhanna, “Yahudiler’in günahını ortadan kaldıran” diyebilirdi ama “dünyanın günahını ortadan kaldıran” demiştir.

Yuhanna 3:15b-17 “Öyle ki, O'na [İnsanoğlu’na] iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun. "Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. Tanrı, Oğlu'nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O'nun

aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.”

e) İsa, Müjdesi’nin sadece Yahudiler için olmadığını göstermiştir.

İsa’nın öğrencilerine ilk önce, Yeruşalim’de beklemelerini ama sonra bütün dünyaya gitmelerini söylediği anlaşılmalıdır.”

Elçilerin İşleri 1:4-5 “[İsa] Kendileriyle birlikteyken onlara şu buyruğu vermişti: ‘Yeruşalim'den ayrılmayın, Baba'nın verdiği ve benden duyduğunuz sözün gerçekleşmesini bekleyin. Şöyle ki, Yahya suyla vaftiz etti, ama sizler birkaç güne kadar Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz.’”

Ancak İsa daha sonra Elçilerin İşleri 1:8’de şöyle demişti: “Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim'de, bütün Yahudiye ve Samiriye'de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız.”

Matta 25:31-46: İsa yüceliğinde geri döndüğünde bütün uluslar O’nun önünde toplanacaktır ve İsa da insanları koyunlar ve keçiler olmak üzere gruplara ayıracaktır. Koyunlar mecazi olarak İsa’yı doyurmuş, O’na içecek vermiş, onu davet etmiş ve giydirmiş olanlardır, keçiler ise bunları yapmamış olanlardır.

İsa, Yuhanna 5:22-23’de şöyle der: “Baba kimseyi yargılamaz, bütün yargılama işini Oğul'a vermiştir. Öyle ki, herkes Baba'yı onurlandırdığı gibi Oğul'u onurlandırsın. Oğul'u onurlandırmayan, O'nu gönderen Baba'yı da onurlandırmaz.”

Matta 21:43: İsa şöyle demiştir: “Bu nedenle size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştiren bir ulusa verilecek.”

Matta 12:50: “Göklerdeki Babam'ın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim,

kız kardeşim ve annem odur.” Ayrıca bkz. Markos 3:34-35. İsa, “Babam’ın isteğini yerine getiren Yahudiler” değil, “Babam’ın isteğini kim yerine getirirse” demiştir. Matta 16:25 “Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.”

Yuhanna 8:12a “Ben [İsa] dünyanın ışığıyım.” İsa, eğer sadece Yahudiler için ışık idiyse, dünyanın ışığı olduğunu söyleyerek sahte bir iddiada mı bulunmuştu? Hayır, İsa bize yalan söylememiştir.

Yuhanna 10:16 İsa şöyle demiştir: “Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim

sesimi işitecekler ve tek sürü, tek çoban olacak.”

Yuhanna 12:32 “‘Ben [İsa] yerden yukarı kaldırıldığım zaman bütün insanları kendime çekeceğim.” (12:33) “İsa bunu, nasıl öleceğini belirtmek için söylüyordu.” O zaman İsa, “Şaka söylüyorum! Sadece Yahudiler’i kendime çekeceğim” mi demişti? Tabii ki, hayır.

Yuhanna 12:46 “Bana [İsa’ya] iman eden hiç kimse karanlıkta kalmasın diye, dünyaya ışık olarak geldim.” İsa’nın ışığı ve mesajının gerçekten de herkes için olduğunu ciddiye almamız için, O’nun Kendi ışığı ve mesajının herkes için olduğunu kaç kez tekrar etmesi lazımdır?

Yuhanna 14:6 “İsa, ‘Yol, gerçek ve yaşam Ben'im’ dedi. ‘Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez.’”

Tanrı, insanların Kendisine İsa’dan başka hangi yollardan gelmesini sağlamıştır? Bu arada, Hristiyanlar, Mesih’ten önce yaşamış olan Tanrı yolundaki insanların da İsa aracılığıyla cennete gittiklerini söyler. Onlar bizim İsa hakkında bildiklerimizi bilmedikleri halde, Mesih’in gelişini beklemişler ve kurban olarak sundukları hayvanlar günahlarını geçici olarak örtmüştü. Bizler ise, sunduğu kurban ile günahlarımıza kalıcı bir şekilde kefaret etmiş olan Mesih’e geriye dönerek bakıyoruz.

Yuhanna 17:20 “[Ben İsa] Yalnız onlar [öğrenciler] için değil, onların sözüyle bana iman edenler için de

istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende olduğun ve benim

sende olduğum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin.” Bu yüzden eğer Yahudi olmayan birisi (bütün Hristiyanlar gibi) elçilerin tanıklığına iman ederse o da İsa’nın kendileri için dua ettiği insanlar kategorisine dahil olur. İlk Hristiyanlar arasında birçok Yahudi olduğu doğru olduğu halde, şehit olan İstefan’ın zamanı ve daha sonrasında git gide daha çok kişi Hristiyan olmuştur.

Yuhanna 18:37 İsa, “Gerçekten yana olan herkes benim sesimi işitir” demiştir. İsa’nın sesini, mesajını, Müjdesi’ni dinlemek ya da dinlememek çok ciddi bir şeydir. İsa, “Sadece gerçekten yana olan Yahudiler benim sesimi işitir, gerçekten yana olmayan diğer uluslardan kişiler benim sesimi işitmez” dememişti. Hayır, İsa, “Gerçekten yana olan ‘herkes’ benim sesimi işitir” demişti.

f) İsa’nın öğrencileri O’nun hizmeti hakkında ne dediler?

Petrus, Elçilerin İşleri 4:12’de şöyle demiştir: “Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.”

Petrus’un Yahudi halkına hitap ettiği doğru olduğu halde, onlara, 1) göğün altında, 2) insanlara bağışlanmış başka hiçbir ad olmadığını söylemiştir.

1 Yuhanna 2:1b-2 “Adil olan İsa Mesih bizi Baba'nın önünde savunur. O günahlarımızı, yalnız bizim günahlarımızı değil, bütün dünyanın günahlarını da bağışlatan kurbandır.” Müjde’yi Yahudi olmayan uluslarla paylaşmak için neden Elçi Yuhanna Anadolu’ya, Tomas doğuya, belki ta Hindistan’a, Andreas İskitler’e ve başka elçiler de başka yerlere gitmişlerdir? İsa’nın mesajının kime bildirilmesini istediğini kimse onlardan daha iyi bilemezdi ve İsa’nın mesajını bütün dünyada bildirmişlerdi.

Sonuç

   Değişik zamanlarda verilmiş olan bütün bu ayetleri okumayarak ya da göz ardı ederek sadece belirli bir zaman dönemi için verilmiş olan tek bir ayete bakmak doğru değildir. “Bu sözlerden sonra İsa, kendisinin Mesih olduğunu kimseye söylememeleri için öğrencilerini uyardı” diyen Matta 16:20’yi kullanamayacağınız gibi, dünyanın ışığı olan İsa’nın, “yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderilmiş” olduğunu söyleyen Matta 15:24’ü de kullanamazsınız. İsa onların O SIRADA kimseye Mesih olduğunu söylememeleri gerektiği söylemek istemişti, çünkü daha sonra onlara bütün dünyaya gidip Müjde’yi bildirmelerini söylemişti ve onlar da bu sözlerden aynen bunu anlamışlardı. Aynı şekilde, İsa O SIRADA (çarmıha gerilmeden önce) öncelikle İsrail’in kayıp koyunlarına gönderilmişti. İsa bundan sonra sadece Yahudi olmayan uluslardan bazı kişilere gitmekle kalmamış, öğrencilere de mesajını bütün dünyaya yaymalarını söylemişti.

   İsa’nın bütün insanlar için gelmiş olmasının kanıtı, tutarlı, önemli ve kuvvetlidir. Herhangi bir yasal standarda göre, kanıtların çokluğu mantıklı bir kuşkuya yer bırakmaz. Kutsal Kitap’ın tanıklığı ve tarih, İsa’nın bütün insanlar için geldiğini kanıtlar. Ancak önyargılı bir hakim ya da jüri aksini söyleyebilir.

 

SORU: Matta 10:5-6; 15:24-26’nın ışığında İsa, sadece Yahudiler için gelmiş olan ırkçı biri miydi? (Bunu Müslüman Ahmad Deedat iddia etmiştir.)

YANIT: Hayır, bu hiç de doğru değildir, ancak İsa’da bir zamanlama hissi vardı.

Dirilişinden önce, İsa Müjde’yi ilk olarak Tanrı’nın halkı olan Yahudiler’e bildirmişti. Elçilerin İşleri 1:8’de bile, İsa Yeruşalim’de, Yahudiye’de ve Samiriye’de ve ondan sonra dünyanın her bucağında tanıkları olmaları buyruğunu vermişti. Yine de, İsa’nın ölümü ve dirilişinden önce, İsa sadece Matta 15:24-26’da okuduğumuz üzere Suriye-Fenike ırkından olan kadına hizmet etmekle kalmamıştı. Yuhanna 4:1-42’de O’nun Samiriyeliler’e ve Celile Gölü’nün doğusunda yaşayan diğer uluslara da hizmet ettiğini okuyoruz.

Dirilişinden Sonra. İsa, Matta 28:19-20’de şöyle demiştir: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın

sonuna dek her an sizinle birlikteyim.”

Bu mesaj, Elçilerin İşleri 10’da Tanrı tarafından yeniden vurgulanmıştı.

 

SORU: Matta 10:13’de, öğrencilerin bir eve esenlik dilemelerinin ya da esenlikleri onlara geri dönmesi ne anlama geliyor?

YANIT: Buradaki “ev” sözcüğü, bir evde oturanları kastetmektedir. Onları gerçekten iyi karşılamayan birisine “kazayla” esenlik dileyecekleri konusunda kaygı çekmemeleri gerektir. Esenlik onların sözlerinin sihrinden değil, Tanrı’dan gelir. 

 

SORU: Matta 10:14 ve Markos 6:11’e göre, öğrencilerin neden kendilerini kabul etmeyen insanlara karşı ayaklarının tozunu silkmeleri gerekiyordu?

YANIT: Bunu onlara karşı bir tanıklık olarak yapmaları gerekiyordu. Yani, konuksever olmayan insanlar bu azarı gördükten sonra yaptıkları üzerinde düşünüp onları değiştirebilirler. Ayrıca bu, Tanrı’nın, Kendi mesajını ret edenlere karşı bir tanıklığı da olacaktı.

 

SORU: Matta 10:14 ve Markos 6:11 kimseyle hiç tartışmamamız, sadece oradan ayrılmamız gerektiği anlamına mı geliyor?

YANIT: Bu sorunun yanıtı üç nedenden ötürü hayırdır: Onikiler’in bu zamandaki özel görevlendirilmesine bakmak gerekir, bu ayet birisi onlara karşı çıkarsa oradan ayrılmalarını değil, eğer kimse onları iyi karşılamazsa oradan AYRILIRKEN ayaklarının tozunu silkmelerinin bir işaret olduğunu söyler. Son olarak, Elçi Petrus ve Pavlus başkalarıyla tartışmışlardır ve bir elçi olmayan Apollos da başkalarıyla tartışmıştır.

Bu Sıradaki Özel Bir Görevlendirilme:

Matta 10:5-20 büyük bir olasılıkla, Markos 6:11’le aynı olaydır ve sadece bir ayetin bir kısmına değil, ayetlerin bütününe bakmak gerekmektedir. On iki öğrencinin yanlarına hiç para ya da değnek almamaları ve başka birisinin evinde kalmaları gerekiyordu. Bu durum, bundan sonra yapılan bütün müjdeciliğin kalıbı değildir. Pavlus’un daha sonra Elçilerin İşleri 19:9-10’da bildirildiği üzere Tiranus’un dershanesinde yaptığından farklı olarak, onların o zamanlarda bir tek yerde kalmayıp insanlarla tartışmaları mantıklıydı çünkü onlar mesajı ilk olarak yayıyorlardı.

   O zaman bile eğer birisi kendilerine karşı çıktığında oradan ayrılmamaları gerekiyordu. Bunun yerine, kendilerini iyi karşılayan birisinin evinde kalmaları gerekiyordu. Eğer kentten kimse onları evlerine almazsa o zaman ayaklarının tozunu silkerek oradan ayrılmalıydılar.

Ayrıldıkları ZAMAN Ayaklarının Tozunu Silmek

Ayetin Grekçesi aslında onlara ayrılmalarını söylemiyor. Bunun yerine, oradan ayrıldıkları ZAMAN ayaklarının tozunu silkmelerini söylüyor. Hem onlar, gelecekteki Hristiyanlar ve biz, bazı insanların bize karşı çıktığı ve bazılarının ise bizi desteklediği durumlarda olacağız. Pavlus, 2 Korintliler 10:3-6’da şöyle der: “Olağan insanlar gibi yaşıyorsak da, insansal güce dayanarak savaşmıyoruz. Çünkü savaşımızın silahları insansal silahlar değil, kaleleri yıkan tanrısal güce sahip silahlardır. Safsataları, Tanrı bilgisine karşı diklenen her engeli yıkıyor, her düşünceyi tutsak edip Mesih'e bağımlı kılıyoruz. Mesih'e tümüyle bağımlı olduğunuz zaman, O'na bağımlı olmayan her eylemi cezalandırmaya hazır olacağız.”

Petrus, Pavlus ve Apollos başkalarıyla tartıştılar

Elçilerin İşleri Kitabı’nda Petrus’un iman etmeyen kişilerle tartıştığını ve Pavlus’un ise bunu daha da sık yaptığını okuyoruz. Birisi bunun sadece elçilerin yaptığı bir şey olduğunu söylemesin diye, Apollos da tartışmıştı ve o bir elçi değildi. Ancak, her bir inanlının başkalarıyla tartışmak donatılmış olduğunu varsaymak doğru değildir.

Son olarak, eğer benimle ve aynı kentte oturan başkalarıyla aynı görüşte değilseniz, sizinle aynı görüşte olmayan insanları ikna etmeye çalışmak ve onlarla tartışmak yerine kentten ayrılmanız gerektiğini düşünüyorsanız, dilerseniz sizin için bir kamyon çağırabilirim!
   Şaka bir yana, bu aslında, “İsa ve ilk Hristiyanlar kendileriyle aynı görüşte olmayan insanlarla nasıl tartıştılar?” ve “Hangi noktada tartışmayı bırakıp ayrılmalıyız?” gibi iki iyi sorunun ortaya atılmasına neden olur. Bundan sonraki iki soru bu konuları ele alıyor.

 

Soru: Matta 10:14 ve Markos 6:11 kimseyle tartışmamamız, sadece oradan ayrılmamız gerektiği anlamına mı geliyor?

YANIT: İlk olarak İsa’nın, sonra Pavlus’un ve sonra da İznik öncesi Hristiyanlar’ın örneğine bakalım.

İsa’nın başkalarıyla tartışması

Matta 22:41-46’da ve başka yerlerde İsa’nın sorular sorarak Ferisiler’le tartıştığını okuyoruz. İsa bundan sonra değişti ve Matta 23:1-37’de çok ağır bir azarlama yaptı. Matta 12:22-33’de İsa Ferisiler’e Kutsal Ruh’a küfür etmek olan bağışlanmaz günahı işleyebileceklerini söylemişti. İsa insanlara isim takmıştır! Matta 12:39-41’de o Yahudiler’e “kötü ve vefasız kuşak” demiştir. Matta 23:15’de Kendisine karşı çıkanlara “cehennemin çocukları” demiştir. Matta 22:29-32’de

İsa, Sadukiler’e Kutsal Yazılar'ı ve Tanrı'nın gücünü bilmedikleri için açık bir şekilde yanıldıklarını söylemişti. 

Pavlus’un başkalarıyla tartışması

İsa’nın yanı sıra, Pavlus da Elçilerin İşleri 9:19-25’de İsa’nın Mesih olduğunu kanıtlıyordu. Bu konuda hem başarı elde etmiş, hem de muhalefet görmüştü. Yahudiler onu öldürmeye çalışana dek oradan ayrılmamıştı.

Elçilerin İşleri 13:8-12’de Elimas Pavlus’a karşı çıktığında Pavlus onu azarlamıştı ve oradan ayrılmamıştı.

Efes’te Pavlus’a karşı bir ayaklanma olduğunda Pavlus Elçilerin İşleri 19:30’da onlarla konuşmak istemişti.

Elçilerin İşleri 22:2-22’de Pavlus Yeruşalim’de düşman bir topluluğa hitaben konuşmuştu.

İznik Öncesi İlk Hristiyanlar

Tanrı’nın Roma dünyasını değiştirmek için kullandığı İznik öncesi ilk Hristiyanlar tanıklık ederken ikna ve tartışma yöntemleri kullanıyorlardı. Bu tartışmalar, Justin Martyr ile Yahudi Trifo arasındaki dostça uzun diyaloglardan, Grek ve Roman tanrılarının utanç verici etkinliklerini ayrıntılarıyla bildiren Aristides, Antakyalı Teofilus, Diognetus’a Mektup anlamına gelen Letter to Diognetus ve Tertulyan’a ve Gnostosizm’in bütün ekollerini kapsamlı bir şekilde yalanlayan İreneyus ve Hippolitus’un söylediklerine kadar geniş bir tayf oluşturur.

Arnobiyus Grekoromen putperestliğiyle çok komik bir şekilde alay etmiştir. Laktantiyus, eski Yunan felsefesinin neden yanlış olduğunu göstermiştir. Listeyi şu adreste görebilirsiniz:

www.BibleQuery.org/History/ChurchHistory/WhatEarlyChristiansTaught.html. Küçük harf “r1” ile başlayarak arama yapın.

 

Soru: Matta 10:14 ve Markos 6:11’e göre, Hristiyan olmayan biriyle tartışmaya ne zaman son verip oradan ayrılmalıyız?

YANIT: Bu konuda göz önünde bulundurulması gereken en az üç nokta vardır.

Birinci Derecede Tehlike

Eğer hayatınız, ailenizin hayatı ya da diğer Hristiyanlar’ın hayatları sizin orada bulunmanızdan ötürü birinci derecede tehlikedeyse Tanrı’nın oradan ayrılmanızı isteyip istemediğini öğrenmelisiniz. Pavlus, kendisini öldürmeye çalıştıkları zaman Antakya’dan kaçtı ve Hristiyanlar da zulüm gördükleri zaman sık sık bulundukları yerlerden kaçmışlardır. Bir yandan Mesih için ölmeye razı olmalıyız, diğer yandan ise Tanrı, Müjde’yi daha çok paylaşmamız için biraz daha yaşamamızı istiyor olabilir. Ve kaçışımız Tanrı’nın bizi korumasının yolu olabilir.

Azalan Verim ve Diğer Fırsatlar

Bana e-posta yazan herkese elimden geldiği kadar tanıklık etmek için gereken bütün zamanı ayırıp da, uyumak, ailemle birlikte olmak ve normal işimi yapmak gibi şeyleri yerine getiremediğim bir noktaya geldim. Yapmamın daha önemli olduğunu düşündüğüm şeyleri yapmak için zamanım olması üzere bazı insanlara sadece kısa yanıtlar verebilirim ya da bazı hizmet fırsatlarını geri çevirebilirim. Pavlus bir keresinde bir kente gitmiş ve bazı insanlar Mesih’i kabul etmişlerdi. Pavlus iyi bir şey yapmayı seçip, oradaki herkesin Mesih’i kabul etmesini sağlamaya çalışarak hayatının geri kalanını o kentte geçirmeye karar verebilirdi. Ama Pavlus bunun yerine başka kentlere gitmiştir. İyi şeylerin sizi büyük şeyler yapmaktan alıkoymasına izin vermeyin.

   Diğer yandan, tövbe edecekleri konusunda çok az umudum olduğu tarikatlardaki bazı insanlarla tartışmaya devam ettim. Bunu orada Hristiyan olmayan başka insanlar olduğu için ve onları tarikatlara katılmamaları için uyarmak istediğimden yaptım.

Tartışmanız ya da vaazleriniz zararlı olacaksa ya da insanların kulaklarını kapatacaksa

Bundan söz etmekten çekiniyorum çünkü çoğu insan için sorun bunun tam tersidir, Müjde’yi bildirecek kadar cesur değildirler. İsa, ürünü kaldırmak için daha çok işçiler yollaması üzere Tanrı’ya dua etmemizi söylemiştir. Ve Pavlus da Filipililer 1:14’de çektiği acıların başka inanlıları Tanrı'nın sözünü cesurca ve korkusuzca bildirmeye teşvik ettiğinden ötürü sevindiğini söylemişti.

Ayrıca 2 Korintliler 2:15 de, (eğer bu şeyleri doğru bir şekilde yaparsak) mahvolanlara ölüm kokusu VERECEĞİMİZİ de söyler. Müjde rahatsız edicidir ve eğer söylediklerimiz insanları rahatsız etmez, işimizi yapmıyoruz demektir. Ancak, Müjde bazı insanlar için ne kadar rahatsız edici olursa olsun, bizim bu rahatsızlığa rahatsızlık katmamamız gerekmektedir. Efesliler 4:15 gerçeği sevgiyle bildirmemiz gerektiğini söyler. Özellikle de modern kültürde, gerçeği çirkin ya da duyarsız bir şekilde söyleyip insanları gereksiz yere devre dışı bırakmak çok kolaydır. Aynı insanlarla Müjde’yi o kadar sık bir şekilde paylaşabiliriz ki, ısrarımız onları rahatsız edebilir. Müjde’nin rahatsız ediciliğine kendi rahatsız ediciliğimizi eklemek istemeyiz ama Müjde’nin rahatsız ediciliğini azaltmak da istemeyiz.

 

Soru: Matta 10:14-15, 40-42’da, İsa neden doğru bir kişiyi kabul etmenin çok önemli olduğunu söylemiştir?

YANIT: Doğru bir kişiyi kabul etmek birçok şeyi gerektirir. Sadece onu iyi karşılamak değil, ona yardım etmeyi ve gelecek on yıllarda onu izleyen yetkililerden korumak anlamına da gelir. Doğru bir kişiyi kabul etmek, ayrıca onun öğretisini kabul etmek ve ondan öğrenmeye razı olmayı da ima eder. Onun başkalarına öğreteceği bir platformu olmasına izin vermeyi de içerir.

 

Soru: Matta 10:15’de, Yargı Günü’nde neden Sodom ve Gomorra’ya öğrencilerini evlerine almayanlardan daha iyi davranılacaktır?

YANIT: Ayet bunu söylemiyor ama Tanrı insanları bilebilecekleri şeyleri temel alarak yargılar (Romalılar 4:15; 5:13). Sodom ve Gomorra halkı çok kötü olduğu halde Tanrı hakkında çok az şey biliyorlardı. O kadar kötü olmayan ama Tanrı hakkında çok şey bildikleri halde Tanrı’nın öğrencilerini yine de ret edenler ciddi bir yargıyla karşılaşacaklardır.

 

Soru: Matta 10:16’da söylediği gibi nasıl yılan gibi zeki, güvercin gibi saf olabiliriz?

YANIT: Çok basit: başkalarının yapabileceği planlar ve bizi düşürmeyi isteyecekleri potansiyel tuzakların bilincinde olmalı ama kendimiz başkaları için hiçbir zaman kötü planlar yapmamalıyız.

 

Soru: Matta 10:19’da, Kutsal Ruh zulüm altında olan Hristiyanlar’a söyleyecekleri sözleri nasıl verir?

YANIT: Bir Hristiyan belirli bir zamanda zulüm altında olsa da olmasa da, bazen Kutsal Ruh o kişinin aklına söyleyeceği sözleri getirir. İkinci olarak, Tanrı bildireceğiniz mesajla ilgili olan gündelik şeyleri görüp duymanıza izin verebilir. Örneğin Pavlus, Atinalılar’la konuşmadan hemen önce birçok put ve bilinmeyen bir tanrıya atanmış bir sunak görmüştü. Ayrıca Kutsal Kitap’ı okurken gerçek bize hatırlatılır. Bir Hristiyan Kutsal Kitap’taki her hikâyeyi ve her öğretiyi kusursuz bir şekilde bilse bile, gerçeğin kendisine hatırlatılması için Kutsal Kitap’ı okumak hâlâ önemlidir.

 

SORU: Matta 10:19-20’de, Kutsal Ruh Hristiyanlar’a söyleyecekleri sözcükleri bildirdiğinde, bu o sırada o sözcüklerin hatasız ve yanılgısız (tanrıbilimsel bakımdan önemli hataları olmayan) oldukları anlamına mı gelir?

YANIT: Kutsal Ruh sözcükleri tam tamına vermedikçe ve kişinin sözcükleri hatasız bir şekilde işittiğinden emin olunmadıkça, itaatkâr bir Hristiyan’ın da hâlâ hatalı bir şekilde konuşabilmesi mümkündür.

 

Soru: Matta 10:21-22, 35-36 ile ilgili olarak, neden Hristiyan bir ailenin üyeleri başka bir Hristiyan’a karşı düşmanca hareket eder?

YANIT: Tanrı’ya tapınan birisinin aile üyelerinin kendisine karşı düşmanca hareket etmesi kötü bir şeydir. Bana, Müslüman’ken Hristiyanlığı seçen Cezayirli bir çocuğun durumu anlatılmıştı. İslamiyet’e dönmeyi ret ettiğinde kendi annesi yemeğine fare zehri koymuştu.

 

SORU: İsa, Matta 10:23’de neden Hristiyanlar’a zulümden kaçmalarını söylemiştir? Tanrı onları korumuyor mu?

YANIT: Tanrı bizi istediği her şekilde koruyabilir ve bizi korumasının yollarından biri de bize ne zaman kaçmamız gerektiğini söylemesidir.

Bir yandan, kaçmak ayıp değildir. Elçilerin İşleri 8:1-8’de İstefan taşlanarak öldürüldükten sonra birçok Hristiyan kaçmıştı. Diğer yandan, Tanrı kaçmamızı değil, orada kalıp Kendisi için acı çekmemizi ister. Hem İsa, hem de Pavlus, değişik zamanlarda, kendilerini orada neyin beklediğini bilerek Yeruşalim’e gitmişlerdi.

 

Soru: Matta 10:23, İsa öğrenciler İsrail’in bütün kentlerine gitmeden geri geleceğini söylediğinden, İsa’nın gelişi hiçbir zaman gerçekleşmedi mi? (Bu soruyu Müslüman Ahmad Deedat sormuştur.)

YANIT: Hayır, çünkü kaçarken İsa gelmeden önce İsrail’deki her kentten içinden geçerek kaçamazlardı ve hiçbir zaman İsrail’deki her kentin içinden geçerek kaçmamışlardı. Gelecekte gerçekleşecek olan bu olay büyük bir olasılıkla Büyük Sıkıntı döneminde gerçekleşecektir.

 

SORU: Matta 10:23’de İsa’nın onlar İsrail’in bütün kentlerini dolaşıncaya kadar geri geleceği ne anlama gelir?

YANIT: İlk olarak, yanıtın ne olmadığını bakalım, sonra bazı gerçeklere bakalım ve sonunda da yanıtı söyleyelim.

Yanıt değildir: İsa’nın “gelmeyeceğini” söyler, bu yüzden bu ayet İsa’nın göğe alınmasından söz ediyor olamaz. Bazıları bu ayetin İsa’nın gelmekte olan yargısıyla Yeruşalim’in yok edileceğinden söz ettiğini düşünür. Ama burada tapınakla ilgili hiçbir şey söz geçmez.

Bazı gerçekler: İsa çarmıha gerilmeden önce öğrencilerin zulüm gördükleri konusunda bir kanıta sahip değiliz. Tapınak M.S. 70 yılında yok edildiği halde, eğer İsa o zaman gizlice ve görülmez bir biçimde geri geldiyse, ilk kilisedeki kimsenin bundan haberi olmamıştır. Hatta M.S. 70 yılından sonra ilk Hristiyanlar’dan 14 kadarı Mesih’in geri dönüşünden gelecekte gerçekleşecek bir olay olarak söz etmişlerdir.

Yanıtta iki nokta vardır: İlk olarak, İsa

Matta 10:21-22’de Müjde’yi bildirmekten değil, zulümden kaçmak için kentten kente gitmekten söz ediyor. Bu yüzden bu durumu başlatan olay zulümden kaçmaktır. O zaman gelince Hristiyanlar’ın Mesih dönmeden önce kaçacak kentleri bitmeyecektir. Bu durum gelecekte, büyük bir olasılıkla Büyük Sıkıntı sırasında olacaktır.

İkinci olarak, bu ne zaman olursa olsun, elçilerin İsrail’deki her kente gittikleri konusunda bir kanıt yoktur, bu yüzden bu olay henüz gerçekleşmemiştir.

 

Soru: Müjde, Matta 10:23’e göre her kentte mi bildirilecek yoksa Matta 24:14’ye göre bildirilmeyecek mi?

YANIT: Ayetlerin söylediklerini yanlış anlamamak için onları dikkatli bir şekilde okumak çok önemlidir. Matta 24:14, Müjde’nin bütün uluslara tanıklık olmak üzere dünyanın her yerinde duyurulacağını söyler. Bu, her bireyin dinlemeye zorlandığı anlamına gelmez, ama günümüzde televizyon, radyo ve internetle, Müjde, belki bazı çok uzak kabilesel alanlar hariç, neredeyse bütün dünyada bildirilmektedir.

   Matta 10:23, Müjde’nin İsrail’in her kentinde duyurulup duyurulmayacağı konusunda sessizdir. Bu ayet bunun yerine zulümden kaçmaktan ve bir Hristiyan’ın Mesih dönmeden önce İsrail'in bütün kentlerini dolaşmış olmayacağından söz etmektedir.

 

Soru: Matta 10:25, Markos 3:22 ve Luka 11:15-19’da “Baalzevul” kimdir?

YANIT: Bu, Yahudiler’in bu adla bildikleri bir cinin ismiydi. “Baalzevul” ismi, Rab anlamına gelen Baal ve “sinekler” anlamına gelen zebub sözcüklerinden oluşmadır.

 

SORU: Matta 10:26’da yer alan “gizli olup da bilinmeyecek hiçbir şey yoktur” sözü ne anlama gelir?

YANIT: Sonunda her şey ortaya konacaktır. Özellikle, Son Yargı’da, Tanrı yapılan her şeyi (Vahiy 20:13), söylenen her boş sözü (Matta 12:36-37) yargılayacak ve hatta bütün düşüncelerimizi bilecektir (Mezmur 139:2,4).

 

Soru: Matta 10:28’de, Canı da bedeni de cehennemde mahvedebilen Tanrı mıdır, İblis midir?

YANIT: Bu ayet Tanrı’dan söz eder.

 

Soru: Matta 10:28’de fiziksel bedenler cehennemde nasıl yok edilir?

YANIT: Buradaki Grekçe sözcük, cehennemden söz eden Gehenna sözcüğüdür. Ancak bu sözcük aynı zamanda Yeruşalim’in dışındaki büyük bir çöplükten de söz eder. Kötü bir insanın ilk bedeni nerede yok edilirse edilsin, bu kişi İsa Mesih’i Rabbi ve Kurtarıcısı olarak kabul etmemiş olduğundan dirilmiş bedeni Ateş Gölü’ne gider ve orada yok edilir.

 

Soru: Matta 10:33’e göre, eğer bir Hristiyan bir zayıflık anında Mesih’i insanların önünde inkâr ettiyse, o Hristiyan İsa tarafından inkâr edilip cehenneme mi gidecektir?

YANIT: Petrus bunu yapmıştı ama Petrus bağışlanmıştı. Mesih’i inkâr edip sonra tövbe etmek bağışlanamaz bir günah değildir, çünkü Kutsal Ruh’a küfür etmek hariç hiçbir günah bağışlanamaz değildir (Matta 12:31,32; Markos 3:28-30; Luka 12:10-11).

 

Soru: Esenlik Önderi İsa Matta 10:34’de, nasıl olur da barış değil, kılıç

getirmeye gelmiş olur?

YANIT: İsa (hiç olmazsa ikinci gelişine kadar) kimseye kılıç çekmemiştir, buna karşın İsa’nın isminden ötürü birçok aile bölünmüş ve birçok Hristiyan öldürülmüştür.

 

Soru: Matta 10:37’ye göre, neden Tanrı’yı kendi ailemizden daha çok sevmemiz gerekiyor?

YANIT: İsa, Markos 12:29-30’de Tanrı’yı sevmenin ilk buyruk olduğunu söylemiştir. Tanrı bizi yaratmıştır ve bizi herkesten daha çok sever. Ve en çok Tanrı’ya sadık olmalıyız.

 

Soru: Matta 10:41’de, bir peygamberi ya da doğru birini kabul ederek nasıl peygambere ya da doğru kişiye yaraşan bir ödül alırız?

 

YANIT: Bu en az iki şekilde doğrudur.

1. Bir insan onları ve mesajlarını kabul ettiğinde Hristiyan olup kendisi de doğru bir kişi olabilir.

2. Bir Hristiyan’ı İsa’nın isminde kabul ettiğimizde, bu doğru bir etkinliktir ve Matta 25:33-40’ın söylediği gibi İsa’yı kabul ediyormuşuz gibidir.

 

Soru: Vaftizci Yahya, Yuhanna 1:32’de Ruh'un güvercin gibi gökten inip, İsa’nın üzerinde durduğunu gördüğünden Matta 11:3’de, neden O’na Kendisinin vaat edilen Mesih olup olmadığını sormuştu?

 

YANIT: Vaftizci Yahya hapisteydi ve belki de İsa’nın mucizeleri ve hizmeti hakkında fazla bir şey duymamıştı. Bu konuyla ilgili en az dört tamamlayıcı olasılık vardır:

Kuşku: Belki Yahya burada biraz kuşku duyuyordu. Bunu ilk öneren, ilk kilise yazarı Tertulyan (M.S. 198-220) olmuştu.

Karmaşa: Belki Yahya, Mesih’in birinci gelişiyle ilgili peygamberliklerin gerçekleşmekte olduğunu görmüş ve O’nun İkinci Gelişi’yle ilgili peygamberlikleri merak ediyordu.

Sabırsızlık: William Hendrickson, “Belki de Yahya’ya zorluk çıkaran imansızlığı değil, sabırsızlığıydı. Yahya, İsa konusundaki zorluğunu kendisine saklamak ya da başkalarıyla konuşmak yerine doğrudan Kendisine hitaben bildirmekle çok akıllıca bir karar vermiştir” diyor (Matta Müjdesi anlamına gelen, The Gospel of Matta 1973 sayfa 84)

İsa’yı Teşvik Etme: Buna benzer bir şekilde, Yahya belki de İsa’yı daha çok güç göstermeye teşvik etmek istiyordu. Ya da her ikisi.

 

Soru: Matta 11:3-6’de İsa onun bu sorusuna neden evet ya da hayır şeklinde bir yanıt vermemişti?

YANIT: Mesih olduğunu iddia etmek kolay bir şeydir, ama bu iddiayı mucizesel kanıtlar sağlayarak desteklemek başka bir konudur. İsa, hem Yahya’ya, hem de o sırada Kendisini dinleyenlere, Kendisinin bu konuda sağlamış olduğu kanıtları hatırlatıyordu.

 

Soru: Matta 11:11 ve Luka 7:28, Rev. Moon’un İlahi İlke anlamına gelen kitabı Divine Principle sayfa 161’in öğrettiği gibi, Vaftizci Yahya’nın Cehenneme gittiğini mi öğretiyor?

YANIT: Hayır. Yuhanna 10:41-42 birçok insanın Yahya’nın tanıklığı üzerine İsa’ya iman ettiğini göstermektedir. Tanrı için ölen bir şehidi, başarısız olup Tanrı’yı alındırmakla suçlama konusunda çok dikkatli olmalıyız. İsa’nın, Göklerin Egemenliği'nde en küçük olanın Vaftizci Yahya’dan üstün olduğunu söylemesi, İsa’nın henüz Cennete giden yolu açmamış olduğu ve Vaftizci Yahya’nın aslında Eski Antlaşma altında olan son peygamber olduğuydu. Ayrıca eğer Vaftizci Yahya öğretilerinde başarısız olmuşsa İsa, Matta 21:32’de neden insanların Vaftizci Yahya’ya inanmaları gerektiğini söylemiştir? Bu konuda daha çok bilgi için bundan sonraki soruyu okuyunuz.

 

Soru: Matta 11:11 Luka 7:28’de yer alan, Göklerin Egemenliği'nde en küçük olanın Vaftizci Yahya’dan üstün olduğunun söylenmesi ne anlama gelir?

YANIT: Bu konuda üç görüş vardır ve hepsi de doğru olabilir.

İbranice deyim: Bu ifade, birinci yüzyılın en sayılan bilginlerinden biri olan Yohanan ben Zakkay’ın, Hillel’in seksen öğrencisi arasında “en küçük” olmakla ilgili hahamsal sözlerine çok benzer. Bu söz, Yohanan’ın konumunu alçaltmak için değil, çağdaşlarının konumunu yükseltmek için söylenmişti.

İsa’ya kadar kimse: Vaftizci Yahya bile henüz Göklerin Egemenliği’nde değildi. İsa, ölümü ve dirilişiyle yolu açana kadar kimse Göklerin Egemenliği’nde değildi.

Cennetteki göreceli konumu: Vaftizci Yahya’nın annesinin karnında Kutsal Ruh’la dolduğunu unutmayın. Bir varsayıma göre, doğduktan sonra yeniden doğmaları sağlanan cennetteki inanlıların belki de, bunu yaşamamış olanlardan daha yüksek bir konumları olacağı söylenmektedir.

 

Soru: Matta 11:12-13’ye göre, Göklerin Egemenliği nasıl zorlanır?

YANIT: Vaftizci Yahya’nın hapse atılıp sonra da öldürülmesinden şimdiye kadar, Göklerin Egemenliği zorlanmıştır ve zorlanacaktır. İsa, bu sözü Hirodes tarafından hapse attırılmış olan

Vaftizci Yahya Kendisine bir mesaj yolladıktan sonra söylemişti.

 

Soru: Matta 11:14 ve Luka 1:15’de, Vaftizci Yahya nasıl İlyas peygamberin ruhu ve gücündedir? İlyas peygamber dirilmiş miydi?

YANIT: Hayır. Vaftizci Yahya, İlyas peygamberin ruhu ve gücünde gelmişti ama İlyas peygamberin dirilmiş hali değildi. Yanıt için, Markos 9:11-13’ü ele almamıza bakın.

 

Soru: Matta 11:16-17 ve Luka 7:32, o kuşak çarşı meydanlarındaki çocuklara ne bakımdan benziyordu?

YANIT: Çocuklar çok iyi dinlemeyebilirler, hafızaları çok kuvvetli olmayabilir ve bazen de çok mantıksız olabilirler. Kendi bakış açılarından başka bir bakış açısını görmekte zorlanabilirler. İsa bu sözü neden söylediğini Luka 7:33-35’de açıklar. Bir yandan, Vaftizci Yahya’yı şarap içmeyip normal yemek yemediği için eleştiriyorlar, diğer yandan da İsa’yı şarap içtiği ve normal yemek yediği için eleştiriyorlardı.

   Salt Lake City’de Mormonlar’a hizmet verirken buna benzer bir durum görmüştüm. Mormonlar bana hiç Mormon olup olmadığımı sorarlar ve ben de “hayır” diye yanıt verirdim. Bunun üzerine bana, hiçbir zaman Mormon olmadığım için, onların öğrettiklerini anlayamayacağımı söylerlerdi. Eskiden Mormon olan Hristiyanlar’a da aynı soruyu sorarlar ve “evet” yanıtını aldıklarında ise, dinlerinden dönüp kiliselerini terk eden birisini nasıl dinleyeceklerini sorarlardı. Belli ki, bazı insanlara erişmenin bir yolu yoktur.

 

Soru: Matta 11:23-24’de, Sodom neden tövbe etmeye razı olsundu ki?

YANIT: İsa burada, eğer Sodom halkı, Tanrı konusunda Yahudiler’in bildiği şeyleri bilseydi, yok edilecek derecede kötü olmayacaklarını söylemek için bir abartı kullanmaktadır. Yunus kendilerine geldiği zaman Asurlular bile tövbe etmişti ama Celile’deki insanların bazıları, Tanrı’nın Kendisi onlara geldiği halde tövbe etmiyordu.

 

Soru: Matta 11:25-26’da, İsa gerçekleri bilge ve akıllı kişilerden gizlediği için Tanrı’ya neden şükretmişti?

YANIT: Daha akıllı olanlar ve daha çok eğitim almaya güçleri yetenlerin, sadece bilgileriyle Tanrı için daha hoşnut edici olmaları ya da cennete daha yakın olmaları tuhaf olmaz mıydı? Durum böyle değildir. Bunun yerine, Ferisi ve vergi görevlisiyle ilgili benzetmenin de gösterdiği gibi, Tanrı’ya daha yakın olanlar, kendi çaresizliklerini Tanrı’nın önünde kabul etmeye razı olanlardır.

 

Soru: Matta 11:25-26’da, gerçeği gizlediği için Tanrı’ya şükretmeli miyiz?

YANIT: Gerçek ve Tanrı’nın onu vahyediş biçimi için Tanrı’ya şükretmek daha iyidir. İsa, Tanrı’yla ilgili gerçeği bulma konusunda daha akıllı insanların akılları daha az olan insanlardan daha büyük bir avantaj sahibi olmadıklarını söylemektedir. Gerçek öyle bir şekilde saklanmıştır, insanlar onu Tanrı’dan ayrı olarak kendi bilgelikleriyle bulamazlar. Buna karşın, gerçeği bilmek isteyenler, sadece küçük çocuklar bile olsalar, onu bulacaklardır.

 

Soru: Matta 11:27, her şey İsa’ya nasıl teslim edilmiştir? 

YANIT: Her şey İsa’ya birkaç değişik şekilde teslim edilmiştir. Herkes İsa’nın önünde diz çökecektir, İsa insanları yargılayacaktır ve İsa bizi kurtarmıştır.

   Ancak İsa’nın burada esas söylemek istediği şey, İsa’nın “bir” kurtarıcı olduğu değil, İsa’nın bizi kurtarması dışında kurtuluş olmadığıdır. Mesih’i tanımadan ölen modern bir yetişkin, bebek ya da kişi ya İsa aracılığıyla cennete gider, ya da cennete hiç gidemez.

 

SORU: Matta 11:27’de, Baba'yı Oğul'dan ve Oğul'un O'nu tanıtmak istediği kişilerden başkasının tanımayışı nasıl olmaktadır?

YANIT: Bu sadece bir değil, iki şekilde doğrudur.

Bilgi: Eğer Tanrı öyle yapmayı isteseydi, bizim O’nun hakkında fazla bir şey bilemeyeceğimiz bir şekilde Kendini saklayabilirdi. Tanrı, Kendini vahyetmeyi seçmiştir. Bunu kısmen İbrahim ve peygamberler aracılığıyla yapmıştır. Ama Tanrı’nın Kendisi hakkındaki en dolu vahyi, İsa Mesih’in yeryüzüne gelişi aracılığıyla olmuştur.

Kurtuluş: Kurtulan ve kurtulacak olan herkes İsa Mesih aracılığıyla kurtulmuştur. İsa Mesih doğmadan önce Gerçek Tanrı’yı izleyen ve İsa’nın ismini bilmeyen insanlar bile İsa aracılığıyla kurtulmuştur.

Elçilerin İşleri 4:12 kurtuluşun başka hiçbir yerde bulunmadığını söyler. Filipililer 2:9-11 İsa’nın adı anıldığında gökteki, yerdeki ve yer altındakilerin

hepsinin diz çökeceğini ve her dilin, Baba Tanrı'nın yüceltilmesi için İsa Mesih'in Rab olduğunu açıkça söyleyeceğini söyler.

 

Soru: Mezmur 145:18 “RAB kendisine yakaran herkese yakındır” derken, İsa neden Matta 11:27’de, Baba'yı Oğul'dan ve Oğul'un O'nu tanıtmak istediği kişilerden başkası tanımaz” diyor?

YANIT: Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken üç nokta vardır.

İsa’nın seçtiği herkes: İsa hiçbir zaman sadece Kendisinin Baba’yı tanıyacağını söylememiştir. Bunun yerine, sadece Kendisi ve Kendisinin Baba’yı tanıtmak üzere seçtiği kişilerin Baba’yı tanıyacağını söylemiştir.

Zaman dönemi: İsa, bunun gelecekte, son yargıda mı, şimdi mi, geçmişte mi, ya da hepsinde mi olduğunu kesin bir şekilde bildirmemiştir. Bu bildiri geçmiş için doğrudur çünkü Yuhanna 5:22-23’ün bildirdiği gibi sonunda herkes yargıcımız olan Mesih’in önüne çıkacaktır. İsa’nın Yuhanna 8:24’de Yahudiler’e eğer Kendisini ret ederlerse, gerçekten de günahları içinde öleceklerini bildirdiği gibi, O’nun sözleri kendi zamanında da doğruydular. Bu, Cennete gitmek için sadece Kutsal Yazılar’ı okuyup itaat yerine sözlere güvenmenin yeterli olduğunu düşünen birisine adil gözükmeyebilir. Ancak, İsa Yuhanna 14:6’da Kendisinin yol, gerçek ve yaşam olduğunu ve Kendisinin aracılığı olmadan Baba’ya kimsenin gelemeyeceğini söylemiştir. Ancak, İsa’nın sözleri bir anlamda O’nun zamanından önce de doğruydular. İsa, 1 Korintliler 10:4’ün bildirdiği gibi sadece çölde İsrailliler’le birlikte olmakla kalmamıştır. Elçilerin İşleri 2:23, O’nun hem Mesih’ten önce ve hem de sonra yaşayan bütün inanlılara yaşam veren çarmıha gerilmesi ve dirilişinin dünyanın kuruluşundan önce planlanmış olduğunu bildirir.

Özel İlişki: Yukarıdaki her şeyi söyledikten sonra, İsa ve Kutsal Ruh’un Baba’yla başka kimsenin sahip olmadığı bir ilişkiye sahip olduğunu da söylememiz lazımdır.

 

Soru: Matta 11:28’de, İsa bize nasıl rahat verir?

YANIT: Bu gerçeği hayatlarımıza en az beş şekilde uyarlayabiliriz:

Korkudan özgürlük: Tanrı bize bakacaktır ve başımıza Tanrı’nın izin verdiklerinden başka bir şey gelmeyecektir. 1 Petrus 1:6-9 ve 1 Korintliler 2:9, Cennetin yüceliklerinin yeryüzünde çektiğimiz acıları bize küçük göstereceğini bildirir.

Endişe ve kaygıdan özgürlük: İsa Dağdaki Vaaz’de, Tanrı için değerimizi ve endişenin hem istenmeyen, hem de yararsız bir şey olduğunu özellikle vurgular.

Filipililer 4:6-7, hiç kaygılanmamamızı; bunun yerine dileklerinizi duada Tanrı’nın önüne götürmemizi söyler.

İşimizden, hedeflerimizden ve hırslarımızdan özgürlük: Hristiyan olduğumuz, başarı ölçütümüz yeniden tanımlanır. Başarı, sadece Tanrı’nın başarmanızı istediği şeyi başarmak değil, aynı zamanda Tanrı’nın olmanızı istediği her şey olmaktır. Bu kadardır. Artık, başkalarının gözünde başarılı olma ya da kültürel ideallere uyma konusunda endişe etmemiz gerekmez.

Yargı hakkında endişe etmekten özgürlük: Yargı Günü’nde Hristiyanlar korkusuz olacaklardır. Mesih, Hristiyanlar’ı ödüllerine (ya da kaybettikleri ödüllere) göre yargılayacaktır ama Hristiyanlar kurtuluş ve Ateş Gölü’nden kurtulma güvencesine sahiptir.

Sonsuz özgürlük: Özgürlüğümüz şimdi yeryüzünde başlar ama sınırlıdır. Ama Cennetin Kralı’nın çocukları olarak sonsuzluk boyunca özgürlüğe sahip olacağız.

Eleştiren Sorduğunda anlamına gelen When Critics Ask sayfa 342 bunu çok iyi özetler: “İsa, canlarımızı rahata kavuşturduğu için inanlının yaşamı ‘kolay’dır (Matta 11:29) ama doğru yolda durması için sık sık Tanrı’nın disiplin veren eline ihtiyacı olan “benlik” için zordur. Kurtuluş Tanrı’yla ‘barış’ getirir (Rom. 5:1) ama aynı zamanda da dünyayla çatışmaya neden olur (1 Yuhanna 2:15-17; Galatyalılar 5:17).”

 

Soru: Matta 11:29-30’da, boyundurukla yük arasındaki fark nedir?

YANIT: Boyunduruk, yükü taşıyan arabayı çeker. Boyunduruk başkalarıyla birlikte çekilir. Boyunduruk ve çekmek için kullanıldığı yük hafif ya da ağır olabilir ve İsa Kendi boyunduruğunun hafif olduğunu söylemiştir.

 

Soru: Matta 11:29, Mark ve Elizabeth Prophet’in İsa’nın Kayıp Öğretileri anlamına gelen The Lost Teachings of Jesus 3 adlı kitabının (1988) p.273-274 sayfalarında öğretildiği üzere bir şekilde yogayı mı destekler?

YANIT: Hayır, hiç de desteklemez. İsa, “yoga”yı değil, “boyunduruğumu” yüklenin der. Buradaki Grekçe sözcük, tarlada hizmet etmeleri için öküzleri boyunduruğa koşma anlamına gelen zugondur ve bu sözcük, özel bazı fiziksel egzersizler yapıp nefesimizi kontrol altına almayı değil, İsa’ya hizmet etmeyi ima eder.

 

SORU: Matta 12:1-5’de İsa’nın öğrencileri Yahudi Şabatı’nda yasak olanı mı yapmışlardı?

YANIT: Onlar burada Musa’nın Yasası’ndaki Şabat’a değil, Ferisiler’in onu yorumuna aykırı davranmışlardı. İsa dirilişinden önce yeryüzünde hizmet verirken, öğrencilerinin ya da Kendisinin Musa’nın Yasası’na aykırı davrandıklarıyla ilgili bir kanıt bulunmamaktadır.

 

SORU: Matta 12:1-8 ve Markos 2:27’de, İsa’nın Şabat hakkında söyledikleri Tanrı’nın Yasası’nda bir değişiklik mi oluşturmuştu, yoksa İsa onların Şabat’ı Eski Antlaşma zamanlarında da uygulamaları gerektiğini söylüyordu?

YANIT: İsa burada hiçbir değişiklik yapmıyor. Ekin başaklarını kopartmak Yasa’da zaten özellikle izin verilmiş olan bir şeydi. Yasa, insanların Şabat gününde çalışamayacaklarını söylediği halde, başakları bir torbaya koyarak hasat toplamadığınız sürece başakları yemek için kopartabilirdiniz.

   İsa, Yasa’nın bütününe bakmanız gerektiğini söylüyordu, çünkü Yasa ayrıca kâhinler için de özel bir tedarikte bulunmuştu. Ayrıca İsa, Davut’un acil bir durumdayken, hayatta kalması ve Saul’dan kaçabilmesinin adak ekmeğini yiyip yememekten daha önemli olduğuna işaret ediyor. Mesih’in Kendisinin Ferisiler’in geleneklerinden çok daha büyük bir önceliği olduğu kesindir.

 

Soru: Matta 12:3-5 ve Markos 2:25-27’de, adak ekmeğini almanın neden bir sakıncası yoktur ve bunun Şabat’ı yerine getirmekle nasıl bir bağlantısı vardır.

YANIT: Buradaki anahtar ilke, bir buyruklar hiyerarşisidir ve nihai olarak itaat etmeleri gereken, Şabat değil, Tanrı olmalıydı. Adak ekmeğini sadece kâhinler yiyebilirlerdi ve Davut ve adamları, Tanrı için bir görevdeydiler, (Saul’dan kaçtıkları için) acil bir durumdaydılar ve konuyu kâhinlerle görüştükten sonra 1 Samuel 21:3-6’da ekmekleri yediler.

   Şabat Ferisiler için tam bir put haline gelmişti! Şabat herhangi bir şekilde kötü değildi, ancak onlar Tanrı’dan çok Şabat’la ilgileniyorlardı.

 

Soru: Matta 12:5’de, kâhinlerin her hafta Şabat Günü'yle ilgili buyruğu çiğnedikleri halde neden suçlu sayılmıyorlardı?

 

YANIT: Yasa, kâhinlere Şabat Günü’nde başkalarının yapmaları yasal olmayan şeyleri yapmalarını buyuruyordu. İsa’nın söylemeye çalıştığı şey, kâhinlerin Tanrı’nın kendilerine yapmalarını buyurduğu şeyi yapmayı bırakmaları değildi. İsa, bunun yerine, Tanrı’nın talimatlarına metin çerçevesini görmezden gelerek baktığınızda bir sürü sorununuz olacağını söylüyordu.

   Tertulyan (M.S. 198-220) Marcion’a Karşı Beş Kitap anlamına gelen Five Books Against Marcion kitap 4, bölüm 12, sayfa 362’de, Tanrı’nın İsrailliler’e Eriha’nın etrafında sekiz gün boyunca yürümelerini buyurduğunda onların Şabat Günü’nde de yürüdüklerine işaret eder. Bu yüzden bu da, Tanrı’nın Şabat’ı iptal etmek için verdiği doğrudan bir buyruğa örnektir.

 

Soru: Matta 12:5’de İsa, “Ayrıca kâhinlerin her hafta tapınakta Şabat Günü'yle ilgili buyruğu

çiğnedikleri halde suçlu sayılmadıklarını Kutsal Yasa'da okumadınız mı?” dediğinde bu neden Yasa’dan bir alıntı değildi?

YANIT: İsa bunu bir şeyin aktarılması olarak iddia etmemiştir. İsa, Yasa’ya göre, kâhinlerin Şabat Günü’nde kâhinsel görevlerini yerine getirdiklerini ve bunun hâlâ uygun ve Tanrı’yı hoşnut eden bir şey olduğu konusunda mantıklı bir sonuç çıkarıyordu.

 

Soru: Matta 12:3-8 ve Markos 2:25-28’de verilen örneklerin anlamı neydi?

YANIT: Tanrı’yı izlemek sadece kurallarla değil, aynı zamanda öncelik verilen şeylerle de olur. İtaat, kurallar Tanrı’nın kuralları bile olsa sadece kuralları izlemek değil, İsa’yı Rabbiniz olarak izlemektir. Başka ayetler, Tanrı’yı izlemenin kurallar ve önceliklerden daha fazlası olduğunu gösterir ancak İsa burada konuya sadece giriş yapmaktadır. İsa, düşmanca Ferisiler’e basit bir açıklama yaparak sabırlı davranıyordu ve bize karşı da sabırlı olduğu için Tanrı’ya şükretmeliyiz.

 

SORU: Matta 12:8 ve Markos 2:28’de, “İnsanoğlu’nun Şabat Günü'nün de Rabbi” olduğu ne anlama gelir?

YANIT: Biz yasa için, ya da Şabat Günü için değil, Tanrı için yaratıldık. Şabat Günü’nde dinlenme buyruğu insana engel olmak için değil, ona yardım etmek için verilmişti. Tanrı, Kendi Yasası’nın da Rabbi’dir.

 

Soru: Matta 12:10-14 ve Markos 3:3-6’da, Ferisiler, Şabat Günü bir hastayı iyileştirmenin nesinin yanlış olduğunu düşünüyorlardı?

YANIT: Ferisiler, iyileştirmeyi yaratıcı bir etkinlik, bu yüzden de iş olarak görüyorlardı.

 

Soru: Matta 12:10-14’de İsa Ferisiler’e neden bu şekilde yanıt vermişti?

YANIT: İsa onların tutarsızlığına işaret ediyordu. Durumun tuhaf komikliğini göz önüne getirelim. Bu adamlar, Tanrı Sözü’ne kendi yaptıkları eklemeleri Tanrı Sözü olarak öğretiyorlar ve Tanrı’nın Kendisine bir şeyi yapamayacağını söylüyorlardı. Bir mucize Tanrı’dan geldiğinden, neredeyse Tanrı’ya o mucizeyi geri almasını söyleyeceklerdi!

 

Soru: Matta 12:31,32, Markos 3:28-30 ve Luka 12:10-11’de Kutsal Ruh’a karşı küfür nedir?

YANIT: Ayetin metin çerçevesi bunun, Tanrı’nın doğrudan mucizesel işini görüp, Müjde’yi ret etmek ve bunların İblis’ten olduğunu söylemek anlamına geldiğini belirtir.

   Sadece Kutsal Ruh’tan hayatlarından çıkmasını istemek değildir. Tanrı’dan hayatından çıkmasını isteyen Hristiyan bir üniversite öğrencisi tanıyorum. Bir iki ay sonra kendini o kadar kötü hissetti ki, tövbe edip Mesih’e geri döndü. Eğer birisi Kutsal Ruh’a karşı küfür ederse, Mesih’e geri dönmeyi istemez.

 

Soru: Matta 12:31,32, Markos 3:28-30 ve Luka 12:11’de, Kutsal Ruh’a karşı küfür etmek, İsa’ya karşı küfür etmekten neden çok daha ciddi bir şeydir?

YANIT: İsa bunun nedenini özel bir şekilde bildirmemiştir. Ancak, eğer birisi İsa’yı ret ederse, Kutsal Ruh onun üzerinde etkin olarak fikrini değiştirip daha sonra İsa’yı kabul etmesini sağlayabilir. Ancak birisi kalıcı bir şekilde hayatında Kutsal Ruh’u istemiyorsa ve Kutsal Ruh da bu arzuyu yerine getirirse, o kişi asla Mesih’e iman etmez ve cennete gitmez.

 

Soru: Matta 12:31-32’de, Kutsal Ruh’a küfür etmek, Bahailer’in Yanıtlanmış Bazı Sorular anlamına gelen Some Answered Questions, 127-128 sayfalarda öğrettiği gibi Tanrı’nın (Bahaullah gibi) gösterimlerini inkâr ederek ışıktan iğrenmek anlamına mı gelir?

YANIT: Hayır, bu varsayılan iddiayı ispatlanmış gibi kabul ederek çıkarımlarda bulunmaktır. Yani, Bahaullah’ın ışığın kendisi olduğunu söylemesinden onun ışığın kendisi olduğu anlamına geldiği gibi bir sonuç çıkartmaktır. Ancak Matta 12:31’de, İsa’nın Kendisi için bile, “insanların işlediği her günah, ettiği her küfür bağışlanacak; ama Ruh'a edilen küfür BAĞIŞLANMAYACAKTIR” dediğine dikkat edin.

 

Soru: Matta 12:32’de yer alan, Kutsal Ruh’a karşı küfrün bu yaşamda bağışlanmaması, Katolik yazar Ludwig Ott’un söylediği gibi Araf inancını destekler mi?

YANIT: Hayır, Yeni Katolik Ansiklopedisi anlamına gelen New Catholic Encyclopedia, cilt11, sayfa 1034 bile, “Araf öğretisi Kutsal Kitap’ta açık bir şekilde bildirilmemiştir” der. Matta 12:31-32 üç nedenden ötürü Araf düşüncesini desteklemez. 

1) Katolik öğretisi, Araf’ın inanlının daha ciddi ya da öldürücü olan büyük günahlarını değil, küçük günahlarını temizlediğini öğretir. Ancak, Kutsal Ruh’a karşı küfür, öldürücü bir günah sayılır.

2) İsa burada inanlılardan değil, Kendisini ret eden din bilginleri ve Ferisiler’den söz ediyordu.

3)                 Bu ayet, cezanın ya da temizlenmenin süresi, katılığı, türü ya da yeri hakkında hiçbir şey söylemez; hatta bu ayet ceza ya da temizlenme hakkında hiçbir şey söylemez. Bunun yerine Tanrı tarafından bağışlanmamaktan söz eder.

 

Soru: Matta 12:38-39 ve Matta 16:1-4’de, Ferisiler bir belirti istediklerinde, İsa, onlara Peygamber Yunus'un belirtisinden başka bir belirti

gösterilmeyeceğini mi söyledi yoksa Markos 8:11-13’de bildirildiği gibi hiçbir belirti gösterilmeyecek midir?

YANIT: Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken üç nokta vardır:

1. Matta 12:38-39 bir işaret için ilk talepti ve Matta 16:1-4 ve Markos 8:11-13 bir belirti için ikinci talepti.

2. İsa bu ayetlerin her birinde de, ya gökten hiçbir belirti görmeyeceklerini ya da sadece Yunus’u dinleyenlerin gördüğü belirtiyi göreceklerini söylemiştir.

3. Yunus’u dinleyenler hiçbir zaman mucizesel bir belirti görmemişlerdi, sadece Yunus peygamberi görmüşlerdi. Kutsal Kitap’ta Yunus peygamberin herhangi bir mucize gerçekleştirdiği kaydedilmez.

 

Soru: Matta 13’de yer alan benzetmeler hangi yönden sıra dışıdır?

YANIT: Matta 13:3-52 kusursuz olmasa da bir kiazmadır.

13:1-2 İsa geldi

-13:3-9 Kalabalıklara hitaben verilen ekinci benzetmesi

-- 13:10-12 Öğrenciler sordular, İsa yanıtladı

--- 13:10-17 Benzetmelerin amacı (dışarıdakiler için)

----13:18-23 Ekinci benzetmesinin yorumu

-----13:24-33 Kalabalıklara hitaben üç benzetme daha verilmesi “Göklerin Egemenliği... benzer” (deliceler, hardal tanesi, maya)

ara söz (konudan ayrılma)

--- 13:34-35 Benzetmelerin amacı (öğrenciler için)

---- 13:36-43 Buğdaylar ve deliceler benzetmesinin yorumu

ara sözün sonu

-----13:44-48 Öğrencilere hitaben verilen üç benzetme daha ““Göklerin Egemenliği... benzer” (hazine, inci, ağ)

---- 13:49-50 Açıklama

-- 13:51 İsa soruyor, öğrenciler yanıtlıyor

- 13:52 Eski ve yeni hazineyle ilgili benzetme

13:53 İsa oradan ayrılır

Bu yapının içinde Matta 13:13-17 de bir kiazmadır.

 

Soru: Matta 13:1’de, İsa neden bir tekneye binip insanlara oradan hitap ederek konuştu?

YANIT: İsa’nın tekneden konuşmasının nedeni, sakin bir günde, sesinin suyun üzerinden daha iyi duyulabilecek olmasıydı.

 

Soru: Matta 13:10-13’de, İsa neden bu benzetmeyi öğrencilerine açıkladı da, kalabalığa açıklamadı?

YANIT: Bunun yanıtı Matta 13:14-15’de bulunur. İsa’nın öğrencileri sadece on ikiler değildi; onun 70’ler dahil daha başka birçok öğrencisi vardı. Bu sırada kalabalıklar İsa’nın öğretilerini biraz duyma imkânı bulmuşlardı, bu onların daha çok duymayı isteyecekleri bir şekilde yapılmıştı.

İsa burada konuşurken söylediklerinin açıklamalarını sadece öğrencilerine vermişti. Tabii ki, kalabalıklardaki insanlar da İsa’nın öğrencileri olmayı seçebilirlerdi.

 

SORU: Matta 13:10-16 ne anlama gelir?

YANIT: Bu ayetlerde birkaç önemli nokta bulunur.

13:10 İsa, Matta 13:1-9’da ekinci benzetmesini verdi. Öğrenciler gelip neden benzetmelerle konuştuğunu sordular. Soru, sadece ekinci benzetmesi için değildi, genel olarak İsa’nın neden benzetmelerle konuştuğunu soruyorlardı.

13:11 İnsanların çoğu Göklerin Egemenliği hakkında bilgi sahibi değildi, olsaydı da bu bilgiyi içlerinde tutamıyorlardı.

13:12 Bu bilgiye sahip olanların bilgisi artacaktı. Bu bilgiye sahip olmayanların sahip oldukları azıcık bilgi de onlardan alınacaktı.

13:13 İsa, insanlarla neden benzetmelerle konuştu ve öğrencilerine açıklama yaptığı gibi, neden onlara da açıklama yapmadı? Bu sorunun yanıtı için, 2 Petrus 2:21 ve Romalılar 4:15; 5:13’e bakalım. Birisi Tanrı hakkında bildiği gerçeği izlememeyi seçerse, o zaman ne kadar az şey bilirse son yargıda, kendisi için o kadar iyi olacaktır.

13:14 insanların gerçeğin tümünü duymak istediklerini ama onu anlamayacaklarını göstermektedir. Bu, Hristiyan olmak için çok akıllı olmanız gerektiği anlamına GELMEZ, böyle bir şey 1 Korintliler 1:26-28’e aykırı olur. Sorun bunun yerine, zeki ve çok eğitim görmüş Ferisiler’in sorunu, İsa’nın sözleri için yerleri olmamasıdır

(Yuhanna 8:37). Çarmıhla ilgili bildiri, bu dünyanın bilgeliğiyle bilge kişiler için saçmalıktır (1 Korintliler 1:18-25). Akıllı insanların, Kutsal Kitap’ta çok açık bir şekilde bildirilen şeylere neden inanmak istemedikleri konusunda zekice ve yaratıcı mazeretler verdiğini gördüm.

13:15 Bu da insanların katılığını gösterir. Hristiyanlar, Firavun’un yüreğinin Musa ve İsrailliler’e karşı katılaşmasından Tanrı’nın mı yoksa Firavun’un mu sorumluğu olduğu konusunda çok tartışmışlardır. Kutsal Kitap, sekiz ayette Firavun’un kendi yüreğini katılaştırdığını, sekiz ayette de Tanrı’nın onun yüreğini katılaştırdığını söyler. Tanrı’nın, yüreklerini katılaştıran insanlara karşı yargılarından biri de onların yüreklerini daha da katılaştırmasıdır.

   Son olarak, Tanrı’nın aynı etkinliği iki değişik kişi üzerinde tamamen zıt etki yapabilir. İlk kilise yazarlarından biri bunu şu şekilde açıklamıştır: “Aynı ısıda, balmumu erir ve çamur kurur. Bu yüzden, Musa aracılığıyla gerçekleştirilen olaylar, Firavun’un kötülüğünün sonucu olan katılığını ve İbraniler’le birlikte oradan ayrılan karışık Mısırlı kalabalığının teslim oluşunu kanıtladı. Orijen, De Principiis (M.S. 225-254), kitap 3, bölüm 1.11, sayfa 311.

13:16 Bu arada, İsa’nın 12 tane atanmış öğrencisi olduğu halde, 70 kişiden oluşan bir başka öğrenci grubu ve başka öğrencileri de vardı. İsa’nın öğrencileri hem bu gerçekleri bilme ayrıcalığıyla, hem de bu gerçekleri öğrenmeyi hak etmedikleri için mutluydular. Tanrı her şeyi bizden gizlemeyi seçebilirdi; ama bu şeyleri bize vahyetmeyi istemişti.

13:17 daha ileri gidip Eski Antlaşma zamanındaki Tanrı yolundaki peygamberlerin bile bu şeyleri öğrenmek istediklerini ama Tanrı’nın bunları öğretme zamanı henüz gelmediğinden bunları öğretmediğini, bunları öğretmek için İsa’nın gelişini beklediğini bildirir.

   Bazen insanlar yanlış olarak, Tanrı’nın herkese gerçeği öğretmek için elinden geldiği kadar uğraşma konusunda bize borçlu olduğunu düşünür. Ancak aslında, eğer birisi Tanrı hakkında sahip olduğu gerçeği ret ederse Tanrı gerçeği onlara zorla kabul ettirmek zorunluluğunda değildir. Hatta bu insanlar gerçeği ne kadar az bilirlerse bu onlar için o kadar daha iyidir (2 Petrus 2:21). Ama Tanrı gerçeği izlemeyi isteyenlere git gide daha çok gerçek bildirmekten zevk alır.

   İnsanlar gerçeği tam olarak nasıl duyar ya da kaybeder? İsa bunun yanıtını Matta 13:18-23’de açıklar.

 

Soru: Matta 13:12’de, Tanrı, kimde yoksa onun elindeki de alıp olana vermekle adaletsizlik mi ediyordu?

YANIT: Tanrı adaletsizlik etmiyordu. Adalet ve eşitlik, ücretler ve armağanlar ve ihtiyaçları karşılamakla ödüller vermek olmak üzere göz önünde bulundurulması gereken üç tezat vardır.

Adalet ve eşitlik: Tanrı herkese karşı adildir ama Romalılar 9:6-18’in de gösterdiği gibi Tanrı’nın herkese aynı şekilde davranma mecburiyeti yoktur.

Ücretler ve armağanlar: Bu benzetmede, eğer kral birisine borcu olan iyi şeyleri ödemezse bu adil olmazdı. Ama patronunuzun parasıyla yatırım yaptığınızda patronunuz size bütün bu paraları verme yükümlülüğü altında değildir. Patronunuz size sadece maaşınızı ve kontratınızda bildirilen şeyleri vermekle yükümlüdür. Bu benzetmedeki kral, hizmetkârlarına kentler verme yükümlülüğü altında değildi. Elinde en çok olana daha çok kentler verdiğinde, bu karşılıksız, lütufkâr bir armağandı ve kral (ve Tanrı) istediği her şeyi yapabilir.

İhtiyaçları karşılamak ve ödüller vermek: Kralın hizmetkârlarından hiçbiri kentler üzerinde yönetici değilken, kral bütün hizmetkârlarına bakmıştı. Kentler ödül ya da ikramiyeydi, Tanrı cennetteki herkesin ihtiyaçlarını bol bol karşılayacaktır (1 Korintliler 2:9), ama Tanrı cennette bunun ötesinde bazılarına ödüller verecek, bazılarına vermeyecektir. Bunu 1 Korintliler 3:8-15’de okuyabilirsiniz.

 

SORU: Matta 13:15’de Tanrı’nın insanların yüreklerini yumuşatmayıp gözlerini açmaması katı yürekli bir davranış değil midir?

YANIT: Hayır, hiç de değil. Tanrı, eğer Tanrı’ya dönerlerse Rab’bin onları mutlaka iyileştireceğini söylüyor. Ancak, yüreklerinin duygusuzlaşması ve Tanrı’ya dönmemeleri onların kendi sorumluluğudur.

   Tanrı, körlerin gözlerini açar ama gözlerini sıkı sıkı kapatanların gözlerini genelde açmaz. Tanrı insanların yüreklerini yumuşatır ama yüreğini katılaştırmaya karar vermiş olanların yüreklerini yumuşatma yükümlülüğü altında değildir.

 

Soru: Matta 13:30’da, delicelerin buğdaylardan önce toplanmasının anlamı nedir?

YANIT: “Deliceler” büyük bir olasılıkla “karaçayır” adı verilen bir yabani ottur. Yeni yetişirken buğdaya benzer. Ziraatta bir tarlanın hasadını yapmadan önce yabani otlarını yolmanın bir anlamı yoktur. Yargı, Tanrı yolunda olmayanları cennetten uzak tutar. Onlar delicelerin doğal olarak ait oldukları evrenden çıkartılıp atılmaz. Bunun yerine, Tanrı çocuklarının doğaüstü bir şekilde ait olduğu Tanrı’nın evreninden çıkartılıp atılırlar.

 

Soru: Matta 13:32 ve Markos 4:30-34’de hardal tanesinin bütün tohumların en küçüğü oluşunu açıklar mısınız?

YANIT: İlk olarak, Filistin’de, insanların ektiği siyah hardal ve yabani hardal olmak üzere iki tür hardal tanesi vardı.

İsa burada siyah hardaldan söz ediyordu çünkü sadece ekilmiş tohumlardan söz ediyordu. Filistin’de hardal tanelerinden daha küçük olan tohumlar ekilmiyordu.

   Hardal tanesi küçüktür, Filistin’deki bütün ekin tohumlarının en küçüğüdür. İsa, halka kendi topraklarında yetişen ekin tohumlarından söz ederek onlarla iletişim kuruyordu.

   Ancak, ayrıntıları seven insanlar için, Matta 13:32 ve Markos 4:30-34’de yer alan Grekçe sözcük, ebat ya da mecazi olarak derece anlamına gelebilen microteron’dur.

Her iki ayetteki tohum (tane) sözcüğü, ekilen anlamına gelebilen spermaton’dur. İsa ister Aramice, ister Grekçe konuşuyor olsun, yine de ekilen tohumlardan söz ediyordu.

 

Soru: Matta 13:32 ve Markos 4:30-34’de sözü edildiği üzere, bir hardal bitkisi nasıl bir kuş yuvalarını barındırabilir?

YANIT: Bir kuş gerekirse küçük bir çalıda bile bir yuva yapabileceği halde bu sorunun yanıtı bu değildir. Bir hardal tanesi büyüyerek boyu üç metreyi bulan bir ağaca dönüşebilir. Bu da bir kuşun yuva yapması için yeterince büyük bir ağaç olur.

 

Soru: Matta 13:33’de mayanın anlamı nedir?

YANIT: Diğer benzetmelerde maya kötü bir şeyken, İsa bu benzetmede mayanın Göklerin Egemenliği’ni temsil ettiğini söylemiştir. Burada öğrenilmesi gereken önemli yorum ilkesi, bir benzetmedeki bir simgenin anlamını alıp onu bütün diğer benzetmelerdeki simgelere uyarlayamayacağımızdır.

 

Soru: Matta 13:33’deki benzetmede, mayayı neden üç ölçek una karıştırmıştı?

YANIT: Üç somun ekmek, bütün aileye yeter. Unun kimyasını değiştirmek için azıcık maya yeterlidir.

 

Soru: İsa’nın Dağdaki Vaaz gibi başka konuşmalarında benzetme kullanmamış olduğu halde, Matta 13:34 neden İsa’nın sadece benzetmelerle konuştuğunu söylüyor?

YANIT: Matta 13:34 bunu İsa’nın kalabalıklara hitaben konuştuğu zaman olarak niteler. İsa Kendi öğrencilerine hitap ederken her şeyi açıklıyordu. Dağdaki Vaaz’i kalabalıklar da dinlediği halde, bu vaaz aslında öğrencilere hitaben verilmişti. Ayrıca, Matta 13:34 İsa’nın hizmetinin daha önceki ya da sonraki döneminde değil, bu zamanki öğretilerinden söz etmektedir.

 

Soru: Katolik Kilisesi Meryem’in her zaman bakire olduğunu söylerken Matta 13:55’de İsa’nın nasıl erkek ve kız kardeşleri olabilir?

YANIT: Matta 1:25 bunu kısa ve öz bir şekilde yanıtlar: “Ama oğlunu doğuruncaya dek Yusuf ona [Meryem’e] dokunmadı. Doğan çocuğun adını İsa koydu.” Bu yüzden İsa doğduğunda Meryem bakireydi ama Meryem’le Yusuf’un bundan sonra başka çocukları oldu.

  Katolikler buna, birçok Akdeniz kültüründe kuzenlere de kardeş denilebileceğini söyleyerek yanıt verirler.

   Ancak Kutsal Kitap’ta Meryem’in her zaman bakire olduğunu söyleyen bir ayet yoktur. Tersine, İsa’nın erkek ve kız kardeşlerinden söz edilen başka ayetler de vardır: Yuhanna 7:5; Galatyalılar 1:19; Markos 3:31; Yuhanna 2:12 ve Elçilerin İşleri 1:14. Eğer sadece kuzen olsalardı, bu durumun bildirildiği altı ayetten en az birinde onlardan “kuzen” olarak söz edilmemiş olması tuhaf olurdu.

   Tarihsel bir not olarak, İznik öncesinde Meryem’in bakire olduğundan söz eden sadece iki kaynak olmuştur:

Portus piskoposu Hippolitus (M.S. 225-235/6) Meryem’in her zaman bakire olduğunu söylemiştir. Beron ve Helix’e Karşı anlamına gelen Against Beron ve Helix, parça 8, sayfa 234.

İskenderiyeli Petrus (M.S. 306,285-311) “Tanrı’dan, Her Zaman Bakire ve gerçekten de Tanrı’nın Annesi Meryem’den” Parça 5.7, sayfa 282.

   Meryem’in “her zaman bakire” olduğu resmi olarak (M.S. 553) II Konstantinopolis Konseyi’nde söylenmiştir, bölüm 2, sayfa 312. Aynı yıl, Papa Vigilyus da aynı şeyi mektubunun 322’ci sayfasında söylemiştir.

 

Soru: Matta 13:38’de, herkes Egemenliğin oğullarından biri midir?

YANIT: Hayır. Bu ayetin de gösterdiği gibi, bizler Mesih’e iman etmeden önce Egemenliğin oğullarından biri değilizdir.

Efesliler 2:3, Pavlus dahil hepimizin Mesih’e iman etmeden önce gazap çocukları olduğumuzu söyler.

 

SORU: Matta 13:52’de İsa neden hem yeni, hem de eski değerlerden söz etmiştir? 

YANIT: İsa bu sözlerle lütufkâr bir biçimde, Kendisinin öğrettiği yeni şeylerin yanı sıra daha önceki gerçeklere de değer vermeleri gerektiğini söylüyordu.

 

Soru: Matta 13:53-58’da, İsa bir peygamber değildi çünkü İsrail’de peygamberlik, o diyarın dünya Yahudileri’nin çoğunluğu orada yaşadığında var olabilirdi. Yahudiler’in çoğunun Babil’den İsrail’e dönmeyi ret ettiği Ezra’nın zamanında (yaklaşık olarak M.Ö. 300), peygamberlik, Haggay, Zekeriya ve Malaki olmak üzere son peygamberlerin ölümüyle son bulmuştu.” (Bu itiraz bir Yahudi’den gelmiştir.)

YANIT: Bu üç nedenden ötürü yanlıştır:

1) Kutsal Kitap’ta bunu söyleyen hiçbir ayet yoktur; bu kural uydurulmuştur.

2) Daniel ve Hezekiel sürgün sırasında peygamberdiler. O sırada dünya Yahudileri’nin büyük bir çoğunluğu Filistin’de yaşamıyordu. Hatta Daniel ve Hezekiel, İsrail dışında yaşayan peygamberlerdi. Ancak Daniel, gençliğinde Yahudiye’de yaşamıştı.

3) Biz Yüce Tanrı’ya ne yapabileceğini, ne yapamayacağını söylemeye çalışmamalıyız!

   Mesih’in zamanında Yahudiler’in birçoğunun Filistin’de yaşadığını göz ardı eder. Çoğu olup olmadığını bilmiyorum. Önemli değildir, çünkü Yüce Tanrı istediği zaman bir peygamber gönderebilir.

   (Hem Eski, hem de Yeni Antlaşma olmak üzere) Kutsal Kitap, Tanrı’nın (Çölde Sayım 23:19; 1 Samuel 15:29, vb. fikrini değiştirmesi gibi) yapmadığı bazı şeyleri bildirir. Ama Kutsal Kitap’ın bütününde Tanrı’nın YAPAMAYACAĞI bildirilen sadece dört şey vardır. (Ancak bunları okumak için Yeni Antlaşma’yı okumanız gerekir.) Bu dört şey şunlardır: i Tanrı kimseyi ayartmaz (Yakup 1:13), Tanrı yalan söyleyemez (İbraniler 6:18), Tanrı Kendinden daha üstün biri olmadığı için Kendi üzerine ant içer (İbraniler 6:13) ve Tanrı Kendi özüne aykırı davranamaz” (2 Timoteos 2:13). Bundan ayrı olarak, Tanrı’nın ne yapamayacağını söylemeyeceğim. Sadece, Tanrı’nın yapmayı ya da yapmamayı seçtiği şeyleri alçakgönüllü bir şekilde öğrenmek için Kutsal Kitap’a bakacağım.

 

SORU: Matta 13:55-56, bir peygamber, neden kendi memleketinde ve evinde

hor görülür?

YANIT: İsa, burada bir buyruk vermiyor ve bir peygamberlikte bulunmuyordu, burada sadece bir gözlemde bulunuyordu. Birlikte büyüdükleri insanlar peygamberlere saygı göstermez. Aynı yerde yaşayıp aynı deneyimlerin çoğunu yaşamış olanların, Tanrı’nın sıradan insanları sıra dışı bir şekilde kullanacağına inanmaları zordur. Ne yazık ki, “Aşırı yakınlık saygısızlık doğurur” sözünde bir doğruluk payı vardır.

 

Soru: Matta 13:58’de insanların imansızlığı İsa’nın orada pek fazla mucize yapmamasını nasıl etkilemiştir?

YANIT: Bu ayet, Yüce Tanrı’nın burada bir mucize yapmaya gücü yetmediğini söylemez. İsa’nın onların imansızlığından ötürü orada hiç mucize yapmamayı seçtiğini söyler.

 

SORU: Matta 14, Vaftizci Yahya’nın ölümü neden Matta’da bulunduğu yerde bildirilmiştir?

YANIT: Bunun yanıtı açıkça bildirilmediği ve Matta bu geriye dönüp anımsamayı istediği yere koyabileceği halde, bunu buraya yerleştirmesi İsa’nın bu sırada neden gözler önünde olmamayı seçtiğini ima ediyor olabilir. İsa onların Kendisini de öldürmeye geleceklerini biliyordu ve çarmıha gerilmeden önce gerçekleştirmesi gereken diğer şeyleri de gerçekleştirene kadar beklemek istemişti.

 

SORU: Matta 14:3-4’de, Vaftizci Yahya, Hirodes Antipas’ı tam olarak neden açıkça suçlamıştı?

YANIT: İlk önce soyağacıyla ilgili bilgi sonra da yanıtı verelim.

Öncesi: Hirodes Antipas: Büyük Hirodes ve on karısından biri olan Maltace’nin oğlu.

Filipus: Büyük Hirodes Mariamne II’nin oğlu (Büyük Hirodes’in, Bölge Kralı Filipus adlı öbür oğluyla karıştırılmamalıdır)

Aristobulus: Büyük Hirodes ve Mariamne I’in oğlu.

Hirodiya: Aristobulus’un kızı

Yanıt: Hirodes Antipas, Hirodiya’nın babasının anne bir, baba ayrı kardeşiydi, ama Levililer 18:1-17 ve 20:12,14’e göre bunda bir sakınca yoktu. Eski Antlaşma zamanlarında bir adamın karısını boşamasında bir sakınca yoktu. Sorun, Levililer 18:16’nın erkek kardeşinin karısıyla evlenmeyi kesin olarak yasaklamasıydı. Hirodiyas da, Hirodes Antipas’ın kardeşi olan Filipus’un karısıydı.

 

SORU: Matta 14:6-12. Bu dehşet verici anlatım neden Kutsal Kitap’ta yer alıyor?

YANIT: Bazen insanlar yeryüzündeki hayatın güllük gülistanlık olduğu gibi yapay bir düşünceye sahip olabilir. Kötü insanlar yönetimde olduğunda yaşam bazen dehşet vericidir. Burada, Vaftizci Yahya gibi inanlıların bile hayatta adil olmayan sonuçlara katlanmaları gerektiğini öğreniyoruz.

 

SORU: Matta 14:15, buranın ıssız (ya da çöl gibi) bir yer olduğunu söylediği halde 19’cu ayet neden buranın bir çayır olduğunu söylüyor?

YANIT: Burası kuru bir çöl değil, ıssız, terk edilmiş bir yerdi. Ayrıca, Filistin’de yağmurlu ve kurak olmak üzere iki mevsim vardı. Bu olay da büyük bir olasılıkla yağmurlu mevsimde gerçekleşmişti. Yağmurlu mevsimde, Güneydoğu Asya’da olduğu gibi muson yağmurları yoktu ancak o sırada Şeria Irmağı geçilemeyecek kadar genişti ve kurak mevsimde bize çöl gibi görünen yerlerde epey çok çimen olurdu.

 

SORU: Matta 14:24-32. Hristiyanlar fırtınalara karşı nasıl göğüs germeliler?

YANIT: Bu ayetler hayattaki fırtınalara karşı nasıl göğüs germemiz gerektiğini öğretir.

1. Tanrı beklenmedik bir iş yaptığında dehşete düşmeyin (14:25-26).

2. İsa bize cesur olmamızı söylediği zaman, cesur olup cesaretle çalışmalıyız

(14:27-28).

3. İsa’nın sadece etrafımızdaki tehlikelerden daha büyük olduğunu bilerek değil, korkularımızdan, kuşkularımız ve zayıflıklarımızdan da daha büyük olduğunu bilerek İsa’ya itaat etmeliyiz (14:29).

4. Rüzgâra ya da başka olası tehlikelere değil, İsa’ya bakmalıyız (14:30).

5. Bir hata yaptığımızda, ya da kuşku duyduğumuzda bizi kurtarması için İsa’ya yakarmalıyız (14:30-32).

6. Güvenliğe kavuştuktan sonra Tanrı’ya tapınmayı unutmamalıyız (14:33).

 

SORU: Matta 14:25’de gecenin dördüncü nöbeti ne zamandı?

YANIT: Gece 4 nöbete ayrılmıştı ve dördüncü nöbet de, yaklaşık olarak gece saat 3’le 6 arasıydı.

 

SORU: Matta 15:1-3’de, İsa el yıkamaya karşı mıydı?

YANIT: Hayır. İsa temizliğe karşı olmadığı halde, el yıkamayı dini bir tören haline getirmeye karşıydı. Günümüzde de, sağlıklı beslenme, şifalı otlar ve jimnastik yapmak iyi şeylerdir ama insanlar Tanrı yerine kendi sağlıklarına taparlarsa put haline gelirler.

 

SORU: Matta 15:3-6, Kurban (adanmış olmak) düşüncesi nereden çıkmıştır?

YANIT: Bu sözcüğün kendisi ve bir şeyin Tanrı’ya adanmış olması kavramı Levililer 1:2-3, 2:1, 3:1, Çölde Sayım 7:12-17’de bulunur. Ancak, Ferisiler, anne babalarına vermeleri gereken yardımı Tanrı’ya verirlerse onların anne babalarına bakma sorumluluklarını bırakmalarına izin veriyordu.

   Ferisiler burada öncelik vermeleri gereken şeyleri karıştırmışlardır. Bazı şeyleri Tanrı’ya adamaya, anne babamıza bakmak dahil, Tanrı’nın yapılmasını arzuladığı şeylerden daha büyük bir öncelik veriliyordu. Bu, insanlar Tanrı’ya itaat etmek yerine bir geleneğe itaat etmekle ilgilendiklerinde gerçekleşebilir.

 

SORU: Matta 15:8’de, insanlar yürekleri Tanrı’dan uzakken neden Tanrı’yı dudaklarıyla saymayı seçmişlerdir?

YANIT: İnsanlar dine ve ismen de Tanrı’ya bir sürü nedenden ötürü yaklaşır ve bu nedenlerin hepsi de en iyi nedenler değildir. Bazıları başkaları tarafından övülmek için, bazıları ise kendilerine eş bulmak için gelir.

   Bazıları başkalarına yardım edebilecekleri bir meslek ister ve oraya gelişlerinin ana nedeni Tanrı’ya duydukları sevgi değil, budur.

Durum böyle olduğunda Kızılay, TSK Mehmetçik Vakfı, Darülaceze, yetim yurtları gibi birçok iyi hayır kurumu vardır. Bu gibi kişiler, Tanrı’yı sevdiklerini ve Hristiyan bir kilise aracılığıyla çalışmayı istediklerini söyleyerek kendilerini yanlış tanıtmak yerine, bu kuruluşlara katılmalıdır. Ek bir not olarak, Kutsal Kitap Hristiyanlar’ın fakirlere, yoksunlara, yetimlere vb. yardım etmeleri gerektiğini söyler. Bu da sadece Hristiyan organizasyonlara para vermemiz gerektiği anlamına gelmez. Toplumumuzda dinle bağlantılı olmayan hayır kuruluşlarını desteklemek iyi bir şeydir.

 

Soru: Matta 15:9’da, insan buyrukları ne zaman iyi, ne zaman kötüdür? 

YANIT: Gelenekler, yeni nesillerin öğreti ve yasalarına önceki kuşakların inançlarını ve düşüncelerini iletir. Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken dört nokta vardır:

Kötü: Eğer geçmişteki gelenek yanlış ya da kötü ise, o zaman hata ve belki de günahlar öğrenilip kopyalanır. Kutsal Kitap, Yeremya 44:17-19’da Gök Kraliçesi’yle ilgili günahlı geleneklerden söz eder.

Boş: Gelenekler daha yaygın bir biçimde sadece değersizdir (Koloseliler 2:16-19). Bu gelenekler ciddiye alınırsa, Tanrı’ya adanmışlığı sulandırırlar. Kutsal Kitap, Koloseliler 2:8 ve 1 Timoteos 1:4’de boş ve aldatıcı geleneklerden söz eder.

Kurban: Geçmişteki görüş ya da uygulama Kutsal Kitap’a aykırı olmasa bile, insanlar bazen insan geleneklerini Kutsal Kitap’la eşdeğerli tutarlar. Bir zamanlar insanların düşüncesi olan bir şey, insanların gözünde artık “Tanrı böyle buyurdu” haline gelir. Belki belirli bir zaman ve durum için çok uygun olan insansal uygulamalar her zaman ve durum için sözde “Tanrı’nın yasası” haline gelir. Hatta bazı insanlar için gelenekler, Tanrı’nın Sözü’nden bile daha üstündür, buna örnek olarak Markos 7:10-13’deki “Kurban” uygulamasını uygulayanları gösterebiliriz.

Tanrı’nın Yasası: Bizim suyla vaftiz ve Rab’bin Sofrası gibi, Tanrı’nın buyurduğu şeyleri yerine getirmemiz gerekmektedir. Ancak, bunları Hristiyan gelenekleri oldukları için değil, Tanrı istediği için yerine getirmemiz gerekmektedir. Simgeye gerçeğin üzerinde yer vermemeye dikkat etmeliyiz. Sadece kuralları izlemekle kalmamalıyız (Markos 7:6-7). Bunun yerine, yazılı yasanın eski yolunda değil, Ruh’un yeni yolunda hizmet etmeliyiz (Romalılar 7:6; 2:29; Koloseliler 2:14).

 

Soru: Matta 15:10-20 ve Markos 7:15-23’de, İsa Eski Anlaşma’nın beslenmeyle ilgili buyruklarını neden geçersiz kıldı?

YANIT: İsa, Eski Antlaşma’nın beslenmeyle ilgili buyruklarını geçersiz kılmayıp onların yerine yenilerini vermiştir. Burada göz önünde bulundurulması gereken dört nokta vardır:

1.                  İsa ve öğrencileri, bazen Ferisiler’in insanlar tarafından oluşturulan geleneklerine aykırı hareket ettikleri hale, Eski Antlaşma Yasası’na itaat içinde yaşıyorlardı.

2.                  Eski Antlaşma’nın altında bile, Tanrı onların itaatiyle ilgileniyordu ve yiyip içtikleri şeyler, onların itaatlerini göstermelerinin bir yolu olsa da, tek yolu değildi.

3. İsa’nın dirilişi yeni bir dönem açtıktan sonra, öğrenciler her türlü eti yememeyi seçtiler. Elçilerin İşleri 10:11-16’da Tanrı’nın bir meleği gökten inip gönülsüz Petrus’a yemesi talimatını vermişti. Petrus kimdi ki, gökten gelen bir melekle tartışsındı?

4. Muhammet’in de aynı şeyi yaptığı söylendiğinden bu yanıt Müslümanlar için bir sorun olmamalıdır. Yürürlükten kaldırılmış yasalardan söz etmiştir (ancak yürürlükten kaldırılma kavramı, İsa aracılığıyla verilen Yeni Antlaşma’dan biraz farklı bir kavramdır). Ayrıca Müslümanlar’ın deve eti yiyebileceklerini söylemiştir ki, Eski Anlaşma deve etine aynı domuz eti gibi bakar (Levililer 11:4,7,26; Yasa’nın Tekrarı 14:7,8).

 

Soru: Matta 15:11,17-18’de, insanı kirletenin sadece ağızdan çıkan olması nasıl mümkündür?

YANIT: Buradaki metin çerçevesi, Ferisiler’in yıkanmamış ellerle yemek yemekle ilgilendiği ve İsa’nın insanın içinin pak olmasıyla ilgilendiği Matta 15:20’de verilmiştir.

   Bir kabın içinde bir şey pişiriyorsanız ve sıvılar yavaş yavaş eklenip yavaş yavaş çekiliyorsa, yemeğin olması gerektiği gibi olup olmadığını görmek için yemeğin tadına bakar mısınız? Tabii ki, yemeğin tadına bakmalısınız. Aynı şekilde İsa da, yiyecek konusuna bu kadar takılıp kalmayın, çünkü sizi kirletebilecek olan şey ağzınızdan çıkan şeydir, diyordu.

 

SORU: Matta 15:12’de, bazı Ferisiler’in İsa’yı bulup ona kişisel temizlik hakkında bazı sorular sormak için Yeruşalim dışına çıkması sizce biraz tuhaf değil miydi?

YANIT: Sorun bu konuyla ilgili değildi. Bu, İsa’yı tuzağa düşürmek için sorulmuş bir soruydu, bir bahaneydi. Konu kişisel temizlik değildir, hastalık hakkında bir mikrop teorileri yoktu. Bunun yerine, konu onların törensel yıkanma konusundaki kurallara kendi yaptıkları eklemelerdi. İsa’yı, insanlara Tanrı’nın isteğinin onlar için ne olduğunu söylemekteki üstünlüklerine bir tehlike olarak görüyorlardı.

 

Soru: Matta 15:12’de İsa neden Ferisiler’in kendilerini kötü hissetmeleriyle ilgilenmiyordu?

YANIT: İsa bazı durumlarda ilgileniyordu, onların kendilerini kötü hissetmelerini istiyordu. İsa, özellikle Matta 23’de onları iki belirli nedenden ötürü ağır bir şekilde azarlamıştı. Azarlamayı işittiklerinden ötürü belki bazıları durup İsa’nın sözleri üzerinde düşünür ve tövbe ederdi. İkinci olarak, Ferisiler’in tövbesinden ayrı olarak, kalabalıklar işitir ve İsa’yı ret eden Ferisiler’e güvenmemeyi bilirlerdi.

 

SORU: Matta 15:14. Tanrı neden bazen körün köre kılavuzluk etmesine izin verir?

YANIT: Birisinin söylediği gibi, görmeyi ret edenler kadar kör olanlar yoktur. Tanrı insanların istedikleri yere gitmelerine izin verir. Daha iyi bir soru, “Körler neden körlerin kendilerine kılavuzluk etmesine izin veriyor, hatta bunu tercih ediyor?” olurdu.

 

SORU: Matta 15:21-29 ve Markos 7:24. İsa neden Sur ve Sayda kentlerine gitmişti?

YANIT: İlk bakışta Yahudi kentleri olmayan bu yerler İsa’nın yolunun dışında gibi gözükmektedir. Daha sonraki ayetler, O’nun bir cini kovduğunu (Markos 7:29) ve Fenike kıyılarından birçok kişinin İsa’yı dinlediğini bildirir. Sur kenti Celile Gölü’nden 56 kilometre kadar, Sayda ise, 40 kilometre kadar uzaktı.

 

SORU: Matta 15:21-22. Kenanlı kadının durumunda, İsa sadece Yahudiler’i ve Tanrı’ya onaylanan biçimde tapınanları sevmeleri gerektiğini mi söylüyordu? (Bu soruyu Müslüman Ahmad Deedat sormuştur.)

YANIT: Hayır, İsa, Sur ve Sayda bölgesine gitmek için yolundan çıktığı için böyle bir iddia kanıtlanamaz.

   İsa ilk olarak İsrail’in kayıp koyunlarına gönderilmişti ama sonra birçok kereler Celile Gölü’nü geçmişti. Bunun anlamı şuydu: Celile Gölü’nün batı kıyısında çoğunlukla Yahudiler otururdu, doğu kıyısında ise, putperest domuz çobanları dahil, diğer uluslar otururdu. Ancak bundan önce bile, Samiriyeliler Tanrı’ya onaylanan biçimde tapınmıyordu ve İsa hizmetinin başlarında Samiriyeli bir kadınla konuşmuştu.

 

Soru: Matta 15:24-26’da İsa, Kenanlı (Suriye-Fenike ırkından olan) kadını köpeklerle kıyasladığından ırkçı mıydı? (Bu soruyu Müslüman Ahmad Deedat sormuştur.)

YANIT: Bu soruya başka bir soruyla yanıt verelim: İsa, sadece İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildiğini söylediğinde neredeydi? Bu sorunun yanıtı şudur: İsa İsrail’den çıkıp, hiçbir zaman bir İsrail kenti olmayan Sur kentine gitmek için dağların üzerinden 48 kilometre kadar yürümüştü. İsa oraya, İsrail dışında yaşayan Yahudi bir kadınla değil, kesinlikle başka bir ulustan olarak tanımlanan bir kadınla konuşmaya gitmişti. Ama bu kadar yok gittikten sonra, onun hak ettiği bir şeyi almadığını, iyileşmesinin lütuf olduğunu bilmesini istemişti. Bu arada Matta 15:26’da “köpek” için kullanılan Grekçe sözcük, vahşi bir köpek değil, “köpek yavrusu” ya da “kucağa alınan küçüklükte bir köpek” anlamına gelir.

 

Soru: Matta 15:21-29 ve Markos 7:27-29, İsa ve Suriye-Fenike ırkından olan kadın tam olarak ne söylüyordu?

YANIT: Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken dört nokta vardır.

1. İsa, Fenike kıyılarına seyahat ettikten sonra, kadın İsa’dan bir şey, kızının içindeki cini çıkartmasını istemişti. Burada, kendisinden Grek olarak söz edilen Suriye-Fenike ırkından bu kadının Yahudiliğe geçtiğine ya da hatta tek Tanrı’ya iman ettiğine dair bile hiçbir kanıt olmadığına dikkat edin.

2. İsa, İsrail’in kilometrelerce dışındaki bütün bu yolu yürüdükten sonra ona Tanrı’nın mesajının Yahudiler aracılığıyla geldiğini ve ilk önce onların iyileştirilmesi gerektiğini bildirdi (Markos 7:27). Yani, kadın Tanrı’nın Yahudiler’e bildirilmiş olduğu mesajına iman etmeye söz vermezse İsa onun isteğini yerine getirmeyecekti.

3. Kadın alçakgönüllü bir şekilde İsa’ya herhangi başka bir şekilde değil, O’nun istediği şekilde yaklaşmayı kabul etti. Bizim de Tanrı'nın lütfuna iman etmemiz gerektir.

4. Yahudiler, hem başka ulusları, hem de köpeklerden hoşlanmadıkları halde İsa burada köpek için normalde kullanılan sözcüğü kullanmadı. Bu sözcüğün daha iyi bir tercümesi “köpek yavrusu” olurdu. Romalılar ve Grekler, köpekleri çok severlerdi. İsa burada iki tarafa çekilebilecek bir söz kullanmıştır. Bu sözüyle, Yahudiler’in sevmemesini diğer ulusların sevmesiyle birleştirerek onu sevgi dolu bir evcil hayvana benzetmişti. Ancak, İsa mesajının ilk olarak Yahudiler için olduğunu yine de açıklığa kavuşturmuştur. Eğer Tanrı bizi değil de, başka birini çok büyük bir şekilde bereketlerse, biz O’nun bize verdiği bereketlerden ötürü hâlâ mutlu oluruz.

Özet olarak: İsa’nın sert sözlerle birleşen uzun yürüyüşü, İsa’nın bize erişmek için uzun yollar kat edeceğini ama bizim O’na gururumuzu ve kendi şartlarımızı bir kenara bırakarak O’nun şartlarına göre yaklaşmamız lazım olduğunu çok güzel bir şekilde örnekleyen bir paradokstur.

 

 

Soru: Matta 15:24’de, “İsrail’in kayıp koyunları,” Mormon Joseph Fielding Smith’in Kurtuluş Öğretileri anlamına gelen Doctrines of Salvation 1975, cilt 3, sayfa 214’de öğretildiği üzere, Sürgün sırasında İsrail’den Amerika’ya göç ettiği söylenen insanlardan mı söz eder?

YANIT: Hayır. Bu, hiçbir Yahudi ya da Hristiyan’ın hiç duymamış olduğu bir yorumdu. İsa, coğrafi bakımdan değil, ruhsal bakımdan kayıp olan insanlardan söz ediyordu. İsa bir GPS değil, bir Kurtarıcı’ydı. İsa öğrencilerine, “İsrail halkının yitik koyunlarına gidin” demişti (Matta 10:6-7) ve onlar da, bunu izleyen günlerde bunu, bir uçağa binip Amerika’ya giderek değil, İsrail’i karış karış gezerek yerine getirmişlerdi.

 

Soru: Matta 16:1,4’de İsa’nın gökten bir belirti istemesi neden yanlış bir şeydi?

YANIT: İsa birçoğunu Ferisiler ve Sadukiler’in önünde yaptığı bütün o mucizeleri gerçekleştirdikten sonra, Ferisiler ve Sadukiler’in gelip O’ndan bir belirti istemeleri İsa’nın öğrencilerine tuhaf gözükmüş olmalıydı. İsa’nın mucizeleri sakatlara, körlere, cinlilere çoktan yardım etmişti ve Ferisiler gökten kimseye bir yararı olmayacak bir belirti istemişlerdi. İsa onlar için istek üzerine performansta bulunmayı ret etmişti.

 

Soru: Matta 16:2-4’de, akşam ve sabah dönüşümünün zamanın belirtileriyle ne alakası vardı?

YANIT: Gündüz ve gecenin geleceğini bilmemiz, çocukların bile gözlemleyebileceği çok basit bir gerçektir. İsa, geri gelişinin belirtileri ve onu izleyecek olan geri gelişi gibi başka dönüşümlerin de var olduğunu söylemektedir. İsa ikinci kez gelecektir ve ilk gelişinden önce var olan belirtilerin birçoğu ikinci gelişinden önce de var olacaktır.

 

Soru: Matta 16:4’da Yunus peygamberin belirtisi tam olarak neydi?

YANIT: Burada söylenmek istenen şudur: Yunus, Tanrı yolunda yürüyen bir adam olmasından başka hiçbir belirti yapmamıştır.

 

SORU: Matta 16:7-11 ve Markos 6:52’de beş somun ekmek ve 5000 kişi ve 7 somun ekmek ve 4000 kişinin anlamı nedir?

YANIT: Bu Sorunun yanıtını verirken göz önünde bulundurulması gereken dört nokta var.

İsa Yaşam Ekmeği’dir. İsa bu kadar çok insanı doyurabildiği için onların somunları alıp almama konusunda endişe etmesine gerek yoktu.

Genel olarak, İsa onlara bakmıştır ve gelecekte Tanrı’nın onlara bakamayacağı ya da bakmayı istemeyeceği gibi konularda endişe duymalarına gerek yoktur.

Markos öğrencilerin kalabalıkları doyurma ile alakalı olarak öğretilenleri ilk seferinde anlamadıklarını söylediğinden onlara aynı dersi öğretmek.

Burada, Tanrı’nın Yahudiler’i doyurduğu ve Tanrı’nın diğer ulusları doyurduğu gibi iki mesaj verilmesi tasarlanmış olabilir.

 

SORU: Matta 16:7-11 ve Markos 8:19-20’de, İsa bu sayıların anlamının ne olduğunu söylüyor?

YANIT: Bazıları, İsa’nın insanları ilk doyurduğu zamandaki beş somun ekmekle 5000 kişiyle Yahudiler’e verilen Yasa’nın beş kitabı arasında ve (kusursuz bir sayı olan) 7 somun ekmek ve (4 sayısı belki de dünyanın dört köşesini temsil ederekten) öncelikle Yahudi olmayan uluslardan 4000 kişinin doyurulduğu ikinci ekmek ve balık mucizesi arasında mistik bir anlam görebilir. Ancak, çok daha basit bir açıklama vardır. İsa, çok az sayıda ekmek somunuyla çok büyük kalabalıkları doyurabiliyordu.

 

Soru: Matta 16:8’de İsa neden onların imanının kıt olduğunu söylemiştir?

YANIT: Bilgilerinin sınırlı oluşu ve bütün gördükleri göz önünde bulundurulursa ne yemek yiyecekleri konusunda kaygı çekmiyorlardı. Kısa vadeli sorunlarına odaklanmışlardı ve Tanrı’nın neler yapabileceğini unutmuşlardı.

Günümüzde bazen Hristiyanlar endişeli olabilir, bunun nedeni yeteri kadar öğrenmemiş olmaları değil, kendi sorunlarına fazlasıyla odaklandıklarından Tanrı’ya odaklanamamalarıdır.

 

Soru: Matta 16:11-12’de, Ferisiler ve Sadukiler’in öğretisi nasıl ekmekteki maya gibidir?

YANIT: Maya ekmeğe az miktarda katıldığı halde, somunun bütünü üzerinde büyük etkisi olur. Aynı şekilde bazı öğretiler çok küçük katkı maddeleri gibi olur ama büyük olumsuz etkileri vardır.

 

SORU: Matta 16:11-12’nin yazarı Ferisiler ve Sadukiler arasında bir ayrım yapamadığından ötürü bu ayetler daha sonra mı yazılmıştır?

YANIT: Liberal eleştirmenlerden bazılarının iddialarının tersine böyle bir durum söz konusu değildir. İki grubun öğretilerinden sakınmamızı söylemesi, yazarın iki grup arasında ayrım yapamadığı anlamına gelmez. Politik olarak, aşırı sol ve aşırı sağın öğretilerinden sakınmamız lazımdır.

 

Soru: Matta 16:13-14 ve Markos 8:27-29’da, İsa neden başkalarının Kendisinin kim olduğunu söylediklerini bilmek istiyordu? 

YANIT: Soru sorarak öğretmeye Sokratik öğreti yöntemi adı verilir. Yanıtını bildiğiniz bir soruyu sormak genelde yararlı bir şeydir. Cevap verenin ne düşündüğünü size bildirir ve hatta yanıt verene düşüncelerini organize etmekte yardım edebilir.

 

Soru: Matta 16:16-17’de bunu nasıl sadece Kutsal Ruh aracılığıyla biliyordu?

YANIT: Belli ki, Petrus İsa’nın bunu açık bir şekilde bildirişini henüz duymamıştı.

Petrus, “Sanırım...” ya da “Umarım...” dememişti, kesinlikle biliyordu. Ayrıca, birisinin bu iddiayı Petrus’a söylemesiyle Petrus’un buna kendisinin inanması farklı şeylerdir.

 

Soru: Katolikler ve Protestanlar, Matta 16:18’de ne üzerinde görüş birliğine varabilirler?

YANIT: Bu ayette Katolikler ve Protestanlar’ın üzerinde görüş birliğine varabilecekleri yedi şey vardır.

1) Matta 16:16-18, Petrus’tan sonra gelecek kişiler hakkında hiçbir şey söylemez. Hatta, Kutsal Kitap’taki hiçbir ayet Petrus’tan sonra gelecek kişiler hakkında bir şey söylemez.

2) Kilisenin bu elçinin “kayası” üzerine kurulmuş olduğu kesindir. Ne de olsa, kilise Efesliler 2:20a’ya göre, bütün elçilerle peygamberlerden oluşan temel üzerine inşa edilmiştir. Petrus, kilisenin ana temelidir ama tek temeli değildir. Çünkü Vahiy 21:14 Yeni Yeruşalim kentinin on iki temel taşı olduğunu ve bunların İsa’nın on iki elçisini temsil ettiğini söyler.

3) Efesliler 2:20b’nin bildirdiği üzere

Petrus, Köşe Taşı olan İsa’nın Kendisinden daha önemli “kaya” değildir. Bir başkasının üzerine sağlam bir şekilde konulan bir kaya gibi, Petrus kendisi Elçilerin İşleri 4:10-11 ve 1 Petrus 2:6-7’de bizlere İsa’nın Köşenin Baş Taşı olduğunu söyler.

4) Petrus, ne İsa’nın dirilişinden önce (Matta 16:22-23) ne de sonrasında (Galatyalılar 2:11-14) söyledikleri ve yaptıklarında hatasız değildi.

5) Yine de, Petrus bir elçi olarak yetkiyle konuşmuştu (1 Petrus 1:1 ve Elçilerin İşleri 1:15-22) ve bizim de onun öğretilerini böyle kabul etmemiz gerekmektedir. Elçilerin İşleri 2:42’de ilk Hristiyanlar’ın yaptıklarını okuduğumuz gibi bizim de kendimizi elçilerin öğretisine adamamız gerekmektedir.

6) Matta 16:19 Petrus’a Göklerin Egemenliği’nin anahtarları, bağlama ve çözme yetkisi verilmiştir. Aslında Matta 18:18’de bütün elçilere aynı bağlama ve çözme gücü verilmiştir.

7) Hristiyanlığın hiçbir öğretisi, Petrus’un burada yaptığı itiraftan daha temel olamaz. Eğer bir insan İsa’nın diri Tanrı’nın Oğlu, vaat edilmiş Mesih olduğunu kabul etmezse ve eğer İsa’nın bizim günahlarımız için ölüp ölümden dirildiğini kabul etmezse

(1 Korintliler 15:1-11), onun imanı boşunadır ve onun cennete gitmesini sağlamayacaktır.

 

Soru: Matta 16:18’de sözü edilen kaya nedir ya da kimdir?

YANIT: İki ana görüş vardır ve ikisi de doğru olabilir.

Kaya, Petrus’un Mesih hakkındaki bildirisidir. Burada kaya sözcüğü için bir değil, iki farklı Grekçe sözcük kullanılmıştır. Simun’a “kaya” anlamına gelen Petrus adı verilmiştir çünkü İsa’nın Mesih olduğu konusundaki bildiriyi ilk o yapmıştır. İsa, Petrus’a hitap ederken ikinci tekil şahıs olarak “sen” demiştir ama “bu kaya” üçüncü tekil şahıstır. İsa ve öğrencileri Celileli olduklarından büyük bir olasılıkla Grekçe konuşuyorlardı. Bir Hristiyan bu ayeti nasıl yorumlarsa yorumlasın, 1 Yuhanna 4:1-3 ve 2 Yuhanna 7-10 İsa’nın beden alıp dünyaya geldiğini kabul etmeyen kimsenin kabul edilmemesi gerektiğini gösterir. 1 Korintliler 15:1-4, İsa’nın günahlarımız için öldüğüne ve ölümden dirildiğine iman etmeyen kişinin boşuna iman ettiğini gösterir. 1 Korintliler 12:3 kimsenin Kutsal Ruh aracılığıyla olmadan İsa’nın Rab olduğunu söyleyemeyeceğini öğretir. Pratik bakımdan, kilise İsa Mesih’in kim olduğunu konusundaki itiraf üzerine kurulmuştur.

Kaya, Petrus’un kendisidir. İsa ve öğrencilerinin Aramice bildiği kesindir ve bu yüzden İsa burada Grekçe konuşmuş olabilir. Bu iki sözcük Grekçe’de farklıdır, çünkü biri dişil, diğeri de eril kişisel isimdir. Ancak, Aramice’de eril, dişil ve nötr ekler yoktur. Ayrıca, elçi Yuhanna’nın bir öğrencisi olan Papyas da, Matta’nın ilk olarak (belki de Aramice demek isteyerek) İbranice olarak yazıldığını, sonradan Grekçe’ye çevrildiğini söyler. Aramice’de bununla özdeş olan kepha sözcüğü kullanılırdı. Katolikler, bunun kilisenin Petrus üzerine kurulmuş olduğu düşüncesini desteklediğine inandıkları için genelde buradaki kayanın Petrus olduğu görüşündedir. Bundan sonra, Petrus’un Papalığı ardından gelenlere transfer ettiğini eklemişlerdir. Kutsal Kitap’ta bu son düşünce konusunda en ufak bir ima bile bulunmadığı halde, Protestanlar’ın da Petrus’u burada kaya olarak yorumlama konusunda sorunları yoktur. Bir Hristiyan bu ayeti nasıl yorumlarsa yorumlasın, iyi temeller kayadan oluşur ve Efesliler 2:20’ye göre bütün elçiler ve peygamberler kilisenin temelidir. Pratik bakımdan, kilise, elçiler ve peygamberlerin öğretileri olan Kutsal Kitap’ın üzerine inşa edilmiştir.

 

Soru: Matta 16:18’de İsa aslında, Katolik Kilisesi’nin iddia ettiği gibi Petrus’un ilk Papa olduğunu mu söylüyordu?

YANIT: Bu ilk olarak, M.S. 382 yılında papaların ardışıklığını desteklemek için Papa Damasus tarafından kullanılmıştı.

Dave Hunt’un Canavarın Üzerinde Bir Kadın Vardı anlamına gelen A Woman Rides the Beast, sayfa 101’de söylediği gibi, “rakip taraflarda olan Papa Ursinus ve Damasus’un aynı anda seçilmesiyle oluşan çoklu papaların ilk örneklerinden biriydi. Papa Ursinus’un izleyicileri, epey çok şiddet uyguladıktan sonra onu papa yapmayı başardılar. Daha sonra üç günlük kanlı bir savaştan sonra, imparatorun desteğiyle Damasus zafer kazandı ve 18 yıl boyunca Mesih’in vekili olarak görev yaptı (366-384). Bu yüzden, “Petrus’tan bu yana bozulmamış bir şekilde devam eden” “elçilerin ardışıklığı” silahlı kuvvetler tarafından mı gerçekleştirilmişti? Gerçekten öyle mi olmuştu?

   Aynı kitabın 135-136’cı sayfalarında, Rottenburglu Piskopos Joseph Hefele şöyle der: ‘“Ama [tarih ve kilisenin öğretileri olmak üzere] bütün bu belgelerde [güvenilir bir kaynaktan papaların hatasızlığı] öğretisini hiç görmedim.’…

Kilise tarihi konusunda o zamanın büyük otoritelerinden olan Von Dollinger, Helefe’ye tamamen katılmıştı. (Roma tarafından yasaklanan) Kitabı, IX. Pius’un hatasızlık dogmasını kabul ettirmeye çalışacağı konusunda uyarıda bulunmuş ve toplanacak olan piskoposlara bu önemli karar üzerinde iyi düşünmeleri gerektiğini hatırlatmıştı. Halka öğretide bulunmak üzere yazılan antik inanç bildirilerinden hiçbirinde, hiçbir ilmihalde, ilk Hristiyan yazarların yazdıklarının hiçbir yerinde, Papa hakkında bir tek hece bile yoktur. İman ve öğretide her türlü kesinliğin ona bağlı olduğu hakkında ise kesinlikle hiçbir şey yer almaz.’”

   Hippolu Augustin (M.S. 388-430) şöyle demiştir: “‘İsa, itiraf ettiğin bu kayanın üzerine Kilisemi kuracağım’ dedi. Çünkü Kaya (petra) Mesih’tir ve Petrus’un kendisi de bu temelin üzerinde inşa edilmiştir.” Augustin, bundan sonra 1 Korintliler 3:11’i aktarıp, kilisenin kaya olan Petrus’la temsil edildiğini söyleyerek sözlerine devam eder. (Yuhanna Müjdesi Üzerinde anlamına gelen On the Gospel of Yuhanna, Broşür 124, bölüm 21.5, cilt 7, sayfa 450.)

 

SORU: Matta 16:18’deki “kaya” sözcüğü, nasıl bütün tarihin en önemli kelime oyunu haline gelmiştir?

YANIT: İsa’nın Petrus ve diğer elçilerin kilise üzerinde dünyadaki en yüksek otorite olmasını tasarlamış olduğu konusunda herkesin görüş birliği içinde olması gerektiği halde, İsa sözde ardışık gelen halefler hakkında hiçbir zaman bir şey söylememiştir. Bu yüzden bu sözleri tarihin en nüfuzlu kelime oyunu haline getiren sözcüklerin kendisi değil, onlara kanuni bir dayanak olmadan Papalar’ın dahil edilmesidir.

   Bu arada, bir okur kelime oyununun Grekçe’de DEĞİL, İbranice’de olabileceğini şeklinde bir katkıda bulunmuştur. İbranice’de ‘eben olan “taş” ve ebneh olan “kuracağım” sözleri kullanılmış olabilir. Örneğin,

George Howard, Shem-Tob Ben Shaprut adındaki bir haham tarafından yazılan 14’cü yüzyıldaki bir İbrani tezine işaret eder. Bu tezin İbranice metni şöyle der: “Sen bir taşsın (eben) ve Ben senin üzerine dua evimi kuracağım (ebneh).” Daha çok bilgi için bkz. www.jerusalemperspective.com/Default.aspx?tabid=27&ArticleID=1859

 

Soru: Matta 16:18’deki Petrus ismi Kümran’daki Lut Gölü Tomarları arasında bulunmuş mudur?

YANIT: Hayır. Şimdi tomar 4Q432 adı verilen John Allegro’nun yaptığı bir çevriyazıda bir rapor vardı. Ancak, Trinity Western University’den Martin Abeg bir e-postasında bunun 4Q432’de yer almadığını söyler.

 

SORU: Matta 16:19’da bağlamak ve çözmek nelerdir?

YANIT: Günümüzdeki Hristiyanlar Yeni Antlaşma’ya sahip olmasalardı, tarikatları hataya düşmüş Hristiyanlar’dan ve tuhaf öğretileri Tanrı yolundaki öğretilerden ayırt etmeye çalışmalarını bir düşünün. İlk kilisedeki durum da buydu. Tanrı elçilere, iyi öğretilerin neler olduğunu ayırt etmek yeteneğini ve bildirme otoritesini vermişti.

   Bu suçluluk ya da masumluğu belirlemek değil, Petrus’un Elçilerin İşleri 5:1-10’da Hananya ve Safira’nın Kutsal Ruh’a yalan söyleme suçunu işlediklerini bildirdiği gibi, bu durumu bildirmek içindi. “bağlamak” ve “çözmek” terimleri, hahamsal Yahudilik’ten bilinen terimlerdi. Bu terimler, belirli türden etkinliklere izin verme ya da onları yasaklama anlamına geliyordu.

 

Soru: Matta 16:19’da Göklerin Egemenliği’nin anahtarları tam olarak nedir?

YANIT: Burada hiçbir metal ya da fiziksel obje yoktur. Bu söz, Müjde’nin mesajı, Petrus’un Müjde’nin kapısını Yahudiler için (Elçilerin İşleri 2) ve daha sonra da Elçilerin İşleri 10’da diğer uluslar için açması anlamına gelebilir.

   İsa, Matta 23:13’de ayrıca, din bilginleri ve Ferisiler’in Göklerin Egemenliği'nin kapısını insanların yüzüne kapattıklarını söylemişti. Luka 11:52’de, yasa uzmanlarının bilgi kapısının anahtarını alıp

götürdüklerini söyler.

 

Soru: Matta 16:19’da, Göklerin Egemenliği’nin bu anahtarları başkalarına verilebilir miydi?

YANIT: Kutsal Kitap, herhangi bir “anahtar”ın başkalarına aktarılabileceği konusunda en ufak bir ima bile içermez. Sadece İsa’nın bunları bütün elçilere verdiğini söyler. Ancak, İsa’nın elçilere mecazi olarak “anahtarlara” sahip olduklarını söylemesi, bu anahtarların artık Kendisinde olmadığı, onları onlara teslim ettiği anlamına gelmez. Çünkü Vahiy 1:18’de “ölümün ve ölüler diyarının anahtarlarının” hâlâ O’nda olduğunu okuyoruz.

   Varsayımsal olarak konuşursak, daha önce yaşayan Papalar’dan biri, bunları başkalarına aktarabilseydi bile, ardışıklık bozulsaydı bu papaların ardışıklığı anlamına gelmezdi. Bir Papa’nın görevden alınan bir Papa’nın anahtarlarını alması gülünç geliyor. Eğer bir Papa, örneğin VI. Alexander (M.S. 1492-1503) gibi tamamen ahlaksız idiyse, bu durum da Papalar’ın ardışıklığını bozardı. Tabii ki, o noktadan itibaren bir Papa hiçbir zaman sahip olmadığı bir şeyi başkalarına aktaramazdı.

 

Soru: Matta 16:20 ve Markos 8:30’da, İsa neden öğrencilerinin o sırada başkalarına Kendisinin Mesih olduğunu söylemelerini istememişti?

YANIT: İlk olarak, İsa’nın onlara hiçbir zaman yalan söyleyip Kendisinin Mesih olduğunu inkâr etmelerini söylemediğine, sadece bunu kimseye söylememelerini istediğine dikkat edin. Bunun en az iki olası nedeni vardı.

1. İsa, hizmetinin bu noktasında, onların Kendisinin Mesih olup olmadığına karar vermeleri için sözlerini işitmelerini istiyordu. Bazen, Müjde’yi çevresindeki öğelerle birlikte ele almak ve günümüze uyarlamak üzerinde çok fazla zaman geçirmek yerine Müjde’yi işitenlerin İsa’nın sözlerini kendilerinin duymasına izin vermek daha iyidir.

2. Matta 16:21’in gösterdiği gibi, öğrencilerin İsa’nın kim olduğunu başkalarına bildirmeden önce kendilerinin bu konuda tamamen ikna olmaları gerekiyordu. İsa, bunu Palmiye Pazarı’nda Yeruşalim’e zaferli bir şekilde girerken herkesin önünde bildirmişti. Tabii ki, İsa dirildikten sonra, Matta 28:18-20 ve Elçilerin İşleri 1:8’de onlara bunu bütün dünyaya bildirmelerini söylemişti.

 

Soru: Matta 16:21 ve Markos 29’da, Petrus’un itirafı neden İsa’nın hizmetinde önemli bir dönem noktasıydı?

YANIT: Petrus, İsa’nın Mesih olduğunu anladıktan sonra, İsa onlara ölmek için Yeruşalim’e gitmesi gerektiğini öğretmeye başladı. İsa’nın günahları için neden ölmesi gerektiğini anlayabilmeden önce İsa’nın kim olduğuna iman etmeleri gerekiyordu.

 

Soru: Matta 16:21 ve Markos 8:31’de, İsa’nın hizmetinin daha önceki bir döneminde değil, tam bu noktasında İsa neden onlara acı çekmesi ve ret edilmesi gerektiğini söylemeye başladı?

YANIT: İsa, öğrencilerinden en az biri Kendisinin vaat edilen Mesih olduğunu kabul edip iman etmeden önce acı çekip öldürüleceğini söylemedi.

 

Soru: Matta 16:21; 17:22; 20:19 ve Markos 8:31’de, İsa üç gün sonra ya da üçüncü günde dirileceğinden bu O’nun

en az 24 X 3 = 72 saat ölü kaldığı anlamına mı gelir?

YANIT: Luka 24:21 O’nun üçüncü günde dirildiğini söylediği için, hayır. İsa, Cuma günü öğleden sonra öldü ve Pazar günü tan yeri ağarırken dirildi. Üç gün sonra sözü, üç günü kısmen ya da tam olarak temsil eden bilinen bir İbranice deyimdi.

Aşağıda “üç gün deyimi”ne dört örnek yer alıyor:

1. Rehovam, 2 Tarihler 10:5 halka, “Üç gün sonra yine gelin” demişti. Buna karşın 2 Tarihler 10:12’de, “halk, kralın, ‘Üç gün sonra yine gelin’ sözü üzerine, üçüncü gün Rehavam'ın yanına geldiler.”

2. 1 Samuel 30:12’de hasta bir Mısırlı köle, Davut’a üç gün, üç gecedir hiç yemek yemeyip su içmediğini söylemişti. Ancak, insan 72 saatten uzun bir süre boyunca çölde susuz yaşayamaz. Köle kuşkusuz üç günün bir kısmı demek istemişti.

3. İsa’nın Kendisi, Mesih’in ölümü ve dirilişinden söz ederken, Matta 12:40’da “üç gün, üç gece” demiştir. Markos 8:31 “üç gün sonra dirilmesi,” Markos 14:58 “üç günde,” Yuhanna 2:19 “üç günde,” ve Luka 24:21 “üç gün oldu” der.

4. Ester 4:16’da Ester kendisi için “üç gün, üç gece” oruç tutmalarını ve kendisinin de aynı şeyi yapacağını söylemiştir. Buna karşın Ester 5:1, Ester’in “üçüncü günde” bir ziyafet hazırladığını söyler. Bu yüzden bu eşdeğerli bir zamandır.

Özet olarak, bu İbrani deyişinin üç gün içinde anlamına gelebileceğini ve bu deyişin Rehovam’ın zamanından İsa’nın zamanına kadar bilinen bir konuşma biçimi olduğunu kanıtladık.

 

Soru: Matta 16:22-23 ve Markos 8:32-33’de İsa neden Petrus’u, “Çekil önümden, Şeytan!” diyerek azarladı?

YANIT: Petrus, Tanrı’ya özgü düşünceler değil, insana özgü düşünceler düşünüyordu. İblis, İsa’nın yakın arkadaşı olan Petrus’u, İsa’yı sınamak için kullanmıştı. Ancak İsa bu sınanmayı anlamıştı.

 

Soru: Matta 16:22-23 ve Markos 8:33’de, Petrus, İsa’yı düzeltip azarlayacak cesareti nasıl bulabilmişti? 

YANIT: İsa, Petrus’u seçtiği zaman cesur bir öğrenci seçmişti. Cesur olmak kendi başına ne iyi, ne de kötü bir şeydir. Tanrı’yı izlerken cesur olmak iyidir ancak kendi yolunuzda gitme konusunda cesur olmak genelde iyi bir şey değildir.

 

Soru: Matta 16:22. Petrus neden burada akılsızca İsa’yı azarlıyordu?

YANIT: Petrus, İsa’nın düzeltilmesi ve O’na öğüt verilmesi gerektiğini düşünüyordu. Bugün bile, bazı insanlar Tanrı’dan daha iyi bildikleri şeklinde bir tutuma sahiptir.

 

Soru: Matta 16:23 ve Markos 8:33, günümüzde insanlar Tanrı’ya özgü şeyleri değil de, insanlara özgü şeyleri nasıl düşünürler? 

YANIT: İnsan aklını, Tanrı’nın bilgeliğinin yerine koyabiliriz. Bazı şeyleri, Tanrı’nın istediği biçime aykırı olduğu halde kendi istediğimiz şekilde yapmaya karar verebiliriz. Ümidimizin kendi kuvvetimiz ya da bilgeliğimizde değil Tanrı’da olduğunu unuturuz. Kendi dünyasal yöntemlerimizi kullanabiliriz. Son olarak, “görevlerimizi” çabucak yapmayı o kadar çok isteriz ki, Tanrı’nın huzurunda olmanın tadını çıkartamayız. Tanrı’ya adanmışlık yerine ayaküstü yemek atıştırmak gibi aceleyle tapınmak isteriz.

 

Soru: Matta 16:24. İsa neden, öğrencilerine çarmıha gerileceğini söylemeden önce burada çarmıhtan söz etmişti?

YANIT: İsa, bunu öğrencilerine bildirmeden önce de çarmıha gerileceğini biliyordu. Romalılar sık sık asiler ve haydutları çarmıha gerdiğinden hepsi de çarmıha gerilmenin ne olduğunu biliyordu. Bazı insanları çarmıha germek başkalarının kurallara uymasını sağlıyordu. Yurtsever devrimcilerin, küçük, dünyasal bir davadan ötürü çarmıha gerilmeyi göze aldıkları gibi, öğrenciler de, daha değerli olan Göksel bir dava için çarmıha gerilmeyi göze almalıydı. Sonunda, Patmos adasına sürülen ve doğal bir ölümle ölen Yuhanna hariç, elçilerin her biri imanından ötürü şehit edilmişti.

 

SORU: İsa, Matta 16:27’nin söylediği gibi Babası’nın görkemiyle mi gelecek, yoksa Yuhanna 1:14’ün söylediği gibi Kendi yüceliğinde mi gelecektir?

YANIT: Yuhanna 1:14 onların İsa’nın yüceliğinin bir kısmını gördüklerini söyler. Örneğin, Pentikost’ta yüceliğin bir kısmını görmüşlerdi. Matta 16:27, uzak bir gelecekte, İsa yeniden geldiğinde gerçekleşecek bir olaydan söz eder. Yani, daha henüz hiçbir şey görmediniz demektedir.

 

Soru: Matta 16:27, dünyanın sonundan değil de, Bahailer’in Bahaullah ve Yeni Dönem anlamına gelen Baha’u’llah and the New Era, 268-269 sayfalarda öğrettiği gibi Bahaullah’ın üstün bir gösteriminden mi söz ediyor?

YANIT: Hayır, ayeti daha dikkatli bir şekilde okuyun. “İnsanoğlu, Babası'nın görkemi içinde melekleriyle gelecek ve herkese, yaptığının karşılığını verecektir” diyor. Kimse Bahaullah’ı meleklerle görmemiştir ve Bahaullah, ne sürgüne gönderilen ve öldürülen Bahailer’i ödüllenirmiş, ne de onlara zulmeden Müslümanlar’a yaptıklarının karşılığını vermiştir.

 

Soru: İsa, Matta 16:28 ve Markos 9:1’de, bazılarının Tanrı Egemenliği'nin güçlü biçimde gerçekleştiğini görmeden ölümü tatmayacağını söylediğinde ne demek istemişti?

YANIT: İlk olarak, yanıtın ne olmadığını, sonra da ne olduğunu söyleyeceğim.

 X1. İsa’nın, öğrencilerinin çok uzun bir zaman hayatta kalacaklarını öğrettiği konusunda hiçbir kanıt yoktur. Aslında, kilise tarihinden, 12 elçiden 11’inin şehit olarak öldüğünü biliyoruz. Sadece Yuhanna doğal bir şekilde ölmüştü. Ancak yine de Patmos adasında sürgün olmak gibi bir zorluğu yaşamıştı.

X2. Vahiy 20:1-6’daki bin yıllık Egemenlik’ten söz ETMEZ.

X3. İnsanoğlu’nun Egemenliği’nde geldiğini görmeden önce başka bir bedende dirilmeden söz ediyor olamaz. Çünkü başka bir bedenle dirilen insanlar yine ölümü tadabilirler.

X4: Bazıları bunun o zaman zaten gerçekleşmiş olan, O’nun Dağda Görünümünün Değiştiği Zaman’dan söz ettiğini düşünür. Ancak o zamanda Tanrı’nın Egemenliği kesin bir şekilde gelmemişti.

Yanıt: İsa’nın Kendi Egemenliği’ni, dirilerek kanıtladığı üzere çarmıha gerilerek “kazandığı” zamandan söz eder. İsa, İblis üzerinde zafer kazandıktan sonra Kendi Egemenliği içinde gelmiştir. Hristiyanlar, bunun O’nun dirildiği zaman mı, yoksa Pentikost’ta mı gerçekleştiği konusunda tam bir görüş birliği içinde değildir ancak bu ufak bir ayrıntıdır.

   Matta, Göklerin Egemenliği’ni özel olarak vurgular. Göklerin Egemenliği, bir hardal tanesi gibi, görünürde çok küçük bir şekilde başlayacaktı (Matta 13:31). Maya gibi, görülmez ancak etkileri dünyanın hamurunda görülebilir olacaktı (Matta 13:33). Ama sonunda melekler, insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar (Matta 13:41-42).

Göklerin Egemenliği, birisinin gizlice bulduğu gömülü bir hazine gibidir (Matta 13:44) ama bir tüccarın satın almak için her şeyini sattığı bir inci gibi çok değerlidir (Matta 13:45-46). Matta 13:47-50’de yer alan ağ benzetmesinin de gösterdiği gibi, Göklerin Egemenliği bu dünyada hem işe yarayan, hem de yaramayan balıklarla dolu bir ağ gibidir, ancak çağın sonunda nihai tatmin olacaktır.

Tanrı’nın Egemenliği içimizdedir (Luka 17:21).

   Matta 16:19’da Petrus’a ve daha sonra da diğer elçilere egemenliğin anahtarları verilmiştir.

    İsa, Son Akşam Yemeği’nde “Babam'ın egemenliğinde sizinle birlikte tazesini içeceğim o güne dek, asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim” demişti (Matta 26:29). İsa, dirildikten sonra öğrencileriyle yiyip içmişti.

Özet: Sıradan yaşam süreleri olan öğrenciler, Göklerin Egemenliği’nin İsa’nın dirilişinden sonra yeryüzüne geldiğini söylemiştir. Yahudiler, Romalılar’ı iktidardan devirmek için askeri bir egemenlik bekliyor olabilecekleri halde, İsa egemenliğin bir hardal tanesi, maya ya da çok değerli bir inci gibi olduğunu öğretmiştir. Başlangıçta küçük, zor görülen bir tohum gibidir, ancak çok değerlidir ve büyük etkileri olur.

 

Soru: Matta 17:1-8’de İsa’nın görünümü neden değişmişti?

YANIT: Kutsal Kitap bunun nedenini bildirmediği halde, birkaç nedenin bileşimi olabilir.

1. Bu vahiy, onların imanını onaylamak, bu olaya tanık olan üç öğrenciye teşvik vermek ve onları kuvvetlendirmek içindi. 2. Bu üç öğrenciyi diğerlerinin önderi olmaları için ayırmıştı

3. Baba ve Kutsal Ruh, bu olayı İsa’ya talimat vermek ve O’nu kuvvetlendirmek için kullanmış olabilirdi.

...Tabii ki, Tanrı bize her şeyin nedenini açıklamak zorunda değildir.

 

Soru: Matta 17:2 ve Markos 9:3’da İsa’nın giysileri neden bembeyaz oldu?

YANIT: Kutsal Kitap, yücelik gösterildiğinde O’nun giysilerinin neden beyaz olduğunu söylemez. Yücelikteki beyaz giysilere başka bir örnek de, görünen meleklerin giysileridir.

 

Soru: Matta 17:3-4 ve Markos 9:4’da, Matta ve Markos bu kişilerin Musa ve İlyas olduklarını nereden biliyordu? 

YANIT: Büyük bir olasılıkla, Petrus, Yakup ya da Yuhanna onlara söylediği için. Petrus, Yakup ve Yuhanna nasıl mı biliyordu? Ya İsa sonradan onlara söylemişti ya da Baba Tanrı onlara bunu doğrudan bildirmişti.

 

SORU: Matta 17:1-8’de İsa’nın Görünümü Değiştiğinde görünen Musa ve İlyas dirilmişler miydi, yoksa bu bir görüm müydü?

YANIT: Tam olarak ikisi de değildi. Musa ve İlyas, hiç olmazsa ruhta, gerçekten orada idiler ve İsa’yla konuşuyorlardı. Kutsal Kitap, onların bedensel olarak görünüp görünmedikleri hakkında bir şey söylemez. Musa ve İlyas, parlak bir bulutla gelmişler ve sonra da oradan ayrılmışlardı. İlyas gökyüzüne bir kasırgayla gitmişti (2 Krallar 2:1) ve Musa da öldüğü halde bedeni hiçbir zaman bulunmamıştı (Yasa’nın Tekrarı 34:6). İblis, başmelek Mikail’le Musa’nın Musa'nın cesedi konusunda İblis'le çekişip

tartışmıştı (Yahuda 9).

 

Soru: Matta 17:9 ve Markos 9:9, İsa, Kendisi ölümden dirilene dek öğrencilerinin dağda görünümünün değiştiğinden kimseye bahsetmesini neden istememişti?

YANIT: Yahudiler’in birçoğu İsa’yı Mesih olarak kabul etmemişti. O’nun görünümünün değiştiğine nasıl inanacaklardı? İsa’nın Tanrı Oğlu Mesih olduğuna inanmak şarttır. İsa’nın görünümünün değişmesi gibi ikinci derecedeki konuları bilmek ya da bunlara inanmak temel bir gereksinim değildi. Eğer mucizeleri gördükten sonra birisi İsa’yı Mesih olarak kabul etmezse, büyük bir olasılıkla O’nun görünümünün değiştiği haberine de inanmazdı. İsa ölümden dirildikten sonra, İsa’ya iman eden birisi O’nun görünümünün değiştiğini kabul etmekte zorlanmazdı.

   Biz de aynı şekilde, özellikle de ilk kez olarak, başkalarına Mesih’ten söz ettiğimizde, sahip olduğumuz zamanı en önemli konulardan söz ederek geçirdiğimizden emin olmalıyız.

 

SORU: Matta 17:11-13, Vaftizci Yahya nasıl gelecek olan İlyas'tı?

YANIT: İlk olarak İlyas’tan, sonra da Vaftizci Yahya’dan söz edeceğiz.

İsa’nın Görünümünün Değiştiği Dağ’da İlyas hazır bulunuyordu. İsa, Matta 17:11’de, İlyas’ın her şeyi yeniden düzene koyacağını söylemiştir ve İlyas İsa’nın İkinci Dönüşü’nden önce görünecektir. Bazıları, İlyas’ın Vahiy 11:1-2’deki iki tanıktan biri olduğunu düşünür.

Vaftizci Yahya İlyas’ın Ruhu ve gücünde gelmişti ve İsa, Matta 17:12-13’de mecazi olarak Vaftizci Yahya’dan söz etmiştir.

Tiyatroda, birisi provalardan birinde bir aktörün yerini alabilir ve aktörün kendisi de oyunda görünebilir.

Sonuç olarak: İsa’nın bu dünyaya ilk gelişinde Vaftizci Yahya İlyas rolüyle gelmiştir ama bu İsa’nın dünyaya İkinci Gelişi’nde İlyas’ın kendisinin görünmesini sınırlamaz.

 

Soru: Matta 17:12 ve Markos 9:11-13’de, Vaftizci Yahya İlyas hakkındaki peygamberliği nasıl yerine getirmiştir? İlyas başka bir bedenle yeniden mi dirilmiştir?

YANIT: Hayır. İsa’nın bu dünyaya ilk gelişinde Yahya, İlyas’ın amacı ve misyonuna sahipti. Tabii ki, (Yahya değil) İlyas’ın kendisi, İsa’nın görünümünün değiştiği dağda görünmüştür. Birçokları İlyas’ın Vahiy 11:3-12’de yedinci borazandan hemen önce sözü edilen iki tanıktan biri olacağına inanır. .

 

SORU: Matta 17:14-16 ve Luka 9:37-39’da, cinler neden girdikleri insanlara zarar verirler?

YANIT: Bu tıpkı kötü insanların kendilerine yardım edenlere sık sık zarar vermeleri gibi olabilir. Bunun mantıklı, aslında zalimce mantıklı bir açıklaması için, Machiavelli’nin Prens anlamına gelen The Prince adlı kötü kitabı, çıkarcı bir önderin bir prense hizmet ederken tehlikeli olduğu halde, onun yanından ayrıldıktan sonra daha da tehlikeli olduğu durumlardan söz eder. En güvenli yolun, o kişi geçmişte her zaman sadık olmuş olsa bile, idam olduğunu yazmıştır! Eğer birisi kötülükle oynarsa, yardım ettiği kişilerin kendisine kötülük yapması onu şaşırtmamalıdır.

 

Soru: Matta 17:15-21, Markos 9:17-18,28-29 ve Luka 9:40’da, öğrenciler bu cini neden kovamamışlardı? 

YANIT: Bunun nedeni, öğrencilerin kim olduğu ya da Tanrı’nın gücünün sınırlı olması değildi. Bunun yerine, o sırada cinleri kovabilmeyi garanti olarak yapabilecekleri bir şey olarak düşünüyorlardı, büyük bir olasılıkla gurur ya da kendilerini beğenmişliklerinden dua edip oruç tutmamışlardı. Günümüzde, bazı Hristiyanlar, dua edip oruç tutmak için gerekli zamanı ayırmadıklarından istedikleri sonuçları alamamaktadır.

 

Soru: Matta 17:15-21, Markos 9:17-18,28-29 ve Luka 9:40’da, bir cini kovarken cinli kişinin üzerine el mi koymalıyız yoksa bu sadece biçimsellik midir?

YANIT: Ellerimiz sihirli değildir. Ama tıpkı belirli pozisyonlarda dua etmenin bize yardımı olabileceği gibi, cinli birinin üzerine el koymanın bir sakıncası yoktur ve bu davranış Kutsal Kitap’a uygundur.

Ancak, “eğer el koymazsak cin çıkmaz” diye düşünerek el koymayı o şekilde gerekli görmek yanlıştır.

 

Soru: Matta 17:15-21, kişinin içinden kovulan kötü ruh, onu kovmaya çalışan ekipteki daha zayıf birisine saldırır mı?

YANIT: Cinler gerçek bir inanlıya sahip olamaz ama onu rahatsız edebilirler. Bu şekilde, inanlıya daha büyük denenmelerle, korkuyla, depresyonla ve gözlerini İsa’dan ayırması için başka yollarda saldırırlar. Bu yüzden ekip üyelerinin Rab’be çok yakın bir şekilde yaşaması gerekmektedir.

   Bu arada, cinleri kovmakta başka bir tehlike vardır. Eğer içinden cin kovulan kişinin yüreğinde Mesih yoksa, o zaman cinler geri döner ve hatta yanlarında daha çok cinler de getirirler. Bkz. Matta 12:43-45 ve Luka 11:24-26.

 

Soru: Matta 17:15-21. Bazı kiliselerde cinli kişinin evine gidilmez, ailenin cinli kişiyi kiliseye götürmesi gerektiği uygulaması yapılır. Bunun nedeni, cini kilisede kovmanın birisinin evinde kovmaktan daha güvenli olması mıdır?

YANIT: Bence kilisede de yapılabilir, evde de yapılabilir. Ama eğer mümkünse, ben bunu içinde (Budalar gibi) putlar olan, ya da astroloji ya da falın uygulandığı evlerde yapmazdım.

 

Soru: Matta 17:15-21’le ilgili olarak bir soru sormak istiyorum. Eğer Hristiyan olmayan bir kadın cinlenmişse ve kocası ilk önce ondaki cinlerin çıkarılmasına bir şey demiyorsa, ama iki üç ziyaretten sonra koca fikrini değiştirip ekibin evlerine gelmesini istemezse ya da onları içeri almazsa, ama kadın hâlâ bunu istiyorsa biz ne yapmalıyız? Kadın bu durumda kocasına itaat mi etmelidir?

YANIT: Bu zor bir durumdur. Kadınların kocalarına itaat etmeleri gerekmektedir ama ilk önce Tanrı’ya itaat etmelidirler. Bu yüzden eğer bir koca karısına Kutsal Kitap’a aykırı olan bir şey yapmasını emrederse, kadının bu noktada kocasına itaatsizlik etmesi lazımdır. Ancak başka konularda kocasına itaat etmeye devam etmelidir. Ancak eğer kadın Hristiyanlar’ın gelmesini istiyorsa, cinli olduğunu sanmam. Ancak bir cinin saldırısına uğruyor olabilir. Kadın kiliseye gelmeye razı mı? Eğer kocası kadının inanlılarla herhangi bir bağlantısı olmasını istiyorsa İbraniler 10:25 bize bir araya gelmekten vazgeçmememizi söylediğinden kadının görevi önce Tanrı’ya itaat etmektir.

 

Soru: Matta 17:15-21’de, cinlenmiş kurban hizmet sırasında kendine zarar verir ya da pencereden atlar ve ailesinden biri ekip önderi ya da ekip hakkında şikâyette bulunur ya da onları mahkemeye verirse, kilise ne yapmalıdır?

YANIT: Böyle bir şey olabilir, insanlar başkalarını hemen hemen her şeyle suçlayarak onlar hakkında mahkeme açabilirler. Ancak, kilise üyeleri söz konusu kişinin güvenliği için gerekli önlemleri almalıdır.

 

Soru: Matta 17:15-21’le ilgili olarak, cinli birisini ziyaret etmeden önce vaizlere haber verip onların onayını almalı mıyız?

YANIT: Vaizinize durumu bildirmenizi kesinlikle tavsiye ederim. İbraniler 13:17 “Önderlerinizin sözünü dinleyin” dediği zaman vaizler ve ihtiyarlardan söz eder.

 

Soru: Matta 17:25-27’de, İsa neden oğulların vergiden muaf olduğunu söylediği halde Kendisi vergi vermişti?

YANIT: Yeryüzünün Yaratıcısı ve Rabbi’nin vergi vermesi neredeyse komik bir düşüncedir. Yine de, İsa kimseyi incitmemek için bunu lütufkâr bir biçimde şikâyet etmeden yapmıştı.

   Bu örneğin yanı sıra, Romalılar 13:6-7 de, inanlıların hükümete, o hükümet Roma İmparatorluğu gibi yoz bir hükümet olsa bile vergi ödemesini buyurur.

   Bazı insanlar İsa’nın sözlerini yeterince açık görmeyerek yanlış bir şekilde yorumlar. İsa’nın bunu varsayımsal bir şekilde söylediğini, Sezar’a giden herkesin O’na verilmesi gerektiğini ve hiçbir şeyin Romalılar’a gitmemesi gerektiğini söylerler. Ancak eğer İsa bunu demek isteseydi, bir Dinar vermesi ya anlamsız ya da daha kötüsü insanları yanlış yönlendiren bir şey olurdu.

 

Soru: Matta 18:5 ve Markos 9:35-37’de, bir çocuğu İsa’nın adı uğruna kabul eden nasıl O’nu kabul etmiş olur?

YANIT: İsa, Kendisini fiziksel olarak sıcak bir şekilde karşılamakla başkalarını Kendi isminde kabul etmek arasında bir fark olmadığını vurguluyordu. Antik zamanlarda, bir kralı temsil eden kişi onun elçisi olduğundan ona krallara yakışır bir şekilde davranılırdı.

 

Soru: Matta 18:8 ve Markos 9:43,47’de, eğer elimiz ya da gözümüz günaha düşmemize neden oluyorsa onu kesmemiz ya da çıkartmamız mı gerekir?

YANIT: Hayır, çünkü bunun nedeni basitçe elimizin ya da gözümüzün günah işlememize neden olmadığıdır. İsa, günahın çok ciddi bir şey olduğunu ve günah işlemektense bu organlarımızın olmamasının daha iyi olduğunu söylemektedir.

 

Soru: Matta 18:9 ve Markos 9:43-44,48’de sözü edilen sönmez ateş sonsuz ceza olduğunu mu kanıtlamaktadır? 

YANIT: Bu sözler sonsuz ceza gerçeğini ima eder ama onu kanıtlamaz, çünkü ateş sonsuz olabilirdi ama belki de içindeki insanlar değildi. Tabii ki, bu durumda ateşin devam ettirebilmesi için başka bir yakıt ya da yol olması gerekir.

 

Soru: Matta 18:11, Baba Tanrı’nın yüzü var mıdır?

YANIT: Hayır. Kimse İsa’nın burada Cennetin boyutlarının yakınlığı ve meleksel algılama konusunda ayrıntılı bir öğretide bulunmasını bekleyemezdi. Bunun yerine, İsa basitçe, bu küçükleri kollayan meleklerin doğrudan Baba’nın önüne doğrudan çıkabildiklerini bildiren bir mecaz kullanmıştı. Ancak, diğer meleklerin de Baba’nın önüne doğrudan çıkamadıklarını söyleyen hiçbir şey yoktur.

 

Soru: Matta 18:14’de, Tanrı bu küçüklerden hiçbirinin kaybolmasını istemediğinden insanlar neden yok oluyorlar?

YANIT: Bu sorunun içinde, “Bebekler neden ölür?” ve “İnsanlar neden cehenneme gider?” olmak üzere iki soru yer alır.

Hepimiz düşmüş insanlığın birer parçası olduğumuzdan sonunda öldüğümüz gibi, bebekler de ölür. Kötülük ve adaletsizlik dolu bir dünyada yaşıyoruz ve Yargı Günü geldiğinde Tanrı her şeyi düzeltecektir.

   Bebekler ve ceninlerin günahlı doğaları vardır ama bir ceninin ölmesi onun günahlı olduğunu kanıtlamaz, tıpkı küçük bir kedi yavrusunun ölmesinin onun günahlı olduğunu kanıtlamadığı gibi. Rabbimiz İsa’yla ilgili Müjde'ye uymayanların cezalandıracağını söyleyen2 Selanikliler 1:7’ye göre insanlar cehenneme giderler. Bu yüzden hepimiz Müjde’ye itaat etmekle sorumluyuz. İsa’nın çarmıhtaki ölümü hepimiz için yeterliydi. Buna karşın Tanrı hâlâ tek gerçek Tanrı’yı ret eden insanların, sorumlu oldukları seçimlerin sonuçlarına katlanmalarına izin verir.

 

Soru: Matta 18:15-18 bir Hristiyan önderin öğretisini hiçbir zaman eleştirmemiz gerektiği anlamına mı gelir?

YANIT: Hayır, hiç de bu anlama gelmez.

Matta 18:15-18 yalan ve dine küfür oluşturan şeylerin vaaz edilmesiyle değil, davranışlarla ilgilidir. Bir konuyu herkesin önünde bildirmeden önce, söz konusu kişiyle özel olarak konuşmak iyi olduğu halde, eğer yalan herkese vaaz ediliyorsa, o zaman onun herkesin önünde düzeltilmesi gerekir. Eğer yalanları söyleyen ve daha önce onlara inanan kişi tarafından düzeltilirse daha da iyidir. Ama eğer böyle bir şey olmazsa, o zaman başka birisi tarafından düzeltilmesi gerekir. Ama bunun hatalı konuşan kişiye karşı düşmanlık ya da nefret ruhuyla değil, sevgi ve gerçeği gösterme arzusuyla yapılması gerekmektedir.

 

Soru: Matta 18:18’de bağlamak ve çözmek ne anlama gelir?

YANIT: Bağlamak, durdurmak, engellemek ya da yasaklamak, çözmek ise ilerlemesine izin vermek anlamına gelir. “Bağlamak” ve “çözmek” terimleri, yeryüzünde bildirilen şeylerin cennette daha önceden belirlenmiş şeyler olduğunu bildiren Yahudi deyimleridir. Bu bağlama ve çözme gücü bütün elçilere verilmişti.

 

Soru: Matta 18:32-35. Tanrı hiç bağışlamış olduğu birisinden bağışlamasını geri alır mı?

YANIT: Burada borç yenilenmemiştir, bunun yerine bağışlanma geri alınmıştır. Efendi, hizmetkârın borcunu bağışlamıştır ama kötü hizmetkâr başka bir hizmetkâra borcunu ödetmek için onun boğazına saldırdığında Efendi onun adaletsizliğine kızmış ve borcunu ödenmemiş saymıştı. Tanrı, biz bunu hak etmediğimiz halde bizim günahlarımızı karşılıksız ve lütufkâr olarak bağışlamıştır. Ama bağışlanmanın hayatımıza geçirilip geçirilmemesi bizim O’na verdiğimiz karşılığa bağlıdır. İbraniler 4:2 Müjde’yi imanla

birleştirmedikleri için bunun bazı insanlara bir yararı olmadığını söyler. Romalılar 11:29, Tanrı'nın armağanları ve çağrısının geri alınamayacağını söyler.

 

Soru: Matta 18:32-35. Bu benzetme, efendisinin kötü hizmetkâra eski borcunu ödetmek yerine, onu gelecekteki borçları için hapse attırdığı anlamına gelebilir mi?

YANIT: Hayır, burada söylenmek istenen bu değildir, çünkü benzetme efendisinin kötü hizmetkârı merhametsizliğinden ötürü işkencecilere teslim ettiğini belirtir.

 

Soru: Matta 18:35. Kurtuluş için kardeşimizi bağışlamak gibi bazı işler mi gereklidir?

YANIT: Ne başkalarını bağışlamak, ne de başka bir iş bir insanın kurtulmasını sağlamaz. Bunun yerine, eğer bir insan kurtulmuşsa, yaptıkları şeylerden ötürü başkalarını bağışlayabilir. Eğer kendileri Tanrı’nın büyük merhametini tatmışsa, başkalarını bağışlamak küçük bir şey olur.

 

Soru: Matta 19:3-9, Markos 10:11-12’de, boşanmaya hangi şartlar altında izin verilmiştir?

YANIT: Eski Antlaşma zamanlarında (Yasa’nın Tekrarı 24:1-4, vs.) boşanmaya hemen hemen her nedenden ötürü izin veriliyordu çünkü insanların yürekleri nasırlaşmıştı ama İsa bunu onlardan almıştır. Boşanmaya aşağıdaki durumlar dışında izin verilmez:

1. İman etmeyen eş ayrılmayı istiyorsa (1 Korintliler 7:12-15).

2. Birisi zina işlediği zaman (Matta 5:31-32).

3. Birçok Hristiyan terk durumunda boşanmayı kaçınılmaz görür, çünkü eşlerden biri uygulamada zaten “boşanmıştır.”

4. Tabii ki, Tanrı Sözü’nün geri kalan ayetlerine de itaat etmeliyiz ve birçok Hristiyan, bir eşin ya da bir çocuğun hayatının öbür eş tarafından tehdit edildiğini durumda bunun boşanma nedeni olduğunu kabul eder.

   Chuck Swindoll Boşanma adındaki broşüründe bir Hristiyan’ın boşandıktan sonra yeniden evlenmesinde bir sakınca olmayan sadece üç durum gördüğünü bildirir:

4a. Evlilik ve boşanmanın kurtuluştan önce gerçekleştiği durumda.

4b. Eşin ahlaksız olması ve tövbe etmemesi

4c. İman etmeyen eşin öbürünü terk etmesi/ öbürünü boşaması.

Eşin ölümünün boşanma olmadığına dikkat edin. Romalılar 7:3, bir eşin ölümünden sonra yeniden evlenmenin bir sakıncası olmadığını öğretir.

 

Soru: Matta 19:8,9’da, İsa’nın boşanma konusundaki kanunları değiştirmesi, O’nun Tanrı tarafından esinlendirilmiş olan Kutsal Yazılar’a katılmadığını belirtiyordu?

YANIT: İsa, Eski Antlaşma altında boşanmaya izin verilmesinin nedeninin insanların yüreklerinin katı olması olduğunu söylemiştir. Bu da, Tanrı’nın arzulamadığı şeylere, belirli bir süre boyunca izin verdiğini gösterir. Ancak, Yeni Antlaşma altında, bir adamın zina suçundan ayrı olarak karısını boşamaması gerekiyordu.

 

Soru: Eski Antlaşma zamanlarında çok eşliliğe izin verildiğinden, Matta 19:9’da neden karısını boşayıp başka birisiyle evlenen bir adamın zina işlediği söyleniyor?

YANIT: Hayır, çok eşlilik zina değildir. İnsanlar ister çok eşli, ister tek eşli olsunlar, İsa’nın buradaki öğretisi aynıdır. Bu sorunun yanıtında göz önünde bulundurulması gereken en az beş nokta vardır.

Tanrı’nın boşanma hakkındaki görüşü Malaki 2:16’da açıkça bildirilmiştir: Tanrı boşanmadan nefret eder. Musa’nın Yasası zamanında Tanrı’nın onlara bu izni vermesinin tek nedeni, Matta 19:8’e göre insanların yüreklerinin nasırlaşmış olmasıydı. Yeni Antlaşma’da, zina hariç eşinizi boşamanıza izin verilmemektedir.

Ancak, iman etmeyen bir eş, sizi boşamakta ısrar ederse, 1 Korintliler 7:15’in söylediği gibi Tanrı bizi barış içinde yaşamaya çağırdığı için bize buna izin vermemizi buyurur. Kutsal Kitap’a göre, Tanrı’nın eşinizin sizi boşamasına [isteksizce de olsa] izin vermek, eşinizi boşamayı seçerek Tanrı’nın buyruğuna itaatsizlik etmekten farklıdır.

Tanrı’nın çok eşlilik hakkındaki görüşü: Adem’le Havva (birçok değil) iki kişinin tek beden oluşunun modelidir (1 Korintliler 6:16). Çok eşliliğe hem Eski Antlaşma’da hem de Yeni Antlaşma’da izin veriliyordu.

Ancak, Yeni Antlaşma’da kilise önderlerinin çok eşli olmasına izin verilmediğinden bu durum hoş karşılanmıyordu.

Tanrı’nın boşanma konusundaki buyruğu, O’nun tek eşli evlilik modelinden daha önceliklidir. Hristiyan misyonerler ilkel halklar arasında vaaz verdiklerinde, çok eşli erkeklere karılarını boşamalarını söylemezler çünkü boşanmak kadınların parasal desteklerini kaybetmelerine yol açar. Ancak kocaları daha çok eş almaktan vazgeçirmeye çalışırlar.

Bu yüzden, zinanın nedeni çok eşlilik değil, evlilik andını bozmayı seçmekti. Bir adamın birden çok karısı olsun olmasın, eğer günahlı bir şekilde, Tanrı’nın nefret ettiği boşanmayı seçerse Tanrı onun bir daha evlenmesini istemez.

 

Soru: Matta 19:9’la ilgili olarak, içinde “fuhuştan başka bir nedenle” sözünü içermeyen el yazmaları var mıdır? 

YANIT: 1574 sayılı el yazması dışında Aland ve diğerlerinin (3cü baskı) kaydettiği bütün el yazmaları ya, “fuhuşa neden hariç” ya da “fuhuştan başka” der. 1574 sayılı el yazması 14’cü yüzyılda, Orta Çağ’ın bitiminden hemen önce yazılmıştı.

   Ayrıca, M.S.198-220’de yazan Tertulyan, hem Tertulyan’dan Karısına anlamına gelen Tertullian To His Wife kitap 2, bölüm 2, sayfa 45’de ve hem de İffet Üzerine anlamına gelen Modesty bölüm16, sayfa 92’de fuhuşa neden hariç boşanmaya izin olmadığını yazmıştır. Bu yüzden bu cümlecik Tertulyan’ın zamanından sonra yapılan bir ekleme değildi. Bu cümleciğin özgün elyazmalarında var olduğundan kuşku duyabilmemizi gerektiren hiçbir kanıt yoktur.

 

SORU: Matta 19:12’nin, bir ateistin söylediği gibi, bir kişinin Göklerin Egemenliği uğruna kendini hadım sayabileceğini öğrettiği doğru mudur?

YANIT: Hayır. Her iki olasılığı da bir inceleyelim. Ameliyatla hadım edilmek aynı zamanda cinsel ilişkilerden uzak durarak bekâr kalma anlamına da geleceği için, burada sorulan, bu ayetin sadece cinsel ilişkilerden uzak durarak bekâr kalmaktan mı, yoksa fiziksel olarak hadım edilme yoluyla cinsel ilişkilerden uzak durmaktan mı söz ettiğidir. Öyle değil mi?

   Fiziksel olarak hadım olmak, Yasa’nın Tekrarı 23:1’e aykırı olduğundan, bunu hadımlık olarak yorumlamak, 1 Korintliler 7:2,7’ye çok benzer. İlk Hristiyanlar evrensel olarak bunu hadımlık olarak anlamışlardı ve bizler bunu Eski Antlaşma, Yeni Antlaşma ve Hristiyanlar’ın hepsinin yorumlayış biçimleriyle tutarlı olarak yorumlamalıyız. Daha kapsamlı bir yanıt için bir sonraki soruya bakınız.

 

SORU: Matta 19:12’de, İsa “kimisi doğuştan hadımdır, kimisi insanlar tarafından hadım edilir, kimisi de Göklerin Egemenliği uğruna kendini hadım sayar. Bunu kabul edebilen etsin!” diye bildirir. Burada [güya] Mesih’in kendi kendini hadım etme konusundaki onayına sahibiz. Acaba kaç Hristiyan erkek, Tanrı’ya olan sadakatlarını kanıtlamak için bunu yapar? İlginç olan, hadım konusundaki bu onayın Yasa’nın Tekrarı 23:1’e aykırı olmasıdır.

YANIT: Bu ayet, fiziksel olarak hadım edilmekten değil, cinsel ilişkiden uzak durarak bekâr kalmaktan söz eder.

Cinsel ilişkiden uzak durarak bekâr kalmak: İsa konuşurken mübalağa kullanmak konusunda rahattı (yani gözümü boşu boşuna mı çıkarttım, elimi de boşu boşuna mı kestim!). Yasa’yı bilen Yahudiler’in Kendisini yanlış anlayabileceğinden endişe duymuyordu. Sadukiler ve Ferisiler, İsa’yı birçok konuda eleştirdiler ama İsa’nın söylediği bu sözlerdeki mübalağa anlaşıldığı için bundan ötürü eleştirilmemişti.

Fiziksel olarak hadım olma: Eğer bu ayet aynı zamanda fiziksel olarak hadım olmaktan söz ediyorsa Eski Antlaşma’da yer alan Yasa’nın Tekrarı 23:1’e aykırı olur. Ama Kutsal Yazılar’ın ya da ilk kilise yazarlarının yazılarının hiçbirinde İsa’nın, beslenme konusunda daha az sınırlama, boşanma ve sevgi konusunda ise daha yüksek bir standart getirmesinden başka, Eski Antlaşma Yasası’na aykırı bir şey öğrettiğini bildiren herhangi bir bilgi yoktur.

   Eğer İsa insanların gerçekten de fiziksel olarak hadım edilmelerini isteseydi, bu ayette insanlar tarafından hadım edilenlerle, kendilerini Göklerin Egemenliği uğruna hadımlığı seçenler arasında bir fark olmazdı.

   Ayrıca, İsa’nın bu öğretisi Pavlus’un Tanrı’nın Egemenliği için (hem erkekler ve hem de kadınların) kesinlikle hadımlığından söz ettiği 1 Korintliler 7:2,7’deki öğretisine çok benzer.

   Son olarak, 2000 yıl sonra modern kültürde yaşayan insanların bu ayeti nasıl yorumlayacağını değil, ilk Hristiyanlar’ın bu ayeti nasıl okuyacağını sormamız gerekir. Justin Martyr, İlk Savunma anlamına gelen First Apology adlı kitabının 14’cü bölümünde bu ayeti aktarır ve iki kez evlenmiş olanlardan söz eder. Justin’in burada çok eşlilikten mi, boşandıktan sonra yeniden evlenmekten mi yoksa eşin ölümünden sonra yeniden evlenmekten mi söz ettiği tartışılabilen bir konu olduğu halde, fiziksel olarak hadım olmaktan değil cinsel ilişkiden uzak durarak bekâr kalmaktan söz ettiği kesindir. Tertulyan, Bedenin Dirilişi Hakkında anlamına gelen On the Resurrection of the Flesh adlı kitabının 27’ci bölümünde bu ayeti kullanır ve (genel olarak cinsel ilişkiden uzak durmak anlamında) “evlenmemiş bedenin parlak güzelliği”nden söz eder.

Özet olarak, ister ikinci, ister yirmi birinci yüzyılda yaşıyor olsunlar, yaşamlarına yol göstermesi için Kutsal Kitap’a bakanlar, bunun ne anlama geldiğini anlayabilirler.

 

Soru: Matta 19:14. Göklerin Egemenliği nasıl küçük çocuklarındır?

YANIT: Bu birçok şekilde doğru olabilir.

a)                 Kurtulmak için Tanrı’ya çocuklar gibi bağımlı olduğumuzu kabul etmemiz gerekmektedir. Tanrı, Kendisine çaresizliklerinin bilincinde olduklarını bildirenlere yardım eder.

b) Tanrı, sorumluluk yaşından önce ölen çocuklara bakar. Kutsal Kitap, onların Cennette olduklarını ancak ödülleri olmadığını ima eder.

 

Soru: Matta 19:14. Kalvinizm, tutarlı olmak için, bebek olarak ölen herkesin cehenneme gittiğini mi öğretir?

YANIT: Hayır, bu duyduğum sahte bir suçlamadır. Augustin, Akitanyalı Prosper ve başkaları vaftiz olmadan ölen bütün bebeklerin cehenneme gittiğini öğretmişti ancak bunlar Kalvinist değil Augustinci’dir.

Kalvinistler, nihai olarak kurtarma gücüne sahip olanın vaftiz, işlerimiz ya da imanımız değil Tanrı olduğu gibi Kutsal Kitap’a uygun görüşe inanır. Tanrı, insanları istediği her şekilde Mesih aracılığıyla kurtarmayı seçebilir.

Lorraine Boettner’in, Önceden Belirlenmişlik Konusundaki Reformcu Öğreti anlamına gelen The Reformed Doctrine of Predestination adlı kitabının sayfa148,149 sayfalarına göre, Kalvinistler’in kendileri bu konuda şöyle der: “Bebeklik, çocukluğun ilk dönemlerinde ölenlerin hepsi seçilmişler arasındadır.”

M.S. 1580’de yazılan İkinci İskoç Bildirisi anlamına gelen The Second Scots Confession şöyle der: “Papa’nın vaftiz olmadan ölen bebeklere karşı zalim yargısından iğreniyoruz ve tiksiniyoruz.” (Yanlış bir şekilde) Hezekiel 16:21’e başvuran C.H. Spurgeon, ölen bebeklerin cennete gittiğine inanıyordu. Bu görüşe katılan diğer Kalvinistler’e, Charles Hodge, W.G.T. Shedd, and B.B. Warfield dahildir. Kalvinist Curt Daniel’in, Kalvinizm’in Tarihçesi ve Teolojisi anlamına gelen The History and Theology of Calvinism adlı tezinin 336-339 sayfalarında “Ölen Bebekler Kurtulmuştur” başlığını taşıyan bir bölüm vardır. 

   Kalvin kendisi, Hristiyan Dini Kurumları anlamına gelen Institutes of the Christian Religion adlı kitabının, kitap 4, bölüm 16, sayfa2:541 sayfalarında şöyle demiştir: “‘Ama bebekler, iyilik ve kötülük hakkında hiçbir şey bilmedikleri halde onların yeniden doğması nasıl mümkündür?’ diye soruyorlar. Bizler de, ‘Tanrı’nın işi, bizim kapasitemizin erişebileceğinin ötesinde olduğu halde geçersiz değildir. Ayrıca kurtulacak bebeklerin (bazılarının bu yaşta kurtuldukları kesindir) kesinlikle Rab tarafından daha önceden yeniden doğmalarının sağlanmış olması gerekmektedir. Eğer annelerinin karnından içlerinde doğuştan yozluk olarak çıkarlarsa, Tanrı’nın Egemenliği’ne girmelerine izin verilmeden önce bunlardan arındırılmaları gerektir’ diye yanıt veriyoruz... Ancak Tanrı, bu itirazcılar [eleştirenler] sınıfını susturmak için Vaftizci Yahya’nın durumunda, başkaları için de neler yapabileceğinin bir kanıtını vermiştir.”

 

Soru: Matta 19:16-17’de İsa Kendisinin iyi olduğunu ya da Tanrı olduğunu inkâr mı ediyordu?

YANIT: Hayır, bu sorunun yanıtı için Müjdeler’de Matta 19:16-17 hakkındaki yanıta bakın.

 

Soru: Matta 19:17’de, iyi olan nedir?

YANIT: Yaratılış 1 ve 2’de, Tanrı insanlığın günaha düşüşünden önce bütün yaratılışın iyi olduğunu bildirmişti. İsa, Markos 10:18 ve Luka 18:19’da sadece Tanrı’dan başka kimsenin iyi olmadığını söyler. İyiliğin kaynağı Tanrı’dır ama

Thomas Aquinas’ın işaret ettiği gibi, sırf Tanrı her türlü iyiliğin kaynağı olduğu için O’nu iyi olarak tanımlamak, Tanrı bütün fiziksel bedenlerin kaynağı olduğundan O’nu fiziksel bir beden olarak tanımlamaktan daha geçerli olmaz.

   Bizim için, iyilik Tanrı’nın karakterine ve arzuladığı iradesine uyan şeydir. 1 Tim 6:18’de bize iyilik yapmamız buyrulmuştur, bu yüzden biz de sınırlı bir anlamda iyi olabiliriz. Tanrı daha yüksek bir şekilde iyidir, çünkü O, 1) her türlü iyiliğin kaynağıdır ve bunları bizim için sağlar, 2) O iyiliğin ölçütüdür, 3) O’ndan başka hiçbir şey tamamen iyi değildir (Markos 10:18; Luka 18:19).

 

Soru: Matta 19:23’de zengin insanların cennete giremeyeceği doğru mudur?

YANIT: Hayır, yoksa İbrahim’in başı dertte olurdu ve Pavlus, Yakup ve İbraniler Kitabı’nın yazarı ve tabii ki İsa da, İbrahim’i bir iman kahramanı olarak yücelttikleri için hatalı olurlardı. Bunun yerine bir insanın cennete girmesini zorlaştıran zenginliğe olan sevgi ve zenginliğe güvenmektir. Bir insan İbrahim gibi çok zengin olabilir ama zenginliğini sevip ona güvenmeyebilir.

 

SORU: Matta 19:24, Markos 10:25 ve Luka 18;25’de İsa, devenin iğne deliğinden geçmesinden söz ederken ne demek istemişti?

YANIT: Bazıları, “iğne”nin Yeruşalim’deki çok dar bir kapının takma adı olduğunu düşünür. Yeruşalim ve diğer kentlerin çok dar kapıları olduğu halde, bildiğimiz kadarıyla adı “iğne deliği” olan bir kapı yoktur. Bu mübalağanın Yeruşalim’deki bir kapıdan söz ettiğini söyleme çabaları yanlıştır.

   Daha olası bir durum, İsa’nın burada bir mübalağa kullandığıdır. Bir devenin, özellikle de üzerinde yük olan bir devenin, bir iğnenin deliğinden geçmesi tamamen imkânsızdır. İsa bunu söylemek için bu komik benzetmeyi kullanmıştır. Babil Talmudu anlamına gelen Babylonian Talmud’daki (Babil Berakutu anlamına gelen Babylonian Berakoth 55b) Yahudiler de buna benzer bir mübalağa kullanarak “bir filin bir iğne deliğine girmesi”nden söz eder. (Babil’de filler çok görülürdü ve Babil’de kullanımı bunun Yeruşalim’de bir kapı olmadığını göstermektedir.

a) kendisinin zengin olduğunu düşünen bir adamın cennete gidebilmesi doğal olarak imkânsızdır ve,

b) Tanrı’yla her şey, zengin bir adamın cennete gitmesi bile mümkündür.

 

Soru: Matta 19:28 ve Luka 22:28-30’da, öğrenciler on iki tahtın üzerinde oturacağını söylediğinden, Yahuda İskariyot da oturacak mıdır?

YANIT: Hayır. İlk olarak, Luka 22:28-30 on iki tahttan söz etmez, sadece on iki oymaktan söz eder. Aslında Matta 19:28 on iki tahtın üzerinde on iki öğrencinin oturacağını SÖYLEMEZ. Bunun yerine, “...ardımdan gelen sizler, on iki tahta oturup İsrail'in on iki oymağını yargılayacaksınız” der.

Bu yüzden, burada on iki taht olacağından söz edildiği halde, onların üzerinde on iki öğrencinin oturacağı söylenmez. Bunun yerine İsa bunları sadece, “ardımdan gelen sizler”e söz vermiştir. Yahuda, İsa’nın ardından gitmeye devam etmedi ve Elçilerin İşleri 1:20’nin söylediği gibi, İsa’yı ele verdikten sonra öğrenci olarak yerini terk etti. Matta 19:28’de İsa bunu sadece “ardımdan gelen sizler”e vaat etmiştir.

 

Soru: Matta 19:29, insanlar bu hayatta nasıl, yüz kat baba, anne vb. elde edecektir?

YANIT: Bu ayet hem bu hayat ve hem de gelecek olan hayat için geçerlidir. Dünyanın her yerinde sizi iyi karşılamayı bekleyen evleriniz olmasını ve dünyadaki her ırktan insanların sizin sevgili kardeşleriniz olmasını düşünebiliyor musunuz? Adına kilise dediğimiz Hristiyan toplumda bizler buna sahibiz ya da sahip olmalıyız. Buna ek olarak, yeryüzünde kusurlu olarak sahip olduklarımıza cennette kusursuzlaşmış biçimiyle sahip olacağız.

 

Soru: Matta 19:30, Markos 10:31 ve Luka 13:30’da, birinciler nasıl sonuncu ve sonuncular nasıl birinci olacaklar?

YANIT: En az dört şekilde:

Gurur: Bu yaşamda gururlu olanlar alçaltılacaklar ve bu yaşamda alçakgönüllü olanlar yükseltileceklerdir (Yakup 4:6; Luka 2:51-52).

Zenginlik: Süleyman’ın Özdeyişleri 30:8-9’un ima ettiği ve Luka 16:19-21’in bir örnek verdiği gibi, genel olarak, çok parası olan birçok insan Tanrı’ya yaklaşma konusunda fazla bir ihtiyaç duymaz.

Pavlus, 1 Korintliler 1:26-31’de Korint kilisesinde dünyasal standartlara göre akıllı ya da nüfuzlu olan fazla insan olmadığını söyler. Yakup 2:5 bunun ilk kiliselerin çoğu için geçerli olduğunu gösterir. Ayrıca bkz. Luka 2:53 and Yakup 5:1-6.

Ödüller: Tanrı, inanlılara kendilerine verilen şeylere göre yargılayacaktır. Kendilerine çok verilenlerden çok şey talep edilecektir.

Hizmetkârlık: Markos 9:35-37, Luka 9:46-48 ve Matta 18:1-4’ün gösterdiği gibi, Tanrı’nın gözünde en büyük inanlılar, başkalarına hizmetkârlık edenlerdir 

 

Soru: Matta 20:1-16’daki benzetmede bağın sahibi adil midir?

YANIT: Buradaki bağ sahibi ya da efendi Tanrı’yı temsil eder ve Tanrı’nın standartları adildir. Eğer sizin standartlarınıza göre Tanrı adil gözükmüyorsa, size bir şey diyemem çünkü bazı insanların adalet hakkında çok tuhaf fikirleri vardır. Tanrı bize, Kendi adalet standardının hâlâ özel bir cömertliğe izin verdiğini öğretmektedir.

   Tanrı adildir ve her işçiye kendisine vaat ettiğini parayı doğru olarak vermiştir.

 

Soru: Matta 20:1-16’ya göre, cennette herkes aynı ödülü mü alır?

YANIT: Hayır. Matta 20:1-16 herkesin aynı ödülü almadığını belirtir ve 1 Korintliler 3:12-15 de, cennette herkesin aynı ödülü alacağını düşünmememiz gerektiğini açıkça öğretir.

 

Soru: Matta 20:17-19’da, Yüce Tanrı peygamberi İsa’nın diğer uluslara teslim edilip, Kendisiyle alay edilmesine ve öldürülmesine nasıl izin verebilir?

YANIT: Bazen nihai zafere erişmek için önce yenilmiş görünmeye razı olmak gerekir.

 

Soru: Matta 20:20-28’de, büyük Hristiyanlar diğerleri üzerinde yönetici değil, hizmetkâr olduğu halde neden bazı Hristiyan önderler bunu unutmuş görünüyor?

YANIT: Güç yozlaştırabilir ve Tanrı yolunda olmayan birçok insan kendilerinin inanlı olduğunu söylemektedir. Tanrı’nın bize öğrettiği üzücü örneklerden bazılarını Krallar ve Tarihler Kitapları’nda okuyabilirsiniz.

 

Soru: Matta 20:30’da bildirildiği üzere iki tane mi kör adam vardı yoksa Markos 10:46-52’nin söylediği gibi Bartimay adında bir tek kör adam mı vardı?

YANIT: Yeruşalim’deki bütün körler İsa’yı görmek isteyeceğinden iki anlatımda iki değişik olaydan söz ediliyor olabilir. Ancak, her iki Müjde’de de, “Ey Davut Oğlu, halime acı!” sözü bağırıldığından, büyük bir olasılıkla aynı olaydan söz edilmektedir. O zaman Bartimay iki kör adamdan birinin ismi olmalıdır. Bu olayı büyük bir olasılıkla Petrus’tan işitmiş olan Markos, sadece bir tek kör adamın farkındaydı ama onun adını biliyordu. Bu olay gerçekleştiğinde orada hazır bulunan Matta, iki tane kör adam görmüştü.

 

Soru: Matta 20:32’de İsa, kör olduğu belli olan bir adama neden ne yapmasını istediğini sordu?

YANIT: Bunu iki ayrı nedeni olabilir.

İlk olarak, İsa adama görme armağanı verilmeden önce onun bunu Kendisinden sözel olarak istemesini istiyor ve ona bunu yapma fırsatını veriyordu.

İkinci olarak, engelli olan herkes iyileştirilmeyi istemez. Cüzam kolonilerinde çocuklarının hayatları boyunca bakılması için onlara hastalığı kasten bulaştıran insanlar oluyordu.

 

Soru: Matta 21:1-3, Markos 11:2-3, Luka 19:30-31’de İsa öğrencilerine neden bir eşeği almalarını söylemişti?

YANIT: Bir kral bir kente girdiğinde, kendisinin fatih olduğunu simgelemek için bir savaş hayvanı olan bir atla girerdi. Bir kral ya da bir hakim bir kente bir eşekle girdiğinde, bu onun yanında ordusu olmadan barış içinde geldiğini simgelerdi. Bu olay, Zekeriya 9:9-10’u da yerine getirmişti. 

 

Soru: Matta 21:12-13, Markos 11:12-19 ve Luka 19:43-48’da İsa para bozanlara neden kızgındı?

YANIT: Bu kişiler Tanrı’ya tapınmaya hiç niyetleri olmadan Tanrı’nın Evi’nde bulunuyordu. Oraya Tanrı’ya tapınmaya gelenlerin hem dikkatlerini dağıtıyor, hem de onlara engel oluyorlardı. Tanrı tapınmamızı çok ciddiye alır.

   Yahudi Mişnalar hayvanlar satılırken bazen halkın kazıklandığını kaydeder. (En erken Mişnalar M.S. 200 civarında yazılmıştı.) Bir insanın Tapınak’ta kurban edilmesi için bir hayvan getirmesi gerekiyorsa ve bir hayvan alabilmesi için fiyatlar insafsızca yüksekse o zaman o kişinin Tanrı’ya doğru bir şekilde tapınması engellenir.

 

Soru: Matta 21:16-17. sadece Tanrı’ya tapınmamız gerektiği halde İsa neden övgüleri kabul etti?

YANIT: Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken dört nokta vardır.

1. İsa sadece iltifat ve övgüleri kabul etmekle kalmamış, Yuhanna 9:38’da tapınmayı da kabul etmiştir. (Grekçe proskuneo sözcüğü, burada sadece teşekkür ya da saygıdan çok daha fazlasını ima eder.)

2. Filipililer 2:29’un gösterdiği gibi Tanrı yolunda yürüyen önderlere saygı gösterip onları övmek iyidir. Ancak, sadece Tanrı’ya tapının (Matta 4L9-10; Luka 4:7-8; Vahiy 19:10; 22:8-9)

3. İbraniler 1:6’ya göre İsa’ya sadece insanlar değil (Matta 2:2), melekler de tapacaktır.

4. İsa Tanrı’dır (Yuhanna 1:1; İbraniler 1:8,9) ve İsa Rabbimiz ve Tanrımız’dır (Yuhanna 20:28-29).

 

Soru: Matta 21:18-19, Markos 11:14,20-21’de, İsa neden görünüşte zalimce davranarak, düşünmeyen bir incir ağacının kurumasına neden olmuştu?

YANIT: Bu neredeyse, sizin bir dilim ekmek yiyebilmeniz için kaç tane buğday başağının zalimce katledildiğini sormak gibidir. Bu sorunun yanıtı, “hiç”tir çünkü düşünmeyen bitkiler zalimce katledilemez.

   İsa bitkinin var olmayan duygularıyla ilgilenmiyordu. Bunun yerine İsa, Markos 13:28-29’da bizlere incir ağacı benzetmesinden ders almamızı söyler. Dalları filizlenip yaprakları sürünce, yaz

mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız, der. Aynı şekilde Mesih Yeruşalim’i girdiğinde insanlığın kurtuluşu yakındır, der.

İsa bunu yaptıktan sonra, Matta 24:32’de incir ağacı benzetmesini kullanmıştır.

   Mart ayının sonuna doğru, incir ağaçlarının yaprakları çıkmaya başlar. Filistin Arapçası’nda taqsh adı verilen, çağla bademi büyüklüğünde küçük yumrular çıkar. Bunlar gerçek incir olmadığından düşerler ama çiftçiler açken bunları yerler. Ancak, eğer incir yaprakları taqsh’sız çıkarsa, o zaman ağaç incir vermez.

 

Soru: Matta 21:21-22 ve Markos 11:24’de duada her şeyi isteyebileceğimizden, Hristiyanlar neden herkesin Hristiyan olmasını isteyip bunun gerçekleşmesini sağlamıyor? Ayrıca benim de uzun bir istek listem var...

YANIT: Tanrı, yalan söylemek, kötülükle ayartılmak, Kendini inkâr etmek ya da Kendisinden daha büyük bir varlık üzerine ant içmek hariç her şeyi yapabilir ama mantıksal bir imkânsızlık bir şey değildir. Tanrı, insanlar Kendisini sevmeyi ve O’na itaat etmeyi özgürce seçebilme gücüne sahip olmadan Kendisini özgür iradeleriyle sevip O’na itaat etmeyi seçen insanlar yaratamaz.

   Matta 23:37-39’da İsa’nın Kendisi Yeruşalim’in Kendisini ret edişinden ötürü ağlamıştır. Luka 7:30’da Ferisiler’in bile, “Tanrı'nın kendileriyle ilgili tasarısını ret etmelerine” izin verilmişti.

   Uzun istek listesine gelince, Tanrı’nın bilge bir Baba gibi bize sadece doğru şekilde istediğimiz iyi şeyleri vermesiyle ilgili Matta 7:7-11 hakkındaki yanıta bakın. Tanrı bize her zaman “Evet” demediği için O’na övgüler olsun!

 

Soru: Matta 21:21-22 ve Markos 11:24’de, dua edip iman ettiğinizde, her zaman dua ettiğiniz şeyin size verileceği garanti midir?

YANIT: Hayır, bu ayet, istediğiniz şeye gerçekten inanmanız gerektiğini söyler. Eğer yüreğinizde günahı aziz tutuyorsanız

(Mezmur 66:18) ya da istediğiniz şeyi bencilce arzularınız için harcamak üzere dua ediyorsanız (Yakup 4:3), Tanrı da bilge bir Baba gibi onu size vermeyecektir.

 

Soru: Matta 21:23’de Tapınak’ın avlusu ne kadar büyüktü?

YANIT: İsa’nın hizmetinden önce, Büyük Hirodes Tapınak’ın avlusunu 300 metreye 460 metre olarak genişletmişti.

 

Soru: Matta 21:23-24’de, İsa neden onların Kendisinin Mesih olmasıyla ilgili sorusunu yanıtlamadı?

YANIT: Bilmeyi isteyenler için yanıt açıkça ortadaydı. Buna karşın, onlar inatçı bir şekilde iman etmeyi ret ettikleri için, bütün o mucizelerden sonra bile, onların kabul edeceği bir yanıt vermek imkânsızdı. Bu yüzden İsa öyle bir şekilde konuşmuştu ki, eğer sorusunu dürüst bir şekilde yanıtlarlarsa kendi sorularını da yanıtlamış olacaklardı. Ne yazık ki, soru soranlara sorular sorulduğunda, gerçek yanıtı değil, işlerine gelen yanıtı vermişlerdi.

 

Soru: Matta 21:24-27, Markos 11:33 ve Luka 20:7-8’de İsa neden onlara o şeyleri hangi yetkiyle yaptığını söylemeyi ret etmişti?

YANIT: Bu soruya yanıt verirken göz önünde bulundurulması gereken iki nokta vardır:

1. İsa’nın, bir insanın herhangi bir sorusunu yanıtlama zorunluğu yoktur, özellikle de sorular gerçeği bulmak için değil, Kendisini tuzağa düşürmek için soruluyorsa.

2. Onlar sorunun yanıtını zaten biliyorlardı. İsa o şeyleri yaparken Tanrı’dan olduğunu zaten bildirmişti. Onlar bu sefer O’nun bunu Kendi sözleriyle açıkça bildirmesini istiyorlardı.

   Gerçeği paylaştığımız için, yalan söylemememiz lazımdır ancak bazen, özellikle de soruyu soran kişi gerçeği bilmek istemek yerine bizi tuzağa düşürmeye çalıştığında, yanıt vermekten kaçınmanın bir sakıncası yoktur.

 

Soru: Matta 21:33-41’de Tanrı, toprak sahibi bir adam olarak simgelendiğinden bazen olup bitenleri bilmez mi?

YANIT: Toprak sahibi adam Tanrı’yı simgeler ama İsa’nın bu benzetmeyi anlatmasıyla da kanıtlandığı gibi O olup bitenleri bilir. Tanrı çok sabırlı ve tahammüllüdür, bu benzetme bize O’nun kayıplar uğruna, devam eden itaatsizlik ve adaletsizliğe, hatta Kendi Oğlu’nun ölümüne bile izin vermeye bile razı olduğunu gösterir. Tanrı’nın bunu yapmasının nedeni, onların Kendisine yaklaşmasını istemesidir. Ancak Tanrı’nın hoşgörüsü her şeyin düzeltileceği Yargı Günü’nde son bulacaktır.

 

Soru: Matta 21:46’da İsa gerçekten bir peygamber miydi yoksa halk onu bir peygamber mi sayıyordu?

YANIT: “Halkın O’nu bir peygamber sayması,” O’nun gerçekten bir peygamber olup olmadığını göstermez. İsa Tanrı’dan gelmişti, Tanrı’nın Sözleri’ni söylüyor ve geleceği bildiriyordu. Bu yüzden bir peygamberdi ve birçok insan O’nu bir peygamber sayıyordu.

 

Soru: Matta 22:13-14’de, birisini dışarıya, karanlığa atan bir Tanrı nasıl sevgi dolu bir Tanrı olabilir?

YANIT: Tanrı’nın sevgi dolu olduğunu kim söyledi? Kutsal Kitap böyle bir şey söylemez. Romalılar 11:22’nin söylediği gibi, Tanrı’nın iyiliğini ve sertliğini düşünün. Tanrı, evren deki en sevgi dolu varlıktır. Ama bazı insanların “sevgi dolu” tanımı, Tanrı’nın kutsallık, adalet ve gazap özelliklerine aykırıysa onların düşündüğü şekilde sevgi dolu değildir.

 

Soru: Matta 22:14’de “çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır” sözü, Bahailer’in Bazı Sorular Yanıtlanıyor anlamına gelen Some Questions Answered adlı kitabının 129-131 sayfalarında öğretildiği üzere iman ve güvencede çeşitlilikler ve dereceler olduğundan mı söz eder?

 

YANIT: Hayır. Matta 22:1-14’de yer alan benzetmenin bütününü okursanız, insanları düğün şölenine girenler ve girmeyenler olmak üzere ikiye sınıfa ayırır. “Çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır” sözü, girmeye davet edilen ama girmeyi ret edenlerden ve uygun olmayan giysilerle girmeyi isteyen adamdan söz eder.

   Burada herkes için bir ders vardır. Kutsal Kitap’tan sadece bir tek ayet okuyup onun öncesinde ve sonrasında yazılanları görmezden geldikten sonra anlamı doğru bir şekilde yorumlamayı bekleyemezsiniz.

 

Soru: Matta 22:29’da, İsa Kutsal Kitap’ı etüt ettikleri belli olan Sadukiler’e neden

Kutsal Yazılar'ı ve Tanrı'nın gücünü bilmedikleri için yanıldıklarını söyledi?

YANIT: İlk Hristiyan yazarlara göre Sadukiler, sadece Eski Antlaşma’nın (Yaratılış’tan Yasa’nın Tekrarı’nın sonuna kadar olan) ilk beş kitabını Kutsal Yazılar olarak kabul ediyorlar, Kutsal Kitap’ın geri kalan kısmını Kutsal Yazılar olarak kabul etmiyorlardı. Yosefus da, onların sadece Tevrat’ta yazılı olanları yerine getirdiklerini söylemişti. Günümüzde bile, insanlar Kutsal Kitap’ı okuyup etüt edebilir ama Tanrı’nın gücü ve Kutsal Yazılar’a inanmanın ne anlama geldiği konusunda bilgisiz kalmayı seçebilirler.

 

Soru: Matta 22:30, gökteki melekler gibi olacağımızı söylediği ve melekler ruhlar olduklarından (İbraniler 1:14) bu bizim cennette fiziksel bedenlerimiz olmayacağı anlamına mı gelir? 

YANIT: Hayır. Burada evlilikle ilgili bir kıyaslama yapılmıştır. Bu ayet, meleklere her bakımdan değil, sadece bu bakımdan benzeyeceğimizi söyler.

 

Soru: Matta 22:30, Markos 12:25 ve Luka 20:34-35, cennette hiç evlilik olmayacağı anlamına mı, yoksa yeryüzündeki evliliklerden bazıları cennette devam edeceğinden sadece yeni evlilik törenleri olmayacağı anlamına mı gelir?

YANIT: Romalılar 7:2’yi okuduğumuzda cennette hiç evlilik olmadığını biliyoruz. Bir kadın, birden fazla erkekle evlenemez. Ancak eğer erkek ölürse, o evlilikten özgür kılınmıştır ve yeniden evlenebilir. Bu yüzden cennette hâlâ evli değildir.

   Ayrıca, Mormonluk adlı sahte din bazı “Tapınak evlilikleri”nin sonsuza dek olduğuna inanır. Ancak koca ölürse, karısı yeniden evlenebilir. Ancak zaman ve bütün sonsuzluk için iki Tapınak evliliği yapamaz. Bir Mormon’un bakış açısına gere, Mormon cennetindeki bir adam, kendisi öldükten sonra normal bir evlilik yapan karısının başka birisiyle “kırıştırdığını” düşünür.

 

Soru: Matta 22:30, (adları eskiden Allah’ın Çocukları olan) Sevgi Ailesi tarikatının savunduğu gibi, herhangi bir şekilde evlilik dışı seksi mi destekliyor?

YANIT: Hayır, hiç de böyle bir durum yok. Cennette bir evlilik ilişkimiz olmayacağını söylemek, sadece İsa’nın söylediklerinin cennette evliliğe gerek olmayacağı anlamına geldiğini gösterir. Ne yeryüzünde cinsel bakımdan herkesle yatmamızı, ne de hiç evlenmeyip tamamen cinsellikten uzak durarak bekâr kalmamızı söyler. Bu tür bir iddia, bazı insanların Kutsal Kitap’ta yer almayan kendi görüşlerini Kutsal Kitap’ta okuduklarına yakıştırmak için ne kadar ileri gideceklerini göstermesi bakımından ilginçtir.

 

SORU: Matta 22:30, Markos 12:25 ve Luka 20:34-35 ile ilgili. “Merhaba, benim babam daha yeni vefat etti. Annem çok üzülüyor ve cennette hâlâ onunla evli olup olmayacağını bilmek istiyor. Onun bu sorusuna ne cevap vereceğimi bilmiyorum. Matta 16:19’un, yeryüzünde bağlanan her şeyin göklerde de bağlanmış olacağını; yeryüzünde çözülen her

şeyin göklerde de çözülmüş olacağını söylediğini biliyorum. Ancak, “Cennette evlilik yoktur” denildiğini de duydum. Bunu destekleyecek bir ayet bilmiyorum ama bunun söylendiğini duydum. Bu konuyu anlamama yardımcı olur musunuz?

YANIT: Babanızdan ötürü size ve ailenize başsağlığı diliyorum. Ben Matta 16:19’un evlilikle alakalı olduğunu değil, cennete gitmek için özgür olmakla alakalı olduğunu düşünüyorum. Ancak Matta 22:23-32 evlilikle alakalıdır. Dirilişi inkâr eden Sadukiler, eğer cennetteki evlilikler yeryüzünde olduğu gibiyse, o zaman birkaç kez dul kalan bir kadının durumunun ne olacağını sorarak hem İsa’ya, hem de Ferisiler’e olan güveni sarsacaklarını düşünüyorlardı.

   İsa, Matta 22:30’de insanların cennette ne evlendiğini, ne de evlendirildiğini, bunun yerine gökteki melekler gibi olduklarını söyleyerek yanıt verdi. Bazıları, bunun cennette evlilik töreni olmayacağını ama evli olan insanların evli kaldıkları anlamına geldiğini söylediğini iddia etti. Ancak, bu iddia bu ayetin geçerli bir yorumu değildir çünkü İsa sadece bunu demek isteseydi Sadukiler’in iddiası yalanlanamazdı.

   Modern terimlerle söylemek gerekirse, eğer dul bir kadın yeniden evlenirse,

1) Cennetteki kocası karısını kaybetmiş olur, ya da

2) Cennette iki kocası olur, ya da

3) Kocasının kurtulduğundan emin değilse, kendisi ölene kadar hâlâ onunla evli olup olmadığını bilmez çünkü herhalde cennette olan birisi cehennemde olan birisiyle evli olmaz.

   Hayır, evlilik yeminlerinin de genelde söylediği gibi, “ölüm bizi ayırana kadar.” Eğer anneniz daha sonra yeniden evlenmeyi seçerse Pavlus’un Romalılar 7:1-3’de öğrettiği gibi bunun yanlış bir tarafı yoktur. Annenizi başka bir adamla birlikte görmek size önce biraz acayip gelebilir ama buna alışmanız lazımdır. Tanrı’nın özel olarak sakıncası olmadığını söylediği bir şeyin yanlış olduğunu söylememelisiniz.

   Bütün bu söylenenler, onun eski kocasıyla cennette çok sevgili arkadaşlar olarak binlerce yıl geçiremeyeceği anlamına gelmez. Cennette kusursuz olduğumuzda kocasının onu yeryüzünde sevdiğinden daha çok seveceğini ve onun da kocasını aynı şekilde daha çok seveceğini düşünüyorum. Tabii ki, her ikisi de Tanrı’yı daha da çok sevecektir.

 

Soru: Matta 22:30. Kutsal Yasa'nın tümü ve peygamberlerin sözleri nasıl bu iki buyruğa dayanır?

YANIT: Kutsal Yasa’nın tümü, Tanrı’yı nasıl hoşnut ettiğimiz ve O’nunla ilişkimizin nasıl olduğuyla ve başka insanları nasıl sevip onlarla olan ilişkimizin nasıl olduğuyla ilgilidir. Tabii ki, Yasalar’ın, hastalıkları azaltmak, daha temiz bir ordugâh, daha kuvvetli aileler vb. gibi başka yararlı etkileri de vardı ama İsrailliler bütün yararlı etkilerini mutlaka bilemezlerdi.

 

Soru: İsa, Matta 22:31-32 ve Markos 12:26’da, bu sözleri “yım” diyerek söylemekte haklı mıdır? 

YANIT: Öyle gözüküyor, çünkü Sadukiler İsa’yla bu İbranice sözcüğün zamanı hakkında tartışmamıştı.

   Ayrıca, eğer Abraham, İshak ve Yakup var olmasaydı ve Tanrı öbürlerini öldükleri zaman terk edecekse onlardan söz etmenin bir anlamı olmazdı.

 

Soru: Matta 22:35-36 ve Markos 12:28-29. İsa bu soruyu neden evlilik hakkındaki önceki soru hakkında yaptığı gibi azarlamadı?

YANIT: Yedi kocayla evlenen kadınla ilgili olan önceki soru, gerçeği bulmak için değil, İsa’yı tuzağa düşürmek için tasarlanmıştı. Bu soruyu soran kişi sorusunu İsa’nın söylediklerini gerçekten duymak isteyerek sormuştu. Sorumuzu gerçeği bilmek ve onu izlemek için soruyorsak Tanrı’ya saygıyla herhangi bir soru sormanın bir sakıncası yoktur.

 

Soru: Matta 22:37-40 ve Markos 12:30’da İsa, Yasa’nın Tekrarı 6:4’e bir eklemede mi bulunmuştu yoksa ona bir şey eklemeden onu kendi sözleriyle mi söylemişti?

YANIT: Müjdeler sık sık, İsa’nın söylediklerini başka sözcüklerle açıklar ve her zaman İsa’nın söylediği her bir sözü aynen aktarmaz. Matta 22:37-40 yürek, can ve akıl der, Markos 12:30 yürek, can, akıl ve güç der. Eski Antlaşma’nın Masoterik metni yürek, can ve kuvvet der ama Septuagint’in bazı elyazmaları “akıl” sözcüğünü de ekler. Bu yüzden “akıl” sözcüğünü ilk olarak ekleyen İsa değildi. (Yahudi Philon’un yazıları Yasa’nın Tekrarı 6:4’den söz etmez. Lut Gölü Tomarı 4Q43 (=4Q Yasa’nın Tekrarı(p)) Yasa’nın Tekrarı 6:4-11’i içerir ama ben onun tercümesini görmedim.)

 

Soru: Matta 22:37’de, en büyük buyrukta sadece “yürek, can ve akıl” mı der yoksa Markos 12:29-30’un söylediği gibi “güç” de der mi?

YANIT: Bunun iki olası yanıtı vardır.

1. İsa bunu değişik şekillere söylemiş olabilirdi, bu yüzden ikisi de olabilir.

2. Müjde anlatımları Tanrı’nın müjdecinin hatırlamasını sağladıklarını kaydeder. Kutsal Yazılar’ın muhafazakâr bir yorumunu yapıp, Matta’nın “güç” sözcüğünü unuttuğu için burada hafızasının çok kuvvetli olmadığını söylemenin bir sakıncası yoktur.

   Bu iki yanıttan hangisi doğrudur? Bundan sonraki sorunun yanıtının gösterdiği gibi aslında hangisinin doğru olduğunun önemi yoktur.

 

Soru: Matta 22:37’de, Egemen bir Tanrı neden “en büyük buyruğun” tamamen söylediği biçimde korunmamasına izin verdi? Matta 22:37’de “yürek, can ve akıl” diyor, ama Markos 12:29-30’da “yürek, can, akıl ve güç” diyor.

YANIT: Tanrı’nın buna kasten izin vermesinin nedeni 2 Timoteos 2:14’de verilmiş olabilir. İnsanların sözcüklerin eksiksiz olmasını isteyip iman etmeyi ve ana fikri yerine getirmeyi ihmal etmeleri fazlasıyla kolaydır.

   Kutsal Kitap tamamen hatasız ve doğrudur ama kusursuz bir şekilde yazılıp korunmamıştı. Kutsal Kitap, Tanrı’nın gerekli gördüğü kadar doğru bir şekilde yazılmış ve aktarılmıştır (bazı kısımları fazlasıyla doğrudur). Bu yüzden Kutsal Kitap’ta tam olarak doğru olmadığı düşünülen noktalar bazı insanların gözünde Tanrı’nın gözünde olduğundan daha büyük önem taşır.

   Tanrı bu buyruğu ve Kutsal Kitap’ın başka kısımlarını daha doğru bir şekilde koruyabilirdi ama hata gibi görünen bazı ayetlere sanki Tanrı tarafından kasten izin verilmiştir. Tanrı, Kutsal Yazılar’a ne kadar ciddi bir şekilde itaat etmemiz gerektiğini vurgulamıştır ama sonra bizler sözde hatalar hakkında tartışmaya başladığımızda 1 Timoteos 6:4 and 2 Timoteos 2:14 gibi ayetlere itaat etmemeye başlarız.

 

Soru: Matta 22:41-45’de Matta, Mezmur 110’dan söz ederek İsa’nın Davut oğlu olmadığını mı kanıtlamaya çalışıyordu?

YANIT: Hayır, Matta 4:3,6; 8:29; 14:33; 16:16; 26:63; 27:40,43,54’de İsa’nın Tanrı Oğlu olduğundan özellikle söz ettiğinden durum hiç de böyle değildir. Ayrıca Matta 2:15; 3:17; 17:5; 22:45’de İsa’nın Tanrı Oğlu olduğu ima da edilmiştir. Matta 1:1; 9:27; 15:22; 20:30,31; 21:9,15; 22:42’de İsa’ya Davut oğlu denilmiştir. İsa, Ferisiler’e Kendisini kabul edene dek yanıtını bulamayacakları bir bilmece soruyordu. İsa’nın bu kişinin Davut’un Rabbi olduğuna katılması ve Mezmur 110’u aktarması, İsa’nın bu kişinin de bir Davut oğlu olduğuna katılmasını ve Mezmur 110’u aktarmasını geçersiz kılmaz.

 

Soru: Matta 22:42, kendilerine (sahte olarak) Hristiyanlığın Birlik Okulu adını veren kuruluşun iddia ettiği gibi Davut’un ruhunun Davut oğlu İsa’nın bedenine geçmiş olduğunu kanıtlıyor mu?

YANIT: Hayır. “Oğlu” sözü, hem öz oğlu, hem de soyundan gelen biri anlamına gelebilir. Kutsal Kitap’ta başka bir bedende dirilmenin bir kanıtı yoktur ama bu konuya karşı öğreti vardır. İbraniler 9:27 insanların kaderinin bir kez ölüp, sonra da yargılanmak olduğunu söyler. Ayrıca, “doğru” yapana dek, tekrar tekrar denediğimiz düşüncesi, insanların ölüp cennet ya da cehenneme gitmeleri öğretisine tamamen aykırıdır.

   İlk Hristiyan yazarlardan Minucius Felix (M.S. 210) bunu çok güzel özetler. İnsanların ruhlarının hayvanların bedenlerine girerek geri gelmelerinin “soytarıların terbiyesizliği” olduğunu söyler. Minicius Felix’in Oktavyusu anlamına gelen The Octavius of Minucius Felix adlı kitap, bölüm 34, sayfa 194.

 

Soru: Matta 23’de İsa bu kadar tartışmacı olmakta haklı mıydı? 

YANIT: (Pavlus’un yaptığı gibi) tartışmanın bir sakıncası olmadığı halde, İsa bu bölümde tartışmıyor. Sadece gerçeği olduğu gibi söylüyor ve Ferisiler’i azarlıyor. Eğer İsa’nın birisini kuvvetli bir şekilde azarlaması sizin teolojinize yabancıysa, belki teolojinizin İsa’nın yapacağı şeylere uygun olarak değişmesi gerekir.

 

Soru: Matta 23:9’da kimseye baba demememiz gerektiği söyleniyor. Peki, yeryüzündeki babamıza baba diyebilir miyiz?

YANIT: Evet. İsa, fiziksel ve ailesel baba ilişkisinde bu sözün kullanılmasına karşı değildi. Kendisi de bu sözü Luka 11:47 ve Yuhanna 6:58’de bu bağlamda kullanmıştı. İsa, Yahudiler’in yaptığı gibi baba, efendi, öğretmen, haham gibi dinsel unvanlar kullanımına karşıydı.

 

SORU: Matta 23:9’da, İsa, “Yeryüzünde kimseye 'Baba' demeyin” dediği zaman ne demek istemiştir? Biyolojik babalarımıza “baba” diye hitap edebileceğimiz açıktır. Ayrıca ruhsal önderlerimize, vaizlerimize “baba” diyebiliriz. Pavlus kendisi ruhsal önderlerden “baba” olarak söz etmiştir. 1 Korintliler 4:15’de şöyle der: “Çünkü Mesih'in yolunda sayısız eğiticiniz olsa da çok sayıda babanız

yoktur. Size Müjde'yi ulaştırmakla Mesih İsa'da manevi babanız oldum.” İstefan da, Elçilerin İşleri 7:2’de şöyle demiştir: “İstefanos şöyle karşılık verdi: "Kardeşler ve babalar, beni dinleyin. Atamız İbrahim daha Mezopotamya'dayken, Harran'a yerleşmeden önce, yüce Tanrı ona görünüp şöyle dedi...” Bu ayetlerin ışığında Roma Katolikleri papazlarına “peder” demekte haklı mıdırlar?

YANIT: Evet, Katolikler papazlara peder diyerek bu ayete aykırı hareket etmektedirler. Ancak, eğer Katolik Kilisesi “peder” sözcüğü yerine sadece “tüy” sözcüğünü kullansaydı bu da tek başına hiçbir şeyi halletmezdi. Ben onların bu ayete itaat etmemelerinin daha temel yolları olduğunu düşünüyorum.

   Bu, Hristiyanlık’ta çok önemli bir konuya değinen iyi bir soru: “Tanrı, tam olarak nasıl hiçbir insanın olamayacağı şekilde Babamız?” İlk olarak, yanıtın ne olmadığına bakalım, sonra da yanıta bakarız.

Matta 23:9 üç anlama GELMEZ.

Biyolojik baba evlat ilişkisi ya da evlat edinilmekle doğan baba evlat ilişkisi inkâr edilmemelidir. Kutsal Kitap, şu şu kişinin şu şu kişinin babası olduğunu bildirir, bunu yaparken hem öz babadan hem de Yeşaya 38:5’de olduğu gibi atadan söz eder. İsa, Matta 10:37’de insanların yeryüzündeki anne babalarından söz ettiğinde biyolojik bir ilişkiden söz ediyordu.

Aile sorumluluklarından kaçınılamaz. 1 Timoteos 5:8 “Kendi yakınlarına, özellikle de ev halkına bakmayan kişi imanı inkâr etmiş, imansızdan beter olmuştur” der. İsa, Markos 7:11’de bir insanın ailesine vermesi gereken yardımın Kurban ya da Tanrı’ya adanmış olduğunu söylemesi günahından söz eder.

Sizi Mesih’e yönelten kişi. Pavlus büyük bir olasılıkla Timoteos’u evlat edinmemişti. Timoteos’un oğlu olduğunu söylemesinin nedeninin kendisinin onu Mesih’e yöneltmiş olması daha olasıdır (1 Timoteos 1:2,18; 2 Timoteos 1:2; 2:2; Filipililer 2:22). 1 Korintliler 4:15-17’deki anlam da budur. Burada bazı Hristiyanlar’ın unutmuş olabileceği bir nokta vardır. Gerçek bir bebeği atmayacağınız gibi, ruhsal olarak da Mesih’e yeni iman etmiş “bebekleri” atmazsınız. Mümkün olduğu kadar onların Kutsal Kitap’a iman eden bir kiliseye katılmalarını sağlayın. Onlara tanrıbilimsel ve gerekirse fiziksel olarak yardım edin ve Tanrı Sözü’nün sütüyle iyi beslendiklerinden emin olun.

Matta 23:9 dört şey için geçerlidir:

Yetki ve rol bakımından, yeryüzündeki kimseye Baba Tanrı rolünü vermeyin. Nihai olarak kurtuluş, gerçek ve yetki kaynağımız Tanrı’dır. Bazı Yahudiler, gökten gelen ekmek olan man’ı Musa’nın sağladığını düşündükleri halde, İsa’nın Yuhanna 6:32’de onlara göksel besini verenin Musa DEĞİL, Tanrı olduğunu hatırlatması gerekmişti. Eleştirenler Sorduğunda anlamına gelen When Critics Ask adlı kitabın 356’cı sayfasında, sadece insan olan kişileri hatasız ruhsal efendimiz olarak kabul etmememiz gerektiğini ama hatalı olduklarını anladığımız insansal montörlerimiz olmasının bir sakıncası olmadığını bildirir.

İlişkide, kurtuluşun kaynağı hiçbir ölümlü insan değil, Tanrı’dır. Bizim Tanrı’nın çocuklarından biri oluşumuzun nedeni soyumuz ya da herhangi insansal bir araç değildir. Yuhanna 1:13 bizim Tanrı’dan doğduğumuzu söyler. Bir Hristiyan, “Tanrı’nın torunları yoktur. Ya Tanrı’nın doğrudan çocuğusunuzdur, ya değilsinizdir (1 Yuhanna 3:1-2), ama Tanrı’nın sadece torunu olamazsınız” demiştir. Tanrı’nın önünde sizin için iki güçlü aziz dursa, bu sizi kurtarabilir mi? Yeremya 15:1, Musa ve Samuel peygamberler Yahudi halkı için Tanrı’nın önünde dursalar bile, bunun onları kurtarmayacağını söyler. Tanrı’dan başka kimse birisini cennete sokamaz ve cennete gitmenin Tanrı’yı tanımaktan başka bir yolu yoktur.

Buna tezat olarak, Yahudi öğrencilerin hahamlarına ne kadar büyük saygı gösterdiklerine bakın ve insansal din öğretmenlerinizi bu kadar yüksek görmeyin. Yahudiler’in umutları Musa’daydı (Yuhanna 5:45-46). Evet, Musa büyük ve Tanrı yolunda olan bir adamdı ama öyle olduğu halde, bizim umudumuz sadece Tanrı’da olmalıdır.

İsimle, Efesliler 3:14’e göre bizim Tanrı’ya Baba diyebilmemiz değerli bir ayrıcalıktır. Tanrı’nın Babamız olduğunu söyleyen birçok ayet arasından şunlara bakabiliriz: Malaki 1:6; 2-10 and Yeşaya 63:16. Yuhanna 8:39a’da Yahudiler kendilerine İbrahim’in çocukları adını vermişlerdi. Yuhanna 8:39b-40’da İsa soyağaçlarıyla ilgili gerçekleri inkâr etmemiş ama kişinin atalarının Tanrı’yla ilişkisi olmasının onlara ruhsal ilişkiler garanti etmediğini bildirmiştir. Vaftizci Yahya Ferisiler ve Sadukiler’e, “Kendi kendinize, 'Biz İbrahim'in soyundanız' diye düşünmeyin. Ben size şunu söyleyeyim: Tanrı, İbrahim'e şu taşlardan da çocuk yaratabilir. Balta ağaçların köküne dayanmış bile. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır” (Matta 3:9-10)

   Eleştirenler Sorduğunda anlamına gelen When Critics Ask sayfa 356, Tanrı ve Sözü’nden başka ölümlü hatasız ruhsal efendimiz yoktur ama hata yapabildiklerini kabul ettiğimiz ruhsal mentörleri kabul ediyoruz dediğinde bunu çok iyi bir şekilde özetlemiştir.

Ama ya…

Eyüp 29:16, “Yoksullara babalık ederdim” der. Bu sözler, Eyüp’ün onlara sadece ruhsal bakımdan yardım etmekle kalmayıp akraba olmadığı insanlar için ailenin yerine getirmesi gereken parasal sorumlulukları da yerine getirdiği anlamına gelir.

Aynı şekilde Mezmur 68:5 de, bizim öksüzlere baba olmamız gerektiğini gösterir.

Yeşaya 51:2, “Atanız İbrahim'e, sizi doğuran Sara'ya bakın.” Bu ayette İbrahim ve Sara’dan birlikte söz edilmesi atalarla olan ilişkiden söz eder. Tanrı, hayran olduğunuz, imanlarını taklit ettiğiniz bu atalarınıza bakın ve ne kadar kutlu olduklarını görün, demektedir. Ancak Yeşaya 51’de hiçbir şey, İbrahim’in (ya da Sara’nın) onlar için bir şey yapabileceğini önermez; bizi kurtaran Tanrı’dır.

2 Krallar 2:12 Elişa, İlyas’ın arkasından “Baba, baba” diye bağırdı. Bu sözler büyük bir olasılıkla sadece yakın bir öğrenci-öğretmen ilişkisini belirtmiyordu. Birçok kişi Elişa’nın İlyas’ı ruhsal babası saydığını görebildiği halde, İsa Matta 23:9’da günümüzde insanlara bu şekilde bakmamamız gerektiğini söyler.

1 Korintliler 4:15-17 “Çünkü Mesih'in yolunda sayısız eğiticiniz olsa da çok sayıda babanız yoktur. Size Müjde'yi ulaştırmakla Mesih İsa'da manevi babanız oldum. (16) Bu nedenle beni örnek almaya çağırıyorum sizi. (17) Rab'be sadık olan sevgili çocuğum Timoteos'u bu amaçla size gönderiyorum. Her yerde, her kilisede öğrettiğim ve Mesih'te izlediğim yolları o size anımsatacaktır.” Bu sözler, bir rolden değil Pavlus’un onları Mesih’e yöneltmesinden söz ediyor. Pavlus, kilisede bir elçiydi, kilisede “baba” rolü diye bir şey yoktu. Kiliselerdeki roller için bkz. 1 Korintliler 12:28-29; Elçilerin İşleri 6:1-4; 1 Timoteos 3:1-13; Titus 1:5-9.

Elçilerin İşleri 7:2’de İstefan onlara, “Kardeşler ve babalar” şeklinde hitap ettiğinde bu sözler iki şekilde yorumlanabilir. Bunlardan biri, İstefan’ın o toplumdaki ihtiyarların inançlarını onaylamadan onlara sadece saygı göstermesiydi. İkinci bir görüş de, İstafan’ın burada onlara bu şekilde hitap etmesinin doğru olmadığıydı.

Yuhanna, 1 Yuhanna 2:12,13,18’de okurlarına “çocuklar” ve 1 Yuhanna 2:1’de de, “sevgili çocuklarım” şeklinde hitap eder. Yuhanna ihtiyar bir adamdı ve onlara “çocuklar” şeklinde hitap edebilirdi.

İbraniler 13:17, kilisedeki önderlerin yetkisi olduğunu ve ruhsal bakımdan bakmakla yükümlü oldukları insanlara nasıl baktıkları hakkında Tanrı’ya hesap vereceklerini söyler. Bu yüzden 1 Yuhanna’da insanların Yuhanna’ya “baba” diye hitap ettiklerini gösteren hiçbir söz bulunmamakla birlikte, Yuhanna’nın hizmet ettiği kişilere çocukları gözüyle baktığını anlıyoruz.

1 Yuhanna 2:13,14 “babalar”a gençler ve çocuklarla birlikte hitap eder. Bu şiirsel ayetler, insanları Mesih’e yaklaştırmaktan da söz edebileceği halde, bu ayetler kilisede bir “baba” rolü olduğunu desteklemez. Eğer kilisede böyle bir rol varsa, o zaman “gençler” ve “çocuklar” şeklinde roller de olması gerekir!

Sonuç olarak, Katolikler’in papazlara “peder” diye hitap etmeleri yanlıştır ama sözcükler üzerinde tartışmayalım. Esas sorun, Tanrı’nın hatasız Sözü yerine hatalı papazlara güvenmek ve bazen kötü olan papalar ve kilise konseylerinin yetkisini Tanrı’nın Kendisi ve Sözü’nden daha yüksek tutmaktır.

Uyarı: Son olarak, Kutsal Kitap’ta bir gerçeği görmenin Kutsal Kitap’ta başka gerçekler aramayı bırakabileceğimiz anlamına geldiğini düşünmemeliyiz. Matta 23:5-13’teki ayetler kilise önderlerinin, Ferisiler ve diğerleri gibi başkalarına yüksekten bakmak yerine, hizmetkâr-önderlik uygulamaları gerektiğini gösterir.

 

Soru: Matta 23:14 ve Markos 12:40’da, yazıcılar Dul kadınların malını mülkünü nasıl sömürüyordu?

YANIT: Belki de sahte öğretmenlerin günümüzde yaptığına benzer bir şekilde. İnsanlara bu hayatta karşılığını almak gibi bencil nedenlerle hizmetlerine para vermelerini söylediklerinde, Tanrı’nın bağışta bulunmalarını istemiyor olabileceği bir hizmete vermelerini söylüyor olabilirler.

 

Soru: İsa, Matta 5:22’de kardeşimize ahmak demememizi söylediği halde neden Kendisi Matta 23:17’de, insanlara budala demişti?

YANIT: Yanıtta göz önünde bulundurulması gereken iki nokta vardır, ancak bunlardan ikincisi daha önemlidir. Matta 5:22’de “ahmak” alarak tercüme edilen raca sözcüğü, aslında “boş kafalı” anlamına gelen aşağılayıcı bir argo terimdi. “Mankafa” sözü de bunun gibidir. İsa, Matta 23:17’de bu sözü kullanarak insanları aşağılayarak onlarla alay etmemişti. Bizim de insanlara böyle sözler söylemememiz lazımdır. İsa argo bir sözcük olan meroi’yi değil, akılsız anlamındaki tanımlayıcı sözcüğü kullanmıştır. Ayrıca, insanları değersiz görmek yerine, Tanrı’nın suretinde yaratılmış çok değerli kişiler olarak görmemiz lazımdır.

 

Soru: Matta 23:35 ve Luka 11:51’de, sözü edilen Zekeriya kimdi?

YANIT: Bu kişi, peygamber Zekeriya değildi. Bu kişi, 2 Tarihler 24:20-21’de Yoaş’ın öldürttüğü kâhin Zekeriya’ydı.

 2 Tarihler, İbrani Kutsal Kitap’ının düzenine göre, Eski Antlaşma’nın son kitabıydı. Bu yüzden İsa, Habil’den Zekeriya’ya kadar şehit edilen kişilerden söz ettiğinde, Eski Antlaşma’daki ilk şehitten sonuncusuna kadar olan şehitlerden söz ediyordu.

 

Soru: Matta 23:35’de sözü edilen ölen Zekeriya Berekya’nın oğlu muydu yoksa 2 Tarihler 24:21’de sözü edilen Yehoyada’nın Tapınak’la sunak arasında öldürülen oğlu muydu?

YANIT: İlk olarak Hristiyanlar’ın dört görüşünü, sonra da bu görüşlerin her birini destekleyen gerçeklere bakacağız.

1. Yehoyada’nın oğlu Zekeriya “Berekya oğlu” sözünün yazıcılar tarafından eklendiği anlaşıldığında bu görüş, her şeyle tutarlıdır.

2. Berekya oğlu Zekeriya Mesih’in bize peygamber Zekeriya’nın nasıl öldüğü konusunda yeni bilgiler verdiği anlaşıldığında bu görüş her şeyle tutarlıdır.

3. Yehoyada’nın iki ismi vardı: Berekya, Tanrı tarafından bereketlenmiş anlamına gelen bir takma isim olabilir. Bu görüş M.S. 373-420 yıllarında yaşamış olan. Jerome’a kadar dayanır.

4. Atasıydı: Belki Yehoyada oğlu Zekeriya, Zekeriya’nın büyükbabası/atasıydı ve ikisi aynı kişiydi.

Değişik Görüşleri Destekleyen Gerçekler:

Yehoyada’nın oğlu Zekeriya M.Ö. 520-480 tarihleri arasında hizmet verdi. Zekeriya, kronolojik olarak Eski Antlaşma’nın son yazarlarından biriydi ve Eski Antlaşma onun nasıl öldüğünü kaydetmez.

Kâhin Berekya’nın oğlu Zekeriya M.Ö. 800 civarında, sürgünden önce öldürülmüştü. Babası Yehoyada 2 Tarihler 24:15-16’ya göre 130 yıl yaşamış ve Yeruşalim’de krallarla birlikte gömülmüştü. Tarihlerden ötürü, bu iki Zekeriya’nın aynı kişi olması mümkün değildir.

Septuagint Yehoyada’nın oğlunun “kâhin Yoda’nın oğlu Azarya” ve kitabın yazarının da, “Peygamber Addo’nun oğlu Berekya’nın oğlu Zekeriya” olduğunu söyler. Bu yüzden Septuagint burada, isimlerin telaffuzundan ayrı olarak hiçbir fark göstermez.

Ağıtlar Kitabı’nın Aramicesi olan Ağıtlar Targumu 2:20 ve John Chrysostom, Berekya oğlu peygamber Zekeriya’nın tapınakla sunak arasında öldürüldüğünü söyler, ancak hatalıdırlar.

 (Ancak ben John Chrysostom’un bu konuda söylediklerini ayrıca onaylayamadım.)

Zekeriya’nın mezarı, Mesih’in zamanında Yeruşalim’de önemli bir kent simgesiydi. 

Zekeriya çok bulunan bir isimdi. Kutsal Kitap’ta isimleri Zekeriya olan 32 farklı kişiden söz edilmektedir.

Kutsal Kitap’ın dışındaki kaynaklardan Yosefus Yahudi Savaşları anlamına gelen The Jewish Wars 4:334-344’de, Baruk/Baris/Bariscaeus oğlu bir Zekeriya’nın iki yurtsever tarafından öldürüldüğünü yazar. Bu kişi tapınak bölgesinde öldürülmüştü ama büyük bir olasılıkla tapınakla sunak arasında öldürülmemişti. Bu yüzden, özellikle de Yahudi Savaşları Mesih’in zamanından sonra gerçekleştiği için bu yanlış bir bilgidir.

2 Tarihler Kitabı, Yahudi Eski Antlaşması’nın düzenindeki son kitaptı. Yehoyada’nın oğlu kronolojik olarak son şehit olmadığı halde, “Habil’den Yehoyada oğlu Zekeriya’ya kadar” demek Hristiyan ağzında “Yaratılış’tan Vahiy’e kadar” demek gibiydi.

Luka 33:50’de “Berekya oğlu” sözü yer almaz.

İreneyus (M.S. 182-188) Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against Heresies, kitap 5, bölüm 14.1, sayfa 541, “Berekya oğlu Zekeriya” diyerek Matta 23:35’i aktarır. Böylece, eğer bu yazıcıların bir eklemesi olsa bile İreneyus’un yazmasından önce de yine hâlâ oradaydı.

Tatian’ın Diatessaron’unda da (M.S. 170 civarı) Berekya oğlu Zekeriya vardır (bölüm 41). Anlaşılan, Sinaiticus and Vaticanus’dan önce içinde Matta 23:35 olan bir Grekçe elyazması vardı. Bu söz 77’ci sayfada yer alır ve ikinci yüzyılın ortasıyla sonu arasında yazılmıştır. Burada da Berekya oğlu sözü yer alır. Böylece, eğer “Berekya oğlu” bir ekleme olsaydı, çok eskiden, yaklaşık olarak M.S. 170 civarında eklenmiş olması gerekirdi.

Orijen (M.S. 225-254) de ve Orijen’den Afrikanus’a anlamına gelen Origen to Africanus, bölüm 9, sayfa 389’da bu ayetten ve Berekya oğlu Zekeriya’dan söz eder.

 

Soru: Matta 23:35’de, Ferisiler’in atalarının günahlarından ötürü cezalandırılacağını söylüyor. Ancak Hezekiel 18 and Yasa’nın Tekrarı 24:16 insanların atalarının günahlarından suçlu olmayacaklarını bildirir.

YANIT: İnsanlar, atalarının yaptıklarından ötürü suçlu sayılmıyor. Ancak eğer a) atalarının günahlarını kınamazlarsa ve b) kendileri de aynı günahları işlerlerse o zaman kendileri de babalarının işlediği günahların aynısını işlemekten suçlu olduklarından cezalandırılacaklardır.

 

Soru: Matta 23:37-40’da, Tanrı [güya] Gücü Her Şeye Yeten, Her Şeyi Bilen ve Sevgi Dolu ise, İsa Yeruşalim’i toplamak istediği halde bu neden gerçekleşmedi?

YANIT: Tanrı sevgi dolu değildir. Tanrı’nın sevmesi, Tanrı’nın sevgiden başka bir şey olmadığı ya da O’nun sevgi dolu olduğu anlamına gelmez. Tıpkı, Tanrı’nın gazabı, Tanrı’nın gazaptan başka bir şey olmadığı ya da gazap dolu olduğu anlamına gelmediği gibi. Aynı şeyler Tanrı’nın şefkatli ya da kıskanç olması hakkında da söylenebilir. Tanrı, evrendeki en sevgi dolu varlıktır ama Tanrı’nın sevgisi O’nun diğer niteliklerini saf dışı bırakmaz.

   Tanrı bizi bir iradeyle yaratmayı seçti ve insanlar bunun sonsuz sonuçlarıyla birlikte Mesih’i ret ettikleri zaman, Tanrı onları Mesih’i kabul etmeye ikna etmeye çalışmadı. Tanrı, İsa’nın gözyaşları içinde de olsa, onların kararlarını kabul etti.

 

Soru: Matta 24:3-44, İsa’nın Yehova Şahitleri’nin öğrettiği gibi 1914 yılında görünmeden geldiğini mi gösteriyor?

YANIT: Hayır. Buradaki Grekçe sözcük parousia “gelmek” ya da “mevcudiyet” anlamına gelebilir ve Yehova Şahitleri’nin yaptığı Kutsal Kitap’ın Yeni Dünya Çevirisi bunu “mevcudiyet” olarak gösterir. Eğer Mesih 1914’de döndü ve kimse O’nu görmediyse, bu hiçbir şeyi etkilememiştir ve “Her göz O'nu görecek” diyen hem Vahiy 1:7, hem de Elçilerin İşleri 1:11’e ters düşmektedir. Matta 24:5’e göre, İsa gerçekten dönmeden önce, Mesih’in gelmiş olduğu konusunda birçok sahte iddialar olacaktır. Yehova Şahitleri kendilerinin Mesih olduğunu söylemedikleri halde, Rev. Moon, Guru Maharaj Ji, Jim Jones, vb. gibi kendilerinin Mesih olduğunu söyleyen insanların iddiaları hep bundan sonra gerçekleşti.

 

Soru: Matta 24:19-20. Bu neden gebe olan, çocuk emziren kadınlar için özellikle dehşet verici olacaktır?

YANIT: Canavarın işaretini almayanlar zor zamanlar yaşayacaklardır. Zamanın sonunda, inanlı olmadıkları için canavarın işaretini alan insanlar olacaktır. İnsanlar bir karar vermek zorunda kalacaklardır.

 

Soru: Matta 24:20. Tanrı ne olacağını zaten bildiğinden neden gelecekteki bir olay için dua edelim ki?

YANIT: Yanıt için 1 Timoteos 2:1’le ilgili söylenenlere bakın.

 

Soru: Matta 24:20. Bu kaçışın Şabat Günü’ne rastlaması ne fark yaratır ki?

YANIT: Bunun ne zaman gerçekleşeceğine dikkat edin. Zekeriya 12:10-12 ve Romalılar 11’in söylediği gibi zamanın birçok Yahudi Mesih’e iman edecektir. Yahudiler, hâlâ Eski Antlaşma yasalarını yerine getirecek ve Şabat Günü konusundaki yasalara uyacaktır.

 

Soru: Matta 24:20. O zaman bizim de günümüzde Cuma akşamı güneş battığında başlayıp Cumartesi günü güneş battığında sona eren Şabat Günü konusundaki yasalara uymamız gerekiyor mu?

YANIT: Hristiyanlar’ın buna iki yanıtı vardır.

1. Buna evet diyen az sayıda gerçek Hristiyan vardır. Evet diyenlere örnek olarak Yedinci Gün Baptistleri’ni gösterebiliriz.

2. İkinci yanıt hayırdır, çünkü bu ayet Tanrı’yı aramakta olan Yahudiler’den söz eder. Bu sırada İsa geri dönüp gerçek inanlıları zaten göğe almış olabilir.

 

Soru: Matta 24:22. Tanrı gelecekteki günleri nasıl “kısaltabilir?”

YANIT: Bu ayet, günlerde 24 saatten daha az zaman olacağı anlamına gelmez. Bu şiddetli zulüm zamanının daha kısa zaman dönemleri ya da daha az gün sürmesinden söz eder.

 

Soru: Matta 24:23-27. Tanrı, Mesih’i arayan insanların sahte bir Mesih tarafından aldatılmalarına neden izin versin?

YANIT: Bazen insanlar bir yanıt aradıklarını iddia ederler ancak sadece kendilerinin daha önceden karar vermiş oldukları yanıtlardan birini kabul edeceklerdir.

   Eğer Tanrı gerçek Mesih’i sahte mesihlerden ayırma konusunda bize hiç yol göstermemiş olsaydı bu soruyu yanıtlamak zor olurdu. Tanrı, dini bir grubun ruhsal bir sahte olup olmadığını anlamamız için bize en az yedi yol göstermiştir.

1. Tanrı’nın Kutsal Kitap’ta söylediklerini kabul edip öğretiyorlar mı, yoksa bunlara karşılar mı? Eğer bir grup her bir küçük noktada doğru değilse, bu onların ruhsal birer sahte oldukları anlamına gelmez, Romalılar 14 ve 1 Korintliler 8:9-11 de bunu kanıtlar. Ama Pavlus’un 1 Korintliler 15:1-5’de adına esas ilkeler dediği konularda hatalıysalar ya da eğer Mesih’in bedende geldiğini inkâr ederlerse

 (1 Yuhanna 4:1-3) ya da farklı bir İsa vaaz ederlerse (2 Korintliler 11:1-15) ya da farklı bir Müjdeleri varsa (Galatyalılar 1:6-10) o zaman siz ve aileniz onlardan uzak durmalısınız.

2. Bununla bağlantılı olarak, Kutsal Kitap'ı açıkça ret etmek yerine, öğrettiği önemli şeyleri onaylamayı ret mi ediyorlar? 2 Timoteos 3:5-7 Tanrı yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacağını, böylelerinden uzak durmamızı söyler.

3. Hiçbir kişisel dinsel deneyimleri yok mu ya da varsa garip mi? Dua edip Tanrı'nın Sözü'nü okumaya zaman ayırıyorlar mı? Kutsal Kitap'ta bulunmayan tuhaf uygulamaları var mı?

4. Hayatlarını Kutsal Kitap'ın öğrettiklerine göre mi yaşıyorlar? Eğer birisi Hristiyan olduğunu iddia eder ama bazı önemli alanlarda hayatını Tanrı'ya aykırı bir biçimde yaşarsa, 1 Korintliler 5:9-13 ve 2 Selanikliler 3:10,14 onlarla birlikte olmamamız gerektiğini söyler.

5. Onlara katılmak, dindar bakımdan açıkça, "cinlerle paydaşlık etmek" ya da "imansızlarla aynı boyunduruğun altına girmek" mi olur? 1 Korintliler 10:20 ve 2 Korintliler 6:14-17 bizleri buna karşı uyarır ve bize onların arasından çıkmamızı söyler.

6. Eğer birisi Mesih'in geri dönmüş hali olduğunu iddia ederse, gerçekten gökten bulutlarla gelip Hristiyanlar'ı göğe almış ve Müjdeler ve Vahiy'deki peygamberlikleri yerine getirmiş midir?

7. İnanlılar aynı zamanda gerçek Tanrı'ya dua edebilir ve Tanrı bizim doğru olanı görmemize yardım eder. Bir Hristiyan dostum, kendisi iman ettikten hemen sonra bazı Mormon misyonerlerin konuşmak için yanına geldiklerini anlattı. O sırada Kutsal Kitap'ı iyi bilmediği için, Mormonlar'ın doğru mu, yoksa hatalı mı oldukları hakkında hiçbir fikri yokmuş. Bunun üzerine kendisine yardım etmesi için Tanrı'ya dua etmiş ve Kutsal Kitap'ını açıp okumuş. Açtığı ilk sayfada, Matta 7:15'i okumuş! Bu ayet şöyle der: “Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır.”

 

Soru: Matta 24:23-27. Eğer birisi sahte bir Mesih'i ya da başka bir ruhsal sahteliği izlemiş ve masum bir bilgisizlik içinde onun sahte olduğunu nasıl anlayacağını bilememişse Tanrı neden böyle bir şeye izin vermiştir?

YANIT: Bunun birbirini tamamlayan iki yanıtı vardır.

Tanrı aktiftir: Tanrı olayları, bir Hristiyan'ın o kişiye gerçeği göstermek üzere onunla iletişime geçmesini sağlayacak üzere düzenleyebilir. Bundan sonra o kişinin, içinde bulunduğu organizasyonu mu, yoksa gerçeği mi daha çok sevdiğine karar vermesi gerekir. Gerçeğin Tanrısı olmayan hiçbir tanrı kendisine hizmete layık değildir. Afrika ve Asya'da insanların misyonerlere, Tanrı'nın kendileriyle konuşup onlara misyonerlerin Tanrı'dan olduklarını söylediklerini duydum. Tanrı'nın ilgisiz olmasından ya da yeteri kadar aktif olmamasından endişelenmemiz gerekmez. Ancak Hristiyanlar'ı ilgili ve aktif olma konusunda teşvik etmeliyiz.

Tanrı adildir: Tanrı insanları, bildiklerini temel alarak yargılar (Romalılar 4:15; 5:13) ve yasanın olmadığı yerde günah, günah sayılmaz. Günümüzde Müjde'yi duymak için gerçekten hiçbir fırsatı olmayan birisi, Mesih'ten önce yaşamış Müjde'yi hiç duymamış başka uluslardan biriyle ya da ölen bir bebekle aynı durumdadır.

 

Soru: Matta 24:23-24, Yeni Çağcılar'ın bazılarının söylediği gibi her birimizin "kozmik bir Mesihi" olduğunu mu öğretir?

YANIT: Hayır, bu hiç de doğru değildir. Bu ayet, sahte olarak Mesih olduklarını iddia edecek birçok kişi olacağını öğretir. İsa, Mesih'tir ve Mesih'e daha benzer olarak yaşamaya uğraşmamız gerektiği halde, bu ayette ya da Kutsal Kitap'ın herhangi başka bir yerinde, Mesih'e ait olan yücelik ve onuru kendimize almaya çalışmamız ve onu kendimize mal etmemiz gerektiği hakkında bir şey söyleyen bir ayet yoktur. Hristiyanlar yücelikte sonsuza dek Tanrı'yla birlikte yaşayacaklardır ancak bizler Tanrı haline gelmeyeceğiz, küçük tanrılar haline bile gelmeyeceğiz.

 

Soru: Matta 24:24. Seçilmişler(cennete gitmek üzere belirlenenler) nasıl saptırılabilir?

YANIT: Çok kolay. Seçilmişler, hem kurtulmuş olanlar, hem de henüz kurtulmamış ama kurtulacak olanlar anlamına gelir. Bazı Hristiyanlar, eskiden Mormon'du, Yehova Şahidi'ydi ve başka ruhsal sahteliklerin eski üyeleriydi.

 

Soru: Matta 24:27'de doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşeğin, Bahailer'in Mesihi Bahaullah'la ve aynı yıl telgrafın icat edilmesiyle bir alakası var mıdır (1863)?

YANIT: Hayır. Bahailer, telgrafın Matta'daki bu peygamberliği yerine getirdiğini söyledikleri halde, bu en az beş nedenden ötürü yanlıştır.

1. Bir telgraf, bu peygamberliğin yerine gelişine, bir gök gürültüsü, elektrik, nükleer bir patlama ya da görünen bir şey kadar bile yaklaşamaz. Matta 27:24'ün, “Çünkü ... doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır" dediğine dikkat edin. 

2. Gerçek Mesih, görünür bir şekilde bulutlarla dönecektir (Elçilerin İşleri 1:11; Vahiy 1:7) ve Bahaullah bulutların üzerinde durmamış ya da bulutlarla gelmemiştir.

3. Ayrıca, Bahaullah Mesih'in geri dönmüş hali değildir çünkü Bahaullah'ın öğretisi, Mesih'in öğretisinin yalan olduğunu söyler. Gerçek Mesih, Baba'ya gitmek için Kendisinden başka bir yol olmadığını söylemiştir.

4. Ayrıca, Mesih'in geri dönmesiyle ilgili peygamberlikler, Hristiyanlar'ın göğe alınması, dünya nüfusunun dörtte birinin kılıç, kıtlık ve hastalıklarla ölmesi ve Vahiy Kitabı'nda yer alan diğer olaylar henüz gerçekleşmemiştir.

5. Matta 24, gerçek Mesih geri dönmeden önce, ilk önce birçok sahte Mesih'in geleceğini de söyler.

 

Soru: Matta 24:28 ve Luka 17:37'de, "Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüşecek" sözü ne anlama gelir?

YANIT: Bu ayet, akbabalar leşleri nerede olurlarsa olsunlar bulabilecekleri gibi, Tanrı'nın gazabı da Tanrı'yı ret eden ve ruhsal bakımdan ölü olan insanları öyle bulacağını açık bir şekilde bildirir. İsa'nın burada kuşlar benzetmesini kullanması ilginçtir; kuşlardan Vahiy 19:17-21'de de söz edilir.

 

SORU: Matta 24:29'da söylendiği üzere güneş nasıl kararır, ay nasıl ışık vermez olur, yıldızlar gökten nasıl düşer?

YANIT: Tanrı, güneşin verdiği ışığı değiştirme ve yıldızların hareket etmesine ya da yok edilmesine neden olma gücüne sahip olduğu halde, bu ayet güneşin kararıp yıldızların yeryüzünden bakanlara görünmeyişinden söz ediyor olabilir. Buna, kirlilik, volkanlar, yanan petrol kuyuları ve nükleer patlamalar gibi birçok şey neden olabilir.

 

Soru: Matta 24:30'da bulutlar, Bahailer'in Bahaullah ve Yeni Dönem anlamına gelen Baha’u’llah and the New Era, 280-281 sayfalarda öğrettikleri gibi insanların yolları ve arzularına aykırı olan şeyler midir?

YANIT: Hayır. İsa, bulutlarla geri döndüğünde, herkes O'nu görmekle kalmayacak, yeryüzünün bütün halkları O`nun için dövünecektir (Vahiy 1:7). Ama, Elçilerin İşleri 1:9-11'e göre İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.”

 

Soru: Matta 24:31. İsa'nın geri gelip bütün inanlıları sonsuza dek Kendisiyle birlikte olması üzere göğe alması konusunda sizin kendi görüşünüz nedir? (Bu soruyu bana bir Hristiyan sordu.)

YANIT: Ben bunu bütün kalbimle istiyorum. Size Hristiyanlar'ın bu olayın zamanlaması hakkındaki yaygın görüşlerini bildireyim, ondan sonra size kendi görüşlerimi bildireceğim.

Gazap-öncesi: İsa'nın geri gelip bütün inanlıları sonsuza dek Kendisiyle birlikte olması üzere göğe alması, Büyük Sıkıntı zamanında ama Tanrı'nın gazabının dökülmesinden hemen önce gerçekleşecektir. Bu görüşün ana desteği bir sonuç çıkartmadır: İtaatkâr inanlıların sık sık insanların gazabına uğrarlar ama Tanrı'nın gazabına hiçbir zaman katlanmayacaklardır. Marvin Rosenthal, bu görüşü savunan bir kitap yazmıştır. Kendisi eskiden Mesih'in Büyük Sıkıntı döneminden önce döneceğine inanan biriydi.

Mesih'in Büyük Sıkıntı döneminden önce döneceği görüşü: İsa'nın geri gelip bütün inanlıları sonsuza dek Kendisiyle birlikte olması üzere göğe alması, Büyük Sıkıntı döneminin hemen öncesinde gerçekleşir. Bir önceki görüş için desteğe ek olarak, Vahiy Kitabı'nda yedi kiliseye yazılan mektuptan sonra kiliseden söz edilmez. Mesih'in Büyük Sıkıntı döneminden önce döneceğine inanan insanlar, İsa'nın geri gelip bütün inanlıları sonsuza dek Kendisiyle birlikte olması üzere göğe almasının Tanrı'nın Yuhanna'ya, "Buraya çık" dediği Vahiy 4:1'de gerçekleştiğine inanır.

   Matta 24, Mesih'in geri döneceği zamanı kimse bilemeyeceğini söylemiştir. Eğer insanlar Büyük Sıkıntı döneminin ne zaman başladığını bilselerdi, o zaman inanlılar İsa'nın geri gelip bütün inanlıları sonsuza dek Kendisiyle birlikte olması üzere göğe almasının ne zaman gerçekleşeceğini çözebilirlerdi (Eğer Mesih'in Büyük Sıkıntı döneminden sonra geleceği doğru olsaydı).

 

   İsa'nın Büyük Sıkıntı döneminden önce geleceğine inananların çok sevdiği bir söz, "Peygambersel takvimde bundan sonraki olay, kilisenin göğe alınmasıdır" sözüdür. Görüşlerini destekleyen ana ayet, Rab'bin "gece gelen bir hırsız gibi geleceğini" söyleyen

1 Selanikliler 5:2'dir. Ancak bu, "asilik gerçekleşmeden ve yasa tanımaz adam ortaya çıkmadan o günün gelmeyeceğini söyleyen 2 Selanikliler 2:1-3'e aykırıdır. Bu yüzden, peygambersel takvimde bundan sonraki iki olay, inanlıların göğe alınması DEĞİL, asilik ve yasa tanımaz adamın ortaya çıkmasıdır. (Tabii ki, İsa'nın Büyük Sıkıntı döneminden önce geleceğine inananlar, inanlıların göğe alınmasının bu olaylardan hemen sonra gerçekleşeceğini ve Büyük Sıkıntı'nın o zamana kadar başlamayacağını söyleyerek buna karşı çıkabilir.)

İsa'nın Büyük Sıkıntı Dönemi'nin ortasında geleceğine inanış, benzer desteklerle, inanlıların göğe alınmasının gazap öncesinden belki de biraz daha önce gerçekleşeceğini savunur.

İsa'nın Büyük Sıkıntı Dönemi'nden sonra geleceğine inanış, inanlıların göğe alınmasının Büyük Sıkıntı döneminin sonunda gerçekleşeceğini savunur. Bu görüşün ana desteği, son borazan çalınınca hepimizin bir anda, göz açıp kapayana dek değiştirileceğimizi söyleyen 1 Korintliler 15:52'dir. Ancak, başka görüşler, bunun çalınan son borazan değil, inanlıların işiteceği son borazan olduğunu söyler.

Büyük Sıkıntı döneminin olmayacağı inancı: Birçok kişi hiç Büyük Sıkıntı dönemi olmayacağına inanır. Matta 24:31'i ve Vahiy Kitabı'nın büyük bir kısmını çok simgesel olarak yorumlamaları gerekir. Ama bu ve Kutsal Kitap ayetlerini ya anlamsız bir hale getiren, ya da Kutsal Kitap ayetlerini okuyan sıradan bir insanın okuduklarından ötürü yanlış düşüncelere kapılabileceğini söyleyen Kutsal Kitap yorumları hakkında çok dikkatli olun.

Tanrı'nın istediği gibi olacağı görüşü/ pan-trib: Tanrı, inanlıların göğe alınmasına istediği zaman neden olabilir ve Kutsal Kitap'ta bunun tam olarak ne zaman olacağını açık bir şekilde söylemez. Bir kişi, her şeyin sonunda Tanrı'nın istediği gibi olacağına inanıyorsa bu görüşte olduğunu söyleyebilir.

   Ben inanlıların gazaptan önce göğe alınacakları görüşünü daha çok benimsiyorum ama yine de her şeyin Tanrı'nın istediği şekilde olacağına inanıyorum.

 

Soru: Matta 24:31, 1 Selanikliler 4:16 ve 1 Korintliler 15:52'de son borazan hangi borazandır? 

YANIT: 1 Selanikliler 4:16 bunun yüksek sesle çalınan bir borazan olduğunu söyler ama 1 Korintliler 15:52 bunu, "Tanrı'nın son borazanıyla" eşit tutar. Vahiy 8:6-9,21; 10:8,15,'de yedi borazan çalınır ama 1001 Kutsal Kitap Sorusu Yanıtlanıyor anlamına gelen 1001 Bible Questions Answered, 270-271 sayfalarından söylenildiği gibi, "son borazan"ın yedi borazandan biri olması gerekmez, başka bir borazan olabilir.

 

SORU: Matta 24:32'de incir ağacı neyi temsil eder?

YANIT: Belki bu, meyve vermeyen incir ağacı kuruyacak olan İsrail'i simgeleyerekten yargı hakkında bir benzetmedir.

   Bir benzetmenin her ayrıntısına bakıp hepsine ayrı ayrı anlamlar veremezsiniz. İncir ağacı benzetmesinin anlamı, gelecek için ayık ve uyanık olmaktır ve İsa, incir ağacının çiçek açıp meyve verme yatkınlığını geleceğe bakma konusunda olumlu bir belirti olarak kullanır.

 

Soru: Matta 24:34, "İsa gelene dek ‘bu kuşak’ ortadan kalkmayacak" diyor. Böyle bir şey nasıl olabilir? (Liberal hümanist Albert Schweitzer bu itirazda bulunmuştur)

YANIT: Hristiyanlar buna üç farklı yanıt verirler.

a) Kuşak anlamına gelen Grekçe genea sözcüğü tek başına ırk demek olabilir. Thayer'in Yeni Antlaşma'nın Grekçe Sözlüğü anlamına gelen Thayer’s Greek Lexicon of the New Testament'e göre, (s. 112), genea şu anlama gelir:

 a1) aynı soydan ya da aileden olan erkekler:

Yosefus Yahudiler'in Eski Eserleri anlamına gelen Antiquities of the Jews 51.1 (M.S. 93-94 civarında yazılmıştır), Septuagint Yaratılış 31:3, vb.

a2) birbiri ardından gelen nesiller: Philo

a3) bir çağ: Herodotus 2,132, Heraklitus Plutarch'da, Elçilerin İşleri 14:16.

a) Bu sözcükle, sadece ırk anlamına gelen buna benzer bir sözcük olan Grekçe gonea sözcüğü arasında sadece bir tek harf farkı vardır. Bu yüzden bu bir imla hatası olabilir. Ancak, şu anda elimizde var olan bütün Yeni Antlaşma elyazmaları genea der.

c) Bütün bu şeyler anlamına gelen Grekçe sözcük ponta touta, bu kuşağın önceki belirtileri gören kuşak olduğu demek olabilir.

 

Soru: Matta 24:34, Yehova Şahitleri'nin Tanık Nöbetçi Kulesi anlamına gelen Witness Watchtower, cilt 15, Şubat 1986, sayfa 5'in öğrettiği gibi bütün bunların 1914 yılındaki bir kuşak içinde olacağı anlamına mı gelir?

YANIT: Hayır. Yehova Şahitleri, İsa Mesih'in 1914 yılında görünmez bir şekilde döndüğünü ve Matta 24'deki her şeyin aynı kuşak içinde olup biteceğini öğretmişlerdir. Ancak eğer İsa'nın 1914'de döndüğüyle ilgili temel varsayım hatalıysa, o zaman iddiaları da hatalıdır. Bu, Kutsal Yazılar'ın bildirdiği anlamı bulup anlamak yerine, Kutsal Yazılar'a kendi istediğiniz anlamı katmanın bir örneğidir.

 

SORU: Matta 24:36 ve Markos 13:32'de, Tanrı her şeyi bildiği ve İsa da Tanrı olduğu için, İsa neden döneceği günü bilmiyordu?

YANIT: Filipililer 2:6-8 and Yuhanna 17:5'in de gösterdiği gibi, İsa yeryüzündeyken Tanrı niteliklerinin birçoğunu bir kenara bırakmıştı. Bu yüzden, Matta'da bu cümle yer almasa bile, İsa'nın yeryüzündeki her şeyi bilmemesi mantıklıdır. Yine de, İsa, Üçlü Birlik'in bir parçası olarak cennette her şeyi bilir.

   Hristiyan piskopos Poitiersli Hilari (M.S. 353-368) şöyle yazmıştır: “Tanrı'nın işleri bizim insansal doğamızın anlayabileceğinin çok ötesindedir ve mantıklı düşünce sürecimize uymaz. Çünkü sınırsız sonsuzluğun etkinliği, olayları ölçme konusunda sınırsız anlayış gerektirir. Bu yüzden, Tanrı insan olduğunda, Ölümsüz Olan öldüğünde, Sonsuz Olan gömüldüğünde bu, mantığın son bulduğu yer değil, güç yetersizliğidir. Diğer yandan, insanın Tanrı olarak görünmesi, ölmüş olan Kişi'nin ölümsüz olarak görünmesi ve gömülmüş olan Kişi'nin sonsuz olması bizim düşünme biçimimize değil, her şeye gücü yeten Tanrı'ya bağlıdır. Böylece bizler, Mesih'in ölümü aracılığıyla Mesih'te Tanrı tarafından yeniden canlandırılırız, Üçlü Birlik anlamına gelen Trinity 1:14

 

Soru: Matta 24:36'da, Kutsal Ruh o sırada İsa'nın ne zaman geri döneceğini biliyor muydu? (Bu soruyu bir Hristiyan sormuştur.)

YANIT: İlk önce soruyu anlayalım. Bu cümlenin değişik bir biçimini içeren bir elyazması vardır

Ama bizler "ne de Oğul bilir" sözünün doğru olduğu standart okuyuşa devam edeceğiz. Ululuğunu bir yana bırakan (Filipililer 2:7) ve yüceliğini terk eden (Yuhanna 17:5) İsa, yeryüzündeyken bilmiyordu. Bu ayet, İsa'nın ve Kutsal Ruh'un şimdi bilip bilmediğini ele alamaz. Ama burada, "İsa bu sözü söylediğinde Kutsal Ruh bunu biliyor muydu?" şeklinde kesin bir soru sorulmaktadır.

   Şimdi üç olasılığa da bakalım.

Evet, Kutsal Ruh biliyordu:

E1: Bu yüzden: “ne de Oğul... kimse bilmez” sözü, bütün yaratıklar ve İsa'dan söz ettiği halde, İsa'nın henüz hakkında öğretide bulunmadığı ve Tanrı'dan ayrı olarak algılamadıkları Kutsal Ruh'tan söz etmez.

E2: 1 Korintliler 2:10'un söylediği gibi, Ruh her şeyi, Tanrı`nın derin düşüncelerini bile araştırır.

E3: Tanrı'nın her şeyi bilmesi, cennette Üçlü Birlik'in her üyesinin her şeyi bildiği anlamına gelir.

Hayır, Kutsal Ruh bilmiyordu:

H1: “Baba`dan başka kimse bilmez" sözü, Kutsal Ruh'u da içerir.

H2: Bu yüzden, Tanrı'nın her şeyi bilmesi sadece, Üçlü Birlik'in en az bir üyesinin her şeyi bildiği anlamına gelir. Bu görüşün Baba'nın bir şeyi bilmesi ve diğerlerinin bunu daha sonrasına kadar bilmemelerinin mümkün olduğunu kabul etmesi gerektir.

H3: Kutsal Ruh her şeyi araştırır, ama derhal bilmek yerine araştırır. Kutsal Ruh bu sırada bu gerçek konusunda tam bir araştırma yapmamıştı.

Söylemez:

S1: İsa, burada yaratılmış kişiler, Baba ve Kendisinden söz ediyordu. Burada Kutsal Ruh ele alınmamıştır.

S2: Bu sadece yanlış bir elyazması olabilir.

S3: Bu yüzden yanıt Evet ya da Hayır olabilir.

Sonuç: Yeryüzünde yaşayan kimse İsa'nın ne zaman geri döneceğini bilmiyordu. Sadece bir ayette Kutsal Ruh'tan söz edilmemesinden ötürü, bu konuda bir öğreti oluşturup bu ayeti temel almamalıyız. Bu, cennete gittiğimizde öğreneceğimiz o şeylerden biridir.

 

Soru: İsa, Matta 24:42'de neden "Benim döneceğim günü bilemezsiniz" yerine "Rabbiniz`in geleceği günü bilemezsiniz" demişti?

YANIT: Müjde yazarları, İsa'nın söylediklerini kendi sözcükleriyle yeniden dile getirdikleri için İsa'nın kullandığı sözlerin tam olarak neler olduğunu bilmiyoruz. Markos 13:34-36 bu sözleri, kısa bir benzetme çerçevesinde verir, bu yüzden burada üçüncü tekil şahıs kullanılması normaldir. İsa, Luka 21:36'da, yine üçüncü tekil şahıs olarak sık sık Kendisinden söz etmek için kullandığı "İnsanoğlu" terimini kullanmıştır. 

 

Soru: Matta 24:42'de, İsa'nın ne zaman geri döneceğini bilmediğimizden, neden O'nun gelişiyle ilgili belirtileri aramalıyız?

YANIT: İki nedenden ötürü.

1. Ne yazık ki, birçok yanlış bir şekilde, İsa'nın ne zaman döneceğini kesin olarak bilebileceklerini düşünür.

2. Kutsal Kitap, Mesih'in geri döneceği "mevsimi" bilebilecek belirtiler görebileceğimizi bildirir. Olay ve durumların bunlara uymayışını görmek, sahte mesihleri anlamanın yollarından biridir.

. Ayrıca bkz. Vahiy 22:6,7,10,12,20 üzerindeki yanıt.

 

Soru: Matta 24:45-47'deki güvenilir ve akıllı köle, Yehova Şahitleri'nin iddia ettiği gibi onların Nöbetçi Kulesi organizasyonundan mı söz etmektedir?

YANIT: Hayır. Güvenilir ve akıllı köle, Mesih'i itaatkâr bir şekilde izleyip O'nun geri dönüşünü bekleyen bütün gerçek Hristiyanlar'dır. Kesinlikle birçok sahte peygamberlikte bulunmuş olan bir organizasyondan söz etmez.

 

Soru: Matta 24:51. Sevgi dolu bir Tanrı insanları gerçekten de "parçalara ayırır" ya da "şiddetle cezalandırır" mı?

YANIT: Tanrı bu mecazdan da daha serttir, insanları cehenneme atar. Daha çok bilgi için, Tanrı'nın Adil Gazabı anlamına gelen “The Just Wrath of God” sayfasına bakın: www.BibleQuery.org/Doctrine/WrathOfGod/TheJustWrathOfGod.html.

 

Soru: Matta 25:1, Hristiyanlar'ın paylaşması gerektiği için, beş akıllı kızın, beş akılsız kızla paylaşması gerekmiyor muydu?

YANIT: Hristiyanlar'ın paylaşması gerekir ama aşağıdaki durumlarda paylaşmaları gerekmez:

1. Doğruluk ve kutsallık gibi paylaşma gücüne sahip olmadığımız şeyleri.

2. Çalışmayı ret edenlerle maddi şeyler (2 Selanikliler 3:10).

3. Tanrı'ya iman etmeyen sahte bir öğretmeni evimize misafir olarak kabul etmek.

4. Gerçeği domuzlar gibi ayaklar altına alacak insanlarla paylaşmak (Matta 7:6). Bir benzetmenin her ayrıntısının kesin bir anlamı olmasını sağlayamazsınız ama burada akılsız kızlar, mecazi bakımdan akıllı kızların veremeyeceği bir şeyi istemişti.

 

Soru: Matta 25:1-13'deki akılsız kızlar, itaatkâr olmadıkları için göğe alınmayı kaçıran Hristiyanlar mıydı?

YANIT: Hayır. Bütün inanlılar göğe alınacaktır. Ancak bu beş akılsız, Hristiyan olduğunu düşündüğü halde Hristiyan olmayan kişileri temsil ediyor olabilir.

 

Soru: Matta 25:24-26'da, Tanrı, nasıl ekmediği yerden biçen, harman savurmadığı yerden devşiren sert bir adamdır?

YANIT: Tanrı bu benzetmede zengin bir adama benzetilmektedir. Bazı insanlar aşağıdaki nedenlerden ötürü Tanrı'nın sert biri olduğunu düşünebilir:

1. Tanrı insanlara değişik miktarlarda "talantlar" verir.

2. Tanrı, Kendisinin bize vermiş olduğu şeylerle çalışmamızı bekler ve O'nun Egemenliği bizim sıkı çalışmamızdan yararlanacaktır. (Tabii ki, bizim yapabileceğimiz herhangi bir iyi iş, Tanrı'nın bizim bunu yapabilmemizi sağladığından ötürü yapabildiğimiz işlerdir. Ancak, Tanrı'nın bizim işimizden neden yararlandığını soran biri bunu görmezden gelecektir.)

3. İnanlılardan ya da başkalarından, kullanmadıkları, kötüye kullandıkları ya da bencilce kullandıkları şeyleri almak Tanrı'ya vicdan azabı vermez. Eğer birisi, bu şeyleri yapan Biri'ni benzetmede "sert bir adam" olarak tanımlamak istiyorsa, o zaman Tanrı sert bir adamdır.

 

Soru: İsrailliler'e birbirlerinden faiz almamaları buyrulduğu halde, Matta 25:26-27 ve Luka 19:23'de yer alan on köle ve on mina benzetmesinde, neden bir tek talantı olan adama neden onu bankaya koyup faiz alması söylenmişti?

YANIT: Bu yanıtta üç madde vardır.

a) Bu sadece bir benzetmeydi ve İsa bize ne tembel köle ne de efendi gibi olmamızı buyurmuyordu.

b) Benzetmede hiçbir zaman efendinin ya da kölenin Yahudi olduğu söylenmemiştir. İsa'nın zamanında Filistin'de Yahudi olmayan uluslardan birçok insan yaşıyordu.

c) İsrailliler'in kendi halklarından faiz almamaları gerekiyordu ama başka insanlara faizle borç para verebilirlerdi.

 

Soru: Tanrı Matta 25:28-29'da, bir talantı olandan alıp onu en çok talantı olana vermekle adil mi davranıyordu?

YANIT: Tanrı burada tabii ki, adildir. Tanrı en başında hepsine ödünç olarak talantlar vermişti. Günümüzde bile, bir yatırım müdürü verimsiz yatırımlardaki parayı alıp daha verimli yatırımlara koyabilir. Bazen Tanrı'nın bize "talantları ödünç verdiğini" unuturuz. Onlar kalıcı olarak bize ait değildir ve onları kendi istediğimiz şekilde kullanma hakkına sahip değiliz.

 

Soru: Matta 25:31-46'da, koyunlarla keçiler arasındaki tek fark, yaptıkları ve yapmadıkları imiş gibi gözükmektedir. Bu doğru mu?

YANIT: Hayır. Koyunların koyun, keçilerin de keçi olduklarını göz ardı etmeyin. İsa, koyunların, "koyunların yapacağı türden" şeyleri yaptığına ve keçilerin bunları yapmadığına işaret ederek koyunların koyun olduklarını gösterdi. Yargı Günü'nde onlar koyunlar ve keçilere dönüştürülmemiş, koyunlar ve keçiler oldukları anlaşılmıştı.

 

Soru: Matta 25:31-46'da, [görünüşte] en önemli şey başkalarına yardım etmek olduğundan neden herkes cennete gitmek için başkalarına yardım etmiyor?

YANIT: Bunlar, başkalarına yardım etmek aracılığıyla İsa için yapılan merhamet işleriydi. Eğer bir şey İsa için yapılmamışsa, o zaman İsa için değildir. Örneğin, "Günahkârlar bile kendilerini sevenleri severler " (Luka 6:32-34). 1 Korintliler 13:3, varımızı yoğumuzu sadaka olarak dağıtsak ama sevgimiz olmasa, bunun bize hiçbir yararı olmayacağını söyler.

 

Soru: Matta 25:46, Yehova Şahitleri'nin öğrettiği gibi, kötüler için bilinçli bir ceza olmayacağını mı gösteriyor?

YANIT: Hayır. Hiç de öyle değil. Yehova Şahitleri, "sonsuz ceza" sözünün, "kesilip atılmak" olarak tercüme edilmesinin daha iyi olacağına inanır. Bu sorunun yanıtında göz önünde bulundurulması gereken iki nokta vardır.            Buradaki Grekçe sözcük cezadır. Ölümlü bedenlerimiz sadece bir kabuktur ve öldükten sonra bedenimize olan bir şey bir ceza değildir. Yehova Şahitleri, kötü insanların yok edileceğine ve var olmayan bir şey için artık ceza olmayacağına inanır.

   Yehova Şahitleri'nin yorumu, İsa'nın Luka 16:22-28'de yer alan hem Tanrı yolunda olan, hem de olmayan insanların bilinçli olarak var olacakları öğretisine tamamen aykırıdır. Matta 8:12; 22:13; 24:51 ve 25:30'da insanlar ağlayacak ve dişlerini gıcırdatacaktır, bu yüzden neden artık var olmayacakları bir zaman için kaygılansınlar ki? 

   Canavar ve Sahte Peygamber, Vahiy 19:20'de bin yıllık dönemin başında "diri diri" Ateş Gölü'ne atıldıklarından ve var olduklarından, hatta bin yıl bittikten sonra oradan çıkartılıp serbest bırakıldıklarından o zaman demek ki, en azından bazı varlıklar Ateş Gölü'ndeyken hâlâ var olmaya devam ediyorlar. Buna katılıyor musunuz? Ve eğer bazı varlıkların Ateş Gölü'nde var oldukları kanıtlanmışsa ve Ateş Gölü'nde artık var olmayacağımızı söyleyen bir ayet yoksa, o zaman Ateş Gölü'ndeki insanların artık var olmaması gerekmez.

   Bu aynı zamanda Markos 9:43-48 ve başka ayetlerde kötülerin bedenlerinin ölmediği (Luka 12:4-5) orada ruh olmayan, sonsuz söndürülemez ateşe neden gerek olduğu sorusuna da eklemede bulunur.

 

Soru: Matta 26:7; Markos 14:3 ve Luka 7:37'deki kaymaktaşı hakkında ne biliyoruz?

YANIT: Antik zamanlarda iki değişik minerale kaymaktaşı adı veriliyordu.

Kaymaktaşının kendisi yumuşaktır (sertlik = 2) ve tırnakla çizilebilir. Oymaya elverişlidir ve bir tür alçıtaşıdır. Açık renklidir ama değişik renklerle alacalı olabilir. Genelde mağaralarda oluşur.

Mermere de kaymaktaşı adı verilir. Oyması biraz daha zordur (sertlik = 3) kalsit ya da aragonittir. Yeniden kristalize olmuş kireçtaşıdır.

 

Soru: Matta 26:7-11'de, kadın İsa'nın başına pahalı parfümü döktüğünde, İsa Kendi hoşuna giden şeyi mi düşünüyordu? (Bu soruyu Müslüman Ahmad Deedat sormuştur.)

YANIT: Deedat’ın sorusunu yanıtlamadan önce soruyu daha da zorlaştıralım. İsa burada onun yaptıklarını övmekle kalmamış, melekler ve cennetteki insanların tapınmasını da kabul etmiştir (İbraniler 1:6; Vahiy 5:12). İsa ayrıca Tanrı olarak insanların tapınmasını da kabul etmiştir (Matta 21:15-16; 28:9; Yuhanna 9:38).

   Bu konuda Deedat'la kısmen aynı görüşte olduğumuzu öğrenmek sizi şaşırtabilir. İsa'nın önemi konusunda Deedat'ın düşünceleri ve İsa'nın Kendi önemi konusundaki düşüncelerinin çok farklı olduğunu görebiliyoruz. Bütün Yahudiler, sadece Tanrı'ya tapınılması gerektiğini biliyorken, bir tapınma etkinliği olan başına pahalı parfümün dökülmesini ve tapınılmayı kabul etmek İSA TANRI OLMADIKÇA fazla ileri gitmekti.

 

Soru: Matta 26:11'de söylendiği gibi İsa her zaman onlarla birlikte olmayacak mıydı? Yoksa Matta 28:20'nin söylediği gibi, her zaman, dünyanın sonuna kadar onlarla birlikte mi olacaktı?

YANIT: Her ikisi de. İsa'nın fiziksel varlığı onlarla birlikte olmayacaktı, bu yüzden O fiziksel olarak hâlâ onlarla birlikteyken kadının İsa'yı meshetmesi uygun bir davranıştı. Ama İsa, göğe alındıktan sonra bile ruhsal bakımdan onlarla birlikte olmaya devam edecekti.

 

Soru: Matta 26:27; Markos 14:23; Luka 22:17,22 ve 1 Korintliler 11:25'e göre hepimiz aynı komünyon bardağını mı paylaşmalıyız?

YANIT: Hepsi bir masada oturmuyor, uzanıp yiyordu. On iki kişi artı İsa'dan oluşan bir gruptular, ihanetçi de aralarındaydı. Günümüzde bu şekilde yemek yememiz gerekmediği gibi, aynı kâseyi paylaşmamız da gerekmez.

   Gerçek bir Hristiyan olduğuna inandığım bir vaiz, komünyon sırasında hepimizin aynı kâseyi paylaşmamız gerektiğini düşünür. Ancak, izlenmesi gereken törenle, yemek yerken uzanmak gibi o sırada yerine getirilen önemli olmayan yönler arasında bir ayrım yapmamız lazımdır.

 

Soru: Matta 26:28 ve Markos 14:24'de antlaşma sözcüğünün önünde "yeni" sözcüğü olmalı mıdır? 

YANIT: Büyük bir olasılıkla olması gerekmez.

Matta 26:28'de

Alexandrinus (M.S. 450), Ephraemi Rescriptus (5'ci yüzyıl), Bezae Cantabrigiensis, Freer Müjdeleri, Sahidik Koptik (3/4th yüzyıl), Bohairic Koptik (3/4 yüzyıl), the Bizans Dua Kitabı, f1 ailesi, f13 ailesi, Ermeni, Habeş ve bazılarında "yeni" sözcüğü yer alır.

 p37 (3'cü yüzyılın ortası), Sinaiticus (M.S. 340-350), Vaticanus (M.S. 325-350), vb.larında "yeni" sözcüğü yoktur.

Markos 14:24'de

Alexandrinus, Sahidik Koptik, Diatessaron, Bizans Dua Kitabı, f1 ailesi, f13 ailesi, Ermeni, Habeş ve bazılarında “yeni” sözcüğü yer alır.

Sinaiticus, Vaticanus, Ephraemi Rescriptus, Bezae Cantabrigiensis, Freer Müjdeleri, Bohairik Koptik ve bazılarında “yeni” sözcüğü yer almaz. Genel olarak, bu iki el yazması, iki değişik eğilim arasındaki bağlantıyı gösterme bakımından ilginçtir.

1. Sinaiticus, Vaticanus, Koptik ve bazıları dahil, İskenderiye el yazmaları, genel olarak Bizanslı çeşitlerinden daha kısadır.

2. Tanrıbilimsel eğilimleri belirten fazla bir bağlantı yoktur. Örneğin, başkaları bu değişikliklerle bağlantılı olduğu halde, Bezae Cantabrigiensis, Freer Müjdeleri, Ephraemi Rescriptus ve Bohairik Koptik bu değişikliklerle bağlantılı değildir.

 

Soru: Matta 26:39,42'de, İsa Tanrı olduğu ve Tanrı'nın düşüncelerine sahip olduğu halde nasıl, “Mümkünse bu kâse benden uzaklaştırılsın" diye dua etmişti?

YANIT: Filipililer 2:6-7, İsa yeryüzüne geldiğinde, ilahi güçleri ve özelliklerinin birçoğunu gönüllü olarak bir kenara bıraktığını gösterir. Örneğin, İsa yorulmuştur

 (Yuhanna 4:6) ve itaat öğrenmiştir (İbraniler 5:8), büyük bir olasılıkla cennette itaati bilmesi için bir neden yoktu. Ayrıca, İsa yeryüzündeyken her şeyi bilmiyordu, tıpkı, Matta 24:36 ve Markos 13:32'de gördüğümüz üzere geri döneceği gün ya da saati bilmediği gibi. Burada İsa başka bir yol bildiğini söylemiyor. Öndeki yolun çok acı verici olduğunu görüyor ve Baba Tanrı'ya Kendisinin başka bir yol görüp görmediğini soruyor.

   Bu soru, İskenderiye piskoposu Dionisyus, İznik Öncesi Atalar anlamına gelen The Ante-Nicene Fathers'daki Yorumlamayla ilgili parça 3, cilt 6, sayfa 108'de var olan yanıtla hemen hemen aynı yanıtı verdiğinde yanıtlanmıştı.

 

Soru: Matta 26:52 İsa'nın her türlü savaşa ve idam cezasına karşı olduğunu mu bildiriyor? 

YANIT: İlk olarak yanıtın ne olmadığına bakalım, sonra da yanıtı bildirelim.

Yanıt ne değildir: İsa Matta 24:5-7,31; Markos 13:7-8 ve Vahiy 19:15,17-21'de geri döndüğünde Kendisine karşı olan herkesi öldüreceğini öğretmiştir. Ancak sorulan sorunun yanıtı bu değildir çünkü Tanrı'nın yaptığı şeyle bize itaat etmemiz buyrulan şeyin aynı olması gerekmez.

Yanıt: Dört nedenden ötürü hayır.

1) İsa burada, inanlıların kılıç taşımamaları gerektiğini ima ediyor olamaz. Böyle olsaydı, bundan sadece birkaç saat önce Luka 22:36-38'de kılıcı olmayanların gidip bir kılıç almalarını söylesindi ki? Ayrıca, öğrenciler iki kılıçları olduğunu söyledikten sonra İsa onlara kılıçlarını atmalarını söylememişti. Bunun yerine, "Bu yeter" demişti.

2) İsa burada Petrus'a hitap ederek konuşuyordu. Petrus, baş kâhinin hizmetkârının kulağını kestikten sonra İsa ona başka kimseye kılıcıyla vurmamasını söylüyordu.

3) İsa burada kılıcı olan herkesten değil, "kılıç gücüyle yaşayanlar"dan söz ediyordu. Bu hem hayatlarını insanları öldürerek kazananlar ve hem de insanları öldürmeye sorunlarının çözümü olarak bakanlar anlamına gelebilir.

4) Bu ayetin ikinci kısmı bir buyruk değil, bir gözlemdir.

   Kılıçların bir sakıncası olmadığını gösteren diğer ayetler, Romalılar 13:1-4; Luka 14:31; 19:27; 20:14-16; Elçilerin İşleri 25:11; 1 Korintliler 9:7'dir. Askerler Luka 3:14'de Vaftizci Yahya'ya ne yapmaları gerektiğini sordukları zaman Yahya onlara orduyu bırakmalarını söyleme konusunda kusursuz bir fırsata sahip olmuştu ama onlara böyle bir şey söylememişti. Aynı şekilde, Elçilerin İşleri 10'da yüzbaşı Kornelyus da dindar bir adamdı. Eski Antlaşma zamanlarında, Çölde Sayım 35:31,33 ve Musa'nın Yasası'ndan önce Yaratılış 9:4'da katilleri idam etmeye sadece izin verilmiyor, bunun yapılması buyruluyordu. Kılıca dayanarak yaşamamamızı söyleyen ya da ima eden diğer ayetler şunlardır: 2 Korintliler 10:4-5; Matta 5:25; Yuhanna 18:36 ve Romalılar 12:17.

  İsa, Luka 22:36 ve genel olarak Yeni Antlaşma'da, savunma için kılıç kullanımını ve Romalılar 13:1-4'de yönetimin kılıcı kullanmasını öğrettiği halde, hiçbir zaman kılıcın agresif bir şekilde kullanılmasını ya da kilisenin kılıç kullanmasını teşvik etmez. İlk Hristiyanlar'ın hiçbiri kilisenin kılıç kullanmasını savunmamıştır. Tarihsel olarak, Kutsal Kitap'a aykırı olan bu öğreti, ilk olarak M.S. 386 civarında Hippolu Augustin tarafından öğretilmişti.

 

Soru: Yeşaya 53:7, Mesih'in ağzını açmayacağını söylediği halde Matta 26:64'de İsa nasıl Sanhedrin'in önünde konuşabilmişti?  YANIT: Yeşaya'nın sözleri, İsa'nın bütün hayatı boyunca konuşamayacak bir şekilde doğacağı anlamına gelmez. Yeşaya 53, "Kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi Açmadı ağzını" diyerek buna açıklama getirir. İsa o gün konuşmuştu, ama Kendisini suçlayanlar Pontiyus Pilatus'un önünde O'nun aleyhinde konuştukları zaman, Matta 27:17 ve Markos 15:4-5'in söylediği gibi, Pilatus İsa'nın konuşmamasına ve Kendisine yapılan suçlamaların hiçbirine yanıt vermeyişine şaşırıp hayrete düşmüştü. 

 

Soru: Matta 26:69-75'de, İsa'nın elçisi olan Petrus nasıl korkudan yalan söyleyebilmişti?

YANIT: Petrus, kendisinin de, Matta 26:75; Markos 14:72 ve Luka 22:62'de anladığı gibi burada günah işlemişti. Petrus, İsa'ya umut bağlamıştı ve İsa onları önceden uyardığı halde, İsa tutuklandığında elçiler korkuyla oradan kaçmıştı. İsa, Yuhanna 21:15-19'da Petrus'u, Kendisini üç kez inkâr ettiğinden ötürü bağışlamıştı.

 

Soru: Matta 26:73 ve Markos 14:70. Celile aksanının özellikleri neydi?

YANIT: Biz bunu kesin olarak bilmesek de,

Celile ve yakınlarındaki Dekapolis'te birçok Grek ve Grekçe konuşan Yahudi yaşıyordu. Onların konuşmaları belki de Grek dilinden bazı özellikler taşıyordu. Sözcüklerin telaffuzunun yanı sıra, deyişler ve sözcük seçimleri de buna dahil olabilir.

 

Soru: Matta 26:74 ve Markos 14:71'de Petrus neden lanet okumuştu? 

YANIT: Kutsal Kitap bunun nedenini söylemediği halde bunun iki nedeni olabilir: 

Korku: Petrus korktuğu için böyle davranmış olabilirdi.

Etki için: Yahudiler'e, İsa'nın bir öğrencisi olmadığını "kanıtlamaya" çalışmak için böyle yapmış olabilir.

   Petrus bunu hangi nedenden yapmış olursa olsun, tıpkı İsa'yı inkâr edişi gibi, bu bizim günümüzde izlememiz gereken bir örnek değildir.

Efesliler 5:4'e göre küfürlü konuşmamamız lazımdır ve Matta 12:36 da, söylediğimiz her boş söz için yargı günü hesap vereceğimizi bildirir.

 

Soru: Yahuda, Matta 27:5'in söylediği gibi kendini asmış mıydı, yoksa Elçilerin İşleri 1:18-19'un söylediği gibi bedeni yarılıp bütün bağırsakları dışarı mı dökülmüştü?

YANIT: Elçilerin İşleri 1:18-19, Yahuda'nın baş aşağı düştüğünü söyler. Bu da onun en azından biraz yüksekten düştüğü anlamına gelir. Bu ayetleri bir araya koymak bize iki olasılık sağlar. Her iki senaryoda da, İsa kendini asmıştı. Yahuda kendisini büyük bir olasılıkla bir uçurumun kenarında olan bir ağaca asmıştı.

Kendini asma girişimi işe yaramamıştı: Yahuda daha ölmeden ip kopmuş ve Yahuda tarlaya baş aşağı düşmüş ve bedeni yarılmıştı.

Kendini asma girişimi başarılı olmuştu ve Yahuda kendini astığı için ölmüştü. Ancak eğer kimse onu oradan indirmek için gitmemişse, bedeni er geç oradan düşmüştü.

Her iki durumda da, bir kendini asma girişimi, kopmuş bir ip ve yarılmış bir beden vardır.

 

Soru: Matta 27:7 ve Elçilerin İşleri 1:18'de tarlayı kâhinler mi, yoksa Yahuda İskariyot mu satın almıştı?  

YANIT: Yahuda zaten ölmüştü, bu yüzden bu işlemi Yahuda'nın temsilcileri olarak kâhinler "onun" 30 gümüşüyle yapmıştı. Yahuda böylelikle ölümünden sonra tarlanın sahibi olmuştu. Matta 27:6'da kâhinler, kan bedeli olan bu otuz gümüşün tapınağın hazinesine koymayı istemediler.

 

Soru: Matta 27:9-10'un sadece bir kısmını Yeremya söylediği ve diğer kısmını da Zekeriya söylediğinden, bu olay nasıl Yeremya peygamber aracılığıyla bildirilen sözün yerine gelişi olabilir?

YANIT: Hristiyanlar'ın bunu beş yanıtı vardır.

Kopyalama hatası, kesinlikle bildirilen bir peygamber yoktur. – Hippolu Augustin,

Birçok elyazmasında bir peygamberin isminin yer almadığını söylemiştir. Ancak, en iyi el yazmalarında "Zekeriya" isminin geçtiğini düşünmektedir (Augustin'in Müjdeler'in Uyumu anlamına gelen Augustine’s Harmony of the Gospels, kitap 3, bölüm 7.30-31, sayfa 191-192.

Zekeriya konusunda kopyalama hatası  – Birkaç Grekçe elyazması, Yeremya yerine Zekeriya der.

Çeviri hatası: Elçi Yuhanna'nın öğrencisi Papyas, Matta'nın Müjdesi'ni özgün olarak İbranice yazdığını kaydeder. Eğer bu doğruysa ve Matta'nın Müjdesi Grekçe'ye tercüme edilmişse, bu ayrıntı o zaman değişmiş olabilir.

Yeremya'nın kaydedilmemiş bir peygamberliği. Zekeriya 1:4, Yeremya 18:11'i aktarır. Zekeriya 7:7 eski peygamberlerin sözlerini söylediğini bildirir. Kutsal Kitap'taki Zorluklar anlamına gelen

Difficulties in the Bible, sayfa 139 bundan söz eder.

Bir tanıklık zinciri: Bir Midraş uygulaması, değişik peygamberlikleri aktarıp onları adına "bir tanıklık zinciri" dediğimiz şekilde birlikte yorumlamaktı. Markos 1:1 de büyük bir olasılıkla, bir tanıklık zinciridir. Bir örnek olarak şunu gösterebiliriz: eğer bir eserin iki yazarı varsa ve ikinci yazardan sadece kısaca söz ediliyorsa, sadece birinci yazarı bildirmek yaygın görülen bir davranıştır. Ayrıca zincirleme seri adı da verilen tanıklık zincirleri, sadece Kutsal Kitap'ta değil, ilk Hristiyanlar'ın yazılarında da yaygındı. Sadece daha ünlü olan yazarın ismini söylemek de yaygın bir uygulamaydı ve bizler de antik edebiyata kendi uygulamalarımıza göre değil, onların uygulamalarına göre bakmalıyız.

 

Soru: İsa, Matta 27:11 ve Markos 15:2'de, “Söylediğin gibidir" dediğinde Yahudiler'in Kralı olduğunu onaylıyor muydu?

YANIT: Evet. Bu sözler sadece, "Söylediğin şey doğrudur" olarak tercüme edilebilir.

 

SORU: Matta 27:15 ve Markos 15:6'da, Pilatus bayramda neden bir tutukluyu salıveriyordu? 

YANIT: Belli ki, bu onun kişisel geleneğiydi. Büyük bir olasılıkla, böyle yaparsa Yahudiler'in kendisini daha adil ve insancıl sayacaklarını düşünüyordu. Belli ki, adalet ve merhamet düşünceleri bizim günümüzde bu konulardaki düşüncelerimizden farklıydı ve Kutsal Kitap onun düşüncelerini onaylamaz.

 

Soru: Matta 27:19'da, Pontiyus Pilatus'un karısı hakkında başka ne biliyoruz?

YANIT: Kutsal Kitap onun hakkında başka bir şey söylemez. Kilise gelenekleri, adının

Claudia Procula olduğunu, daha sonra gizli bir Hristiyan olduğunu ve Rum Ortodoks Kilisesi'nin onu bir aziz saydığını bildirir. 

 

Soru: Matta 27:22; Markos 15:14; Luka 23:23; ve Yuhanna 19:147de İsa'nın çarmıhta yavaş yavaş acı veren bir ölümle ölmesi mi gerekiyordu yoksa kılıçla ya da hastalıkla daha az acı veren bir şekilde ölebilir miydi? (Bu soruyu eşim merak ediyordu.)

YANIT: Kutsal Yazılar, neler olabileceği konusunda bir sürü olasılığı değil, sadece olup bitenleri bildirir. İblis, insanları İsa'yı öldürmeleri üzere yönettiğinde, belli ki İsa'ya o sırada insanların bildiği en acı verici ölümü vermeyi seçmişti. İsa bize en iyi armağanı vermek için en kötü cezaya katlanmıştı.

 

SORU: Matta 27:25'de, halk neden, O`nun kanının sorumluluğunun kendilerinin ve çocuklarının üzerinde olmasını istiyordu? ”

YANIT: Bu sorunun yanıtında göz önünde bulundurulması gereken dört nokta vardır.

1. Pilatus en azından İsa'nın ölümünden ötürü sorumluluğu üzerine almak için çok isteksiz görünüyordu ve halk sorumluluğu kendi üzerlerine almaya razı olmazlarsa Pilatus'un İsa'yı ölüm cezasına çarptırmayacağını düşünmüş olabilir.

2. Ayrıca, Pilatus'un karısı onu bu adamın ölümüyle hiçbir alakası olmaması konusunda uyardığı halde, Pilatus'un Kutsal Kitap dışında başka durumlarda kan dökmeye hevesli biri olduğunu göstermişti. Yine de, Pilatus kalabalığın sorumluluğu kendi üzerlerine alacaklarını söylemesini, böylece İsa'yı öldürme konusunda tek sorumlu olmaktan kurtulmayı isterdi. Pilatus kendini korumak için kalabalığı bu şekilde davranmaya yönlendiriyor olabilirdi. Böylece daha sonra eğer Yahudiler ya da Romalılar bu kararı sorgularsa kalabalığın sözleri onun bu kararını haklı çıkartmış olurdu.

3. Anne babalar kendi kişisel suçlarını çocuklarının ya da soylarından gelecek olanların üzerine koyup koymama kararını veremezler. Ne yazık ki, Hitler ve diğer Naziler, kendi zamanlarında yaşayan Yahudiler'e "Mesih katilleri" adını verdiler ve korkunç suçlarını haklı göstermeye çalışmak için bu sözü kullanmışlardı. Hitler kendisi, birçok Katolik rahibin ve başka Hristiyan'ın yok edilmesini emretmişti. Tabii ki, Romalılar İtalyan'dı ve Hitler, İtalya'yla müttefik olmuştu. Evet, Romalılar ve Yahudiler'in günahları İsa'yı çarmıha gerdirtmiştir ama aslında İsa'yı çarmıha gerdiren hepimizin günahlarıdır.

4. Nihai olarak, İsa'nın kanıyla örtülenlerin günahları yıkanmıştır ama tabii ki, kalabalığın burada söylemek istediği şey bu değildi.

 

Soru: İsa'nın kaftanı, Matta 27:28-29'da bildirildiği üzere kırmızı mıydı, yoksa Yuhanna 19:2-3'ün bildirdiği gibi mor muydu?

YANIT: Bu konuda iki değişik yanıt vardır ve ikisi de doğru olabilir.

Kırmızımsı-mor: Kırmızımsı mor, bir tür mor ya da kırmızı sayılabilir. Antik Grekçe'de, her rengin ışık tayfının tam olarak ne olduğu şimdiki kadar belirgin değildi. Papyas, Matta'nın Müjdesi'nin İbranice/Aramice'den, Grekçe'ye çevrildiğini söylediğinden bu işlemle söz konusu belirsizlik daha da vurgulanmıştı.

Çok-renkli: Pahalı bir kral giysisinin sadece bir tek renk taşıması gerçekten de garip olurdu. Mısır'daki insanların antik renkli resimleri çok renklilik gösterir. Birçok değişik renkten oluşan kaftanlar bildiğimiz kadarıyla İsa'dan 1900 yıl önce yaşayan Yusuf'un zamanında bile çok görülüyordu.

   İşe esprili olarak bakarsak, bu yanıt tam siyah beyaz olmadıysa da, iki olasılığın da mantıklı olduğunu görmek için pembe gözlük takmak geremez.

 

Soru: Matta 27:32 ve Markos 15:21'de neden Kirineli Simun'un İsa'nın çarmıhını taşıması gerekmişti?

YANIT: İsa Kendi çarmıhını taşıyamayacak kadar zayıf düşmüştü ve Romalılar da onu kendileri taşımak istememişti. Romalılar burada adil görünme derdinde değildi.

 

Soru: Matta 27:32, çarmıhı taşıyan Kirineli Simun, Matta 26:6'daki cüzamlı Simun muydu?

YANIT: Bu mümkündür ama pek olası değildir. Simun çok görülen bir isimdi.

 

Soru: Matta 27:34,48 ve Markos 15:36, neden bir süngeri sirkeye batırıp İsa'ya verdiler?

YANIT: İsa susadığını söylemişti. Bir hadis, Yeruşalimli kadınların sirkenin içine acıyı kesen bir narkotik olan öd koyduklarını bildirir.

 

Soru: Matta 27:46-47 ve Markos 15:36, neden birisi İsa'nın İlyas'ı çağırdığını söylemişti?

YANIT: Kalabalık içindeki halk, Latince, Grekçe, Aramice/İbranice ve büyük bir olasılıkla birkaç başka dil daha konuşuyordu. İsa, "Eli, Eli" dediğinde, bazıları O'nun "İlyas" dediğini düşünmüştü. Hem İbranice ve hem de Romalılar'ın kullandığı Latince'de "y" sesi yoktu.

 

Soru: İsa, Matta 27:46 ve Markos 15:34'de, "Tanrım, Tanrım, neden beni terk ettin?" dediğinde ne demek istemişti?

YANIT: Bu sakin bir tanrıbilimsel soru değil, acı içinde bir bağırıştır. İsa burada sadece fiziksel acıyla değil, duygusal acıyla bağırıyordu. Bizim belki de tamamen anlayamayacağımız bir şekilde Baba, bizim bütün günahlarımızın ağırlığını omuzlarında taşıyan İsa'ya sırt çevirmişti. 

 

Soru: Matta 27:46 ve Markos 15:34, sahte din önderi Rev. Moon'un öğrettiği gibi, İsa'nın Tanrı olmadığını mı gösteriyor?

YANIT: Hayır. İlk olarak, sahte Mesih Rev. Moon'un söylediklerini ondan sonra da bunların tekzibini vereceğiz.

İlahi İlk anlamına gelen Divine Principle (beşinci baskı 1977) 210-212 sayfalar. “… Yaratılış amacını yerine getirmiş bir adam olarak İsa, Tanrı ile tek bir bedendir... Yine de, hiçbir şekilde Tanrı'nın Kendisi olamaz... Tanrı'yla tek bir beden olan İsa'ya ikinci bir Tanrı (Tanrı'nın benzerliği) denilebilir ama o hiçbir şekilde Tanrı'nın Kendisi olamaz... İsa, yaratılışın amacını kusursuzluğa eriştirmiş olan bir adamdı ama bu onun Yaratıcı'nın Kendisi olduğu anlamına gelmez... Ayrıca, İsa'nın çarmıhta, "Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?" dediğini öğrendiğimizde, İsa'nın Tanrı'nın Kendisi olmadığı açıklığa kavuşur." 

Ancak, İbraniler 1:8,10 ve Titus 2:13'e göre İsa Tanrı'dır ve Koloseliler 1:19 da Tanrı'nın bütün doluluğunun O`nda bulunduğunu bildirir. İsa'nın Tanrı olduğunu gösteren diğer ayetler şunlardır:

Romalılar 9:5, Yuhanna 5:23 ve 1 Yuhanna 5:20. Yuhanna 20:28'de, İsa'nın öğrencisi Tomas O'na "Tanrım" diye hitap etmişti. Yuhanna 1:3,10,11,14 ve Koloseliler 2:16, gökte ve yeryüzündeki her şeyin İsa tarafından ve İsa için olduğunu göstererek İsa'nın sadece mükemmelleşmiş bir insan olmadığını gösterir. 

   Kutsal Kitap'ta, Tanrı sözcüğünün birden fazla anlamda kullanılması da karışıklık yaratabilir. Hiç olmazsa yeryüzünde, İsa itaati öğrenirken (İbraniler 5:8) Baba'nın İsa'nın Tanrısı rolünü yerine getirdiği kesindir.

 

Soru: Matta 27:51 ve Markos 15:38, Tapınak'ın perdesinin ikiye ayrılması ne anlama geliyordu?

YANIT: Perde Tanrı'nın en kutsal yerini Tapınak'ın geri kalan kısmından ayırıyordu. Perdenin yırtılması, Tapınak törenlerinin ve onları yöneten yasanın yok edildiği anlamına geliyordu. Perdenin yırtılması, İsa'nın kefaret eden kurbanından ötürü, engelin kalktığını ve Tanrı'yla yakın bir ilişkiye sahip olabileceğimizi gösteriyordu.

 

Soru: Matta 27:51'de, Tapınak perdesinin yırtıldığı konusunda Kutsal Kitap dışında bir kanıt var mıdır?

YANIT: b Yoma 39b. (sayfa 580)'da buna benzer bir şey vardır. Tapınak kapılarının kendi kendilerine açıldığını söyler.

 

Soru: Matta 27:51'de, Matta dışında bu deprem hakkında bir kanıt olmadığı doğru mudur?

YANIT: Hayır, bu doğru değildir. Ya Hristiyanlık'tan şüphesi olan kimseler haklıdır ve Matta esinlendirici bir noktası olan bir hikâye uydurmuştur ve ilk kilise de bunun doğru olduğuna inandırılarak kandırılmıştır ya da gerçekten bir deprem olmuştur, mezarlar açılmıştır, bazı ölüler dirilmiştir ve İsa'nın dirilişinden sonra cennete gitmiştir.

   Matta'nın dışında kimsenin bundan söz etmediği doğru değildir. Bu olaylardan söz eden iki Kutsal Kitap dışı, Hristiyan olmayan kaynak ve dört Kutsal Kitap dışı Hristiyan kaynak vardır.

Phlegon, M.S. 137'den hemen sonra yazan (Anadolu'da olan) Karyalı bir Grek yazardı. Kendisi şöyle yazmıştır: "202'ci Olimpiyat'ın (M.S. 33) dördüncü yılında, 'büyük bir güneş tutulması' oldu ve 'günün altınca saatinde [yani öğlen saat 12'de]' gökte bir tek yıldızın bile görülmediği derecede karanlık gece oldu. Bitinya'da büyük bir deprem oldu ve İznik'te birçok şey devrildi" (Mesih için Savunu anlamına gelen The Case for Christ, sayfa 111'den aktarılmıştır ). Orijen Celsus'a Karşı anlamına gelen Origen Against Celsus, kitap 2, bölüm 14, sayfa 437; kitap 2, bölüm 33, sayfa 445; kitap 2, bölüm 59, sayfa 455.

Thales (ya da Thallus), (M.S. 232-245'de yazan) Julius Africanus'un sözünü ettiği Filistinli bir tarihçiydi. Julius, “Thallus, Tarih'inin üçüncü kitabında, 'Bana hiç nedensiz görünen bir güneş tutulması oldu' der" diye bildirmektedir (İznik Öncesi Atalar anlamına gelen The Ante-Nicene Fathers, cilt 6 sayfa136'dan aktarılmıştır). Metin çerçevesi, Ahaşveroş'un buyruğundan Mesih'in çarmıha gerilişine kadar olan zamanın Daniel 9'u yerine getirdiğini anlatmaktadır. (Ancak Thales'in bir depremden söz ettiği konusunda bir kanıta sahip değiliz.)

İreneyus (M.S. 182-188), Kayıp Yazılardan Parçalar anlamına gelen "Fragments from the Lost Writings,” bölüm 28, sayfa 573 (İznik Öncesi Atalar anlamına gelen Ante-Nicene Fathers'da), “İsa gömüldüğünde, birçok can dirildi ve bedenlerinde görüldüler" der. Ayrıca, Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against Heresie, kitap 4, bölüm 34, sayfa 512'de de şöyle der: “Ve Rab'bin çektiği acılarla bağlantılı ve daha önceden bildirilmiş olan olaylar başka hiçbir durumda gerçekleşmemiştir. Antik zamanlarda yaşayan hiç kimsenin ölümünde, güneş gün ortasında batmamış, Tapınak'ın perdesi yırtılmamış, deprem olmamış, kayalar kopmamış, ölüler dirilmemiş ve eskiden ölmüş olan bu kişiler üçüncü günde cennete kabul edilmemiştir... Bu yüzden, peygamberler sıradan birisinden değil, Kendisi için bütün bu olayların gerçekleştiği Rab'den söz etmiştir.”

Elçi Yuhanna'nın bir öğrencisi olan, İgnatyus (M.S. 116'dan önce), Magnezyalılar'a Mektup anlamına gelen Letter to the Magnesians, 9'cu bölümde İsa'nın dirilttiği kişilerden söz eder.

İskenderiyeli Klement, The Stromata (M.S. 193-202) kitap 6, bölüm 6, sayfa 491'de, “Ama uyumuş olanlar, ölü olarak indiler, diri olarak çıktılar. Müjde, 'ölmüş olan birçok kutsal kişinin cesetleri dirildi' der. Bu kişilerin daha iyi bir duruma geçirildikleri açıktır. O zaman Kurtarıcı'nın yaptıkları sayesinde evrensel bir hareket ve değişim gerçekleşmiştir" der.

   Hristiyanlık'tan şüphe duyan kişilerin düşüncelerine göre, ilk zamanlarda yazan bu yazarlar, "kandırılmış ve aldatılmıştı." Aynı şekilde, diriliş dahil diğer mucizelerle ilgili olarak da, ilk Hristiyanlar da olmamış olan bazı olayların olduğuna inandırılarak kandırılmış ve aldatılmıştı. Daha fazla görgü tanığı olmadığından, ya Müjde yazarlarının söylediklerine inanırız, ya da inanmayız. Aynı şey, 1 Korintliler. 15:13-19'de, eğer diriliş gerçekleşmediyse kendi bildirisinin yararsız, kendisinin yalancı bir şahit olduğunu, imanımızın boş ve Hristiyanlar'ın bütün insanlar içinde en acınacak kişiler olduğunu söyleyen Pavlus için de geçerlidir. Elçi Pavlus gibi ben de ikisinin arasında olan başka bir şey göremiyorum.

Orijen (M.S. 225-254) Celsus'a Karşı anlamına gelen Against Celsus adlı kitabı, kitap 2, bölüm 33, sayfa 445'de, ülkenin üzerine karanlık çöktüğünden ve mezarların açıldığından söz eder. İskenderiyeli Dionisius (M.S. 246-265) da, Matta'daki depremden bahseder. Piskopos Basilides'e Mektup anlamına gelen Letter to the Bishop Basilides, kanon 1, sayfa 94.

Özetlemek gerekirse, şunlardan ötürü seçilmiş bireylerin diriltildiğine inanma nedenimiz var:

1. Müjde yazarlarına ve onların başka şeyleri bildirmelerine güvenimiz var.

2. İlk kilise yazarları bundan söz etmiştir.

3. Ölmüş kişileri tanımayanların bunu doğrulaması zaten imkânsız olurdu ve Yahudi ve Romalı yazarlar bu kişileri tanıyor olamazdı.

4. Yahudi yazarların bundan söz etmeye özendirici bir neden yoktu.

5. Diriltilmiş insanlar olayı, İsa'nın dirilişinin yanında gölgede kalmıştır.

   Depremler hakkında söylediklerinizin yarısına katılıyorum. Ama Müjde yazarlarının bu dehşetli olayları, Tanrı'nın duruma el atmasının büyük önemi ve sonuçları simgelemek için kullanmış olmaları yerine, Tanrı'nın bu dehşetli olayları kullandığına inanıyorum. Müjdeler'e ek olarak, Vahiy Kitabı'ndaki depremleri ve Yeşaya 6'da Uzziya öldüğünde gerçekleşen depremi de unutmayın. Ayrıca kilise tarihinden de,

John Chrysostom, M.S. 403 tarihinde Konstantinopolis'ten sürgün edildiğinde de bir deprem olduğunu biliyorum. Eski zamanlarda yaşamış olan yazarların küçük depremleri yazmış olmaları beklenemez. Bu bölgede gerçekleşen küçük depremlerle ilgili olarak, sadece Türkiye ve Yunanistan'da gerçekleşen depremler hakkındaki ayrıntıları biliyorum. Encyclopedia Britannica Türkiye ve Yunanistan'daki depremler konusuna şunları bildirir:

1902 ile 1946 arasında 58 deprem olmuştur.

1947 ile 1966 arasında 82 deprem olmuştur.

1967 ile 1976 arasında 45 deprem olmuştur.

1977 ile1981 arasında 9 deprem olmuştur.

Bunun yanı sıra, Kümran'da yapılan arkeolojik araştırmalar, M.Ö. 31 yılında büyük hasar veren bir deprem gerçekleştiğini gösterir, ancak hiçbir antik çağ yazarı bu olayı kaydetmemiştir.

Sonuç olarak iki seçim vardır ve bunların arasında bir şey yoktur.

1. Deprem olmamıştır: Müjde yazarları, güzel ahlaksal öğretilerinde haklı olabilirler ama gerçekleşmemiş olan depremler olduğunu bildirmişlerdir. En azından gerçek dünyayla ilgili olaylarda onların söylediklerine güvenemeyiz.

2. Deprem: Müjde yazarlarının söylediklerine güvenilebilir ve onlar gerçekten gerçekleşen depremleri bildirmişlerdir.

 

Soru: Matta 27:52-53, ölmüş insanlar nasıl mezarlarından çıkabilirler?

YANIT: Yüce Tanrı'nın, ölüleri diriltmek dahil, istediği her şeyi yapma gücü vardır. Hristiyanlık'tan şüphe duyan bazı insanlar bunun doğa kanunlarına aykırı olduğunu söylerler ama doğa kanunlarını Tanrı yapmıştır.

   Cennetteki melekler, Hristiyanlık'tan şüphe duyan kişilerin sözlerine, bizim Wright Kardeşler zamanında onların yapacaklarından kuşku duyan ve "insan hiçbir zaman uçamaz" diyen kişilere baktığımız gibi bakıyor olmalılar. Aerodinamik yükseltme yerçekimi kanununu hükümsüz kılabilirse Yaratıcı da Kendi yarattığı yasaları hükümsüz kılabilir!

 

Soru: Matta 27:52-53'de, İsa dirildiğinde insanlar mezarlarından çıkmaları, bir Katolik yazarın öğrettiği gibi Meryem'in bedeninin göğe alınması olasılığını gösteriyor mu?

YANIT: Hayır. Ludwig Ott, Katolik Dogmasının Temelleri anlamına gelen Fundamentals of Catholic Dogma (1960) sayfa 209'da bunu bir kanıt olarak değil, destekleyici bir savunma olarak sunmuştur. Bu, Meryem'in bedeniyle göğe alınmadığını iki nedenden ötürü desteklemez bile:

a) Mezarlarından çıkan insanların, (Lazar gibi) ölümlü bedenlerinde mi canlandırıldıkları, yoksa diriltildikleri mi açıkça anlaşılmamaktadır.

b) İsa ölüp ölümden dirildiğinde Meryem daha hâlâ yaşıyordu, bu yüzden Meryem bu gruba dahil olmuş olamaz.

 

Soru: Matta 27:65'de, "güvenlik altına alma" sözünün Tapınak askerleri yerine 4-16 Romalı asker anlamına geldiğini nereden biliyoruz? 

YANIT: Grekçe'de ikisi de olabilir.

Bildirme kipi: Orada zaten bir nöbetçi var.

Emir kipi: Size vereceğim bu Romalı askerleri alın. Aşağıda bunun üç olası yorumunu ve her birinin lehte ve aleyhte olan tarafları yer alıyor:

Zaten kendi Tapınak muhafızlarımız var: İsa'yı tutuklayanların Tapınak muhafızları olması bu görüşü destekler. Çarmıha gerilen suçlunun bedeni artık Roma İmparatorluğu'na ait olduğundan onun yanında nöbet tutulması için Pilatus'tan izin almaları gerekiyordu. Yahudi kâhinlerin koyacağı mührün fazla bir etkisi olmazdı ancak Roma İmparatorluğu'nun ip ve balmumundan yapılan mührünü açıp katmak zor olurdu. Ayrıca onu bozan kişi ölüme mahkûm edilirdi.

Size zaten Romalı muhafızlar verildi: Belki de kâhinlere zaten Romalı muhafızlar verilmişti.

Romalı muhafızları alın: Echein sözcüğünün "almak" anlamında kullanılmasının ne klasik ne de Hellenist Grekçe'de görülüşü hakkında açık bir örnek olmaması bu düşünceye karşıdır.

 

Soru: Matta 28:9'da, İsa önce Mecdelli Meryem'e mi görünmüştü yoksa Pavlus'un 1 Korintliler 15:5'de ima ettiği gibi ilk önce Petrus'a (Kifas'a) mı görünmüştü?

YANIT: Mecdelli Meryem, İsa'yı gören ilk kişiydi ama Petrus, İsa'yı gören ilk elçiydi. Aslına Pavlus, Petrus'un İsa'nın göründüğü ilk kişi olduğunu söylememişti. Pavlus'un listelediği insanlar arasında, dirilmiş İsa'yı görenler listesinde ilk olarak Petrus, ondan sonra öbür elçiler ve sonra da 500'den fazla kişi yer alıyordu. Diğer yandan, Pavlus belki de kadınları kasten saymamıştı çünkü o zamanlarda mahkemede bir kadının tanıklığı sayılmazdı. Diğer yandan, belki de kadınların İsa'yı Petrus'dan önce gördüklerini sadece unutmuş da olabilirdi. Pavlus, İsa'yı Petrus'tan önce kimsenin görmediğini söylemediğinden her iki şekilde de ortada bir çelişki yoktur.

 

Soru: Matta 28:19'da, sadece bir tek Tanrı olduğundan İsa nasıl Tanrı olabilir ve Üçlü Birlik nasıl doğru olabilir?

YANIT: Ayrı ayrı tanrılar olmadan tek Tanrı'nın bir "çoğulluğu" mümkündür. Kur'an'da bile, Allah konuştuğu zaman, "biz" (Nahnu) ve “Ben” sözleri kullanılır. Tanrı insanların koyduğu sınırlara tabi değildir ve Tanrı Kendisini bizlere istediği şekilde vahyedebilir.

Kutsal Yazılar'da bir üçlülük vardır: Matta 28:19; 1 Petrus 1:2; Efesliler 2:18; Vahiy 4:8; 2 Korintliler 13:14; Yuhanna 15:26.

Sadece bir tek ayrılmaz Tanrı vardır: Yasa’nın Tekrarı 4:35-39; 6:4; Yeşaya 43: 10-2; 44:6,8; 45:5-6,14,21; 46:9; 1 Timoteos 1:17;6:15-16.

Üç ayrı kişi: Matta 3:16-17; Luka 3:21-22; Yuhanna 1:1;6:38;14:31;15:26; 16:28; 17:5; Elçilerin İşleri 5:31-32; Markos 10:38-40

İsa Tanrı'dır. Yuhanna 1:3; Koloseliler 1:16-17; İbraniler 1:6-9; Yuhanna 9:38; 2 Korintliler 11:3; Yuhanna 20:28-29; Vahiy 5:8-9; 22:20

Ruh Tanrı'dır: Romalılar 8:9-16; Luka 1:35; 1 Yuhanna 4:12-16; 1 Korintliler 3:16 vs. 1 Korintliler 6:19; Elçilerin İşleri 5:4;

Doğaları, yücelik ve onurları bakımından birbirlerine eşittirler: Yuhanna 5:18; 5:23; Koloseliler 2:9-10; (Yeşaya 44:6; Vahiy 1:8 vb. Vahiy 1:17-18; 22:13)

Rolleri ve rütbeleri farklıdır: 1 Korintliler 11:3; 1 Korintliler 15:25-28; Matta 12:18; Efesliler 1:3,17; Yuhanna 1:33; 14:16,26,28; Romalılar 8:26-27.

   Bu arada, İsa'nın Üçlü Birlik'te olması, İsa'nın üçte bir Tanrı olduğu anlamına gelmez. Tıpkı, bir masanın yüksekliğinin masanın üçte biri olmaması gibi. Tanrı'yı matematiksel olarak açıklayamazsınız ama eğer böyle bir şey yapmaya çalışsaydınız Üçlü Birlik 1 + 1 +1 = 1 değil, 1 çarpı 1 çarpı 1 = 1 olurdu.

 

Soru: Matta 28:19, Matta 24:36 ve Matta 3:16-17'de modalizm nedir ve neden yanlıştır?

YANIT: Üçlü Birlik, bir tek ayrılmaz Tanrı olduğunu ve O'nun üç değişik kişide var olduğunu öğretir. Modalizm, hem ayrılmaz ve hem de tek bir kişi olan tek bir Tanrı olduğunu öğretir. Aslında iki tür modalizm vardır.

Patripassianizm, Baba'nın Ruh olan Oğul olduğunu söyler. Dinamik modalizm, Baba'nın Ruh olan Oğul olduğunu söyler. Her iki tür modalizm de aşağıdaki nedenlerden ötürü yanlıştır:

1. İsa, Yuhanna 14:28'de, "Baba benden üstündür" demiştir. İsa bunu söylediğinde, yeryüzünde yüceliğini bir kenara bırakmış olarak bıraktığı halde, eğer Baba O'ndan daha üstünse, o zaman Baba ile Oğul arasında bir fark var demektir.

2. Eğer modalizm doğru olsaydı, İsa vaftizinde karnından konuşan biri, bir sihirbaz ve nihai olarak bir yalancı olurdu (Matta 3:16-17; Markos 1:10-12; Luka 3:21-22). İsa yeryüzündeyken Baba'ya tabiydi (İbraniler 5:7-8). İsa'nın tabi olması gereken birisi olmasaydı bu anlamsız bir şey olurdu.

3. Aynı şekilde, İsa Baba'nın buyurduklarını yaptı

 (Yuhanna 14:31). İbraniler 5:8'de İsa'nın Baba'ya itaati öğrendiğini okuyoruz.

4. Matta 24:36, Mesih'in ne zaman döneceğini, kimsenin, Oğul'un bile bilmediğini, ancak Baba'nın bildiğini söyler. Böylece en azından, İsa yeryüzündeyken Baba'nın bildiği şeylerle İsa'nın bildiği şeyler arasında bir fark vardı. Bazı Grekçe elyazmalarında “ne de Oğul bilir" sözü yer almadığı halde, en iyi Grekçe elyazmalarında ve Grekçe elyazmalarının çoğunda, "ne de Oğul bilir" sözü yer almaktadır. 

5. Eğer Yuhanna 5:36-37;6:29,38'in herhangi bir anlamı varsa İsa başka birisi tarafından gönderilmişti. İsa geldiğinde cennet boş değildi.

6. Yuhanna 5:22,26,27'da Baba'nın Oğul'a yargılama işini ve yetkisini vermesi Baba ve Oğul'un birbirinden ayrı olduklarını gösterir.

7. Eğer İsa sadece kendi kendine konuşuyor idiyse, neden Yuhanna 17:5, Yuhanna 14:16, 26,28 ve başka yerlerde Baba'ya dua edip O'ndan bir şey istemişti? Ayrıca, İsa'nın duaları başka birisiyle konuşmak olarak sunulduğundan, eğer İsa'nın konuştuğu kimse olmasaydı Kutsal Kitap yanlış yere yönlendirici olurdu.

8. Romalılar 8:26-27'de Ruh'un bizim için duada aracılık ettiği Kişi kimdir?

9. Matta 12:18'de, eğer İsa bir kulsa, kimin kuluydu? 

10. Markos 15:34 and Matta 27:46'da Golgota'da İsa'yı kim terk etmişti?

11. Arada bir fark olduğunu gösteren diğer ayetler, Yuhanna 1:33; 1 Korintliler 11:3; 15:25-28; Efesliler 1:3,17; İbraniler 1:9'dur.

   Aşağıda Yerel Kilise organizasyonunu kuran Witness Lee'den bazı aktarımlar yer almaktadır. Yerel Kilisenin, "Kampüste Hristiyanlar" adında öğrenci grupları vardır. Tipik olarak, kiliseleri, "...'daki [şehir ismi] Kilise" şeklinde isimlendirilir.

 “Böylece, Üçlü Birlik'in üç Kişisi, Tanrı'nın yönetiminin sürecinde üç art arda adım haline gelir." W. Lee. Tanrı'nın Yönetimi anlamına gelen The Economy of God, Living Stream 1968, sayfa 10.

"Aynı şekilde, Baba, Oğul ve Ruh üç Tanrı değil, bir Tanrı'nın sahip olup tadını çıkartacağımız üç aşamasıdır.” W. Lee. Birde Üç Olan Tanrı Hakkında anlamına gelen Concerning the Triune God, Living Stream, tarih yok, sayfa 31.

“Göklerde, insanların göremeyeceği yerde, Tanrı Baba'dır. İnsanlar arasında dışa vurulduğunda Oğul'dur ve insanların içine girdiğinde Ruh'tur. Baba, insanlar arasında Oğul'da dışa vurulmuştur ve Oğul da insanların içine girmek için Ruh olmuştur. Baba Oğul'dadır ve Oğul Ruh haline gelmiştir—üçü bir tek Tanrı'dır. W. Lee. Birde Üç Olan Tanrı Hakkında anlamına gelen Concerning the Triune God, Living Stream, tarih yoktur, 8-9 sayfalar.

Ölüm ve dirilişten sonra Oğul, öğrencilerin içine üflenen Ruh haline geldi. W. Lee. Birde Üç Olan Tanrı Hakkında anlamına gelen Concerning the Triune God, Living Stream, tarih yoktur, sayfa 8.

“...Oğul, bizim yaşam suyu olarak içmemiz için Ruh haline geldi..." W. Lee. Birde Üç Olan Tanrı Hakkında anlamına gelen Concerning the Triune God, Living Stream, tarih yoktur, sayfa 8.

“...Rab'bin Oğul olduğunu ve O'na aynı zamanda Baba denildiğini de biliyoruz... Şimdi O'nun Ruh olduğunu okuyoruz. Bu yüzden, Rab Mesih'in Ruh da olduğunu iyice anlamalıyız." W. Lee. Mesih'in Her Şeyi İçine Dahil Eden Ruhu anlamına gelen The All-Inclusive Spirit of Christ, Living Stream 1969,4,6,8 sayfalar.

“Böylece, Üçlü Birlik'in üç Kişisi, Tanrı'nın yönetim sürecinde art arda gelen üç adım haline gelmiştir." W. Lee. Tanrı'nın Yönetimi anlamına gelen The Economy of God, Living Stream, sayfa 10.

   Bütün bunların bu yanıtın başında verilen ayetler tarafından yalanlandığına dikkat edin. Ayrıca modalizmin neden yanlış olduğu hakkında, bkz. Tarikat Üyeleri Sorduğunda anlamına gelen When Cultists Ask, 130-131 sayfalar.

 

Soru: Matta 28:19'da, modalizm yanlış olduğundan ancak Baba ile Oğul birbirlerine çok yakın olduklarından, onların birbirlerine ne kadar yakın olduklarını söyleyebilir misiniz?

YANIT: Kutsal Yazılar birçok ayrıntı bildirmediği halde bunun hakkında söyleyebileceğimiz altı şey vardır:

1. İsa Baba'da olduğu gibi, biz de İsa'dayız ve İsa bizim içimizde.

Bu ilişkiler arasında, Baba-İsa, İsa-Biz, Biz-İsa olmak üzere bir bağlantı vardır. Yuhanna 14:20; 17:23; 6:57

Yine de, Üçlü Birlik sadece benzetmesel bir ilişkiden daha fazlasıdır. Matta 28:19; Yuhanna 1:1,18; Filipililer 2:6-7; Koloseliler 1:15

Baba, İsa ve biz, sonsuz yaşam gibi bazı şeyleri paylaşırız. Yuhanna 16:13-15

Baba ve İsa, her şeyin birlikte "sahibi"dirler. Yuhanna 16:15;17:10. Bunu bize Kutsal Ruh bildirir. Yuhanna 16:14-5

Yine de Baba, İsa'nın insan olarak doğup bu dünyaya gelmesinden sonra bizim O'nunla paylaştığımız bazı şeylere sahip değildir. İbraniler 1:6-10; 2:14; 7:3

2. Baba ve İsa Bir Olduğu gibi Bizim de Bir olmamız lazımdır.

Bizim birbirimizle İsa ve Baba'nın olduğu gibi bir olmamız gerekmektedir. Yuhanna 17:11,21-22

Yine de, onlar birbirleriyle, bizim bir olamayacağımız bazı biçimlerde Bir'dir.

Yuhanna 5:23

3. Baba, İsa'da yaşar.

İsa yeryüzündeyken Baba İsa'da yaşadı. Yuhanna 10:38;14:10-11. İsa Kutsal Ruh'la doluydu. Luka 4:1,18

Eğer İsa'yı gerçekten tanıyorsanız, o zaman Baba'yı da tanırsınız ve Baba'yı görmüşsünüzdür. Yuhanna 14:7-9

Yine de, Baba İsa olmadı, herhangi bir süreçle O'na dönüşmedi. İbraniler 13:8; 1:9; Yuhanna 14:10,24,26; 15:1; 16:27-8,32; 17:5

4. İsa Baba'da yaşar.

Yeryüzünde İsa Baba'daydı. Yuhanna 10:38; 14:11

Yine de birbirlerinden farklıdırlar; İsa karnından konuşmuyordu. Matta 3:16; Yuhanna 8:18. İsa, Golgota'da terk edilmişti. Markos 15:34; Matta 27:46

İsa aracı olmadan kimse Baba'ya gelmez. Yuhanna 14:6; 6:45; Elçilerin İşleri 3:12

Yine de, onlar yeryüzünde birbirlerine çok yakın oldukları halde, İsa yine Baba'ya dönecekti. Yuhanna 14:12; Markos 16:19; Yuhanna 20:11

İsa'ya Ebedi Baba adı verilmiştir, bu da O'nun sonsuz yaşamın kaynağı olduğundan söz ediyor olabilir. Yeşaya 9:6

Yine de, İsa Baba olmadı, herhangi bir süreçle O'na dönüşmedi. İbraniler 13:8; Yuhanna 20:17; 14:10,24,26; 15:1

5. Baba/Tanrı/Mesih/Ruh Bizim içimizdedir.

İnsanlar, Tanrı'yı bizim aracılığımızla ve bizim içimizde görür.

Yine de, yıldızlar sadece teleskoplarda var olmadığı gibi Tanrı da sadece bizim içimizde yaşamaz. 1 Timoteos 6:16; Yeremya 23:24; Vahiy 19:11

Baba/İsa/Ruh her inanlının içinde yaşar.

. Yuhanna 14:17,23; 17:26; Romalılar 8:9-11; Galatyalılar 3:6; 1 Korintliler 6:19; 1 Yuhanna 4:15-16; 2 Timoteos 1:14

Yine de, Tanrı/Baba/Mesih/Ruh biz olmamışlardır ya da günahlı insanlara dönüşmemişlerdir. Yakup 1:13; İbraniler 4:15: 1 Petrus 2:22; 1 Yuhanna 3:5

Tanrı bizim içimizde ve bizim aracılığımızla etkin olur ve hareket eder. Filipililer 2:13; örnekler:1 Korintliler 15:10; Romalılar 15:18-19

Tanrı halkı, kilise, birlikte Mesih'in bedenidir. 1 Korintliler 6:15; 10:17; 12:27; Efesliler 4:12; Koloseliler 1:24.

Yine de, bizler Mesih'in fiziksel bedeni değiliz.

Koloseliler 1:22. Tanrı bizim aracılığımızla hareket etmekle sınırlı değildir. Yaratılış 1; Elçilerin İşleri 9:1-6; Vahiy

Bize Yardım Etmek/Yardım Etmemek aynı şeyleri İsa'ya yapmakla aynı şeydir. Matta 25:35-45; Yuhanna 13:20; Elçilerin İşleri 9:4-5; 22:7-8; 26:14-15

Yeni de, insanlar aynı şeyi inanlılara yapmadan Tanrı'yı övebilir ya da O'nunla alay edebilir.

Romalılar 1:18-32; Vahiy 9:20-21

6. Bizler Tanrı/Baba/Mesih/Ruh'ta yaşarız.

Bizler İsa'da ve Baba'dayız. Yuhanna 17:21; Koloseliler 2:6,12; 3:3-4; 1 Yuhanna 4:12,15-16; 5:20.

İsa Mesih ve O'nun sevgisinde kalmamız gerekmektedir. Yuhanna 15:1-9; 1 Yuhanna 2:27

Yine de, bizler şu anda tamamen Tanrı'yla beraber değiliz; daha hâlâ gidip Tanrı'yla birlikte olmamız gerekmektedir. 2 Korintliler 5:8; 1 Korintliler 13:12; Filipililer 1:23.

İsa yaşadığı için, biz de yaşayacağız. Yuhanna 14:19; Koloseliler 3:4; 1 Korintliler 15:12-22.

Yine de, biz Tanrı ya da Mesih olmayız, herhangi bir süreçle Onlara dönüşmeyiz; bunun yerine, Tanrı yolunda ve Mesih benzerliğinde oluruz. Yeşaya 42:8; 43:10; Romalılar 8:29; 1 Yuhanna 3:2; Filipililer 3:21

Bizler Mesih'te yeni yaratılışlarız. 2 Korintliler 5:17. Bizler Mesih'in düşüncesine sahibiz. 1 Korintliler 2:16.

Yine de, bizler zombiler haline gelmeyiz; hâlâ kendi (yenilenmiş) akıllarımız ve kişiliklerimiz vardır. 1 Korintliler 6:2-6; 11:13; 13:11, 14:20; Romalılar 14:5-6

 

Soru: Matta 28:19. Eusebius, bu ayeti İznik Konseyi'nden önce Üçlü Birlik'ten hiç söz etmeden 18 kez aktardığından ve Eusebius bu ayeti Üçlü Birlik formülüyle sadece İznik Konseyi'nden sonra aktardığından, bu ayet İznik Konseyi'nde değiştirilmiş midir? Yol anlamına gelen The Way tarikatının kurucusu, Victor Pavlus Wierwille, İsa Mesih Tanrı Değildir anlamına gelen Jesus Christ is Not God (1981) sayfa19-20 sayfalarında böyle bir iddiada bulunmuştur.

YANIT: Karşıt delil yetersizliğinden yola çıkılarak varılan bu sonuç iki nedenden ötürü sahtedir. Kayseryalı Eusebius tanrıbilimci değil, öncelikle bir tarihçi olduğu halde, Wierwille bile Eusebius'un bu ayeti İznik Konseyi'nden sonra aktardığını kabul etmektedir.

   İkincisi ve en önemlisi, Eusebius'tan yüzyıllar önce birçok Hristiyan yazar, bu ayeti tamam olarak aktarmıştır. 

The Didache (M.S. 125’den önce), bölüm 7, sayfa 379 onu şu şekilde aktarır: “Önce bu şeyleri söyledikten sonra, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla akan suda vaftiz et. Ama eğer diri su yoksa, başka suyla vaftiz et ve eğer soğuk suyla vaftiz edemiyorsan, ılık suyla vaftiz et. Ama ikisi de yoksa, vaftiz olacak kişinin başından aşağıya Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla üç kez su dök."

İreneyus (M.S.182-188) bu ayeti şu şekilde aktarmıştır: “Git ve bütün uluslara öğret, onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vafiz et.” (İreneyus, Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against Heresies, kitap 3, bölüm 17.1, sayfa 444)

Tertulyan (M.S. 198-220) bu ayeti kendi sözleriyle aşağıda görüldüğü gibi biraz değiştirerek söylemiştir: “İsa, dünyadan ayrılıp Baba'nın yanına giderken on bir öğrenciye, 'gidip bütün uluslara öğretmelerini ve öğrettikleri kişileri Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'a vaftiz etmelerini'

 Buyurmuştur."

Tertulyan, Sapkınlıklara Karşı Talimatlar anlamına gelen On Prescription Against Heretics adlı kitabının bölüm 20, sayfa 252'de Vaftiz Hakkında anlamına gelen On Baptism, bölüm 13, sayfa 676'da bunu biraz farklı bir şekilde söyler: “Tanrı, İsa şöyle diyor: 'Uluslara öğretin, onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin.'"

Hippolitus (M.S. 222-235/6) bu ayeti şöyle aktarır: "Gidin ve bütün uluslara öğretin, onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin."

Noetus Adlı Kişinin Sapkın Öğretisine Karşı anlamına gelen Against the Heresy of One Noetus, bölüm 14, sayfa 228.

Novatian'a Karşı Tez anlamına gelen A Treatise Against Novatian (M.S. 254-256) bölüm 3, sayfa 658. “Gidin ve Müjde'yi uluslara bildirin, onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin. Yani, Nuh'un zamanında mecazi olarak güvercin aracılığıyla etkin olan aynı Üçlü Birlik, şimdi Kilise'de ruhsal olarak öğrenciler aracılığıyla etkindir."

 

Yeniden Vaftiz Olma Konusunda Tez anlamına gelen Treatise on Re-Baptism (M.S. 250-258 civarı) bölüm 7, sayfa 671. “Gidin ve uluslara öğretin, onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin.”

Yedinci Kartaca Konseyi anlamına gelen Seventh Council of Carthage (M.S. 258) sayfa 567. Girbalı Munnulus şöyle demiştir: “…Özellikle vaftizin Üçlü Birlik'inde olduğu şekilde, Rabbimiz'in dediği gibi, 'Gidin ve ulusları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin.'"

Yedinci Kartaca Konseyi anlamına gelen Seventh Council of Carthage (M.S. 258), sayfa 569'da Thibarisli Vincentius şöyle demiştir: “'Gidin ve uluslara öğretin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin."

Pettaulu Victorinus (M.S. 307) bu ayeti şöyle aktarır: "İsa, öğrencileri şöyle diyerek gönderdi: 'Gidin, bütün uluslara öğretin, onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin.'" Vahiy Üzerinde Yorum Kitabı anlamına gelen

Commentary on the Apocalypse, birinci bölümden, no.15, sayfa 345.

Öyleyse, Eusebius ve daha önceki yazarlar bu ayetleri çok açık bir şekilde aktardıkları halde, Wiewille neden tarihler hakkında kaçamak sözler söyleyerek konuyu bulandırıyor?

   Son olarak, ilk Hristiyanlar'ın Üçlü Birlik hakkında söylediği şeyler için bir sonraki soruya bakın.

 

Soru: Matta 28:19. İlk kilisenin Üçlü Birlik konusundaki öğretilerinden bazıları nelerdi?

YANIT: Aşağıda bunlardan bazılarını göreceksiniz:

Diognetus'a anlamına gelen To Diognetus (M.S. 130 civarında yazılmıştır)

“Bir kralın oğlunu göndermesi gibi, bir kral olan Tanrı da O'nu göndermiştir; Tanrı olarak (1) O'nu göndermiştir; O'nu insanlara gönderir gibi göndermiştir; O'nu bir Kurtarıcı olarak göndermiştir..." Bölüm 7. Dipnot (1), buradaki "Tanrı" sözcüğünün gönderilen kişiden söz ettiğini bildirir.

Justin Martyr (M.S. 138-165)

“Çünkü bir sözcüğü söylediğimizde, o sözcüğü doğuruyoruz; ancak sözcüğü söylediğimizde içimizde duran sözcüğün önemini azaltacak şekilde keserek yapmıyoruz. Ve ateş örneğinde gördüğümüz gibi, ateş [başka bir şeyi] tutuşturduğunda azalmaz, aynı kalır. Bilgelik Sözü, her şeyde Baba'dan doğan ve Söz ve Bilgelik ve Güç'tür ve O'nun Kendisinden çıktığı Kişi'nin yüceliği söylediklerimi kanıtlamaktadır." Trifo ile Diyalog anlamına gelen Dialogue with Trypho, bölüm 61. Aslında 57-63'cü bölümlerin bütünü İsa'nın Tanrılığı'nı ele alır.

Antakyalı Teofilus (M.S. 168-181/188)

“Işık veren cisimlerden [güneş, ay ve yıldızlar] daha önce olan üç gün de, Tanrı, Tanrı'nın Sözü ve Tanrı'nın Bilgeliği olmak üzere Üçlü Birlik'in (Grekçe triad) tiplemeleridir." Otolikus'a anlamına gelen To Autolycus, kitap 2, bölüm 15, sayfa 101.

Antakya piskoposu Teofilus (M.S. 168-181/188)

“Çünkü ilahi yazının kendisi bize, Adem'in O'nun sesini duyduğunu söylediğini öğretir. Ama bu ses, aynı zamanda Tanrı'nın Oğlu olan Tanrı'nın Sözü değilse nedir?" Teofilus'tan Otolikus'a anlamına gelen Theophilus to Autolycus, kitap 2, bölüm 22, sayfa 103.

İreneyus (M.S. 182-188)

“Ama İsa'nın Kendisi, Kendi hakkıyla, yeryüzünde yaşamış olan her insanın ötesinde Tanrı ve Rab ve Sonsuz Kral'dır, Beden Almış Tanrı Sözü'dür. O, bütün peygamberler, elçiler ve Kutsal Ruh'un Kendisi tarafından bildirilmiştir ve gerçeğin küçücük bir parçasını bile alan herkes tarafından görülebilir."

(İreneyus, Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against Heresies, kitap 3, bölüm 19.2, sayfa 449).

“Şunu bil ki, her insan ya boş ya da doludur. Eğer Kutsal Ruh'a sahip değilse, Yaratıcı'yı tanımaz. Yaşam olan İsa Mesih'i almamıştır, göklerdeki Baba'yı tanımaz..." (Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against Heresies 3:16)

“Kilise de, tek bir ruhmuş gibi öğretinin bütün bu noktalarına inanır... Çünkü Almanya'da kurulan kiliseler, İspanya'dakiler, Galya'dakiler, Doğu'dakiler, Mısır'dakiler, Libya'dakiler ya da herhangi başka bir yerdekiler bundan farklı bir şeye inanmaz ve öğretmez."

İskenderiyeli Klement, The Stromata (M.S. 193-202), kitap 5, bölüm 14, sayfa 468'da "Kutsal Üçlü Birlik"ten söz etmiştir.

Tertulyan (M.S. 198-220)

“O zaman Söz, 'Ben Baba'dayım' dediği gibi, hem her zaman Baba'dadır ve 'Söz Tanrı'yla birlikteydi' diye yazılmış olduğu gibi her zaman Baba'yla birliktedir. Ve 'Ben ve Baba biriz' dediği gibi Baba'dan hiçbir zaman ayrı değildir ve ondan başka değildir." Prakseas'a Karşı anlamına gelen Against Praxeas, bölüm 8.

Hippolitus (M.S. 170-235/6), Yuhanna 1:1'in bir kısmını aktardıktan sonra şöyle der:

“O zaman eğer Söz Tanrı ile ve Tanrı idiyse, bunu ne izler? İnsan burada iki Tanrı'dan söz edildiğini mi söyler? Ben aslında iki değil, bir Tanrı'dan ancak iki Kişi'den ve üçüncü bir idareden [düzenden] yani Kutsal Ruh'un lütfundan söz edeceğim. Çünkü Baba gerçekten de Birdir ama bir de Oğul olduğundan iki Kişi vardır. Bunun yanı sıra bir de üçüncü Kişi vardır ki, bu da Kutsal Ruh'tur. Baba buyurur, Söz yerine getirir ve Oğul da Baba'ya inanan kişiye gösterilir. Uyum idaresi tek Tanrı'ya döner, çünkü Tanrı tektir. Buyuran Tanrı'dır, itaat eden Oğul'dur ve anlayış veren Kutsal Ruh'tur. Baba her şeyin üzerindedir, Oğul her şeyin arasındadır ve Kutsal Ruh da her şeyin içindedir. Ve Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un gerçeğine inanmadan tek bir Tanrı'yı düşünemeyiz." Noetus Adındaki Kişinin Öğrettiği Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against the Heresy of One Noetus, bölüm 14.

Athanasius (M.S. 296-373)

 “Kargaşa olmadan birleşmiş, ayrılmadan ayırt edilmiş. Ayrılamaz ve derecesiz." Luka 10:22 Hakkında Vaaz anlamına gelen Sermon on Luke 10:22

“Çünkü bir insan sadece çarmıhta elleri açılmış bir şekilde ölür. Rab'bin buna da katlanması uygundu. Bir eliyle eski zamanlarda yaşamış insanları, öbür eliyle Yahudi olmayan uluslardan olanları birleştirerek Kendine çekiyordu." Beden Alıp İnsan Olma anlamına gelen Incarnation 25:3

Kapadokyalı Basil (M.S. 329-379)

“Tanrısal sözler tarafından Kendilerine öğretildiği üzere, Baba'nın Tanrı, Oğul'un Tanrı ve Kutsal Ruh'un Tanrı olduğunu itiraf etmeleri lazımdır" Sezariyeliler'e Mektup 7 (sayfa 116).

Hilari (M.S. 353-368)

“Öyleyse, Tanrı'nın işleri bizim insansal doğamızın anlayışının ötesindedir ve mantıklı düşünme biçimimize uymaz. Çünkü sınırsız sonsuzluğun etkinliği, bazı şeyleri ölçmekte sonsuz bir anlayış gerektirir. Bu yüzden Tanrı'nın insan haline gelmesi, ölümsüz Olan'ın ölmesi, sonsuz Olan'ın gömülmesi mantıklı bir sonuç değil, gücünün sınırlanmasıydı. Yine, diğer yandan, O'nun bir adamdan Tanrı olarak, ölü olandan ölümsüz olarak ve gömülmüş olandan sonsuz olarak görünmesi bizim düşünce biçimimize değil, Tanrı'nın her şeye yeten gücüne bağlıdır. Böylece bizler, Mesih'in ölümü aracılığıyla Tanrı tarafından Mesih'te yeniden canlandırıldık.” Üçlü Birlik Trinity 1:14

“Aynı doğaya sahip olmayanlar hiçbir zaman eşit şekilde onurlandırılmadığından, eşit şekilde onurlandırılmak, onurlandırılanlarda bir ayrım oluşturmaz. Ama doğum gizemi, onur eşitliğini talep eder" (Yuhanna 5:23 hakkında)

Nissalı Gregori (M.S. 335-394)

“Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un Tanrılığı'nın aynı olduğunu söylediğimiz ama insanlara "üç Tanrı vardır" demelerini yasakladığımızda..." Üç Tanrı Değil anlamına gelen “Not Three Gods.”

Milanolu Ambrose (M.S. 340-397)

“O zaman bu sözler, hem Baba, hem de Oğul'un onurunun aynı olduğu Tanrı hakkında yazılmıştır” Hristiyan İnancı Üzerine anlamına gelen Of the Christian Faith 3:3:17.

Özet

Kilisede, Üçlü Birlik'e inanmayan kişiler yoktu. Gnostikler, Aryanlar ve diğer sapkın görüşlere sahip olanlar kiliseden çıkartılıyordu. Yehova Şahitleri, Mormonlar ve diğerlerinin öğretileri yeni icatlardır.

 


Soru: Matta 28:19'yla alakalı olarak ilk kilise Üçlü Birlik hakkında neye inanıyordu?

YANIT: İznik Konseyi öncesi ve sonrasındaki kilisenin isimleri aşağıda bildirilen önderleri Üçlü Bilik öğretilerini öğretti. Yehova Şahitleri'nin Nöbetçi Kulesi anlamına gelen Watchtower yayını Üçlü Birlik'e İnanabilir Misiniz? anlamına gelen Can You Believe the Trinity?'nin onların Üçlü Birlik'e inanmadıklarını göstermeye çalışarak bu ilk kilise yazarlarının çoğundan alıntı yapmaları ilginçtir.

 

Önder

Kaynaklar

Bildiriler ve İnançlar

İgnatyus: Elçi Yuhanna'nın öğrencisidir M.S. 107 ya da 116'da ölmüştür.

17 yerde: Polikarp'a Mektup anlamına gelen bölüm 3, Efesliler 7

“İsa Tanrı'dır”

 

“Tanrı Beden Alıp Dünyaya Gelmiştir”

İmzasız, M.S. 130 civarı

Diognetus'a anlamına gelen To Diognetus, bölüm 7.

Mesih, Kral, Tanrı, insan ve Kurtarıcı olarak gönderilmiştir.

Justin Martyr, M.S. 138-165

Dialogue with Trypho bölüm 55-56,59,61-64,66,74-78

“Tanrı ve Mesih olarak tapınmaya layıktır." Mesih'in var olmadığı bir zamanın varlığını düşünerek hataya düşmüştür.

 

Antakyalı Teofilus, M.S. 168-181/188

Otolikus'a anlamına gelen To Autolycus, kitap 2, bölüm 22.

Aden Bahçesi'ndeki bu ses, aynı zamanda Tanrı'nın Oğlu olan Tanrı Sözü değilse nedir? (Üçlü Birlik terimini ilk kullanan oydu.)

 

İreneyus: Elçi Yuhanna'nın öğrencisidir. M.S. 182-188

Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against Heresies, kitap 3, bölüm 19.2, sayfa 449.

“İsa, Kendi hakkı olarak Kendisi, Tanrı ve Rab'dir...”

İskenderiyeli Klement yazmıştır M.S. 193-217/220.

Stromata kitap 5, bölüm 14,

Öğretmen anlamına gelen The Instructor

“Kutsal Üçlü Birlik”

İsa'yı öven ilahi: “Bütün zaman ve mekânın Rab'bi; insanlığın Kurtarıcısı İsa;”

Tertulyan, M.S. 198-220/240.

Prakseas'a Karşı anlamına gelen Against Praxeas adlı kitabın bütünü

Üçlü Birlik terimini kullandığı bilinen ikinci yazar.

İreneyus'un öğrencisi Hippolitus M.S. 225-235/6

Noetus Adlı Kişinin Sapkın Öğretisine Karşı anlamına gelen Against the Heresy of One Noetus

“Tanrı Oğlu, Tanrı'yken insan oldu.” Yuhanna 1:1-3'ü aktardıktan sonra şöyle der: “Biz de buna göre, beden alıp insan olan Söz'ü görüyoruz ve O'nun aracılığıyla Baba'yı tanıyoruz ve Oğul'a iman ediyoruz ve Kutsal Ruh'a tapıyoruz."

 

İskenderiyeli Orijen M.S. 225-254'de yazdı.

de Principis kitap 1, bölüm 3.8.

Origen kendi zamanında çok tartışılan bir yazardı ama Üçlü Birlik hakkındaki görüşleri hiçbir zaman sorgulanmadı.

“Üçlü Birlik'teki her Kişi'nin gücü aynıdır." Orijen, ruhların daha önce var olması ve sonunda insansal evrensellik konularında hataya düşmüştür.

 

Novatyan, M.S. 210-280

Üçlü Birlik Üzerinde Tez anlamına gelen Treatise on the Trinity

Üçlü Birlik hakkında 32 bölümlük kitap

Athanasius M.S. 296-373

Luka 10:22 Üzerinde Vaaz anlamına gelen Sermon on Luka 10:22

Karmaşa olmadan birleşmiş, ayrılma olmadan ayırt edilmiş, dereceler olmadan bölünemez.

Kapadokyalı Basil

M.S. 357-379

Sezariyeliler'e Mektup 8, Ruh Hakkında anlamına gelen Letter 8 to the Caesareans, On the Spirit

Baba Tanrı'dır, Oğul Tanrı'dır, Ruh Tanrı'dır. Aryan

tartışmasını ele alır.

 

Nissayı Gregori M.S. 335-394

Üç Tanrı Değil Üzerine, Eunomiyus'a Karşı anlamına gelen On Not Three Gods, Against Eunomius

Baba ve Oğul'un doğaları aynıdır

Hilari, M.S. 353-368

Üçlü Birlik hakkında The Trinity adlı bir kitap yazmıştır

Yeterince söylendi.

Milanolu Ambrose M.S. 340-397

Hristiyan İnancı Üzerine anlamına gelen On the Christian Faith

Vahiy 4:8'deki Kutsal, Kutsal, Kutsal, Üçlü Birlik'ten söz eder.

 

Yuhanna Chrysostom M.S. 392-407

Yuhanna 1:1 Üzerinde Vaaz anlamına gelen Homily 3 on Yuhanna 1:1

Söz'ün bir Kişi olarak sonsuzluğu; yaratılmamış oluşu

Hippolu Augustin M.S. 354-430

Kitap: Üçlü Birlik Hakkında anlamına gelen On the Trinity

Rütbe bakımından hiçbir fark kabul etmedi

Nestorius: Efes Konseyi, M.S. 431

Nasturi Hristiyanlığı'nı Başlattı

İsa'nın Tanrı olduğu hakkındaki inancı hiçbir zaman eleştirilmedi

İskenderiyeli Kiril, M.S. 431-444

Efes Konseyi'nde Nasturius'a esas karşı çıkan kişi

(Ne yazık ki) Tanrı'nın annesi Meryem şeklinde bir vurgulama başlattı.

İrlandalı Patrick, M.S. 389-461

Fazla yazmamıştır. Kortikus'a Mektup anlamına gelen Letter to Corticus'u yazmıştır.

Üçlü Birlik hakkında ünlü yonca yaprağı benzetmesi


 

Soru: Matta 28:19 ile ilgili. Kutsal Kitap'ta Üçlü Birlik sözcüğü yer almadığından Üçlü Birlik nasıl Kutsal Kitap'a uygun ve bu yüzden de doğru olabilir?

YANIT: Eski ve Yeni Antlaşma, misyonlar, öğrencilik ya da müjdecilik sözleri de Kutsal Kitap'ta bulunmaz. Kutsal Kitap kavramlarına sadece etiketler yapıştırmak onları daha çok ya da daha az doğru kılmaz. Vaftiz olmamız gereken ismi paylaşan Üç Kişi'ye siz ne isim veriyorsunuz?

   Müslümanlar için, "Üçlü Birlik" sözü Kutsal Kitap'ta yer almadığı halde, aynı şekilde tawhid sözcüğü de Kur'an'da değildir. Mormonlar'ın "sonsuz ilerleme" sözü de, Mormon Kitabı'nda yer almaz.

 

Soru: Matta 28:19 ile ilgili. Üçlü Birlik'i neden kafamda canlandıramıyorum?

YANIT: Bunu kafanızda canlandırmanız gerekmez. Tanrı'nın yüce olmasını, her yerde olmasını, ya da sonsuzluğu da kafanızda canlandıramazsınız ama insanlığın acizliği Tanrı'yı sınırlamaz. Sonsuz Tanrı hakkındaki her şeyi tam olarak anlamayı bekler misiniz? Bizler ancak Tanrı'nın Kendisi hakkında vahyettiği şeyleri anlayabiliriz.

   Üçlü Birlik'in üç nedenden ötürü kafa karıştırıcı olduğu kabul edilmektedir.

1. Tanrı'nın gerçeği, kurtulmamış insanlar için sık sık kafa karıştırıcıdır.

2. Sahte öğretmenler, bu kafa karışıklığına eklemede bulunmuştur. Örneğin, Yehova Şahitleri Üçlü Birlik'i kabul etmez, ancak kendileri de ret ettikleri Üçlü Birlik'i ya yanlış tanıtır, ya da ret ettikleri Üçlü Birlik'in ne olduğunu bilmezler bile. Bazı Mormonlar, Üçlü Birlik'i ret ettiklerini söyledikleri halde, Üçlü Birlik'i kabul ettiklerini söyleyen birçok Mormon tanıdım. Ancak, konuştuğum kişiler onun ne olduğunu bilmiyorlardı. Üçlü birlik, üç Kişi'nin sadece sevgi, ruh ve amaçta bir olmasından çok daha fazlasıdır.

3. Sadece tarikatları suçlayamayız. Birçok gerçek Hristiyan da Üçlü Birlik konusunu açıklamakta yeterince bilgili değildir.

 

Soru: Matta 28:19 ilgili olarak, Üçlü Birlik, benim Tanrı anlayışıma uymuyor.

YANIT: Önyargılarınız her ne olursa olsun, Tanrı'yı izlemeyi seçmelisiniz. Ya da kendi aklınızdaki imajı, ya da putu ya da tanrıyı izlemeyi seçebilirsiniz.

 

Soru: Matta 28:19'la ilgili. Eğer Üçlü Birlik doğruysa, İsa 1/3 Tanrı mıdır?

YANIT: Hayır, Üçlü Birlik hakkındaki bu yanlış tasvir insan mantığına uygun bir şeydir de ancak mantıklı bir yanı da yoktur. Bir masanın yüksekliği masanın 1/3'ü değildir.

   Koloseliler 2:9’a göre İsa Tanrı’nın bütün doluluğuna sahiptir. Güneş ışık verdiğinden ısı veremeyeceğini söylemek gülünçtür. İsa’nın Tanrı’nın bütün doluluğuna sahip olması, Baba ve Ruh’un da Tanrı’nın doluluğuna sahip olamayacağı anlamına gelmez.

 

Soru: Matta 28:19’la ilgili olarak, Üçlü Birlik kavramı, üçlü tanrılara sahip olan Babil ve Asur dinlerinden mi gelmektedir.

YANIT: Hayır. Tanrı, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un ______ vaftiz ettiğinde “adlarıyla” değil, “adıyla” demiştir. Üçlü bir grup, üç ayrı varlık ve üç ayrı tanrısı olan çoktanrılıktır. Üçlü birlik, Bir ayrılmaz Tanrı ve üç ayırt edilen varlıktır.

   Diğer yandan, eğer bir tek varlığın parçaları olsalardı, Grekçe metin, “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla” derdi. Ama aslında böyle demez. Onların bir tek varlık olduklarını vurgulayan bir biçimde tekil olarak “isim” der. Ama onların birbirinden ayırt edilebilir olduğunu vurgulayarak, “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh” sözlerini de içerir.

 

Soru: Matta 28:19’la ilgili. Bir, Birlik Pentikostçu vaizin söylediği gibi, neden bunu Kendisi yapmak yerine oğlunu işkence görüp ölmeye gönderen bir babaya tapmayı neden ret etmeyelim ki?

YANIT: Tanrı’ya kendi şartlarınız dışında tapmayı ret etmeniz çok yazıktır. Baba, sadece İsa’yı gönüllü olarak bizim için ölmesi için göndermekle kalmamış, İbrahim’e de, İshak’ı kurban etmeye razı olup olmayacağını sormuştu.

 

Soru: Matta 28:19’la ilgili. İznik İnanç Bildirisi ilk olarak M.S. 325 yılında İznik’te mi oluşturulmuştu?

YANIT: Aslında daha önce oluşturulmuştu.

 Birçok insan bunun farkında değildir, ama Elçisel Atalar anlamına gelen Apostolic Fathers, cilt 7, sayfa 524’e göre, İznik’teki İznik İnanç Bildirisi, eski Yeruşalim İnanç Bildirisi’nin hafifçe düzeltilmiş haliydi. Ayrıca Neosezariye İnanç Bildirisi’ne de çok benzer.

 

Soru: Matta 28:19’la ilgili. İznik İnanç Bildirisi’ne hiç eklemeler yapıldı mı?

YANIT: Evet. Aşağıda M.S. 325 yılında yazılan özgün İznik İnanç Bildirisi yer almaktadır (çeviri İznik Öncesi Atalar anlamına gelen

Ante-Nicene Fathers, cilt 7, sayfa 524’den alınmıştır.)

Özgün belge, M.S. 325 yılında, İznik’te 318 piskopos tarafından imzalanmıştır.

Biz, görünen ve görünmeyen her şeyin Yaratıcısı, Yüce Baba olan tek Tanrı’ya,

Ve Baba’dan çıkmış, biricik Oğul, yani Baba’nın özünden olan Tanrı Oğlu, tek Rab İsa Mesih’e inanıyoruz.

Hem gökteki, hem de yeryüzündeki her şey O’nun aracılığıyla yaratılmıştır.

O biz insanlar ve bizim kurtuluşumuz için yeryüzüne geldi, beden alıp insan oldu.

Acı çekti ve üçüncü gün dirildi.

Ve göğe alındı.

Ve hem dirileri, hem de ölüleri yargılamak için yeniden gelecektir.

Ve Kutsal Ruh’a inanıyoruz.

[anatema]

Ve Katolik ve Elçisel Kilise, O’nun olmadığı bir zaman olduğunu, ya da Baba’dan çıkmadan önce var olmadığını ya da O’nun hiçbir şeyden yaratıldığını ya da Tanrı Oğlu’nun başka bir özden olduğunu ya da O’nun değişebilir ve tutarsız olduğunu söyleyenleri aforoz eder.

Eke, M.S. 381 yılında Konstantinopolis Konseyi’nde yetki verilmiş ve Efes Konseyi’nde onaylanmıştır (M.S. 421).

Gök ve yerden.

Bütün dünyalardan önce Baba’dan çıkan.

Kutsal Ruh aracılığıyla Bakire Meryem’den olan.

Ayrıca Pontiyus Pilatus’un yönetiminde bizim için çarmıha gerilen,

Ve gömülen.

Baba’nın sağında oturur,

Egemenliği hiçbir zaman son bulmayacaktır.

Rab ve Yaşamı Veren’dir,

Baba’dan çıkan;

Baba ve Oğul’la birlikte tapınılır ve yüceltilir;

Peygamberler aracılığıyla konuşan:

Bir tek Kutsal Katolik ve Elçisel Kiliseye.

Günahların silinmesi için bir tek vaftizi kabul ediyoruz.

Ölülerin dirilişini

Ve gelecek dünyadaki yaşamı bekliyoruz. Amin.

[Anatema burada yer almaz.]

   Hristiyanlığın İnanç Bildirileri anlamına gelen Creeds of Christendom, cilt 1, 24-29 sayfalara göre, buradaki cümleciklerden bazıları Epifanyus’un iki inanç bildirisi ve Yeruşalimli Kiril’in M.S. 350 yılında yazdığı inanç bildirisinde de yer almaktadır.

İnanç Bildirisi’ne yapılan ikinci bir değişiklik de, Kutsal Ruh’un Baba’dan ve Oğul’dan gönderilmiş olduğunu söylerken “ve Oğul” sözünün konulmasıdır. Bu ilk olarak, M.S. 589 yılında Üçüncü Toledo Konseyi’nde görülmüştür.

Bu, İnanç Bildirisi’ne resmi olarak Katolik Kilisesi tarafından eklenmiştir ve M.S. 879 yılında Ortodoks Patrik Fotiyus’un altında Ortodoks Kilisesi’yle resmi bir ayrılışın nedeni olmuştur.

 

Soru: Matta 28:19’la ilgili. “Bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları ...vaftiz edin” dediğinde, buradaki “onlar” sözcüğü, Yahudi olmayan uluslardan söz ettiğinden ve diğer uluslar suya batırılamayacağından, bu sözler, bu ayetin suyla vaftizle ilgili olarak anlaşılamayacağı anlamına mı geliyor?

YANIT: Hayır. Bir “ulus” da öğrenci olarak yetiştirilip öğretilemez, ama “uluslar” sözü, diğer ulusların halklarından söz etmektedir. Bu, Matta 28:19’u suyla vaftizden söz ettiğini anlayan ilk Hristiyanlar için çok açık bir şeydi. Aşağıda bunun kanıtını göreceksiniz.

Didache (M.S.125 civarı) bölüm 7, sayfa 379’da şöyle der: “Diri suda Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin. Ama eğer diri su yoksa, başka suyla vaftiz edin; ve eğer soğuk suyla vaftiz edemiyorsanız ılık suyla vafiz edin. Ama ikisi de yoksa, vaftiz olan kişinin başından aşağıya, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla su dökün.”

Tertulyan’ın (M.S. 198-220) Vaftiz Üzerine anlamına gelen On Baptism adında On Baptism. bütün bir eseri vardır. Bu eserin bir yerinde Tertulyan şöyle der: “Ama şimdi artık iman açıldığından ve O’nun doğuşu, çektiği acılar ve dirilişine inanan bir iman haline geldiğinden, dini törene bir şey daha eklendi. Yani, vaftiz etkinliğinin mühürlenmesi; giysiler, bir anlamda daha önce çıplak olan ve şimdi de doğru yasası olmadan var olamayan iman genişlemiştir. Çünkü vaftiz yasası verilmiştir ve formülü şöyle olarak bildirilmiştir: “Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh`un adıyla vaftiz edin.” Vaftiz hakkında anlamına gelen On Baptism, bölüm 13, sayfa 676.

Portus piskoposu Hippolitus (M.S. 222-235/6), “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin” der. Kısaca Kornelyus’tan söz eder. Noetus Adlı Birinin Öğrettiği Sapkınlığa Karşı anlamına gelen

Against the Heresy of One Noetus, bölüm 14, sayfa 228.

Novatian’a Karşı Anonim Tez anlamına gelen Anonymous Treatise Against Novatian (M.S. 254-257) bölüm 3, sayfa 658, “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin” der.

Yeniden Vaftiz Etmek Konusunda Anonim Tez anlamına gelen Anonymous Treatise on Re-Baptism (M.S. 254-257) “onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adıyla vaftiz et” der (bölüm 7, sayfa 671).

Kartacalı Kipriyan (M.S. 246-258) “Rab, dirildikten sonra, öğrencilerini gönderirken onlara ne şekilde vaftiz etmeleri gerektiği hakkında talimat verdi ve öğretti. Onlara, “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh`un adıyla vaftiz edin” dedi. Rab, ulusların ismiyle vaftiz olması gereken Üçlü Birlik’i ima etmiştir. O zaman Marciyon Üçlü Birlik”i savunuyor mu? Bizim yaptığımız gibi aynı Baba’yı, Yaratıcı’yı vurguluyor mu? Aynı Oğul’u, Tanrı Sözü olarak beden alıp insan olan, bizim günahlarımızı taşıyan, ölerek ölüm üzerinde zafer kazanan, bedende ilk olarak dirilen ve öğrencilerine aynı bedenle dirildiğini gösteren Bakire Meryem’den doğan Mesih’i tanıyor mu?

Marsiyon ve diğer sapkınlar için iman çok farklıdır. Onlar için, kutsallık ve gerçeğe düşman olan sadakatsizlik, hainlik, küfür ve çekişmeden başka bir şey yoktur. Öyleyse, kendisi imanın gerçeğine sahip değilken, onların arasında vaftiz olmuş biri, imanı aracılığıyla, nasıl günahların bağışlanmasına ve ilahi merhamet lütfunu almış gibi görünebilir?” Siyriyan’ın Mektupları anlamına gelen Letters of Cyprian, Mektup 72, bölüm 3, sayfa 380-381.

 

Soru: Matta Müjdesi’ni Matta’nın yazdığı konusunda ne gibi kanıtlar vardır?

YANIT: Hristiyanlık’tan kuşku duyan Asimov’un Kutsal Kitap’a Kılavuzu anlamına gelen Asimov’s Guide to the Bible, sayfa 772’de, “Hadislerin ötesinde bir kanıt yoktur” der. Bu, ilk Hristiyanlar’ın yazdıklarından başka bir kanıt yok demek gibidir. Tabii ki, elimizde videokasetler yoktur ama o dönemle ilgili olarak elyazmalarından fazlasına sahip olamayız. İlk kilise, Matta Müjdesi’ni elçi Matta’nın yazdığını evrensel olarak kabul etmişti. Aslında epey çok kanıt vardır:

Papyas (M.S. 130-150), Matta ve Markos Kitapları’ndan isimleriyle söz eder.

Eusebius’un Kilise Tarihi anlamına gelen Fragment 6 from Eusebius’ Ecclesiastical History, kitap 3, bölüm 39.

Claudius Apollinaris (M.S. 160-180), Matta, Müjdeler ve yasadan söz eder. İznik Öncesi Atalar anlamına gelen Ante-Nicene Fathers, cilt 8, bölüm 772.

İreneyus (M.S. 182-188) Matta Müjdesi’nin Matta tarafından yazıldığını göstermek için

Matta 1:1’i aktarır. İreneyus Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Irenaeus Against Heresies, kitap 3, bölüm 16.2, sayfa 440.

İskenderiyeli Klement (M.S. 193-217/220) “Ve Matta’nın Müjdesi’nde, İbrahim’le başlayan soyağacı, Rab’bin annesi Meryem’e kadar devam eder.” Stromata, kitap 1, bölüm 21, sayfa 334.

Tertulyan (M.S. 198-220) şöyle der: “Yuhanna ve Matta Müjdeleri’nden söz ediyorum: Markos’un yayınladığı Müjde, tercümanı Markos olan Petrus’a mal edilebilir. Luka’nın Müjdesi’ni bile insanlar olağan dışı bir şekilde Pavlus’a mal ediyorlar. Ve öğrencilerin yayınladığı eserler öğretmenlerine ait gibi gözükebilir” Tertulyan, Marsiyon’a Karşı Beş Kitap anlamına gelen Five Books Against Marcion, kitap 4, bölüm 5, sayfa 350.

Tertulyan şöyle yazmıştır: “…Müjdeci Antlaşma’nın yazarlarının elçiler olması ... Bu yüzden elçilerden, Yuhanna ve Matta ilk olarak bize iman aşılar. Diğer iki elçi, Luka ve Markos da bu imanı daha sonra yeniler. Marsiyon’a Karşı Beş Kitap anlamına gelen Five Kitaps Against Marcion, kitap 4, bölüm 2, sayfa 347.

Julius Africanus (M.S. 232-245), Aristides’e Mektup anlamına gelen Letter to Aristides, bölüm 3, sayfa 126’da, İsa’nın iki soyağacını kıyaslarken “Müjdeci Matta” ve “Luka”dan söz eder.

Orijen (M.S. 225-254), Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’dan söz eder. Orijen, Celsus’a Karşı anlamına gelen Origen Against Celsus, kitap 5, bölüm 56, sayfa 568.

Kartacalı Kipriyan (M.S. 246-258), Kipriyan’ın Tezleri - Tanıklıklar anlamına gelen Treatises of Cyprian - Testimonies bölüm 3, sayfa 533’de Matta 5:23,24’den alıntı yaparken, “Matta’nın Müjdesi”nden söz eder. Ayrıca bkz. The Treatises of Cyprian Treatise 12, üçüncü kitap 1.40.

İskenderiyeli Dionisyus (M.S. 246-265), Matta’nın söylediği gibi, ‘Şabat gününü izleyen haftanın ilk günü;’ ‘Yuhanna’nın yazdığı gibi, ‘erkenden, ortalık daha karanlıkken;’ Luka’nın söylediği gibi, ‘sabah erkenden’ ve Markos’un bize söylediği gibi, ‘sabah erkenden.’ Böylece hiçbiri bize O’nun dirildiği zamanı tam olarak açık bir şekilde göstermemiştir” Piskopos Basilides’e Mektup 5 anlamına gelen Letter 5 to the bishop Basilides, sayfa 94.

Arhelas (M.S. 262-278) “Müjdeci Matta’da Ruh, Rabbimiz İsa Mesih’in şu sözlerine dikkat çekme konusunda dikkatlidir: ‘Sakın kimse sizi saptırmasın! Birçokları, `Mesih benim` diyerek benim adımla gelip birçok kişiyi aldatacaklar. Eğer o zaman biri size, `İşte Mesih burada`, ya da `İşte şurada` derse, inanmayın. Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar. İşte size önceden söylüyorum. Bunun için size, `İşte Mesih çölde` derlerse gitmeyin. `Bakın, iç odalarda` derlerse inanmayın.” Manes’le Tartışma anlamına gelen Disputation with Manes, bölüm 35, sayfa 209.

Adamantiyus (M.S. 300 civarı) “Bunların uydurma olmadığını Müjdeler’den gösterirsem kabul edecek misin?” … “Onları Mesih’in öğrencileri, Yuhanna and Matta; Markos and Luka yazdı: Gerçek İnanç Üzerinde Diyalog anlamına gelen Dialogue on the True Faith, birinci kısım “b 5” sayfa 41.

Petaulu Victorinus (M.S. 304 yılında şehit edilmiştir) Mezmurlar, Matta, Yeşaya ve Daniel’den söz eder (Dünyanın Yaratılışı Üzerinde Yorum Kitabı anlamına gelen Commentary on the Creation of the World, sayfa 342).

 

Soru: Papyas, Matta’nın Müjdesi’nden söz ettiğinde, Asimov’un Kutsal Kitap Kılavuzu anlamına gelen Asimov’s Guide to the Bible, sayfa 771’in bildirdiği gibi Papyas’ın şimdi elimizdeki Matta’nın Müjdesi’nden söz ettiği kesin değil midir?

YANIT: Asimov, kilise tarihinden çok kimya alanında bilgiliydi. Ayrıca, bundan önce sözünü ettiğimiz kişiler, bu Müjde’nin hem Matta tarafından yazıldığını söylemişler, hem de Matta’nın Müjdesi’nden ayetler aktarmışlardır. Ayrıca aşağıda adları bildirilen ilk kilise yazarlarının Matta’nın Müjdesi’nden yaptıkları alıntılara sahibiz. Hepsi de, yazarının kim olduğunu söylemedikleri halde, bugün elimizde olan Matta’nın Müjdesi’nden alıntı yapıyorlar.

Romalı Klement’in yazıları ve Barnaba’nın Mektubu anlamına gelen The Epistle of Barnabas, İgnatyus’tan daha erken bir dönemde yazmışlardı.

Romalı Klement, M.S. 97/98

Barnaba’nın Mektubu, M.S. 100 civarı

Diognetus’a anlamına gelen To Diognetus M.S. 130

Yuhanna’nın öğrencisi, İzmir piskoposu Polikarp M.S. 150 civarı

Hermas Çobanı, M.S. 160

Justin Martyr, M.S. 138-165

Antakyalı Teofilus, 168-181/188

Athenagoras, M.S. 177 civarı

   Bu yüzden, eğer antik zamanlardaki alıntılar kitaba uyuyorsa, ilk Hristiyanlar, kitabın yazarının Matta olduğunu söylediyse ve Matta’nın Müjdesi adı verilen başka bir kitapları yok idiyse, ilk kilisenin bildiklerinden şüphe etmemizi gerektirecek hiçbir kanıt yoktur.

 

Soru: Matta Müjdesi ne zaman yazılmıştı?

YANIT: Bu konuda sadece, Matta Müjdesi’nin M.S. 33 yılından sonra ve büyük bir olasılıkla M.S. 70 yılından önce yazıldığını söyleyebiliriz. İlk olarak bildiklerimizi, sonra da çeşitli bilginlerin düşüncelerini aktaracağız.

Müjdeler’in tarihleri hakkında bilinen gerçekler

Luka: Pavlus, 1 Timoteos 5:18’de,

Yasa’nın Tekrarı [Yasa’nın Tekrarı 25:4] ve Luka [Luka 10:7] kitaplarından Kutsal Yazılar diye söz ederek onlardan aktarma yapmıştır. Çoğu bilgine göre, 1 Timoteos Kitabı M.S. 63 yılında yazılmıştı. (Ancak Markos White, 1 Timoteos Kitabı’nı M.S. 100-125 civarı olarak tarihlendirir)”

Paris’te bulunan Luka’nın birinci bölümünden 6’cı bölümünün sonuna kadar olan kısmının parçalarını içeren Luka elyazması, Philip Comfort tarafından M.S. 100 civarı olarak tarihlendirilmiştir. Tabii ki, Luka Müjdesi, Elçilerin İşleri Kitabı’ndan daha önce yazılmıştır. Bu konu hakkında daha çok bilgiyi şu kitapta bulabilirsiniz:

 Thiede, Carsten SAYFA and Matta d’Ancona tarafından yazılan ve İsa’nın Görgü Tanıkları: Müjdeler’in Çıkışı Hakkında Harika Yeni Elyazması Kanıtları anlamına gelen Eyewitness to Jesus: Amazing New Manuscript Evidence About the Origin of the Gospels (NY Doubleday 1996 206 ve sonraki sayfalar). Ancak, Thiede ve d’Ancona bunu, “M.S. 68’den daha ileri bir tarihte değil” şeklinde tarihlendirdiği halde, Philip Comfort daha ihtiyatlıdır; kitabı M.S. 100 olarak tarihlendirmiştir.

Yuhanna: Elçi Yuhanna’nın bir öğrencisi olan Sezariyeli Eusebius, Matta and Markos’un kendi müjdelerini yazdıklarından söz eder. Eusebius, Matta’nın Müjdesi’ni ilk olarak İbranice (Aramice?) yazdığını söylemiştir. Bazıları, bunun sadece İbranice edebi stilde yazıldığı anlamına gelebileceğini düşünür ancak bu epey şüphelidir. Elimizde Yuhanna Müjdesi’nin bir parçası var (M.S. 117-138’de yazılan John Rylands elyazması). Genelde Yuhanna’nın yazılan son Müjde olduğu düşünülür.

 

Çeşitli Bilginler Bu Konuda Ne Düşünüyor?

Yorumcu’nun Kutsal Kitap Yorum Kitabı anlamına gelen The Expositor’s Bible Commentary, cilt 8, sayfa 20-21, M.S. 66-100 der ve “büyük bir olasılıkla altmışlı yıllarda yazılmıştır” diye ekler. Ayrıca Gundry’nin, özellikle de Luka’nın Matta’yı temel aldığını ve Luka ve Luka-Elçilerin İşleri M.S. 63’den önce tamamlandığından Matta’nın tarihi için M.S. 40-100 dediğini de ilave eder.

The NIV Study Bible, sayfa 1439, bazılarının M.S. 50 kadar erken bir tarihte yazıldığını, başkalarının ise M.S. 70’den de sonra yazıldığını düşündüğünü bildirir.

Yeni Cenova Etüt Kutsal Kitabı anlamına gelen New Geneva Study Bible, sayfa 1503, bazı insanların Matta’nın tamamlanış tarihini M.S. 50 ve M.S. 100 gibi aşırı, olmayacak şekillerde bildirdikleri halde, uygun bir tarihin M.S. 64-70 olduğunu söyler.

Yeni Cenova Etüt Kutsal Kitabı anlamına gelen New Geneva Study Bible, sayfa 1558’de, “Genelde, Matta ve Luka’nın M.S. 80-90 civarında yazılmış olduğu düşünülür” der.

Ayrıca, Luka and Elçilerin İşleri’nin M.S. 62 civarında tamamlanmış olabileceğini ve bazı insanların Yeni Antlaşma’nın bütün kitaplarının M.S. 70’den önce yazılmış olduğunu savunduğunu da bildirir.

NIV Kutsal Kitap Yorum Kitabı anlamına gelen New International Bible Commentary, Matta’nın en eski Müjde olduğu düşünüldüğü zaman hariç, normalde M.S. 75-80 olarak tarihlendirildiğini bildirir.

İnanlının Kutsal Kitap Yorum Kitabı anlamına gelen Believer’s Bible Commentary, sayfa 1202, Matta’nın M.S. 45 kadar erken bir tarihte Aramice olarak bir şey yazmış olabileceğini ve M.S. 55 ya da hatta daha sonra daha bütün, kanonik bir Müjde’yi tamamladığını söyler. Şöyle ekler:

“Müjde’nin Yeruşalim’in yıkılışından (M.S. 70) sonra yazılmış olması gerektiği görüşü, büyük ölçüde Mesih’in gelecekteki bu olayı ayrıntılı bir şekilde bildirmesine inançsızlığa ve tanrısal esini görmezden gelen ya da inkâr eden başka rasyonalist teorilere dayanır.

Yeni Uluslararası Kutsal Kitap Sözlüğü anlamına gelen New International Dictionary of the Bible sayfa 631, tam olarak bilmediğimizi ama Markos’a bağımlılığının ve Yeruşalim’in yıkılmasından söz etmeyişinin M.S. 70 yılından kısa bir süre önce yazıldığını önerdiğini bildirmektedir.

Wycliffe Kutsal Kitap Sözlüğü anlamına gelen Muhafazakâr Wycliffe Bible Dictionary, sayfa 1090, Matta Müjdesi’nin M.S. 30-115 yılları arasında yazılmış olduğunu söyler.

C.I. Scofield, M.S. 37, The Bible Knowledge Commentary New Testament, sayfa 16’ya göre bu tarihin M.S. 37 kadar erken bir tarih olabileceğini söylemiştir,

Kutsal Kitap Bilgi Yorumu: Yeni Antlaşma anlamına gelen The Bible Knowledge Commentary: New Testament, sayfa 15-16, kesin bir yıl söyleyebilmenin imkânsız olduğunu söyler. Çok az bilgin M.S. 70’den sonraki bir tarihi verir ve bu da, söz konusu kaynağa, Matta 4:5; 27:53’de sözü edilen “Kutsal Kent”in daha hâlâ yıkılmamış olduğu imasını ekler. M.S. 50 civarında bir tarihin sözü edilen bütün talepleri yerine getireceğini söyler ve Matta’nın ilk yazılan Müjde olduğu düşüncesini savunur.

Şüpheci Asimov’un Kutsal Kitap Kılavuzu anlamına gelen Asimov’s Guide to the Bible, sayfa 771, Matta’nın son halini büyük bir olasılıkla

M.S. 70 ’den hemen sonra aldığını söyler.

İsa ve Müjdeler’in Sözlüğü anlamına gelen Dictionary of Jesus and the Gospels, sayfa 528, karışık olarak liberal ve muhafazakâr bilginler tarafından yazılmıştır. O da kesin bir yanıt vermez ama, “Matta’nın yazılmış olabileceği en erken tarih, M.S. 75-80 arasıdır. M.S. 75-85 tarihlerinde yazılmış olduğu tahminleri yaygındır (Bonnard, Grundmann, Davies, and Allison adlı yorumcular).

Muhafazakâr olmayan Matta 1-7: Bir Yorum anlamına gelen Matta 1-7 : A Commentary, sayfa 93, ayrıntılı bir bilgi verdikten sonra varsayımsal olarak, “Matta Müjdesi’nin tarihi M.S. 80 yılından çok ilerisine konulmamalıdır” sonucuna varır.

Austin’deki University of Texas’tan muhafazakâr olmayan profesör Markos White, ders notlarında Matta’nın M.S. 80-90 civarında yazıldığını bildirir. 

   Bir liberal tahmin de, eğer Matta, Markos’tan ayetler aldıysa, Markos’un Matta’nın yazılışından yıllar önce elden ele dolaşıyor olması gerektiğidir. Bir başka ön varsayım da, Tanrı’nın Yeruşalim’in M.S. 70 yılındaki yıkımını önceden bildirmiş olabileceğini inkâr eder.

 

SORU: Bugün elimizde olan Matta Müjdesi’nin özgün olarak yazılmış olan Matta Müjdesi’nin güvenilir bir şekilde korunmuş kopyası olup olmadığını nasıl biliyoruz?

YANIT: Bunun en az üç iyi nedeni vardır:

1. Tanrı, Yeşaya 55:10-11; Yeşaya 59:21; Yeşaya 40:6-8; 1 Petrus 1:24-25; Matta 24:35’de Kendi Sözü’nü koruyacağına söz vermiştir.

2. İlk kilisenin kanıtı. Birçok yazar, Matta’nın Müjdesi’nden aktarma yapmış ya da ondan söz etmiştir. Bunların en erkenleri aşağıda yer alır:

Romalı Klement (M.S. 97/98) Matta 6:12-15; 7:2; 15:8’i aktarır. Ancak Matta 15:8 (bölüm 5, sayfa 9) Markos 7:6 ve Yeşaya 29:13 ile aynıdır.

İgnatyus, İzmirliler’e Mektup anlamına gelen Letter to the Smyrnaeans 1:1 (M.S. 90-116), Polikarp’a Mektup anlamına gelen Letter to Polycarp, bölüm 2, sayfa 94, Matta 10:16b’yi aktarır.

The Didache (= On İki Elçinin Öğretisi) (M.S. 120-150) bölüm 8, sayfa 379 Matta 6:5,9-13’den Rab’bin Duası’nı aktarır. Dipnot 24’e göre bu Luka’dan değil, kesinlikle Matta’dandır.

2 Klement bölüm 3, sayfa 252 Matta 10:32’yi İsa’nın sözleri olarak aktarır ve ayrıca Matta 22:37’den de bahseder.

2 Klement bölüm, sayfa 252, Matta 7:21’i kendi sözleriyle aktarır.

2 Klement bölüm 5, sayfa 252, Matta 5:28’yi İsa’nın sözleri olarak kendi sözleriyle aktarır. 2 Klement bölüm 9, sayfa 253 Matta 12:50’yi İsa’nın sözleri olarak kendi sözleriyle aktarır.

Barnaba’nın Mektubu anlamına gelen The Letter of Barnabas (M.S. 100-150), bölüm 5, Matta 20:16’dan (ve ayrıca 22:14’den) aktarma yapar. İznik Öncesi Atalar anlamına gelen The Ante-Nicene Fathers, 139’cu sayfadaki dipnot bunun, önünde “Yazılmıştır” şeklindeki yetkili formül bulunan ilk aktarma olduğunu söyler.

Polikarp’ın Filipililer’e Mektubu anlamına gelen Letter of Polycarp to the Filipililer, bölüm2 sayfa 33 (M.S. 110-155) Matta 7:1’yi olduğu gibi aktarır: “Ama Rab’bin öğretisinde ne dediğini aklınızda tutun: ‘Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız.’”

Polikarp, Polikarp’ın Filipililer’e Mektubu anlamına gelen Polycarp’s Letter to the Philippians, bölüm 7, 34-35 sayfalarda Matta 6:13a’yı aktarır.

Polikarp, Polikarp’ın Filipililer’e Mektubu anlamına gelen Polycarp’s Letter to the Philippians bölüm 7, sayfa 34-35’de Matta 26:41b’yi aktarır.

Diognetus’a Mektup anlamına gelen The Letter to Diognetus, bölüm 9, sayfa 28 (M.S. 130 civarı), Matta 6:25’den söz ederek, “Kurtarıcı’nın bize, ‘giyecek ve yiyecek konusunda kaygılanmamamız için’ Kendisine güvenmemizi öğrettiğini söyler.

Diognetus’a Mektup anlamına gelen The Letter to Diognetus, bölüm 8 sayfa 28 (M.S. 130 civarı) Matta 19:17’den söz eder.

(parça 1’e göre) Papyas, Petrus, Yakup, Yuhanna, Matta ve diğerleriyle şahsen konuşan ilk kilise yazarlarından biriydi. Parça 6’da, Matta’nın [İsa’nın] bildirimlerini İbranice olarak bir araya getirdiğini söylemiştir.

Justin Martyr (M.S. 138-165) Matta’yla ilgili kaynaklara dayanır Matta (neredeyse 38 kez), ki bu sayı da diğer Müjdeler’den çok Matta’nın Müjdesi’ne dayandığını göstermektedir.

Bunu, Justin’in diğer Müjdeler’i kaynak göstermesiyle kıyaslamak için bkz. İznik Öncesi Atalar, anlamına gelen Ante-Nicene Fathers cilt 1, sayfa 591. Luka’dan gösterilen kaynakların birçoğunun Luka ve Matta’da aynı olduğunu unutmayın. Şu ayetleri aktarır ya da kendi sözcükleriyle söyler: Matta 1:21; 3:11-12,17; 4:9,10; 5:20,28,29,32; 3:34,37,44,45,46; 6:1,16,19,20,21,22,25,26,33,41; 7:15,16,19,21,22; 8:11; 9:13; 10:28; 11:12-15,27; 12:38f; 13:3,42; 15:22-28; 16:21,26; 17:12; 19:6,12,17,26,28; 21:13; 22:17,19-21,37; 23:15,23,24,27; 24:11; 25:41; 26:39

Muratoryan Kanonu anlamına gelen Muratorian Canon (M.S. 170 civarı), diğer üç Müjde’yle birlikte Matta’nın Müjdesi’nden de söz eder.

Hermas Çobanı anlamına gelen Shepherd of Hermas (M.S.160 civarı), kitap 1, Dördüncü Görüm, bölüm 2, sayfa 18, Matta 26:24’ün, “O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu” diyen dörtte birini aktarır. Hermas Çobanı anlamına gelen Shepherd of Hermas (M.S. 160) kitap 2, bölüm 6, sayfa 30, Matta 10:28’in, “Canı da bedeni de mahvedebilen Tanrı`dan korkun” diyen kısmından söz eder.

Sapkın Tatian (M.S. -177) Diatessaron adı verilen dört Müjde’nin uyumunu yazdı. Burada Matta’daki 819 ayetten söz eder ki, bu da Matta Müjdesi’nin % 76’sıdır.

Claudius Apollinaris (M.S. 160-180) Matta, Müjdeler’den ve yasadan söz eder. İznik Öncesi Atalar anlamına gelen Ante-Nicene Fathers cilt. 8, bölüm 772

Efesli Apollonius (M.S. 210 civarı), Montanizm Hakkında anlamına gelen Concerning Montanism bölüm 4 sayfa 776’da Matta 10:9’u Rab’bin söylemiş olduğu bir söz olarak aktarır. Ayrıca, Montanizm Hakkında anlamına gelen

in Concerning Montanism, bölüm, sayfa 776’da da Matta 12:33’ü aktarır.

Antakyalı Teofilus (M.S. 168-181/188) , Teofilus’tan Otolikus’a anlamına gelen Theophilus to Autolycus, kitap 3, bölüm 3, sayfa 115’de Matta 5:28’i, ‘Müjde’nin sesi” olarak aktarır. 

İreneyus (M.S. 182-188) dört Müjde hakkında da birçok kaynak kullandığı halde, en çok Matta’yı kullanır. Matta’dan 223 ayeti ya da bütün olarak ya da kısmen kullanır. İreneyus, Sapkınlıklara Karşı anlamına gelen Against Heresies, kitap 3, bölüm 16, sayfa 441’de bu Müjde’nin Matta tarafından yazılmış olduğunu söyler. Aşağıda, İreneyus’un Matta’nın ilk dokuz bölümünden aktardığı ya da kendi sözleriyle bildirdiği ayetlerin bir listesini bulacaksınız: 1:1,12-16,18,20,23; 2:15,16; 3:3,7,9-12,16; 4:3,7,9,10; 5:5,8,13a,14a,16,18,20-28,33-35,41,44,45; 5:12’nin son 1/3’ü ve 7:7’nin ortasındaki 1/3’ü; 6:12a,19,24,27; 7:1-2,5; 8:9,11-13; 9:2a,6,8,29

İreneyus ayrıca Matta 2:16; 5:39; 7:15,19,25; 9:17 11:9; 12:18,31; 13:25,38,44; 17:3,7,27’den de söz eder.

İreneyus’un Matta Müjdesi’nin 10’cu bölümünden sonrasından aktardığı bütün ayetleri henüz ikinci kez kontrol edemedim.

İskenderiyeli Klement, Stromata, kitap 1, bölüm 21, sayfa 334’de şöyle der (M.S. 193-202): “Ve Matta’nın Müjdesi’nde, İbrahim’le başlayan soyağacı, Rab’bin annesi Meryem’e kadar devam eder.” İskenderiyeli Klement, Matta Müjdesi’nden daha başka birçok ayet de aktarır.

Tertulyan (M.S. 198-220) Marsiyon’a Karşı Beş Kitap anlamına gelen Five Kitaps Against Marcion, kitap 4, bölüm 5, sayfa 350’de Matta, Markos, Luka, Yuhanna, Vahiy ve Pavlus’un Mektupları’nın birçoğunun yazarlarının doğru olduğunu vurgular ve Matta’dan birçok ayet aktarır.

Theodotus büyük bir olasılıkla Montanist’ti.

Hippolitus (M.S. 225-235/6), Matta 7:21 ve Matta 21:31’i Kurtarıcı tarafından söylenmiş sözler olarak aktarır. Bütün Sapkınlıkları Yalanlama anlamına gelen Refutation of All Heresies, kitap 5, bölüm 3, sayfa 54. Matta’dan da daha başka birçok ayet aktarır.

Julius Afrikanus (M.Ö. 232-245), Aristides’e Mektup anlamına gelen Letter to Aristides bölüm 3, sayfa 126’da İsa’nın iki soyağacını kıyaslarken “Müjdeci Matta” ve “Luka”dan söz eder.

Orijen (M.S. 225-254), Matta Müjdesi’nden çokça aktarma yapar, çünkü Matta Kitabı üzerinde tam bir yorum kitabı yazmıştır. Orijen’in aktarımlarına Matta 24:23-27 de dahildir.

Novatyan (M.S. 257) Üçlü Birlik hakkında anlamına gelen On the Trinity, bölüm 8, sayfa 617’de bu sözlerin İsa’nın sözleri olduğunu söyleyerek Matta 10:29-30’u aktarır. 12’ci bölümde de yine bu sözlerin İsa’nın sözleri olduğunu söyleyerek Matta 27:20’yi de aktarır. Novatyan Matta’dan şu ayetleri aktarır: Matta 1:23 (sayfa 635); 5:8 (sayfa 639-640); 10:28a (sayfa 636) 10:29,30 (sayfa 617); 12:32b (sayfa 641); 16:16 (sayfa 637); 16:16 (sayfa 637); 28:20b (sayfa 621)

Novatyan’a Karşı Bir Tez anlamına gelen A Treatise Against Novatian, 7:2a (sayfa 661); 7:22,23 (sayfa 659), 10:33 (sayfa 659), 23:12a (sayfa 661) ve büyük bir olasılıkla daha başkaları olmak üzere Matta’dan dört ayetten aktarma yapar.

Yeniden Vaftiz Olma Konusunda Anonim Bir Tez anlamına gelen Anonymous Treatise on Re-Baptism (M.S. 250-259 civarı) Matta Müjdesi’nden şu ayetleri aktarır: 3:11b (bölüm 2, sayfa 668) 9:2b (bölüm 18, sayfa 677); 10:32 (bölüm 11, sayfa 673), 12:37 “Müjde’de” olarak (bölüm 13, sayfa 675), 16:22,23 (bölüm 9 sayfa 672); 24:4,23,24 (bölüm 12, sayfa 674), 26:70 (sayfa 672), 28:19 (bölüm 7, sayfa 671).

Kartaca piskoposu Kipriyan (M.S. 246-258) “Matta’ya Göre İncil’de, ‘İnsanoğlu`na karşı bir söz söyleyen, bağışlanacak; ama Kutsal Ruh`a karşı bir söz söyleyen, ne bu çağda, ne de gelecek çağda bağışlanacaktır’ der” diye aktarır. Kipriyan’ın Tezleri anlamına gelen Treatises of Cyprian, Tez 3, bölüm 28, sayfa 542.

Kartaca piskoposu Kipriyan (M.S. 246-258), Kipriyan’ın Tezleri anlamına gelen Treatises of Cyprian, Tez 10, bölüm 15, sayfa 495’de İsa’nın “Kendi Müjdesi”nde ne söylediğinden söz ederek Matta 5:43-45’i aktarır.

Kartacalı Kipriyan (M.S. 246-258), Mektup 48:4, sayfa 326’da “İsa’nın “Kendi Müjdesi”nde ne söylediğinden söz ederek Matta 15:13’ü aktarır.

Moyses ve diğerlerinden Kipriyan’a (Mektup 25) bölüm 4, sayfa 30’de (M.S. 250-251), “Rabbimiz, Müjdesi’nin borazanıyla” diyerek Matta 10:37-38’i aktarır.

Kornelyus’dan Kipriyan’a (M.S. 246-256 civarı) Matta 5:8’i, “müjdesel söz” olarak aktarır, Mektup 45 bölüm 2, sayfa 323.

Sezariyeli Firmilyan’dan (M.S. 256) Matta 16:9’u İsa’nın sözleri olarak aktarır (Letter 74, bölüm 16, sayfa 394).

Yedinci Kartaca Konseyi’nde (M.S. 258) Castra Galbaeli Lusiyus, “Rab, Müjdesi’nde, ‘Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ona nasıl tuz tadı verilebilir?’ dediğinden” demiştir (sayfa 566).

Gregory Thaumaturgus (M.S. 240-265) Matta 15:11’in bir kısmını Kurtarıcı’nın sözleri olarak aktarır. Kanonik Mektup anlamına gelen Canonical Epistle, kanon 1, sayfa 18.

İskenderiyeli Dionisyus (M.S.246-265) “Matta’nın söylediği gibi, ‘Şabat Günü`nü izleyen haftanın ilk günüydü. Luka’nın söylediği gibi, ‘Erkenden, ortalık daha karanlıkken’di ve Markos’un söylediği gibi, ‘sabah çok erkenden, güneşin doğuşuyla birlikte’ydi. Bu yüzden kimse O’nun tam olarak ne zaman dirildiğini bize göstermemiştir” der. Piskopos Basilides’e Mektup 5 anlamına gelen Letter 5 to the bishop Basilides, sayfa 94.

İskenderiyeli Anatolyus (M.S. 270-280), bölüm 8’de Matta 26:17’den ve bölüm 10’de de Matta 26:38’den söz eder.

Arhelas (M.S. 262-278) “Müjdeci Matta, Ruh, da Rabbimiz İsa Mesih’in bu sözlerine işaret etme konusunda dikkatlidir: “İsa onlara şu karşılığı verdi: “Sakın kimse sizi saptırmasın! Birçokları, `Mesih benim` diyerek benim adımla gelip birçok kişiyi aldatacaklar. Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar. İşte size önceden söylüyorum. Bunun için size, `İşte Mesih çölde` derlerse gitmeyin. `Bakın, iç odalarda` derlerse inanmayın” Manes’le Tartışma anlamına gelen Disputation with Manes, bölüm 35, sayfa 209.

Adamantiyus (M.S. 300 civarı) “Bunların uydurma olmadığını size Müjdeler’den gösterirsem kabul edecek misiniz?” … “Bunları, Yuhanna ve Matta; Markos ve Luka olmak üzere Rab’bin öğrencileri yazmıştır” Gerçek İman Konusunda Diyalog anlamına gelen Dialogue on the True Faith, Birinci Kısım “b 5,” sayfa 41.

Petaulu Victorinus (M.S. 304 yılında şehit edilmiştir), Dünyanın Yaratılışı Hakkında Yorum Kitabı anlamına gelen Commentary on the Creation of the World, sayfa 342’de Mezmur, Matta, Yeşaya, Daniel’den söz eder.

İskenderiyeli Petrus (M.S. 306,285-311) Kanonik Mektup, kanon 12, sayfa 276-277’de Matta 21:6 ve 6:24’ü Rab’bin sözleri olarak aktarır. Ayrıca Kanon 13, sayfa 277’de Matta 2:13-16’den söz eder ve Canon 13: sayfa 277’de Matta 2:22-23’ü aktarır.

Metodiyus (M.S. 260-312) “Bakın, bize Kutsal Yazılar üzerinde ruhsal bakımdan derin düşünme görevi verilmiştir. Bu konu, yararı olsun diye yakan ve dezenfekte eden tuz gibidir. Onsuz kişinin Yüce Tanrı’ya yaklaştırılması imkânsızdır. Çünkü Rab, elçilerine, ‘Yeryüzünün tuzu sizsiniz” demiştir” [Matta 5:13]. On Erden Kızın Şöleni anlamına gelen The Banquet of the Ten Virgins, kitap 1, söylem 1, bölüm 1, sayfa 311.

Teofilus’un Gözetmen Habib’in Şehit Edilmesi anlamına gelen Martyrdom of Habib the deacon, sayfa 694’de, Matta 10:39 ve Matta 7:6’yı “Kutsal Yazılar” olarak aktarır.

İskenderiyeli Atanasyus (M.S. 318 civarı), Putperestlere Karşı anlamına gelen Against the Heathen’de Matta’dan söz etmez. Ancak, Söz’ün Beden Alıp İnsan Olması anlamına gelen Incarnation of the Word’de Matta 19:4 (bölüm 2.6 sayfa 37), Matta 1:23 (ayrıca Yeşaya 7:14) (bölüm 33.3 sayfa 54), Matta 11:13 (bölüm 40.4, sayfa 57-58); Matta 26:64 (bölüm 56.4, sayfa 66) söz etmiştir.

Amfilokiyus (M.S. 289-319) Iambi ad Seleucum’da Matta’dan alıntı yapar.

İskenderiyeli İskender (M.S. 321) Matta 11:27b’yi Kurtarıcı’nın sözleri olarak aktarır. Aryan Sapkınlığı Hakkında Mektuplar anlamına gelen Epistles on the Arian Heresy, bölüm 5, sayfa 293.

İskenderiyeli İskender (M.S. 321), Matta 3:17’yi “Müjde’de” olarak aktarır. Epistles on the Arian Heresy bölüm 8, sayfa 294.

İskenderiyeli İskender (M.S. 321), Matta 11:12’i “Mesih tarafından söylenmiş” olarak aktarır (Epistles on the Arian Heresy, bölüm 12, sayfa 295).

Laktantiyus (M.S. 303 civarı-325 civarı), İsa’nın suyun üzerinde yürümesini ele alırken Matta 14:22-26’dan söz eder. (Tanrısal Kuruluşlar anlamına gelen The Divine Institutes, kitap 4, bölüm15 sayfa116. Lacantius da Matta 5:44; 7:15; 18:7 ve 14, 19, 21’ci bölümler. Matta 1:23’de yer alan Yeşaya 7:14’den Yeşaya’nın sözleri olarak aktarma yapar.

İznik’ten Sonra

Juvenkus (M.S. 329), dört Müjde üzerinde bir yorum kitabı yazmıştır.

Eusebius’un Kilise Tarihi anlamına gelen Eusebius’ Ecclesiastical History (M.S. 323-326), kitap 3, bölüm 24, sayfa 152, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna olmak üzere dört Müjde’yi ele alır. (İznik ve İznik Sonrası Ataları, İkinci Dizi anlamına gelen Nicene and Post-Nicene Fathers Second Series, cilt 1, sayfa 152.)

Suriyeli Afrahat (M.S. 337-345)

Çeltenham Kanonu (-Mommsen Kataloğu) (M.S. 360-370 civarı).

Poitiersli Hilari (M.S.-367)

Atanasius (M.S. 367), Bayramla İlgili Mektup 39 anlamına gelen Festal Letter 39, sayfa 552’de Yeni Antlaşma kitaplarının isimlerini listeler.

Suriyeli Efrayim (M.S. 350-378)

Kapadokyalı Basil (M.S. 357-378/379)

Yeruşalimli Kiril (M.S. 349-386 civarı)

Laodikya Sinodu (M.S. 343-381,363)

Milanolu Ambrose (M.S. 370-390)

Gregory Nazianzen (M.S. 330-391)

Barselonalı Pakyan (M.S. 342-379/392)

Gregory Nissa (M.S. 356-396 civarı)

Kör Didimus (M.S. 378)

Aziz Katerina’nın Suriye Kataloğu (M.S. 400 civarı)

Salamisli Epifanyus (M.S. 360-403)

Rufinus (M.S. 374-406)

Yannis Krisostomus (M.S. -407)

Jerom (M.S. 373-420)

Sozomen’in Kilise Tarihi anlamına gelen Sozomen’s Ecclesiastical History (M.S. 370/380-425)

Sulpicius/Sulpitius Severus (Martin’in öğrencisi) (M.S. 363-420)

Kartaca Konseyi (218 piskopos) (M.S. 393-419)

Remesianuslu Niketa (M.S. 366-415 civarı)

Bragalı Orosius/Hosius (Priscillian’a karşı) (M.S. 414-418)

Sapkın Pelagius (M.S. 390 civarı)

Pelegius’un sapkın öğretisini izleyen Mopsuestialı Teodor (M.S. 392-423/429)

Hippolu Augustin (M.S. 388-8/28/430)

Yuhanna Kasyan (Yarı-Pelagiusçu) (M.S. 419-430)

Efes Konseyi ve Nasturiler (200 piskopos) (M.S. 431 Temmuz-Eylül)

Lerinli Vincent (M.S. 434 civarı)

Sokrates’in Kilise Tarihi anlamına gelen Socrates’ Ecclesiastical History (M.S. 400-439 civarı)

Nestorius’un Heraklides’in Pazarı anlamına gelen Nestorius’ Bazaar of Heracleides (M.S. 451/452)

Sulkalı Euthalyu –Yeni Antlaşma’nın büyük bir kısmını bölümlere ayırdı (M.S.450 civarı)

Yukaryus, Talimatlar anlamına gelen Instructiones (M.S.424-455 civarı)

Kippulu Teodoret (piskopos ve tarihçi) (M.S. 423-458)

3. Matta Müjdesi’nin elimizdeki en erken elyazmaları küçük elyazması çeşitleridir ama hiçbirinde bir tek önemli teolojik hata yoktur.

p1 (=Papirüs Oxyrhynchus 2) Matta 1:1-9,12,14-20; (2:14 değil) (M.S. 200 civarı) İskenderiye metni

Aşağıda bu elyazmasının yayınlanan tarihleri bulunmaktadır

3’cü yüzyıl - 1968 – Yeni Antlaşma’nın Metni anlamına gelen The Text of the New Testament

3’cü yüzyıl - 1975 - Aland 3’cü baskı

3’cü yüzyıl - 1990 – Comfort’un yazdığı, Yeni Antlaşma’nın İlk Elyazmaları ve Modern Çevirileri anlamına gelen Early Manuscripts & Modern Translations of the New Testament

3’cü yüzyıl - 1998 - Aland 4’cü düzeltilmiş baskı

3’cü yüzyılın ortası, s.69’a benzer - 1999 – Comfort’un yazdığı, Yeni Antlaşma’nın İlk Elyazması Metinlerinin Tamamı anlamına gelen The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts

Yazının bir kapağı vardır. O’Callaghan Matta 2:14 olduğunu düşündüğü halde, Philip Comfort in Yeni Antlaşma’nın İlk Elyazma Metinlerinin Tamamı anlamına gelen The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts sayfa 29’da, bunun nedeninin başka birisinin eliyle yazılmış olması ve Matta’nın geri kalan kısmından üç kesik satırlık daha büyük bir sayfa kenarlığı olmadığını söyler. Bu metin tanımlayıcı bir alt başlık ya da başlık olabilirdi. 

Yeni Antlaşma’nın Metni anlamına gelen The Text of the New Testament (1968), sayfa 245 bunun 1:23’ü de içerdiğini söyler, ama başka kaynaklar bu ayeti dahil etmez. p1’in bir kısmının bir fotoğrafı The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts, sayfa 29’da yer alır.

p19 (=Papirüs Oxyrhynchus 9) Matta 10:32-11:5

Esas olarak Batı Metni

Dördüncü ya da beşinci yüzyıl - 1968 The Text of the New Testament

p21 (=Papirüs Oxyrhynchus 10 ) Matta 12:24-26, 31-33 (Bezae Cantabrigiensis ve Düzeltilmiş Sinaiticus’a uygundur)

Dördüncü ya da beşinci yüzyıl - 1968 - The Text of the New Testament

p25 (=Papirüs 16388, şimdi kaybolmuştur. II Dünya Savaşı’ndan önce Berlin’deydi) Matta 18:32-34; 19:1-3, 5-7, 9-10

4’cü yüzyılın sonu - 1968 - The Text of the New Testament. Batılı Metin

p35 Matta 25:12-15,20-23 (3’cü yüzyıl)

Büyük bir olasılıkla 4’cü yüzyıl - 1968 - The Text of the New Testament. İskenderiye ve Batılı metinler arasında

p37 (=Ann Arbor 1570) Matta 26:19-52 (3’cü yüzyılın ortası) The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts’in 130’cu sayfasında p37’nin bir kısmının bir fotoğrafı yer almaktadır. İki parçadır ve 1924 yılında Mısır’ın Kahire kentinde satın alınmıştır.

El yazısı, Heroninos’un (M.S. 256 ve 260) harflerine benzer.

Üçüncü ve dördüncü yüzyıl - 1969 - The Text of the New Testament.

p44b Matta 17:1-3,6-7; 18:15-17,19; 25:8-10 ayrıca Yuhanna 9:3-4; 12:16-18 (6-7’ci yüzyıl)

The Text of the New Testament, sayfa 251 de 10:8-14’ü içerdiğini söyler.

6-7’ci yüzyıl - 1968 - The Text of the New Testament

p45 Chester Beatty I (dört Müjde’nin hepsi ve Elçilerin İşleri) (M.S.100-150) (daha önce M.S. 2’ci yüzyılın sonu ya da 3’cü yüzyılın başı olarak düşünülmüştür.) (Matta 20:24-32; 21:13-19; 25:41-26:39, Markos, Luka, and Yuhanna’nın bazı kısımları) The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts’te sayfa 146’da p45’in bir kısmını gösteren bir fotoğraf yer alır. Sayfa 150-151’de kopyanın yazarın, her cümleciğin düşüncesini yansıtmaya çalışarak ayeti kendi sözleriyle daha serbestçe aktardığını söyler.

Kutsal Kitap’ı Genel Bir Giriş anlamına gelen A General Introduction to the Bible, sayfa 389, özgün tomarın 220 sayfa kadar olduğunu söyler, bunların içinden 30 sayfası elimize ulaşmıştır. Bu 30 sayfadan ikisi Matta’dandır.

3’cü yüzyıl - 1968 - The Text of the New Testament

3’cü yüzyıl - 1975 - Aland et al. Üçüncü Baskı.

3’cü yüzyıl - 1998 - Aland ve diğerleri. Dördüncü Düzeltilmiş Baskı

2’ci yüzyılın sonları ya da 3’cü yüzyıl’ın başları - 1999 - The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts.

p53 (= Papirüs Michigan Inv. 6652) Matta 26:29-40 ve Elçilerin İşleri 9:33-38; 9:39; 9:40-10:1’de 124 mektubun 3 mektubu (M.S. 260 civarı) The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts’in 360’cı sayfasında p653’ün bir kısmını gösteren bir fotoğraf vardır. Tarih, Heroninos’un mektuplarındaki benzerlikleri temel alır. Tarih: M.S. 260 civarı. Bu, karışık bir metindir.

3’cü yüzyıl - 1968 - The Text of the New Testament

p64 (Magdalen Papirüs), p67 M.S. 200 civarı. The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts’in 32’ci sayfasında p64’ün bir kısmını gösteren bir fotoğraf vardır

 (bu fotoğrafta Luka 1-6’nın büyük bir kısmı görülür). p64 ve p67 de aynı el yazmasının parçalarıdır. Papirüs p64, Matta 26:7’yi, 8’ci ayetin harflerinin yarısından azını; 26:10,14-15,22-23,31-33 korumuştur (Üç parçada). P64, 1901 yılında Mısır’da satın alınmış ama 1953 yılına kadar bilginlerin erişimine açılmamıştır. P67, Matta 3:9,15; 5:20-22,25-28’i korumuştur.

M.S. 200 civarı - 1968 - The Text of the New Testament 8’ci ayeti içerdiğini söylemez.

M.S. 125-150 - 1999 - The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts. 8’ci ayeti içerdiğini söyler.

p70 (=Papirüs Oxyrhynchus 24) Matta 2:13-16; 2:22-3:1; 11:26-27; 12:4-5; 24:3-6,12-15. (3’cü yüzyıl) The Complete Text of the Earliest New Testament Manuscripts’in 464’cü sayfasında p70’in bir kısmını gösteren bir fotoğraf yer alır. Sadece 11:26-27; 12:4-5’ci ayetlerden söz eder. (Vaiz Kitabı’nın) Çok az kısmının biraz farklı olduğunu ve el yazısının P. Medici 13’ünküne benzediğini söyler, 3’cü yüzyıldandır.

3’cü yüzyıl - 1968 The Text of the New Testament.

p71 (=Papirüs Oxyrhynchus 2385) Matta 19:10-11,17-18’i içerir (4’cü yüzyıl)

4th yüzyıl - 1968 - The Text of the New Testament. Vaticanus’la uyum içindedir.

p73 Matta 25:43; 26:2-3’ü içerir (7’ci yüzyıl) Karışık metin.

Tarihi yok - 1968 - The Text of the New Testament bundan söz eder ama bir tarih vermez.

p77/p103 Matta 23:30-39 (p77); 13:55-57; 14:3-5’i içerir (2’ci yüzyılın orasıyla sonu arası)

p83 Matta 20:23-25,30-31; 23:39;24:1,6’yı içerir (6’cı yüzyıl)

p86 Matta 5:13-16,22-25 (M.S. 300 civarı)

p101 (=Papirüs Oxyrhynchus 4401) üçüncü yüzyıl Matta 3:10-12; 3:16-4:3’ü içerir.

p102 (=Papirüs Oxyrhynchus 4402) M.S. 300 civarı. Matta 4:11-12, 22-23

p103 (=Papirüs Oxyrhynchus 4403) Matta 13:55-57; 14:3-5’i içerir (2’ci-3’cü yüzyıl)

p104 (=Papirüs Oxyrhynchus 4404) (ikinci yüzyılın başıyla ortası arası) Matta 21:34-37, 43, 45’i içerir.

p105 (=Papirüs Oxyrhynchus 4406) Matta 27:62-64,28:2-5’i içerir (5’ci/6’cı yüzyıl)

p110 (=Papirüs Oxyrhynchus 4494) Matta 10:13-14,25-27’yi içerir (4’cü yüzyıl)

pAntinoopolis 2.54, üçüncü yüzyıl Rab’bin Duası’nı içerir. Matta 6:10-12. Bu el yazmasının özgün olarak sadece Rab’bin Duası olduğu gözükmektedir.

0171 (M.S. 300 civarı) Matta 10:17-23, 25-32’i içerir.

Vaticanus [B] (M.S. 325-350) ve Sinaiticus [Si] (M.S. 340-350) Matta’nın bütününü içerir.

Alexandrinus [A] (M.S. 450 civarı) Sadece Matta 25:7 sonuna kadar korunmuştur.

The Washington Codex (4’cü/5’ci yüzyıl) Matta’nın bütününü içerir.

Freer Müjdeleri [W] Cambridge 5’ci/6’cı yüzyıl

Bohairi Koptik [Boh] 3’cü/4’cü yüzyıl

Sahidi Koptik [Sah] 3’cü/4’cü yüzyıl

Ephraemi Rescriptus [C] 5’ci yüzyıl

Ermeni [Arm] 5’ci yüzyıl’dan

Gürcü [Geo] 5’ci yüzyıldan

Gotik M.S. 493-555

Habeş [Etiyopya] M.S.500 civarından

Fayyumi Koptik [Fay] 4’cü-7’ci yüzyıl

Peşitta Süryanice [Sür P] M.S. 400-450

Chester Beatty Ms 814 (7’ci yüzyılın başı) içinde Matta 5:28-42 Sahidi Koptik olarak yer alır

 

SORU: Matta’nın günümüzde hâlâ var olan daha eski tarihlerde yazılmış olan elyazmaları var mıdır?

YANIT: Magdalen Elyazması’nın 64 + p67) tarihi üzerinde tartışılmaktadır.

3’cü yüzyılın başından sonra kullanılmayan bir yöntem olan papirüs üzerindeki stilinden ötürü çoğu kişi onun M.S. 3’yüzyıldan önce yazılmış olduğu konusunda görüş birliği içindedir.

Daha erken bir tarih (yaklaşık 50-64/65 civarı) Bu, Alman bir papirüs uzmanı olan Carsten Thiede’nin görüşüdür. Bu görüşü destekleyen üç nokta vardır.

1) Büyük harfler: Magdalen Papirüsü, hepsi büyük harflerle yazılmış bir papirüstür ve bu da, birinci yüzyılın ortalarına kadar kullanılmış olan bir stildir.

2) Pompey ve Herculaneum’da bulunan birinci yüzyıl ortalarına ait metinlerle yapılan el yazısı karşılaştırması.

3) Varsayımsal olarak, belki Kutsal Yazıları’nı korumak isteyen Hristiyanlar kodeks kullanmaya daha erken bir tarihte başlamıştı.

Daha sonraki bir tarihte (M.S. 2’ci yüzyıl) Yeni Antlaşma elyazması. Günümüzdeki en yaygın görüş, Matta’nın M.S. 80 ila 100 yılları arasında yazılmış olduğudur.

Kodeks: Bu, bir kodeksten (kitap) gelmiş gözükmektedir ve yazıcılar 2’ci yüzyılda tomarlardan kitaplara geçiş yapmışlardır.

Varsayımsal olarak, belki bunlara benzeyen, hepsi büyük harfle yazılan bazı elyazmaları daha önce hazırlanmıştı. Bazıları hepsi büyük harfle yazılan el yazmalarının M.S. 85’e kadar kullanıldığını düşünmektedir. Bu bildiriyi anlamak zordur

as Aland ve diğerlerinin, Grekçe Yeni Antlaşma anlamına gelen The Greek New Testament, 4’cü düzeltilmiş baskısı, 9’cu yüzyıl kadar ileri bir tarihte bile hepsi büyük harflerle yazılmış olan el yazmalarının varlığını göstermektedir. Belki de Mack, papirüs üzerindeki belirli bir stilden söz etmişti.

Sonuç: İlk kodekslerin ne zaman yazıldıklarını bilmediğimiz halde, en muhafazakâr bilginler bile Matta Müjdesi’nin birinci yüzyılın ortalarında yazıldığına inanmaktadır.

 

Matta’nın ilk el yazmaları hakkında daha çok bilgi için, Bkz. www.BibleQuery.org/MattaMss.html